Sosyal Medya Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu

  • Anasayfa
  • Sosyal Medya Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu

Sosyal Medya Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu

MİL Hukuk İle Boşanma Sürecinizi Doğru Yönlendirin! Sosyal Medya Kayıtları, Boşanmada Önemli Delil Olabilir. Detaylar İçin Hemen İletişime Geçin!

Sosyal Medya Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu

Sosyal Medya Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu? Güncel Bilgi

Türk Medeni Kanununda boşanma nedenleri 161-166’ncı maddede düzenlenmiş olup bu boşanma nedenleri özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebebi olarak ikili ayrıma tabi tutulmuştur. Güncel bilgiler ışığında konuyu inceleyelim. Sosyal medya kayıtları. İnstagram ve tiktok yazışmaları ya da facebook mesajları sizce delil olur mu? Bu sosyal medya kayıtları mahkemeye nasıl sunulur? Hakim sosyal medya kayıtlarını hükme esas yapar mı?

Özel boşanma sebepleri zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl sağlığı olarak sıralanmışken genel boşanma sebebi ise evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle çekişmeli boşanma davası olarak düzenlenmiştir. Görüleceği üzere Türk Medeni Kanununda boşanma sebepleri sınırlı sayıda sayılmış olup bu sınırlı sayıda yer alan boşanma sebepleri dışında başka bir sebebe dayanarak boşanma davası açılamayacaktır. Bununla birlikte bu sınırlı sayı ilkesinin dar yorumlanmaması da gerekmektedir. Nitekim her geçen gün gelişen teknoloji ve beraberinde gelen yeniliklerin hayatımızdaki ve özellikle aile yaşamındaki rolü yadsınamaz derecededir. Özellikle internet, sosyal medya ve iletişim araçlarının gelişerek dijital tabanlı oluşunun

Aile Hukuku çerçevesinde etkilerini incelemek yerinde olacaktır. Biz de bu yazımızda sosyal medya paylaşımları ve kayıtlarının boşanma davalarında delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı eğer delil niteliği taşıyorsa hangi niteliklerde olması gerektiği, “WhatsApp mesajları boşanma davasında delil olur mu?”, “instagram paylaşımları boşanma davasında delil olur mu?”, “Facebook mesajları boşanma davasında delil olur mu?”, “eşimin sosyal medya uygulamalarındaki mesajlarını gördüm boşanma davasında delil olarak kullanabilir miyim?” Gibi çok sorulan sorular üzerinde durmaya çalışacağız.

Çekişmeli boşanma davasında iddiaların ispatlanması şarttır. Bu iddialar da sosyal medya kayıtları gibi delillerle ispatlanıp davada talep de varsa ve bu ispat karşı tarafın kusurunu ortaya çıkartmış ise boşanmada maddi tazminat ile boşanmada manevi tazminata hükmedilebilecektir. Sosyal medya kayıtlarından elde edilen lehe delillerle eşin boşanma davasında kusurlu davranışları ortaya çıkartılmış olacak ve böylece talepler mahkeme tarafından kabul edilip dava kazanılılacaktır. Boşanmada kusur sayılan davranışlar için ilgili makalemizi de okumanızı tavsiye ederiz.

Sosyal Medya Paylaşımları Boşanma Sebebi Sayılır mı? 

Boşanma davalarında tarafların sınırlı sayıda boşanma sebebine dayanarak dava açabildiğini dile getirmiş Türk Medeni Kanununda sayılan hallerin dışında başka herhangi bir sebebe dayanarak boşanma davası açılamayacağını boşanma davasına bakan hakimin de bu sebepler haricinde başka bir sebebe dayanarak dava hakkında karar veremeyeceğini belirtmiştik.

Bu durum ise sosyal medyada yapılan paylaşımların ya da mesajların hangi sebebe dayanılarak boşanma davası açabiliriz sorunu akıllara getirmektedir. Burada önemli olan paylaşımların veya mesajların içeriği olup her somut olaya göre farklı değerlendirme yapmak hakim tarafından da durumun özelliğine göre yukarıda saydığımız boşanma sebeplerinin hangisinin içerisine gireceğini değerlendirmesi yapılarak o kategoride boşanma davasını neticelendirmesi gerekmektedir. Örneğin sosyal medya paylaşımlarında eşin 3’üncü kişiyle paylaşmış olduğu samimi fotoğrafları ya da mesajlaşmaları hakim tarafından değerlendirilerek duruma göre sadakat yükümlülüğünü ihlal olarak nitelendirilerek genel boşanma sebebi olarak davanın görülmesine karar verilebilir. 

Sosyal Medya Paylaşımlarının Delil Olarak Kullanılması Hukuka Uygun mudur?

İletişim araçları hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmakla birlikte gerek sosyal gerekse hukuksal anlamda birçok sonucu da beraberinde getirmektedir. Nitekim sayı olarak sınırlandıramayacağımız teknolojik ve sosyal medya araçları ile kişiler arası iletişim her geçen gün artmakta, iletişim çeşitleri ve içerikleri diğer hukuk alanlarında olduğu gibi aile hukuku dolayısıyla boşanma davalarında da sonuçlar doğurmaktadır.

Özellikle WhatsApp, instagram, twitter, Facebook, Skype gibi kişisel sosyal medya araçları ile Tinder, Badoo, Azar gibi arkadaşlık/tanışma platformları üzerinden kişiler mesajlaşmanın yanı sıra video, fotoğraf, belge ya da özel içeriklerin boşanma davasında delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı boşanma davalarında büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim sadece boşanma davalarında değil diğer dava türlerinde de mahkemeye sunulan delillerin hukuka aykırı delil olmaması hukuka aykırı olarak bu içerikleri ele geçirilmesi durumunda ceza davası ile karşı karşıya kalma ihtimali bulunmaktadır. Bilindiği üzere Türk Ceza Kanunun “özel hayatın gizliliğini ihlal” başlıklı 134’üncü maddesinde bu durum açıkça ifade edilmiştir.

İlgili maddedenin  birinci fıkrasında kişilerin özel hayatını ihlal edenlerin bir yıldan üç yıla kadar cezalandırılacağı devamı fıkralarında ise sonuç cezayı artıran suçun nitelikleri halleri sayılmıştır. Peki hal böyle iken taraflardan birinin sosyal medya paylaşımları veya içerikleri hiçbir suretle boşanma davasında delil olamayacak mıdır? Zinanın, sadakat yükümlülüğünün ihlalinin ya da diğer boşanma sebeplerinin gerekçesi olan hususlar dava dosyasına kazandırılamayacak mıdır? Sosyal Medya Paylaşımlarını veya içeriklerini boşanma davasında kullanamayacak mıdır? Bu soruların cevabı yüksek yargı kararları ışığında ve hukuka uygun delilin neler olduğu konusunda yapacağımız açıklamalar ile ifade etmeye çalışacağız

Sosyal Medya Kayıtları Boşanma Davasında Nasıl Hukuka Uygun Hale Gelir?

Sosyal Medya paylaşımları, mesajları ya da kayıtlarının boşanma davalarında delil olarak kullanılabilmesi için hukuka uygun olarak ele geçirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple konunun daha iyi anlaşılabilmesi için delilin ve hukuka uygun deliliğin ne olduğu hususları üzerinde durmak yerinde olacaktır. Delil, ispat olarak nitelendirilmekle birlikte dava konusu olayın veya hakkın ya da ona karşı yürütülen savunmanın dayandığı vakıaların gerçekte var olup olmadığı yönünde mahkemede bir kanaat uyandırmaya yönelik faaliyetler bütünü olarak tanımlanmaktadır. (Kuru, Baki, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Kitabevi, Ankara, 2018, s. 232;)

İspat esasında Anayasanın 36’ncı maddesinde “herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde düzenlenerek anayasal bir hak olarak da koruma altına alınmıştır. Görüleceği üzere hukuk kişilerin ileri sürdüğü vakıaların doğruluğunu ya da karşı tarafın sunmuş olduğu vakıaların aksini hukuka uygun elde edilen delillerle ispatlayarak hukuki uyuşmazlığın mahkemeler nezdinde kanaat uyandırarak sonuca bağlanmasına olanak sağlamıştır. Türk hukuk sisteminde deliller kesin delil ve takdiri delil olarak ikili bir ayrıma tabi tutulmuş olup sosyal medya üzerinden elde edilen bilgilerin belge niteliğinde delil olduğu ve takdiri delil kategorisinde olduğunu söylemek mümkündür.

Sosyal medya üzerinden elde edilen bilgilerin delil olarak nitelendirilmesi konusunda herhangi bir duraksama bulunmamakla birlikte Anayasal bir hak olan ispat araçlarının diğer bir ifadeyle delilin taraflarca mahkemeye sunulmuş olması ve hukuka uygun olarak elde edilmiş olması diğer dava türlerinde olduğu gibi boşanma davasında da en önemli unsurdur. Nitekim Anayasanın 38’inci maddesinde kanuna aykırı olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilmediği belirtilmiş dava sırasında tarafların, hukuka aykırı yollarla elde etmiş olduğu delilleri, bir vakıanın ispatı için ileri süremeyeceği bu delile dayanamayacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Konumuz açısından ise mahkemeye sunulan sosyal medya kayıtlarının hukuka uygun olarak ele geçirilmiş olması, eşin bu kayıtları kendi rızası ile göndermiş olması veya herkese/arkadaşlara açık bir platformda bu kayıtları paylaşmış olması gerekmektedir.

Bunun yanı sıra tarafların sosyal iletişim araçları üzerinden kendi aralarında yapmış olduğu paylaşımları ancak kendi hesabındaki verileri mahkemeye sunabilir aksi durumda hukuka aykırı delil olarak nitelendirilerek dikkate alınmayacak ve koşulları varsa özel hayatın gizliliğini ihlal suçu da gerçekleşmiş olacaktır. Burada önemle üzerinde durmamız gereken bir durum ise hukuka uygun olmayan delillerin o an için başka türlü ispat gücü bulunmuyorsa ve kasıtlı olarak hukuka uygun olmayan delil elde edilmediyse mahkeme somut olayın özelliklerini dikkate alarak delilleri kabul edilebileceği hususudur.

Zira taraflar telefona gizli bir takip programı yükleyerek ya da ses kayıt cihazı yükleyerek konuşmaları kayıt altına almışlarsa, sosyal medya şifrelerini ele geçirerek içerikleri ele geçirmişlerse bunlar hukuka aykırı delil olarak nitelendirilecek ve davada dikkate alınmayacaktır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun “Bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilse de usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir.” Şeklindeki kararda da bu husus açıkça ifade edilmiştir. 

Sosyal Medya Kayıtları Mahkeme Kararı ile Alınabilir mi?

Boşanma davalarında tarafların özellikle “sadakat yükümlülüğünü ihlal” ya da “zina” gerekçelerini ispatlayabilmek için sosyal medya içeriklerinin mahkemeden talep edildiği görülmektedir. “Whatsapp konuşmalarını mahkemeden talep edebilir miyim?”, “Facebook mesaj içeriklerini mahkemeden isteyebilir miyim?”, “Telefon konuşma içeriklerini mahkemeden talep edilir mi?”, “Instagram mesajları mahkemeden talep edilir mi?”, “Silinmiş mesajlar geri getirilir mi?” Gibi soruların tarafların en fazla merak ettiği ve sorduğu sorular arasında yer aldığı görülmektedir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki; mahkemeden sosyal medya araçlarından silinmiş olan mesaj kayıtlarının talep edilmesi halinde teknolojik imkansızlık ve daha da önemlisi hukuki yönden bu talep olumlu değerlendirilmeyerek reddedilecektir.

Telefon konuşma içerikleri açısından ise savcılık ya da mahkeme tarafından iletişimin dinlenilmesi, kaydedilmesi ve değerlendirilmesine yönelik karar verilmesi gerekmekte olup bu yönde bir talep mahkeme tarafından kabul edilmeyecektir. Mahkeme bu kapsamda eğer gerekli görürse HTS olarak adlandırılan ve geçmişe dönük iletişim trafiği olarak bilinen; arayan, aranan numara, arama zamanı, arama yeri, arama süresi, yer ve zaman gibi incelemeler gibi sinyal bilgilerini ifade eden kayıtları ilgili kurumlardan talep edecektir. Kısaca özetlemek gerekirse silinmiş olsun ya da olmasın WhatsApp, instagram, Facebook, twitter gibi sosyal medya araçları aracılığıyla yapılmış konuşma kayıtları, fotoğraf, video gibi içerikler ile telefon konuşma içerikleri taraflarca mahkeme aracılığıyla talep edilmiş olsa da bu talepler reddedilecek ve dosyaya sunulamayacaktır.   

Sosyal Medya Kayıtları Tek Başına Delil Olarak Nitelendirilir mi?

Anayasa ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerin davada hükme esas alınabileceğini, sosyal medya içeriklerinin belge niteliğinde ve takdiri delil kategorisinde olduğunu daha öncesinde izah etmiştik. Ancak yüksek yargı kararları ışığından sosyal medya kayıtlarının tek başına hükme esas alınıp alınamayacağı konusu üzerinde de durmamız gerekmektedir.

Nitekim Yargıtay önüne birçok uyuşmazlıkta, elektronik ortamdaki fotoğraf,  görüntü veya ses kaydı gibi bilgi taşıyıcılarının tek başına olayların ispatında yeterli olmadığına, diğer delillerle desteklendikleri takdirde delil olarak hükme esas alınacağına karar vererek derece mahkemelerinin aksi yöndeki kararlarını bozmuştur. Örneğin bir davada taraflar arasında boşanma davası devam ederken davacı eş Facebook üzerinden herkese açık olacak bir başka erkekle fotoğraf paylaşımında bulunmuş, davalı eş ise bu fotoğrafı delil olarak sunmuş ancak Yargıtay bu kararında sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşımın, boşanmada kusura ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin karar vermede tek başına yeterli olmadığına hükmetmiştir.

Boşanma davası ve boşanma avukatı hakkında ayrıntılı bilgi için boşanma avukatı ankara başlıklı makalemizi de okuyabilirsiniz.

BUNU DA BİL; "Sosyal medya bağımlılığı boşanma sebebi olur mu?" başlıklı aşağıdaki videomuzu izlemenizi tavsiye ederiz.

 

Yukarıda da değindiğimiz üzere; Evet, sosyal medya kayıtları delil olarak kabul edilebilir. Ancak, delil niteliğinde olmaları için öncelikle hukuka uygun şekilde elde edilmiş olmaları gerekmektedir. Sosyal medya kayıtlarının delil olarak kabul edilmesi için, bu kayıtların gerçekliğinin ve doğruluğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, sosyal medya kayıtlarının tek başına delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Diğer delillerle birlikte sunulması ve bu delillerle desteklenmesi gerekmektedir.

1