Boşanma Davasında Whatsapp Kayıtları Kullanılabilir mi

  • Anasayfa
  • Boşanma Davasında Whatsapp Kayıtları Kullanılabilir mi

Boşanma Davasında Whatsapp Kayıtları Kullanılabilir mi

Boşanma ve nafaka hukuku/ Boşanma davaları özel hukuk bakımından 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda yer alan hükümler çerçevesinden düzenlenmiştir.

Boşanma Davasında Whatsapp Kayıtları Kullanılabilir mi

Boşanma Davasında İspat Yükü ve Whatsapp Kayıtları

Boşanma ve nafaka hukuku/ Boşanma davaları özel hukuk bakımından 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda yer alan hükümler çerçevesinden düzenlenmiştir. Boşanma davasında ispat yükü ise özel hukuk norm ve kurallarına tabi olduğundan dolayı Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer alan hükümlere göre değerlendirilmektedir. Bu bakımdan boşanma davasında whatsapp yazışmalarını ispat yükü iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bundan dolayı boşanma davasında kim neyi iddia etmiş ise o iddiasını ispatla mükellef olacaktır. Whatsapp kayıtlarındaki konuşmaları delil olarak göstermişseniz davanızda bu konuşlamları süresi içinde boşanma avukatınız tarafından mahkemeye sunmanız şarttır. Açılan boşanma davasında iddiaların ispatlanması ile boşanmaya karar verilebilir. Yoksa iddialar ispatsız bırakılmış ise ne yazık ki dava ispat yokluğundan dolayı reddolacaktır. Bu bakımdan hangi boşanma sebebiyle dava açılmış ise bunun ispatlanması kaçınılmazdır. Örneğin genel boşanma davası açtınız diyelim. Bu davada dayandığınız iddia eşiniziniz size sosyal ve ekonomik şiddet uyguladığı yönünde ise bunu her türlü delil ile ispatlamakla mükellefsiniz ki bunlar whatsapp yazışmaları olabilir. Nitekim aile mahkemesi taraflara çıkartacağı tebligatta tarafları ön inceleme duruşmasına davet edecek ve iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları whatsapp yazışmalarını mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi halinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceğini ihtar edecektir. Boşanma davasında elde edilen delillerin hukuki delil olması, yasa dışı delil olmaması şarttır.

Boşanma Davasında Whatsapp Kayıtları Kullanılabilir mi?

Boşanma davasında deliller hukuka uygun olarak elde edilmiş olan deliller olmalıdır. Yoksa hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacaktır. Bu yüzden elde edilen delillerin hukuka uygun delil olması olmazsa olmazdır. Açılan boşanma davasında talep edilen vakıların örneğin ekonomik şiddetin varlığının hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan bir delil ile ispatı durumunda ekonomik şiddetten ötürü mahkeme boşanma davasını kabul edemeyecektir. Çünkü davacı ekonomik şiddete ilişkin iddialarını ispat edememiş sayılacaktır. 

Boşanma davasında whatsapp kayıtları delil olarak kullanılabilir. Bu yönde herhangi bir olumsuz durum bulunmamaktadır. Boşanma davasında whatsapp kayıtlarının delil olarak kullanılması durumunda tabi ki de bu hususun hangi vakıanın ispatı için kullanılacağının belirtilmesi ile dilekçelerde bahsedilmesi şarttır. İddiların kanun gereği ileri sürülebilemesi için yazılı aşama olan dilekçeler aşamasında bu hsusular belirtilmelidir. Aksi durumda dilekçeler aşamasının bitiminden sonra whatsapp deliline dayanılmamış olmasına karşın bunların mahkemeye sunulmasının herhangi bir hukuki geçerliliği olmayacaktır. Çünkü usulen süresinde verilmesi gereken whatsapp kayıtlarının dilekçeler aşamasından sonra delil olarak mahkemeye sunulması mümkün olmadığından delil olarak kulllanılmayacaktır. 

Whatsapp Grubunda Eşi Rencide Etmek Boşanma Sebebidir

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından vekalet ücreti yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında ilk derece mahkemesince “Davacının ailesinin davalıyı istemediği ve davalı hakkında küçük düşürücü sözler sarf ettikleri, whatsapp adıyla anılan sosyal görüşme ortamında davacının aile fertlerinin üye olduğu grupta davalı ve davalının ailesi hakkında eleştirel yorumlar yaptıkları, davalının şahit olduğu bu konuşmalardan rahatsız olduğu ve bu konuşmaları içselleştirdiği, bu durumun da tarafların evliliğine yansıdığı, taraflar arasında sürekli tartışmalar yaşandığı, dolayısıyla davalının da davacıya ve davacının ailesine birtakım tepkiler gösterdiği, hatta davacının aile fertlerine beddua ettiği, davalıya hakaret ettiği, tartışmalar sırasında zaman zaman davacının da davalıya karşı şiddet uyguladığı, davacının tayini çıkması ile birlikte tarafların ayrı şehirlerde yaşadıkları dönemde davacının izin kullandığı tarihlerde anlaşmazlıklar nedeniyle zaman zaman ortak konuta uğramadığı, yaklaşık 2 yıl kadar önce de ortak konutu terk ettiği, tarafların 1,5-2 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, aralarında yaşanan tartışmalar nedeniyle anlaşamadıkları ve biraraya gelemedikleri, evliliğin devamının imkansız hale geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davalının davacı ve ailesine karşı saygı gösterme yükümünü ihlal etmekle hafif kusurlu olduğu, bunun karşısında davacının kendi akrabaları ile whatsapp grubu kurarak davalı eşi hakkında olumsuz konuşmalar yaparak eşini rencide etmesi ve kişilik haklarına zarar vermesi, izin zamanlarının tümünü kendi akrabalarına ayırarak eşine ve evine gereken ilgi ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve davalıya şiddet uygulamış olması nedeniyle daha ağır kusurlu olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kadın yararına 10.000 TL maddi-10.000 TL manevi tazminata yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden, davalı kadın tarafından ise tüm yönleriyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “Davacı erkeğin davalı kadına şiddet uyguladığı (affedildiği için), kendi ailesi ile Whatsapp grubu kurup kadına ve kadının ailesine rencide edici sözler söylediği, izin zamanlarını kendi akrabalarının yanında geçirerek evi ve eşini ihmal ettiği"(dayanılmadığı için) vakalarının gerekçeden çıkartılmasına, gerekçenin "Kadının erkeğe ve ailesine karşı saygı gösterme yükümlülüğünü ihlal etmek eylemi nedeniyle, erkeğin ise kadına hakaret etme eylemi nedeniyle eşit kusurlu olduklarının tespitine" şeklinde düzeltilmesine,” gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduklarına ve davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak bölge adliye mahkemesi kararında, ilk derece mahkemesince davacı erkeğe yüklenen “Davacının ailesinin davalıyı istemediği ve davalı hakkında küçük düşürücü sözler sarf ettikleri” vakıasından bahsedilmemiştir. Anılan kusurlu davranışların davacı erkekten çıkarılıp çıkarılmadığı, çıkarıldıysa hangi gerekçelerle çıkarıldığı hususları anlaşılamamaktadır. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır (Anayasa’nın 141/3. maddesi). Açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2021/7258 E.  ,  2021/6699 K.

Whatsapp Deliline Dayanılmaması Bozma Sebebidir

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı kadının boşanma davası, davalı erkekten kaynaklanan kusurlu davranışların, davacı kadın tarafından affedildiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Evlilik birliğinin devamı için barışma teklifi veya görüşmesi af niteliğinde kabul edilemez. Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, taraflar dava veya cevap dilekçelerinde (HMK m. 119/1-e-f, HMK m. 129/1-e-f) iddiasının ve savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunda olduğu hükmü bulunmaktadır. Davalı erkek cevap dilekçesinde bir sayfadan ibaret abisine ait facebook çıktısı ile ödeme belgelerinden başkaca bir delil bildirmemiştir. Davalı erkek WhatsApp deliline dayanmadığından, dayanılmayan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmaz. Tüm dosya kapsamından davalı erkeğin kadının ailesine ağza alınmayacak hakaret ettiği anlaşılmaktadır. O halde erkeğin kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tamamen kusurludur. Evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Dosyaya yansıyan olaylar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup, TMK'nın 166/1 maddesinde yer alan boşanma koşullarının oluştuğu dikkate alınarak davacı kadının davasının kabulü gerekirken reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2020/1970 E.  ,  2020/3675 K.

Boşanma Davasında Aldatma Delilleri Neler Olabilir?

Boşanma davasında aldatma delilleri whatsapp kayıtları yani konuşma dökümleri, ister davacı ile olsun ister davalının kendi açmış olduğu aile grubunda yapılan paylaşımlar olsun delil olarak kullanılabilir. Ayrıca facebook konuşmaları ya da facebookta paylaşılan ve herkese açık olarak sunulan fotoğraflar da aldatmaya delil olarak sunulabilir. Yine instagramda dm den yapılan görüşmelerin elde edilmesi, ya da fotoğraf paylaşımlarından da boşanma davasında aldatma deliline dayanılabilir. Bir diğer boşanma davasında aldatmaya delil teşkil edecek husus otel kayıtları olabilmektedir. Zira bu kayıtlar kişisel veri niteliğinde bulunsa da mahkemeden talep edildiği takdirde mahkeme tarafından elde edilecek olan bu delil de boşanmanın aldatmaya ilişkin hususları aydınlığa kavuşturabilecek nitelikte olabilecektir. Yine en çok dayanılan delil çeşidi olan tanık delili de bu tür durumların ortaya çıkartılmasında kullanılabilecek deliller içinde yer almaktadır. Ancak tanık delilinin görgüye dayalı olması şarttır. Duyuma dayalı tanık anlatımları boşanma davasında aldatma gerekçesini aydınlığa kavuşturmaya yeter derecede olmayacaktır.

Boşanma Davasında Delil Yetersizliği Nedir?

Boşanma davasında delil yetersizliği iddia edilen vakıların sonuçsuz kalması, örneğin sosyal şiddet nedeniyle açılan boşanma davasında sosyal şiddetin varlığına delalet edecek bir durumun ortaya konulmaması olacaktır. Ya da görgüye dayalı tanık anlatımlarından ziyade duyuma dayalı tanık ifadeleri varsa bu durumda da delil yetersizliği nedeniyle dava reddolacaktır. 

Boşanma Davasında Whatsappdan Eşe İftira Atmak Boşanma Sebebidir

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle davalı erkeğe kusur olarak yüklenen iftira vakıasına davacı tarafça dayanılmadığı, usulüne uygun şekilde dayanılmayan vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceği, fakat mahkemece davalı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda yine de tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.01.2019 (Prş.) Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2018/6971 E.  ,  2019/405 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylar, kusur belirlemesinde esas alınmaz ve taraflara bu olaylar kusur olarak izafe edilemez. Somut olayda mahkemece davalı kadının davacı erkeğe adli merciler önünde iftirada bulunduğu gerekçesiyle davalı kadın kusurlu bulunarak tarafların boşanmasına karar verilmiştir. Ne varki mahkemece davalı kadına kusur olarak yüklenilen adli soruşturma 30.09.2015 tarihli suç duyurusuna istinaden başlatılmıştır. Dava ise 31.08.2015 tarihinde, adli soruşturmadan önce açılmıştır. Bu sebeple dava dosyasında, davalı kadının boşanmayı gerektirir kusuru kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca eşine fiziksel şiddet uygulayan ve küfür eden tam kusurlu davacı erkeğin açtığı boşanma davasının reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.10.2018(Çrş.) Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2016/24003 E.  ,  2018/10485 K.

Boşanma Davasında Ses Kaydı İle İspat Mümkün mü?

Boşanma davasında ses kaydı ile ispat mümkündür. Ancak yukarıda da izah ettiğim üzere bu durumun hukuka uygun deliller ile ispatlanması şarttır. Hukuka aykırı bir şekilde elde edilen ses kaydının boşanma davasında hükme esas teşkil etmesi bozma sebebi iken hukuka uygun olarak elde edilmiş ve bu şekilde boşanma davasına sunulmuş ses kaydının da delil niteliği taşıması bizce şarttır. 

Hukuka Uygun Olarak Elde Edilen Ses Kaydı Boşanma Davasında Delil Olarak Kullanılabilir

Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek, her iki boşanma davası ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; taraflarca istinaf edilmiştir. İtiraz üzerine inceleme yapan bölge adliye mahkemesi “kadının annesiyle yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin ses kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğundan hükme esas alınamayacağı açıktır. Bu durumda evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek tamamen kusurlu olup, kadının kusurunun bulunduğu ise kanıtlanamamıştır” gerekçesi ile erkek eşin tam ve kadın eşin ise kusursuz olmasının anlaşılmasına göre kadının davasının kabulüne erkeğin davasının reddine karar vermiştir. Hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki dava ve ferilerine ilişkin temyiz edilmiştir. Davacı erkeğin, kadının "güven sarsıcı davranışı olduğuna dair " iddiasını ispata yönelik sunulan ses kaydı mevcut olup " kaydın kadının rızası dışında alınmış olması, kadının ilgili konuşma kayıtlarını kabul etmemiş bulunması ve açıkça hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu" sabit görülerek bu kayıt delil olarak değerlendirilmemiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.05.2013 tarih, 2012/5-1270 esas ve 2013/248 karar sayılı ilamında açıkça işaret edildiği üzere; kişinin kendisine karşı işlenmekte olan suça ilişkin delil elde etmek amacıyla yapılan kaydın hukuka uygunluğu “bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmaması” ve “yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumların varlığı" şeklinde gelişen iki koşula bağlanmıştır. Doktrınde de desteğini bulan Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu yorumu; kişilerin mağduru oldukları bir olay ve haksız saldırı nedeniyle delilleri koruma imkanına kavuşmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusu olacaktır. Somut olayda da aynı özellikte bir durum söz konusudur. Şöyle ki; davacı kocanın davalı eşini, söz konusu konuşmayı yapmaya zorlaması, ona yönelik bir plan kurması ve-veya kayda ilişkin bir düzenek kurması söz konusu olmayıp; davalı-karşı davacı kadın eşin "güven sarsıcı" davranışına ilişkin konuşmalarına tesadüfen tanık olan ve bu durumun tespitine ilişkin başkaca bir imkanı mevcut bulunmayan davacının bu konuşmayı delil olarak kullanmak amacıyla kayda alması hayatın olağan akışına uygundur. Hayatın olağan akışına ve hakkaniyet ilkesine uygun olan bu durumun hukuka aykırılığından söz edilemez. Bu itibarla söz konusu ses kaydının delil olarak kabulü ile davacı-karşı davalı erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi ve hükmün bu sebeple bozulması gerekir. Bozma sebebine göre de yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen karşı davacı kadının davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2019/3848 E.  ,  2020/156 K.

Boşanma Davasında Şiddetin İspatı Yargıtay 

Hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından her iki dava yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince tarafların birbirlerini karşılıklı yaraladıkları ve birbirlerine hakaret ettikleri ve eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile kadının maddî ve manevî tazminat ile erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin kadına karşı birden fazla fiziksel şiddetinin ve sürekli hakaretlerinin olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda; erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6706 E., 2021/8099 K.

Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davalı erkek ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine karar verilmiştir. Kararı her iki taraf istinaf etmiş, bölge adliye mahkemesince tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davalı erkeğin; kızkardeşinin davacı kadına fiziksel şiddet uygulamasına sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2021/4304 E.  ,  2021/8029 K.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı erkeğin ailesinin tarafların evliliğine müdahalesine erkeğin sessiz kaldığı vakıası ispatlanamadığı halde davacı erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru bulunmamıştır. Tarafların sürekli ve karşılıklı fiziksel şiddet uyguladıkları, davalı kadının davacı erkeğe hakaret ettiği ve erkeği aşağıladığı anlaşılmaktadır. O halde, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2021/4906 E.  ,  2021/7311 K.

Boşanma davası ve boşanma avukatı hakkında ayrıntılı bilgi için boşanma avukatı ankara başlıklı makalemizi de okuyabilirsiniz.

BUNU DA BİL; Boşanma davasında tanık ifadeleri hakkında boşanma davasında tanık ifadeleri nasıl olmalı başlıklı videomuzu izlemenizi de tavsiye ederiz.

1