Çekişmeli Boşanma Davası
Mil Hukuk ile Çekişmeli Boşanma Davalarınızı Çözüme Kavuşturun. Profesyonel Destek İçin Hemen Bize Başvurun!
İçindekiler
- 1.1 çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
- 1.2 çekişmeli Boşanma Nedir?
- 1.3 çekişmeli Boşanma Davası Açmak Için Gerekli Evraklar Nelerdir?
- 1.4 çekişmeli Boşanma Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
- 1.5 çekişmeli Boşanma Davası Açmak Istiyorum Ne Yapmalıyım?
- 1.6 çekişmeli Boşanma Davası ve şiddetli Geçimsizlik Farkı Nedir?
- 1.7 çekişmeli Boşanmada Kusur Araştırması Nedir?
- 1.8 çekişmeli Boşanmada Kusur Tespiti Yapılır Mı?
- 1.9 çekişmeli Boşanmada Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir?
- 1.10 çekişmeli Boşanmada Ağır Kusur Nedir?
- 1.11 Boşanma Davasında Kusurun önemi Var Mı?
- 1.12 Tam Kusurlu Eş çekişmeli Boşanma Davası Açamaz
- 1.13 çekişmeli Boşanma Süreci Nasıl Başlar?
- 1.14 çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?
- 1.15 Zina Sebebiyle çekişmeli Boşanma Davası
- 1.16 Hayata Kast Sebebiyle çekişmeli Boşanma Davası
- 1.17 Suç Işleme Sebebiyle çekişmeli Boşanma Davası
- 1.18 Terk Sebebiyle çekişmeli Boşanma Davası
- 1.19 Akıl Hastalığı Sebebiyle çekişmeli Boşanma Davası
- 1.20 Evlilik Birliğinin Sarsılması Sebebiyle çekişmeli Boşanma Davası
- 1.21 çekişmeli Boşanma Ne Kadar Sürer?
- 1.22 çekişmeli Boşanma Davası ücreti
- 1.23 çekişmeli Boşanma Dilekçesi örneği
- 1.24 çekişmeli Boşanma Protokolü Var Mı?
- 1.25 çekişmeli Boşanma Davası Nerede Açılır?
- 1.26 çekişmeli Boşanma Davasını Anlaşmalıya çevirme Mümkün Mü?
- 1.27 çekişmeli Boşanma Ile Anlaşmalı Boşanma Arasındaki Farklar Nelerdir?
- 1.28 çekişmeli Boşanma Davası Aşamaları Nelerdir?
- 1.29 çekişmeli Boşanma Davasında Ilk Duruşmada Ne Olur?
- 1.30 çekişmeli Boşanmada Davalı Duruşmaya Gelmezse Ne Olur?
- 1.31 çekişmeli Boşana Davasında Hakim Neye Dikkat Eder?
- 1.32 çekişmeli Boşanma Davasında Istinaf Aşaması
- 1.33 çekişmeli Boşanma Davasında Karşı Dava Nasıl Açılır?
- 1.34 çekişmeli Boşanma Davasında Arabuluculuk
- 1.35 çekişmeli Boşanma Davasında Karşı Taraf Duruşmaya Gelmezse Ne Olur?
- 1.36 çekişmeli Boşanma Davasında Tanık Nasıl Ifade Verir?
- 1.37 çekişmeli Boşanmada Eşi affetmek Aleyhe Mi?
- 1.38 çekişmeli Boşanmadan Vazgeçmek Mümkün Mü?
- 1.39 çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Düşer?
- 1.40 çekişmeli Boşanma Davasında Evden Ayrılmak Kusur Mu?
- 1.41 Erkekler Için çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?
- 1.42 Kadınlar Için çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?
- 1.43 çekişmeli Boşanma Davasında Velayet
- 1.44 Eşime çekişmeli Boşanma Davası Açmak Istiyorum
- 1.45 çekişmeli Boşanmada Deliller Nelerdir?
- 1.46 çekişmeli Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Delil
- 1.47 çekişmeli Boşanma Davasında Fotoğraf Delili
- 1.48 çekişmeli Boşanma Davasında Ses Kaydı Delili
- 1.49 çekişmeli Boşanma Davasında Mesaj Delili
- 1.50 çekişmeli Boşanma Davasında Ispat Yükü
- 1.51 çekişmeli Boşanma Davasında Tazminat
- 1.52 çekişmeli Boşanma Davasında Gerekçeli Karar
- 1.53 çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka Miktarı
- 1.54 çekişmeli Boşanmada erkek Hangi Hallerde Nafaka ödemez?
- 1.55 çekişmeli Boşanmada Kadın hangi Hallerde Nafaka Alamaz?
- 1.56 çekişmeli Boşanmada Karar
- 1.57 çekişmeli Boşanmada Temyiz Kanun Yolu
- 1.58 çekişmeli Boşanma Davası Yargıtay Kararları
- 1.59 Eşin Ailesine Hakaret
- 1.60 Eşini Sevmediğini Söylemek
- 1.61 Eşinden Sıkıldığını Söylemek
- 1.62 Eşini Istemediğini Söylemek
- 1.63 Eşini Yakınlarıyla Görüştürmemek
- 1.64 Aykırı Hobilere Sahip Olmak Boşanma Sebebidir
- 1.65 Uyuşturucu Kullanmak Boşanma Sebebidir
- 1.66 önceki Davadan Vazgeçmek Affetmek Anlamındadır
- 1.67 Zorunluluk Hali Dışında Aynı Evde Oturmaya Devam Etmek
- 1.68 Sosyal Medyada Bekar Olduğunu Belirtmek Boşanma Sebebidir
- 1.69 Cinsel Güveni Sarsmak Boşanma Sebebidir
- 1.70 Delil Yetersizliğinden Beraat Aile Hakimini Bağlamaz
- 1.71 Eşini çalıştırmamak Boşanma Sebebidir
- 1.72 Aşırı Borçlanmak Boşanma Sebebidir
- 1.73 Aşırı Kıskanç Davranmak Boşanma Sebebidir
- 1.74 Tüp Bebek Tedavisinden Kaçınmak Boşanma Sebebidir
- 1.75 Cinsel Tedaviden Kaçınmak Boşanma Sebebidir
- 1.76 Ağız ve Vücut Kokusu Tedavisinden Kaçınmak Boşanma Sebebidir
- 1.77 Evi Sık Terk Etmek Boşanma Sebebidir
- 1.78 Hasta Eşle Ilgilenmemek Boşanma Sebebidir
- 1.79 Ayrı Odalarda Yaşamak Boşanma Sebebidir
- 1.80 çocuk Yapma Isteğine Karşı çıkmak Boşanma Sebebidir
- 1.81 Sosyal Ortamlarda Yalnız Bırakmak Boşanma Sebebidir
- 1.82 Başkasıyla Sosyal Medyada Mesajlaşmak Boşanma Sebebidir
- 1.83 Başkasıyla Istenmediği Halde Arkadaşlık Kurmak Boşanma Sebebidir
- 1.84 Tanımadık Biriyle Sürekli Görüşmek Boşanma Sebebidir
- 1.85 Hamileyken Yalnız Bırakmak Boşanma Sebebidir
Çekişmeli Boşanma Davası 2024
Çekişmeli boşanma davası boşanma konusunda eşlerin kendi aralarında anlaşamadıkları bir durumda anlaşmalı boşanma kararı alamadıklarında boşanma avukatı tarafından başvurulan boşanma davası yöntemidir. Çekişmeli boşanma adından da anlaşılacağı üzere tarafların hukuki ihtilaflarını birbirlerinin yüzüne vurmasıyla çekişme konusu edilmektedir. Boşanma davalarının büyük bir çoğunluğu çekişmeli boşanma olarak görülmektedir ve çekişmeli boşanma davası genel bir tabir olup çatı bir ifadedir. Yani alt başlıkları bulunmaktadır bu boşanma davasının. Çekişmeli boşanma davalarında en çok rastlanan boşanma davası türü ise şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma dediğimiz evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Çekişme; tarafların iddialarını mahkeme huzurunda sunup anlaşamadıkları konularda kendi lehlerine olan kararı yaratmaya çalışmaları olarak kısaca tanımlanabilir. Çekişmeli boşanmada tanık ifadeleri ile deliller, ispatlar, ağır kusurların değerlendirilmesi olur. Kaç duruşma olacağı somut çekişmeli boşanma davasının durumuna göre değişkenlik gösterse de ortalama 5-6 duruşma olmaktadır. Örneğin eşiniz fiziksel şiddet uyguladı diyelim ve bu fiziksel şiddet sonrasında darp fiiline karşı aldığınız darp raporu kasten yaralama suçunun işlendiğine dair boşanma davasında kullanılabilecektir. Kendi olayınız hakkında ayrıntılı bilgi için boşanma avukatınıza başvurunuz. Unutmayın çekişmeli boşanma davasında ziynet eşyalarına ilişkin talepler de bulunup ziynet alacağı davası açılabilir. Ancak bu zorunlu değildir. Çünkü ziynet alacağı davası boşanma davasının ferisi niteliğinde olmadığı gibi sonradan ayrı bir dava olarak da açılabilir. "Kızlar soruyor" adlı sitede yayımlanan ropörtaj için tıklayınız
BUNU DA BİL; Boşanmada hangi mallar kadının hakkında kısa video için tıklayınız.
Çekişmeli boşanma davasında eşlerin en çok merak ettiği şeylerden birisi çekişmeli boşanma davasının süresidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken ve odak noktası boşanma davasının süresi değil sonuçlarıdır. Çünkü iki ayda bitmiş ancak kaybedilmiş bir davanın kişiye bir yararı olmayacaktır. Velayeti alınamamış çocuklar, yüklü nafaka miktarları, maddi tazminat ve manevi tazminat ile başbaşa kalıp erken biten bir davanın size bir faydası yoktur. Psikolojinizi buna göre ayarlayıp avukatınıza da güvenerek yol almanızı tavsiye ederim.
Boşanma davasına ilişkin video paylaşımlarımıza ulaşmak için tıklayınız
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Çekişmeli boşanma davası açılması, anlaşmalı boşanma davasından farklı olup çekişmeli boşanma davası çekişmeli boşanma sebeplerinin, şiddetlil geçimsizlik sebeplerinin belirtildiği dilekçenin mahkemeye verilmesi ile açılır. Boşanma davasına ilişlkin bu dilekçenin içinde dilekçenin konusu bulunur. İşte bu konu aslında dava konusudur. Yani boşanmaya sebep olarak gösterdiğiniz şeyler bu yere yazılır. Örneğin zina sebebiyle boşanma davasına ilişlkin dava dilekçesi gibi. Bu dilekçe mahkemeye gönderildikten sonra mahkeme dilekçeyi davalıya yani eşinize gönderir. Eşin bu dilekçeye cevap verme süresi tebliğinden itibaren iki haftadır. İki hafta sonra vereceği cevap dilekçesi size tebliğ edilir. Bu cevap dilkçesine cevaba cevap adı altında bir dilekçe daha yazılır ve mahkemeye verilir. Mahkeme dilekçeyi yine eşinize gönderir. Eş dilekçeyi tebliğ alır ve yine iki hafta içinde bir cevap daha verir. Bu ikinci cevap olarak adlandırılır ve dilekçeler teatisi dediğimiz dilekçelerin verilme aşamaları son bulmuş olur. Bundan sonra mahkeme ön inceleme duruşmasına ilişkin duruşma günü düzenler ve taraflara tebliğ eder. Ön inceleme duruşmasının bitiminden sonra tahkikat aşamasına geçilir. Tanıklar dinlenir herkesin iddia ettiği vakıalar tanık ifadeleri ile ortaya çıkartılmaya çalışılır.
Çekişmeli Boşanma Nedir?
Çekişmeli boşanma davası Medeni Kanunda düzenlenmiştir. Medeni kanunun ikinci bölümünde yer almaktadır boşanma davaları. Yukarıda da değindiğimiz gibi çekişmeli boşanma davası çatı bir tabir olup boşanma sebepleri olarak kendi içinde ayrılmıştır. Bu çekişmeli boşanma sebepleri;
Zina Sebebiyle Boşanma,
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış,
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme,
Terk,
Akıl hastalığı,
Evlilik birliğinin sarsılması
Yukarıda yer verdiğimiz boşanma sebepleri çekişmeli boşanma davası açacakların dava konusunu oluşturacaktır. Anlaşılacağı üzere aldatılan eş zina sebebine dayalı olarak boşanma davasını açabileceği gibi evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle de boşanma davası açabilir. Bu konuları mahkeme huzuruna taşıyarak çekişmeli bir dava açılabilmektedir. Ancak eş, aldatılmış olsa da bunu çekişme konusu yapmayıp diğer eşle anlaşmak ister ve diğer eş de bu anlaşmayı kabul ederse bu durumda anlaşmalı boşanma davası da açılabilir. Ancak buradaki konumuz çekişmeli dava olduğu için bu konuyu ayrıntılı olarak ele alacağız.
BUNU DA BİL; Kadın boşanma davası açar erkek kabul etmezse hakkındaki makakelmizi de okumanızı tavsiye ederiz.
Çekişmeli boşanma davası, eşler arasında mal bölümü, çocuk bakımı, çocuk yaşam standardı, çocuk yaşam yerleşimi, aile evi veya mülkleri, eşler arasındaki borçlar veya diğer ekonomik konular gibi konuları içeren ve eşler arasında anlaşmazlık olan boşanma davalarıdır. Çekişmeli boşanma davalarında, eşler arasındaki konular yargı tarafından çözülür ve bir sonuç olarak boşanma kararı verilir. Çekişmeli boşanma davaları, eşler arasındaki anlaşmazlıkların çözülmemesi durumunda yapılan boşanma davalarıdır ve yargı tarafından yapılan kararlar yasal olarak bağlayıcıdır.
Boşanma davası, bir evlilikten ayrılmak isteyen eşlerin yargıya başvurdukları yasal süreçtir. Bu süreçte, eşlerin evlilik birliğinin sona ermesini istemeleri, eşit şartlarda mal bölümünün yapılmasını veya çocuklarının gelecekleri ile ilgili kararların alınmasını içerebilir. Boşanma davası, yerel hukuk kurallarına göre farklılık gösterir, ancak genellikle bir avukat veya hukuk danışmanı tarafından yürütülür ve yargı tarafından karara bağlanır.
BUNU DA BİL; Çekişmeli boşanma davasında sosyo ekonomik durum araştırması hakkında ayrıntılı bilgi için boşanma davasında sosyo ekonomik durum araştırması başlıklı makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Çekişmeli Boşanma Davası Açmak İçin Gerekli Evraklar Nelerdir?
Boşanmak için gerekli evraklar mahkemeye sunulacak her türlü delil olabilmektedir. Onun haricinde boşanmak istenilen eşin TC numarası ve adresi yeterlidir. Örneğin boşanmak istediğiniz eşinizin sizi aldattığına ilişkin sosyal medya hesaplarına ilişkin yazışmalar varsa ve bunlar ortak kullanımdaki bir bilgisayarda ele geçirildiyse bunların ekran kayıtları boşanmak için gerekli evraklardandır. Yine çekişmeli boşanma davanızı bir boşanma avukatı ile takip ettirmek istiyorsanız boşanma avukatı için noterden çıkaracağınız bir vekâletname de boşanmak için gerekli evrak olabilecektir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Boşanma davası nasıl açılır sorusu boşanmaya karar vermiş ve artık evlilik birlikteliklerini kafalarında sonlandırmış olan eşlerin çok sorduğu sorudur. Burada üzerinde durulması gereken husus ise boşanma davası açılması sırasında dikkat edilmesi gerekenlerdir.
Boşanma davasında boşanma kararını yalnız hakim verebilir. Mahkeme dışında ülkemizde boşanma kararı verilebilmesi mümkün değildir. Yani taraflar biz boşanmak istiyoruz anlaştık diyip de nüfus müdürlüğüne bu anlaşmayı götüremezler. Çünkü anlaşmalı boşanma davasında dahi hakim kararı bulunması zorunludur.
Boşanma davasında dava açılmadan önce eşlerin hangi dava sebebine dayanacaklarını iyi bir şekilde tespit etmeleri şarttır. Zira davanın konusunu bu sebepler oluşturacaktır. Çünkü dayanmadığın sebebe ilişkin ne tanık dinletebilir ne de delil gösterebilirsin.
Peki boşanma sebepleri nelerdir? Öncelikle bu konuyu izah edecek olursak kanunda özel boşanma sebepleri ayrı başlık altında toplanmış ve bu sebeplere ilişkin davaların nasıl açılabileceği ayrı olarak düzenlenmiştir. Bunlar;
Zina sebebiyle boşanma,
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma,
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma,
Terk sebebiyle boşanma,
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma.
Görüleceği üzere bu dava sebepleri kanunda ayrıksı olarak düzenlenmiş olduğundan bu sebeplere dayandırıldığında bunlar davanın konusunu oluşturacaktır.
Yukarıda yer verdiğimiz boşanma davası sebepleri çekişmeli boşanma davasının konusunu oluşturmaktadır.
Belirtmiş olduğumuz sebepler dışında bir gerekçeniz varsa peki boşanma davası açamayacak mısınız? Tabi ki de hayır. Çünkü kanun saymış olduğumuz boşanma sebepleri haricinde başka sebepleri olan eşler için evlilik birliğinin sarsılması gerekçesi ile de boşanma sebebi düzenlemiştir. Tabi bu boşanma sebebinin içeriği her evlilikte yaşanan olaylar bakımından farklılık gösterebilir. Çünkü herkesin evlilik sürecinde yaşadığı olaylar birbiriyle aynı olmak zorunda değildir. Zira bir eşin dayandığı sebep eşinin kendisi hakkında çok dedikodu yaptığı ve kendisini ortamlarda küçük düşürdüğü olabilirken bir diğer eş ilgisizlikten, aşırı alkol kullanmaktan dolayı davasını açabilir.
Belirtmiş olduğumuz hususlar çekişmeli boşanmaya ilişkin sebeplerdir. Peki eşinizle anlaştınız ve boşanmaya karar verdiniz. Çekişmeli boşanma davası mı açmak zorundasınız? Eşler aralarında anlaşmış iseler bu durumda çekişmeli boşanma davası açmak zorunda kalmayacaklar tabi ki de anlaşmalı boşanma davası açabileceklerdir.
Çekişmeli Boşanma Davası Açmak İstiyorum Ne Yapmalıyım?
Eşime boşanma davası açmak istiyorum şeklinde düşünce tarzı içinde olan eşlere en önemli tavsiyelerden bir tanesi profesyonel destek almaları olacaktır. Çünkü yapılacak yanlışlar dosyanın hatta davanın tamamen seyrini değiştirebilecek şekilde olabilir. Kazanacağınız davayı kaybedebilirsiniz. Bunun haricinde diğer önemli bir husus ise dayanılacak boşanma sebebidir. Hatta dayanılacak boşanma sebebine göre yukarıda belirttiğimiz zamanaşımı sürelerine de uymak şarttır. Seçtiğiniz sebeplere göre davayı açmalısınız. Diğer önemli bir husus davanın kurgusudur. Kurguyu gerçekleştirdikten sonra iddia ettiğiniz sebebi ispatlamak için ispat vasıtalarınınzın da iyi olması gerekmekte. Tanıklarınız, delilleriniz zamanında ve net bir şekilde sunulmalı. İddia ettiğiniz boşanma sebebini nasıl ispatlayacağınızı mahkemeye bildirmeniz gerekmekte.
Her davada olduğu gibi boşanma davasında da davalar dava dilekçesi ile başlar. Dava dilekçesinin kanuna uygun olarak düzenlenmesi ve boşanma sebebi ya da sebeplerini içermesi gerekir. Dava dilekçesi kanuna uygun olarak düzenlendikten sonra ve dava harç ve masraflarının yatırılması ile dava açılmış olacaktır.
Çekişmeli Boşanma Davası ve Şiddetli Geçimsizlik Farkı Nedir?
Şiddetli geçimsizlik, eşler arasındaki ilişkide ciddi ve sürekli tartışmalar, kavgalar, fiziksel veya duygusal şiddet gibi sorunları içeren bir durumdur. Şiddetli geçimsizlik, eşlerin birbirine saygı duymaması, uyum sağlamayı reddetmeleri ve birbirlerine karşı olumsuz bir tutum sergilemeleri anlamına gelir. Bu durum, evlilik içinde yaşanabilir ve boşanma sürecine yol açabilir. Eşler arasındaki şiddetli geçimsizliğin çözülmemesi durumunda, boşanma davası açılabilir ve eşlerin ayrılmasına karar verilir. Boşanma sürecinde, şiddetli geçimsizlik boşanma sebebi olarak kabul edilir ve eşlerin ayrılmasına yasal bir dayanağı vardır.
Eşler arasındaki geçimsizlikler birçok farklı şeyi içerebilir ve eşlerin kişisel, ailevi, finansal, cinsel veya diğer sorunlarından kaynaklanabilir. Aşağıdaki sorunlar, eşler arasındaki geçimsizliklerin başlıca sebeplerindendir:
-
Ekonomik sorunlar: Eşler arasındaki farklı para yönetim anlayışları, borçlar, harcamalar veya maddi kaygılar eşler arasındaki geçimsizliklerin nedeni olabilir.
-
Ailevi sorunlar: Eşlerin aile yapıları, çocuklar, baba-ana rol modelleri veya diğer ailevi sorunlar eşler arasındaki geçimsizliklerin nedeni olabilir.
-
Cinsel sorunlar: Eşler arasındaki farklı cinsel ihtiyaçlar, farklı cinsel tercihler veya cinsel performans sorunları eşler arasındaki geçimsizliklerin nedeni olabilir.
ancak burada tabiki de üzerinde durulması gereken husus eşlerin sadakat yükümlülükleridir. Eşlerin sadakat yükümlülüğü, evlilikte birbirine sadık kalma yükümlülüğüdür. Sadakat yükümlülüğü, evlilikte birbirine sadık kalmayı, dürüst ve saygılı olmayı ve evlilik ilişkisini korumayı içermektedir. Bu yükümlülük, evlilikte aşk ve güvenin korunmasını ve evlilik ilişkisini kalıcı hale getirmesini amaçlar. Sadakat yükümlülüğü aynı zamanda evlilikte her iki tarafın da birbirine saygı duymasını ve birbirlerine karşı sorumlu davranmasını gerektirir.
Sadakat yükümlülüğünün ihlali, evlilikte güvenin bozulmasına ve evlilik ilişkisinin zarar görmesine neden olabilir. Sadakat yükümlülüğünün ihlali, boşanma davası açma nedeni olabilir ve eşlerin ayrılmasına yol açabilir. Eşler arasındaki sadakat yükümlülüğü, evlilikte her iki tarafın da sorumlu olduğu bir yükümlülüktür ve her iki taraf da bu yükümlülüğü yerine getirmelidir.
4. Şiddet: Şiddet, bir kişinin başka bir kişiye fiziksel, duygusal, cinsel ya da ekonomik açıdan zarar vermeyi amaçlayan hareketlerdir. Şiddet, bir kişinin güçsüzlüklerini, öfkesini veya kontrol isteğini başka bir kişiye karşı kullanması olarak tanımlanabilir.
Fiziksel şiddet, bir kişinin başka bir kişiye fiziksel olarak zarar vermeyi amaçlayan hareketlerdir, örneğin tehdit, saldırı, darp, işkence gibi. Duygusal şiddet ise bir kişinin başka bir kişinin duygusal olarak zarar vermeyi amaçlayan hareketlerdir, örneğin aşağılama, tehdit, kontrol gibi. Cinsel şiddet ise bir kişinin başka bir kişiye cinsel olarak zarar vermeyi amaçlayan hareketlerdir, örneğin tecavüz, cinsel istismar gibi. Ekonomik şiddet ise bir kişinin başka bir kişinin ekonomik olarak zarar vermeyi amaçlayan hareketlerdir, örneğin para kontrolü, ekonomik bağımlılık gibi.
Kadına şiddet, bir kadına fiziksel, cinsel veya duygusal zarar vermek, tehdit etmek, kontrol etmek veya saldırmak gibi davranışlarla karşılaşmasıdır. Bu şiddet, kadınların sadece cinsiyeti nedeniyle maruz kaldığı bir şiddet türüdür ve maalesef dünya genelinde yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kadına şiddet, fiziksel şiddet, duygusal şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet, dijital şiddet ve diğer birçok şekilde kendini gösterebilir. Bu şiddet türleri, kadınların bedensel ve zihinsel sağlıklarına, özgürlüklerine ve güvenliğine ciddi zararlar verebilir. Kadına şiddet, toplumun her kesiminde ve her seviyede görülebilir ve sıklıkla aile içi şiddet veya partner şiddeti olarak ortaya çıkar.
Kadına şiddet, kadınların hayatlarına, güvenliklerine ve özgürlüklerine ciddi şekilde zarar verir ve birçok kadının ölümüne neden olur. Bu nedenle, kadına şiddetle mücadele etmek, kadınların insan haklarını korumak ve kadınların güvenliğini sağlamak için çok önemlidir. Bu amaçla, hukuki yollar, farkındalık kampanyaları, eğitim, koruma programları, kadın sığınma evleri ve diğer destek mekanizmaları gibi çeşitli çözümler bulunmaktadır.
Her türlü şiddet, insan haklarının ihlalini ve insanlar arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden olur. Şiddet, hayatı tehlikeye atabilir ve ciddi fiziksel, duygusal veya psikolojik zararlara neden olabilir. Şiddet, toplumsal, bireysel veya aile içi olarak ortaya çıkabilir ve herhangi bir yaş grubu, cinsiyet, ırk, inanç veya sosyal sınıf içindeki kişileri etkileyebilir. Şiddet, her yerde yasaktır ve insanlar tarafından kabul edilmez.
5. Kişisel sorunlar: Eşler arasındaki farklı kişisel tercihler, zevkler, hayat tarzları veya kişisel sorunlar eşler arasındaki geçimsizliklerin nedeni olabilir.
6. İletişim sorunları: Eşler arasındaki farklı anlaşmazlıklar, anlaşmazlıkların çözüm yolları veya konuşma tarzları eşler arasındaki geçimsizliklerin nedeni olabilir.
Bu sorunlar, eşler arasındaki geçimsizliklerin sadece birkaçıdır ve her evlilikte farklı sorunlar ortaya çıkabilir. Eşler arasındaki geçimsizliklerin çözülmemesi durumunda, boşanma davası açılabilir ve eşlerin ayrılmasına karar verilir.
Şiddetli geçimsizlik, evlilik veya partner ilişkisindeki iki kişi arasındaki önemli anlaşmazlıkların ve çatışmaların sonucu olarak ortaya çıkan ve ilişkinin sona ermesine yol açan bir durumdur.
Bu tür bir geçimsizlik, ilişkideki partnerler arasındaki iletişim eksikliği, farklılıklar, çıkar çatışmaları, güvensizlik, sadakatsizlik veya şiddet gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Şiddetli geçimsizlik, fiziksel, duygusal, cinsel veya ekonomik şiddet gibi çeşitli şiddet türlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Şiddetli geçimsizlik, partnerler arasında sürekli olarak yüksek seviyede gerginlik, anlaşmazlık ve kavga ile karakterize edilir. Bu durum, ilişkinin çözümsüz bir hale gelmesine ve devam edemeyecek kadar hasar görmesine neden olabilir.
Şiddetli geçimsizlik, evlilik veya partner ilişkisindeki her iki taraf için de çok stresli bir durumdur. Bu nedenle, ilişkideki her iki tarafın da uzlaşmacı bir şekilde ilişkiyi çözmeye çalışması, danışmanlık veya terapiye başvurması önerilir. Ayrıca, bu durum, ayrılık veya boşanma kararının alınması durumunda hukuki yollarla da ele alınabilir.
Çekişmeli Boşanmada Kusur Araştırması Nedir?
Çekişmeli boşanmada kusur- boşanma ve nafaka hukuku kapsamında bilindiği üzere evlilik birliği içinde eşlerin yerine getirmekle yükümlü oldukları bazı sorumlulukları vardır. TMK m.185 hükmünde de belirtildiği üzere eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık olmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Bunların yanı sıra eşler evlilik birliğinin mutluluğunu gözetmek, evlilik birliğinin giderlerine katılmak ve evlilik birliği içinde gerek birbirlerine gerekse çocuklara özen göstermek zorundadırlar. Kanunun eşlere yüklemiş olduğu bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, bir diğer ifadeyle ihlal edilmesi, evlilik birliği içinde "boşanma davasında kusur" olarak nitelendirilmektedir. Kusur boşanma davasının hem seyri hem de sonuçları bakımından oldukça önemlidir. Mahkeme kusur tespiti yapmadan boşanmaya, tazminata ve nafakaya hükmedememektedir.
Çekişmeli Boşanmada Kusur Tespiti Yapılır mı?
Boşanmada kusur tespiti ilgili mahkemeye(Aile Mahkemesi)sunulan bilgi ve belgeler ışığında yapılmaktadır. Dolayısıyla bu noktada tarafların kusur ispatı için gerekli olan bilgi ve belgeleri açık ve en doğru şekilde mahkemeye sunmaları gerekmektedir. Hakim bu bilgi ve belgeler doğrultusunda eşlerin kusur durumlarına kanaat getirecek ve dava, tarafların kusur durumlarına göre şekillenecektir. Bir diğer ifadeyle, kusur tespiti davayı görmekte olan hakim tarafından yapılacaktır. Hakimin tespiti, kusursuz, az kusurlu, eşit kusurlu veya daha fazla kusurlu şeklinde bir tespitten ibaret olacaktır. Yapılan kusur tespiti sonucunda boşanmaya karar verilirse, boşanmanın mali sonuçları olan nafaka ve tazminat talepleri de eşlerin kusur durumlarına göre belirlenecektir. Örneğin, boşanma sebeplerinde kusuru olmayan veya kusurlu olsa dahi diğer eşe nazaran daha az kusurlu olan eş maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir. Yargıtay'ın da boşanma davası, tazminat ve nafaka gibi hükümler için kusur araştırması yapılmasının önemini vurguladığı birçok kararı bulunmaktadır. Şöyle ki;
‘’Somut olayda, yerel mahkeme kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, tarafların kusurları somut olarak belirtilmemiş, kusur değerlendirmesine esas alınan vakıalar gerekçede gösterilmemiştir. O halde yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, mahkemece kusura ilişkin bir tespit yapılmadan yeterli gerekçeden yoksun ve denetime elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.‘’ Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E.2018/3222 K.2019/2070 T.04.03.2019
Çekişmeli Boşanmada Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir?
Çekişmeli Boşanmda kusur sayılan davranışlar aşağıda örnekleme yoluyla verilmiştir. Bu kusurlar çoğaltılabileceği gibi somut olayın özelliğine göre de değişkenlik gösterecektir.
- -Alkol veya uyuşturucu madde altında olan eşin diğerine ettiği hakaret,
- -Eşlerin sadakatsiz davranışlarının güven sarsıcı boyutta olduğuna mahkemece kanaat getirilmesi,
- -Şiddete yönelik eylemler ve öldürme tehditinde bulunulması,
- -Eşlerden birinin diğerine karşı vücut bütünlüğünü veya ruhsal yapısını bozucu davranışlarda bulunması veya bulunma tehlikesi taşıyan davranışları,
- -Onur kırıcı davranış olarak nitelendirilen, eşlerden birinin diğerine karşı hakaret etmesi, ona karşı küçük düşürücü hareketlerde bulunması,
- -Evlilik birliği içindeki eşlerin özen yükümlülüğüne aykırı davranışlar sergilemesi gibi haller kusur kabul edilmektedir.
Kusur sayılan haller için kanun sınırlı sayıda bir sıralama yapmamıştır. Kusur sayılan haller tarafların mahkemeye sundukları boşanma sebebine dayanak oluşturan bilgi ve belgeler sonucu mahkemece belirlenecektir. Dolayısıyla yukarıda sayılan haller 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinin evlilik birliği için öngördüğü kanuni düzenlemeler ve Yargıtay kararları doğrultusunda kusur kabul edilmektedir.
Çekişmeli Boşanmada Ağır Kusur Nedir?
Boşanmada ağır kusur evlilik birliğini oldukça etkileyen kusurlu davranışlardır. Hangi davranışların ağır kusurlu kabul edildiği yine Yargıtay kararları doğrultusunda belirlenmektedir. Burada önemli olan ağır kusuru olan eşin durumunun ne olacağıdır. Boşanma davasında ağır kusuru bulunan eşin açtığı boşanma davası reddedilir. Yapılan kusur tespiti sonucu ağır kusurlu bulunan eş nafaka alamaz; bu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemez.
Boşanma Davasında Kusurun Önemi Var mı?
Boşanma davasında kusurlu davranışların ispatı ve bu hususların dilekçelerde dile getirilmesi talep edilen sonuçların gerçekleşmesi için gerekli olan hususlardandır. Biraz daha açacak olursak diyelim ki boşanma davası ile birlikte maddi tazminat ve manevi tazminat da istendi. Bu durumda tazminat taleplerinin kabul edilebilmesi için karşı tarafın kusurunun ispatlanması şarttır. Kusur ispatı olmadan tazminatlara hükmedilmesi ise bozma sebebi olacaktır. Yine eşlerin birbirlerinden talep ettikleri yoksulluk nafakası için de kusur araştırması yapılması ve lehine nafakaya hükmedilecek eşin kusurunun diğer eşe göre daha az olması gerekecektir.
Tam Kusurlu Eş Çekişmeli Boşanma Davası Açamaz
Tam kusurlu eşin boşanma davası açması hukukumuz tarafından kabul edilmemektedir. Nitekim kimse kendi kusurundan hak elde edemeyecektir. Boşanma davası açan eşin kusurlu olması boşanma davasının açılması için bir engel değilse de tamamen kusurlu olan eşin boşanma davası açamayacağı bir gerçektir. Bu bakımdan hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olunmaktadır.
Çekişmeli Boşanma Süreci Nasıl Başlar?
Boşanma süreci, bir eşin diğer eşe boşanma talebi sunması ile başlar. Bu talebin yapılması, genellikle bir avukat veya hukuk danışmanı aracılığıyla yapılır ve yerel hukuk kurallarına göre farklılık gösterir. Talebin yapılmasından sonra, diğer eşin bu talebi kabul etmesi veya reddetmesi gerekir. Eğer talebi kabul ederse, boşanma süreci kolayca sonuçlanabilir, ancak reddederse, boşanma davası yargıya başvurulması gerekir.
Boşanma davası yargıya başvurulduğunda, eşlerin evlilik birliği ile ilgili konuların belirlenmesi için bir dizi yasal işlem yapılır. Bu işlemler, eşlerin mal bölümünün yapılmasını, çocukların gelecekleri ile ilgili kararların alınmasını veya diğer evlilik birliği ile ilgili konuların çözülmesini içerebilir. Boşanma davası sonunda, yargı, boşanmanın nasıl gerçekleşeceğine ve evlilik birliği ile ilgili diğer konulara ilişkin kararları verir.
Çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Çekişmeli boşanma sebepleri yukarıda yer verdiğimiz boşanma sebepleridir ve kişiler bu sebeplerden dolayı dava açmaktadırlar.
-
Zina Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası
Zina sebebiyle çekişmeli boşanma, aldatıldığını iddia eden eşin açacağı boşanma davasıdır. Bu boşanma davasını aldatıldığını iddia eden eş zina eyleminden haberdar olduktan 6 ay içinde açmalıdır. Aksi durumda öğrendiği andan itbaren 6 ay geçmiş ise bu davayı açamayacaktır. Bu durumda tabi ki de zina eden eşle evli olmanın mantığı kalmadığından ve bu davayı da açamadığından peki kişi evli kalmaya devam mı edecektir? Tabi ki de hayır. Eğer 6 ay geçmiş ise eş bu davayı açamasa da bu sefer evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle dava açabilecektir. Bir de belirtmekte fayda vardır ki kişi zina eylemini diyelim öğrenmedi bu sefer de davayı zina eyleminden itibaren 5 yıl içinde açmalıdır. Örnek vermek gerekirse 2020 yılında zina eylemi gerçekleşti ve 2022 yılının ocak ayında aldatılan eş bu durumu öğrendi diyelim. Bu durumda zina sebebine dayanarak boşanma davasını 2022 yılının haziran ayına kadar açabilecektir. Her halükarda bu zina sebebiyle açılacak davanın genel hak düşürücü süresi de 2025 olacaktır 5 yıl olduğu için. Ancak aldatıldınız ve bu aldatmayı, zinayı affetmiş iseniz bu sefer zina sebebiyle boşanma davası açamayacaksınız unutmayın.
-
Hayata Kast Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası
Hayata kast sebebiyle boşanma da çekişmeli bir boşanma davasının konusu olabilir. Hayatına kast edilen eş bu davayı hayatına kast eden eşe karşı hayata kast eyleminden itibaren 6 ay içinde açmalıdır. Her halükarda hayata kast sebebiyle boşanma davası hayata kast eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle açılamayacaktır. Yani genel hak düşürücü süre 5 yıl iken eylemin öğrenilmesinden itibaren ki hak düşürücü süre, 6 aydır. Yine hayata kast sebebiyle boşanma davasında da ne yazık ki affeden tarafın dava hakkı kalmayacaktır.
-
Suç İşleme Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası
Suç işleme sebebiyle boşanma davası da eşler anlaşmalı boşanma konusunda anlaşamamışlar ise yine çekişmeli boşanma davası olarak bu davayı açacaklardır. Suç işleme sebebiyle boşanma davası eş tarafından her zaman açılabilecek bir boşanma davasıdır. Bu dava türünün zina, hayata kast gibi boşanma davalarına nazaran hak düşürücü süresi yoktur. Örneğin eşininizin suç işlediğini, hırsızlık yaptığnı düşünelim. Bu hırsızlık eylemini çok sonradan duymuş olsanız dahi her zaman boşanma davası açabileceksiniz.
-
Terk Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası
Terk sebebiyle boşanma davasında eşlerden birisi haksız olarak evi terk etmiş ise terk eden tarafa karşı terk edilen eş boşanma davası açabilecektir. Ancak bu terk olayını ne yazık ki kişiler çok karıştırmaktadır. Çünkü terk eden eşin de dava açma hakkı olabilir unutmayınız. Nitekim terk eden eş evi terk etmekte haklı ise yani mazereti hukuki olarak geçerli bir mazeret ise bu durumda evi terk eden eşe karşı terk sebebiyle boşanma davası açılsa dahi bu davanın kazanılma olasılığı yoktur. Zira örneğin, dayak yiyen ve her gün hakarete maruz kalan bir eşin evi terk etmesi hayatın olağan akışına göre çok normaldir. Kimse bu eşe evi neden terk ettin gibi bir soru ile yaklaşamaz, çünkü gerekçesi hukuka uygundur. Bundan dolayı dayak atan, şiddet uygulayan ve hakaret eden eş, evi terk eden eşe karşı terk sebebiyle boşanma davası açamayacak, açsa dahi terk sebebi haklı bir sebebe dayandığından ötürü davayı kaybedecektir. Burada unutulmaması gereken bir diğer durum da terk sebebiyle boşanma davası açacak olan eşin kanunun emrettiği ihtar ve sürelere dikkat etmesi de şarttır.
-
Akıl Hastalığı Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası
Eşlerden birisi akıl hastası olmuş ve bu sebeple diğer eş artık ortak hayatı devam ettiremeyip bu durum kendisi için çekilmez hale gelmiş ise ve akıl hastalığının iyileşme olanağının bulunmadığı da resmi bir sağlık kurulu kararıyla ortaya çıkartılmış ise diğer eş boşanma davası açabilecektir.
-
Evlilik Birliğinin Sarsılması Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası
Yukarıda yer verdiğimiz boşanma sebepleri kanunda sayılmış ve düzenlenmiş boşanma sebepleridir. Bu boşanma sebepleri dışında gerçekleşen bir sebep var ise; örneğin, fiziksel şiddet nedeniyle ya da eşin evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmeyip de eşe harçlık, para vermediği durumlarda eş evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açabilecektir.
Yukarıda yer verdiğimiz boşanma sebeplerinin hepsi eşler için boşanma gerekçesi olarak gösterilip çekişmeli boşanma davasının konusu yapılabileceği gibi herhangi bir anlaşma durumunda da anlaşmalı boşanma davasına da gerekçe olarak gösterilebilir. Ancak unutmayın ki anlaşmalı boşanma davasında tarafların anlaşmaları şarttır. Yoksa çekişmeli boşanma davası açılmalıdır.
Yukarıda yer verdiğimiz kanun maddelerine ulaşmak için Türk Medeni Kanununu inceleyebilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Ne Kadar Sürer?
Çekişmeli boşanma ne kadar sürer sorusu çekişmeli boşanma davası açan her eşin merak ettiği bir durumdur. Buradan bu konuya açıklık getirelim ki çekişmeli boşanma davasının ne zaman bitmesi gerektiğine ilişkin kanunumuzda herhangi bir düzenleme ya da kanun maddesi yoktur. Çekişmeli boşanma davasının süresi boşanma konusunun, daha doğru ifade ile dava sebebinin araştırılmasına, tanıkların dinlenme süresine, dava dilekçesi ile cevaplarının tebliğine ilişkin postada geçen süreye göre değişkenlik gösterebilmektedir. Hakimlerimiz , davaların yoğunluğuna rağmen canla başla çalışmakta, dosya yoğunluklarına karşın davaları bir an evvel sonlandırmak ve nihayete erdirmek amacıyla çok çalışmaktadırlar. Ancak ne yazık ki yukarıda belirttiğimiz hususlar çerçevesinde çekişmeli boşanma davası süreleri değişkenlik göstermekle birlikte uzayıp, kısalabilmektedir. Zira, sizin boşanma davanızda 2 tanık varken ve bunlar tek bir günde dinlenebilirken, başkasının çekişmeli boşanma davasındaki tanık sayısı örneğin 6 ise, tek bir günde dinlenmeleri mümkün olmadğından başka gün yapılacak tanık duruşmasında dinlenebilecek ve süreler uzayabilecektir. Bizim tavsiyemiz çekişmeli boşanma davalarında süreden çok sonuca odaklanmak ve davanın kazanılması için çaba sarf etmenizden yanadır. Nitekim 6 ay gibi kısa bir sürede biten çekişmeli boşanma davasını kaybetmiş ve yüklü miktarda tazminat yükümlüsü olmuşsanız ve varsa müşterek çocukların velayetlerini de kaybetmişseniz davanızın 6 ay sürmesinin bir önemi kalmayacaktır. Siz; süreye değil, sonuca odaklanın ve boşanma avukatına bu konuda destek olup davayı kazanmanız için gerekli olan tanık ve delilleri yaratmaya çalışın.
Çekişmeli Boşanma Davası Ücreti
Çekişmeli boşanma davası ücreti davanın açılacağı sırada mahkeme veznesine yatırılması gereken harç ve gider avansı dediğimiz ücretlerden oluşacaktır. Her boşanma davasında, davayı açacak eşin mahkeme veznesine yatırması gereken harç ve gider avansını o tarihteki harçlar kanunda yer alan değişmeler nezdinde yıllık olarak belirlenecektir.
Türkiye Barolar Birliğinin yayımladığı Avukatlık Asgari ücret tarifesinde yazan miktar alt sınır olmak üzere her boşanma avukatının kendi tasarrufunda şekillenmektedir. Yukarıda süre için belirtmiş olduğumuz hususuların aynı bu konu için de geçerlidir. Evet, ekonomik durum ve yapılacak harcamalar tabi ki çok önemlidir ancak odak noktası verilen ücretlerde değil bu ücrete değip değmeyeceği ile davanın kaybedilmesi durumundaki giderlerle, kazanılması durumundaki giderlerin karşılaştırılarak kayıp- kazanç dengesinin kontrol edilmesidir. Örneğin, eşiniz size zina sebebiyle çekişmeli bir boşanma davası açtı diyelim ve müşterek çocukların velayetini, yüklü miktarda nafaka ile 500.000,00 TL maddi ve manevi tazminat istedi diyelim. Burada üzerinde duracağınız husus masraflardan ziyade davanın kaybedilmesi durumunda tazminat yükümlüsü olmak ve nafaka ödemek zorunda kalınmasıdır. Evet; ekonomi ve giderler son derece önemlidir ancak; sonuca odaklanmaktan ziyade bunlarla yorulan kafanın size manevi acı vermekten başka bir lehe durumu söz konusu olmayacağı gibi davaya kendinizi vermenizi de etkileyebilir. Bunlara izin vermeden, kazanmaya ve hakların tamamını elde etmeye çalışmanızı tavsiye ederiz.
Çekişmeli boşanma davası ücreti ne kadar ya da boşanmak için ne kadar para lazım sorularının cevabı tanık sayısı, dosya eğer bilirkişiye gidecek ise yani müşterek çocuk için bir sosyal inceleme raporu SİR aldırılacaksa bu durumda verilecek ücret, harç ve diğer gider avansı (posta masrafı, pul masrafı, dosya masrafı ve sair) delil avansı gibi unsurlardan ötürü değişkenlik gösterebilmektedir. Ancak bir ÖRNEK vermek gerekirse 2020 yılı için çekişmeli boşanma davası ücreti; Başvuru Harcı: 54.4 TL, Dosya Gideri: 0.6 TL, Peşin Harç: 54.4 TL, Tebligat Gideri: 140 TL, Bilirkişi Ücreti: 290 TL, Keşif Gideri: 0 TL, Tanık Gideri: 68 TL (iki tanık), Diğer İş Ve İşlemler: 70 TL olmak üzere toplamda 677,40 TL dir.
Çekişmeli Boşanma Dilekçesi Örneği
Çekişmeli boşanma dilekçesinde davayı açacak olan eşin şu hususlara önemle dikkat etmesi gerekir;
Zira her çekişmeli boşanma davası bir hukuk davasıdır ve hukuk muhakemeleri kanununa tabidir usul bakımından. Bundan dolayıdır ki dava dilekçesinde bulunması gereken hususlara dikkat edilmesi şarttır.
- Birinci husus; her çekişmeli boşanma dava dilekçesinde mahkemenin adı bulunmalıdır. Örneğin davayı Ankara'da açacaksanız Ankara Aile Mahkemesi başlığı yer almalıdır.
- İkinci husus; her çekişmeli boşanma dava dilekçesinde davacıyı açan eşin adı, soyadı ve adresi bulunması şart olmakla birlikte davayı açtığı eşin de adının, soyadının ve adresinin belirtilmesi gerekir.
- Üçüncü husus; Davacı eş, dava dilekçesine Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da eklemeli eğer varsa kanuni temsilcisi ya da davayı takip ettirdiği avukatının adı, soyadı ile adreslerini yazmalıdır.
- Dördüncü husus; Davanın konusunun yer alması da çekişmeli boşanma davasında şarttır. Ne istediğini ve konuyu buraya yazmalı, örneğin evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davası ile müşterek çocukların velayetinin tarafıma verilmesi gibi.
- Beşinci husus; Çekişmeli boşanma dava dilekçesinde davayı açan eşin bütün delillerini göstermesi, ve bunları sıra numarası ile özetlemesi şarttır. İddianızı ve bu iddalarınızı ispatlayacak vakıaları göstermeniz davayı kazanmanız için olmazsa olmazdır.
- Altıncı husus; Çekişmeli boşanmaya konu ettiğiniz eşininizin hangi olumsuz durumu varsa örneğin; zina, hayata kast ya da evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan fiziksel şiddet yahut duygusal şiddet gibi bunların hangi delillerle ispatlanacağını da göstermeniz şarttır.
- Yedinci husus; hukuki sebeplerinizi yani hangi kanuna ve maddeye dayandığınızı da yazamanız olmazsa olmaz olmasa da bulunması iyi olur.
- Sekizinci husus; Çekişmeli boşanma davasında ne talep ettiğiniz, örneğin velayet mi, tazminat mı, nafaka mı? bunları açık bir şekilde belirttiğiniz talep sonucunuz olmalıdır.
- Dokuzuncu husus; Çekişmeli boşanma davası açtığınız sırada vekiliniz yani avukatınız varsa onun imzası ya da sizin imzanız çekişmeli boşanma dilekçesinde bulunmalıdır.
Ankara Nöbetçi Aile Mahkemesine
Davacı :
Vekili : Av. Bilgehan UTKU
Davalı :
Davanın Konusu : Çekişmeli boşanma davası
Açıklamalar : Burada yukarıda bahsetmiş olduğumuz beşinci ve altıncı hususta yer alan ve boşanmaya konu olan olayları özetleyerek anlattığınız ve hangi delillerle ispatlayacağınızı yazacaksınız.
Deliller : Tanık, banka ödemeleri, darp raporu, fotoğraflar vb.
Hukuki Sebepler : HMK, TMK, Anayasa
Talep ve Sonuç : Buraya boşanma davasında ne istediğinize ilişkin ayrıntılı ve açık bir şekilde sonuçları yazmalısınız.
İMZA
En son olarak da imzayı unutmayın.
NOT; Burada vermiş olduğumuz dilekçe örneğinin içeriğinin hukuki gerekçeleriyle belirtilmesi davayı kazanmanız için şarttır. Bu yüzden profesyonel yardım alarak boşanma avukatından destek almanızı önemle tavsiye ederiz.
Çekişmeli boşanma davasında deliller hakkında da bilgi almak isterseniz burayı tıklayarak videomuzu izleyebilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Protokolü Var mı?
Çekişmeli boşanma protokolü diye bir tanımlama olmamakla birlikte çekişmeli boşanma dava dilekçesi bulunmaktadır. Protokol, anlaşmalı boşanma davasında olur ve taraflar çekişmeli boşanma yerine anlaşmalı boşanma davası açmak isterler ve bu konuda anlaşmaya varırlarsa işte bu durumda anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenir ve mahkemeye sunulur. Çekişmeli boşanma protokolü olmayıp, anlaşmalı boşanma protokolü vardır ve boşanma davaları eğer çekişmeli olacaksa yani taraflar anlaşamamışlarsa çekişmeli boşanma dava dilekçesi ile aile mahkemelerine başvuracaklardır.
Çekişmeli Boşanma Davası Nerede Açılır?
Çekişmeli boşanma davasının nerede açılacağı kanunda düzenlenmiştir. Buna göre boşanma kararı almış eş, hazırlayacağı ya da bir boşanma avukatı vasıtası ile hazırlatacağı boşanma davasını, boşanmadan önce eş ile birlikte yaşanan yer aile mahkemesinde yahut kendi yerleşim yeri mahkemesinden birinde açabilecektir. Örneğin İstanbul'da yaşıyorsunuz ve evlilik birlikteliği içindeki ortak konutunuz da orada diyelim. Bu durumda boşanma davası açmadan son altı ay içinde birlikte yaşadığınız konut İstanbul'da ise bu durumda İstanbul aile mahkemesinde davayı açabilirsiniz. Ancak İstanbul'da yaşadınız ve fakat sonrasında ailenizin yerleşim yeri olan Ankara'ya gelip yerleşim yerinizi buraya, aileninizin yanına aldırdınız diyelim. İşte bu durumda Ankara aile mahkemesinde de davanızı açabilirsiniz.
Boşanma davasını ilk kim açmalıdır adlı youtube shorts videomuz için tıklayınız.
Çekişmeli Boşanma Davasını Anlaşmalıya Çevirme Mümkün mü?
Çekişmeli boşanma davası açıldıktan sonra, taraflar boşanma konusunda ve diğer boşanmanın sonuçları konsunda anlaştılar diyelim. Örneğin; çocuğun birisi karşı tarafta, birisi diğer tarafta kalacak, nafaka verilmeyecek, tazminat verilmeyecek, evin birisi bir tarafın, diğer ev öteki tarafın olacak, iştirak ve yoksulluk nafakası verilmeyecek gibi bir anlaşmaya varılmış ve bu anlaşma boşanma avukatı tarafından hukuka uygun bir şekilde düzenlenip de tarafların imzası alınmış ise artık çekişmeli boşanma davası anlaşmalı boşanma davasına dönüşüp taraflar sulh olduğu için ve anlaştıklarından dolayı ve de anlaşma aile mahkemesi hakimi tarafından kabul edildikten sonra anlaşmalı boşanma gerçekleşmiş olacaktır. Bu konuda en iyi bilgiye avukatınız vasıtası ile ulaşabilirsiniz. Bundan dolayı çekişmeli boşanma davasında karşı tarafla anlaşmak istemekte iseniz, çekişmeli boşanma davanızı yürüten boşanma avukatınızdan hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.
Çekişmeli Boşanma İle Anlaşmalı Boşanma Arasındaki Farklar Nelerdir?
Çekişmelş boşanma davası ile anlaşmalı boşanma arasındaki farklar;
Çekişmeli boşanma davası uzun sürer | Anlaşmalı boşanma davası tek celsede biter |
Çekişmeli boşanma davasında tanık dinlenir | Anlaşmalı boşanma davasında tanık dinlenmez |
Çekişmeli boşanma davasının tamamı avukat ile takip edilebilir | Anlaşmalı boşanma davası avukat ile takip edilse dahi hakim tarafları huzurda dinlemek zorundadır. |
Çekişmeli boşanma davasında tafaflar arasında anlaşma olmadığından bir sözleşme bulunmaz | Anlaşmalı boşanma davasında anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmek zorundadır. |
Çekişmeli boşanma davasında deliller sunulur. | Anlaşmalı boşanma davasında tek delil anlaşmalı boşanma protokolüdür. |
Boşanmanın ferileri talep edilmeyebilir. | Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanını ferileri yani eklerinde anlaşma sağlanması şarttır. |
Çekişmeli boşanmada sosyal inceleme raporu ve sosyo ekonomik rapor incelemesi yapılması gerekir | Anlaşmalı boşanma davasında sosyo ekonomik durum araştırması yapılmayacağı gibi sosyal inceleme rapruna da gerek yoktur. |
Çekişmeli boşanma davasında çekişme konusu edilen hususlar davaya konu olur. | Anlaşmalı boşanma davasında aslolan boşanmanın ferilerinde yapılan anlaşmanın hakim tarafından kabul edilmesidir. |
Çekişmeli Boşanma Davası Aşamaları Nelerdir?
Çekişmeli boşanma davasının aşamalarını isterseniz madde madde sıralayalım;
- Birinci aşama; Davacı eşin, hazırladığı çekişmeli boşanma davası dilekçesini aile mahkemesine vermesi,
- İkinci aşama; Davacı eşin, aile mahkemesine verdiği çekişmeli boşanma davası dilekçesinin tensip zaptı ile birlikte davalıya gönderilmesi. Tensip zaptının davacı eşe de gönderilmesi.
- Üçüncü aşama; Davalı eşin, aile mahkemesi tarafından kendisine gönderilen dava dilekçesine süresi içinde cevap dilekçesi vermesi ve bunu aile mahkemesine göndermesi,
- Dördüncü aşama; Davalı eşin verdiği cevap dilekçesinin, mahkeme tarafından davacı eşe tebliğ edilmesi,
- Beşinci aşama; Davacı eşin, kendisine aile mahkemesi tarafından tebliğ edilen cevap dilekçesine süresi içinde cevaba cevap dilekçesi vermesi ve bunu mahkemeye göndermesi,
- Altıncı aşama; Davacı eşin verdiği cevaba cevap dilekçesinin, mahkeme tarafından davalı eşe tebliğ edilmesi ve davalı eşin süresi içinde ikinci cevap dilekçesini mahkemeye göndermesi,
- Yedinci aşama; Davalı eş tarafından verilen ikinci cevap dilekçesinin, mahkeme tarafından davacı eşe tebliğ edilmesi ile birlikte dilekçeler aşamasının sona ermesi,
- Sekizinci aşama; Dilekçeler aşamasının sona ermesinden sonra, aile mahkemesi; bir ön inceleme zaptı düzenler ve ön inceleme duruşma gününü taraflara tebliğ eder.
- Dokuzuncu aşama; Ön inceleme duruşması yapılır ve tarafların sulh olup olmayacağı incelenir.
- Onuncu aşama; Ön inceleme sonrasında tahkikat aşamasına geçilir ve tahkikat aşamasında tanıklar dinlenir,
- Onbirinci aşama; Tanıklar dinlendikten sonra taraflara tanık ifadelerine karşı beyanda bulunması için süre verilir. Bu süre içinde taraflar tanık ifadelerine karşı beyanda bulunurlar.
- Onkicinci aşama; Mahkeme tarafından esas hakkında son duruşma tertiplenir ve tahkikat aşamasının sona erdiği sözlü yargılama aşamasına geçildiği belirtilir. Tahkikat aşamasından sonra sözlü yargılamaya geçilebilir ve sözlü yargılama için ayrı bir duruşma günü isteyen taraf olursa sözlü yargılama için duruşma günü belirlenir. Ancak hazır bulunsun ya da bulunmasın taraflara sözlü yargılama için tekrar tebligat yapılmaz. Sözlü yargılamada, taraflara son sözleri sorulur ve mahkeme hükmünü verir.
Çekişmeli Boşanma Davasında İlk Duruşmada Ne Olur?
Çekişmeli boşanma davasında ilk duruşmaya ön inceleme duruşması denir. Ön inceleme dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır. Ön inceleme duruşmasında tanık dinlenmez. Aile Mahkemesi hakimi ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, çekişmeli boşanma davası açan taraf ile davalı tarafı sulhe ve arabuluculuğa teşvik eder, anlaşma olmazsa bunu tutanağa geçirir. Unutulmamalıdır ki ön inceleme duruşması tüm davanın yol haritasıdır ve dava buna göre devam eder. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez. Bu yüzden ön incelemenin tamamlanması şarttır. Hakim, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir ancak gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda çekişmeli boşanma davası açan davacı ve davalıyı ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Aile Mahkemesi, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme( çekişmeli boşanma davasında ilk duruşma) için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir.
Çekişmeli boşanma davasında ilk duruşmada taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde aile mahkemesi hakimi tarafından o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilecektir. Çekişmeli boşanmada ilk duruşma tamamlandıktan sonra aile mahkemesi hakimi tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’ileri inceleyerek karara bağlar. Çekişmeli boşanmada ilk duruşma tamamlandıktan sonra aile mahkemesi hakimi duruşma tutanağı düzenleyerek tekrar bir duruşma günü verir. Düzenlenen ön inceleme duruşma tutanağında bir sonraki celsede tanık dinlenecek ise taraflara tanıklarını ve adreslerini bildirmeleri için süre verileceği gibi belirlenen günde tanıkları hazır etmeleri bildirilir. Çekişmeli boşanma davasında ilk duruşma ve sonuçları yukarıda da izah ettiğimiz üzere takibi yapılması gereken bir durum olup tarafların bu konularda son derece dikkatli olması şarttır.
Ön inceleme duruşması dilekçeler aşamasının bitmesiyle ön inceleme başlar. Ön inceleme HMK'NIN getirdiği önemli yeniliklerden birisidir.
Tensip tutanağı, dava açıldıktan sonra hakim tarafından hazırlanan tutanaktır ve bir nevi yol haritası belirlenmiş olur. Bu tutanak, dilekçede bulunması gereken hususların olup olmadığını, hususlar varsa dilekçenin kabulünü, davanın ne davası olduğunu nitelendirir, hangi yargılama usulüne göre görüleceğine dair bilgiler yer alır.
Ön inceleme aşaması tamamlanmadan tahkikat başlayamaz ve eğer yaparsa hakimin hukuki sorumluluğu gündeme gelir. Ön inceleme, tahkikattan önceki ve dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonraki aşamadır. Ön incelemede yerine getirilmesi gereken hususlar kanunda sınırlı sayıda öngörülmüştür:
1. Dava şartları incelenir.
2. İlk itirazlar incelenir.
3. Uyuşmazlık konuları tam olarak belirlenir.
4. Hazırlık işlemleri ile tarafların delillerinin sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemler yapılır.
5. Hakim, tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder.
Ön inceleme sonunda bir ön inceleme tutanağı tutulur, ön incelemede yapılması gereken işlemlerin yapılıp yapılmadığına ve sonuçlarına ilişkin bilgiler yer alır. Hakim, ön incelemede inceleyeceği dava şartlarını mutlaka ön inceleme aşamasında incelemek zorunda değildir ve ön incelemeden önce de inceleyebilir. Ön inceleme yapılmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü de verilemez.
Mahkeme, dava şartları ve ilk itirazlar için dosya üzerinden karar verir ancak gerekli görürse, tarafları dinlemek için duruşma yapılmasına karar verebilir. Ön inceleme duruşması için dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve görev ve itiraza ilişkin incelemeyi tamamladıktan sonra ön inceleme için duruşma tarihi belirleyerek taraflara davetiye gönderir. Çıkarılacak davetiyede taraflara sulh ve arabulucuk için gerekli hazırlıkları yapmaları da belirtilir.
Ön inceleme duruşmasında hakim dava şartları ve ilk itirazlar yanında, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tespit eder. Tarafları sulhe veya arabuluculuğa tevşik eder.
Ön inceleme duruşması tek sefer yapılır ve sulh olunacağına dair bir kanaate varılırsa bir defaya mahsus olmak üzere başka bir ön inceleme duruşması yapılabilir. Ön inceleme duruşması sonunda ön inceleme tutanağı taraflarca da imza edilir.
Ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları, başka yerden gelecek belgelerin getirilmesine dair açıklamaları yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu süre içerisinde ibraz etmedikleri ya da belgenin nerden getirileceğine ilişkin açıklamalar yapmadıkları hâlde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılırlar. Yargılama o delil yokmuş gibi devam eder.
Çekişmeli Boşanmada Davalı Duruşmaya Gelmezse Ne Olur?
Çekişmeli boşanma davasında ilk duruşma önemlidir çünkü duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen taraf eğer mahkeme tarafından kabul edilecek geçerli bir mazereti yoksa yapılan işlemlere itiraz edemez ve diğer taraf, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebilir. Çünkü taraflar ön inceleme aşamasında sadece karşı tarafın muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilecekken ön inceleme duruşmasından sonra sadece ve sadece duruşmalara geçerli bir mazereti olmadan gelmeyen tarafın izni olmadan veya sonradan vereceği ıslah dilekçesi ile genişletebilir.
Çekişmeli Boşana Davasında Hakim Neye Dikkat Eder?
Çekişmeli boşanma davasında hakim mevcut durumu aydınlatmak ve kusur durumu yönünden araştırma yapmasını gerektirecek tazminat talebi varsa kusur araştırmasını sonuca vardırmak için soru sorabilir. Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Tanığa soru sorulmadan önce hakkında tanıklık yapacağı olayla ilgili olarak, hakim tarafından kendisine bilgi verilir ve tanıklık edeceği konulara ilişkin bildiklerini söylemesi istenir. Hakim, tanık sözünü bitirdikten sonra, ifade ettiği hususların açıklanması veya tamamlanması amacıyla başka sorular da sorabilir. Örneğin boşanmaya ilişkin hususlarda dinlenmesine sebebiyet veren durumları görüp görmediği yani görgü tanığı olup olmadığı, tarafları kaç yıldır tanıdığı, hakaret ve sair kişilik haklarına bir saldırı olmuş ise buna görgü ya da işitsel tanıklığı olup olmadığı, kavga gürültü duyup duymadığı ve sair hususlarda sorular sorabilir. Çekişmeli boşanma davasına katılmamak davanın süreci bakımından olumsuz sonuçlara gebedir.
Çekişmeli boşanma davasında hakim neye dikkat eder hakkındaki yanıtların tamamı için aşağıdaki videomuzu izleyebilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Davasında İstinaf Aşaması
Çekişmeli boşanma davası sonrasında karar aleyhine olan tarafın, gerekçeli mahkeme kararının kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 2 hafta içinde ilk derece mahkemesinin yargı çevresinde bulunan bölge adliye mahkemesine kararı istinaf etme hakkı vardır. Kararın istinafı sonrasında bölge adliye mahkemesi yeniden bir karar vererek esas hakkında yeni bir karar verebilecektir. Anlaşılacağı üzere bölge adliye mahkemesi kararı hukuka uygun bulursa onar, hukuka aykırı bulursa kaldırır ve kendisi yeni bir hüküm verir.
Belirmek istediğimiz bir diğer husus ise çekişmeli boşanma avukatıdır. Çekişmeli boşanma avukatı; boşanma davası ile ilgilenen, kendisini bu yönde yetiştirmiş olan boşanma avukatıdır. Burada şunu dile getirmek gerekir. Boşanma davalarında ya da diğer davalarda uzmanlık alınmasını gerektiren, daha doğru ifade ile avukatların bir konuda uzmanlaşmasını gerektiren bir husus yoktur. Burada önemli olan tabi ki de boşanma avukatının kendisinin bu konuda yeterliliğini arttırmasından geçmektedir. Her avukat boşanma davası alabilir ve bunu takip edebilir. Ancak her olayda, her konuda olduğu gibi işin uzmanı ile aralarında fark olabilecektir.
ankara boşanma avukatı hakkında ayrıntılı bilgi için ankara boşanma avukatı başlıklı makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Çekişmeli Boşanma Davasında Karşı Dava Nasıl Açılır?
Çekişmeli boşanma davasında karşı dava nasıl açılır hakkında ayrıntılı bilgi için vidomuzu izlemenizi tavsiye ederiz.
Çekişmeli Boşanma Davasında Arabuluculuk
Henüz ülkemizde boşanma davalarında arabuluculuk zorunlu hale gelmese de anlaşmalı boşanma mantığı ile arabuluculuğun işletildiğini söylemek hiç zor olmasa gerek. Arabuluculuk, ister çocuklarla ilgili olsun, ister mali konularda, isterse de ailelerin dağılmasından kaynaklanan tüm konularda tarafların bir anlaşmaya varmalarını sağlayan bir süreçtir. Arabuluculuk, özellikle çatışmayı azaltmada ve dostane çözümler bulmada size ve ailenize fayda sağlayacak şekilde yardımcı olabilir. Sürecin amacı, sizin ve ailenizin minimum stres veya çatışma ile ilerlemenizi sağlayan daha uzun süreli, düşünülmüş çözümlere ulaşmanıza yardımcı olmaktır. Arabuluculuk, maliyetli yasal yazışmalar ve müzakereler yerine her iki ebeveynin birlikte çözümleri keşfetmesini gerektirdiğinden duygusal olarak daha hassas olabilir.
Boşanma davası ve boşanma avukatı hakkında ayrıntılı bilgi için boşanma avukatı ankara başlıklı makalemizi de okuyabilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Davasında Karşı Taraf Duruşmaya Gelmezse Ne Olur?
Boşanma davanızı açtınız ve karşı taraf duruşmaya gelmiyor. Davasını takip etmiyor. Boşanamayacak mısınız? Tabi ki de hayır. Zira kanun gereği bu husus da düzenlenmiştir. Siz davayı açtınız ve dava dilekçeniz karşı tarafa tebliğ edildi ve duruşma günü kendisine bildirildi diyelim. Ancak eşiniz dilekçelere cevap vermedi ya da dilekçelere cevap verse dahi duruşmaları takip etmiyor. Duruşmalara gelmiyor. Tanık dinletiyorsunuz. Tanık duruşmalarına gelmiyor. Davasını takip etmiyor. Bu durum davanızı etkilemez. Davanızı uzatmaz. Zira siz davacısınız ve kanun davacının davasını takip ettiğinde karşı tarafın davayı takip etmeyerek uzatma niyetiyle yapacağı kötü niyetli hamlelerin sonuç vermeyeceğini ve davaya devam etmek isteyen tarafın karşı tarafın yokluğunda davasına devam edebileceğini düzenlemiştir. Bundan dolayı içiniz rahat olsun ve eşiniz davasını takip etmese dahi boşanabileceğinizi unutmayın.
Çekişmeli Boşanma Davasında Tanık Nasıl İfade Verir?
Tanık, bir olayı veya durumu görmüş ya da bildiği için mahkeme ya da adli bir süreçte ifade vermekle yükümlü bir kişidir. Tanıklar, bir davanın delilini oluşturmak veya bir olayın gerçeğini belgelemek için dinlenirler. Tanık ifadeleri, bir dava veya soruşturma sürecinde karar vermek için önemli bir rol oynayabilir.
Mahkemelerde, taraflar tarafından istenebilir veya mahkeme tarafından zorunlu olarak dinlenebilirler. Tanıklar, bir olay hakkında doğrudan bilgi sahibi olduğu veya gördüğü için önemlidir. Tanıklar, bir dava veya soruşturma sürecinde tarafsız ve objektif olmalıdır ve verdikleri ifadelerin doğruluğunu kanıtlamaya çalışırlar.
Tanıkla ispatın caiz olduğu durumlarda tanık dinlenebilir. Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir. Tanıkların ad ve soyadlarıyla birlikte mahkemeye sunulması gerekir. Dava dilekçesinde tanık listesi verilmeyebilir ancak ön inceleme aşamasında verilecek kesin süreye kadar tanıkların ibraz edilmesi gerekir. İkinci tanık listesi verme yasağı bulunur. Taraf bir kez tanık listesi verdikten sonra başka tanıkları delil olarak sunamaz. Kamu düzenine ilişkindir ve hakim bu durumu re’sen gözetir. Bütün tanıkların bir kerede eksiksiz biçimde sunulması gerekir. Tanıklar duruşmaya gelmişlerse ayrıca davetiyeyle çağırılmalarına gerek kalmaz. Tanıklar davet edilirler ve tanıklık için çağırılan herkes kural olarak duruşmaya gelmek zorundadır. Gelmediği takdirde zorla getirttirilir. Zorla gelmeyen tanık birtakım masraflara mahkum edilir.
BUNU DA BİL; Boşanma davasında tanık ifadeleri için boşanma davasında tanık ifadeleri başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz.
Çekişmeli Boşanmada Eşi Affetmek Aleyhe mi?
Boşanma davasında en çok sorun yaşanılan husus af niteliğindeki davranışlardır. Boşanma davasında dayanılan iddiaların ispatı sırasında ne yazık ki o dayanılan hususlarda önceden yapılan davranışların karşınıza çıkma olasılığı çoktur. Özellike sıkıntı; eşler boşanma davası açtıktan sonra barışmakta ve davalarını geri çekmekte ancak sonradan tekrar boşanma davası açmak istediklerinde sorun ile karşılaşmaktadırlar. Çünkü önceden açılan boşanma davasında sunulan boşanma sebeplerine, davadan feragat edildikten sonra açılan boşanma davasında tekrar dayanılması mümkün değildir. Örneğin şiddetli geçimsizlikten yani evlilik birliğinin sarsılmasından dolayı dava açtınız diyelim. Bu davada da eşinizin ekonomik şiddet uyguladığını belirttiniz. Dellilleriniz de vardı sundunuz. Ancak dava devam ederken eşinizle anlaştınız ve davanızdan feragat edip tekrar bir araya geldiniz diyelim. Fakat belirli bir süre geçtikten sonra yapamadığınızı ve bir arada bulunamayacağınızı anladınız ve tekrar boşanma davası açmaya karar verdiniz. İşte bu durumda önceki boşanma davasında dayandığınız ekonomik şiddetle ilgili olgulara dayanamazsınız. Çünkü feragat ettiğiniz hususlar ekonomik şiddete ilişkindi ve feragat ile artık ekonomik şiddet olgularına ilişkin davranışları affetmiş sayıldınız. İşte bu durumlar tarafların boşanma davasında sıkça yaşadığı durumlardır ve feragat etmeden iyi düşünmek şarttır.
Çekişmeli Boşanmadan Vazgeçmek Mümkün mü?
Boşanma Davasında Feragat boşanma davası devam ederken eşlerin davalarını kendi iradeleri ile geri çekmeleridir. Şimdi genelde karşılaşılan husus boşanma davası açtıktan sonra eşlerin bunu geri aldırmak maksasıyla barışma girişiminde bulunmaları ve bu girişim sonrasında feragat ile davanın açılmamış sayılmasıdır. Burada dikkatinizi çekmek isterim ki boşanma davasından feragat edildiğinde feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğudur. Yani sen davandan feragat etmiş isen aynı boşanma sebepleriyle bir daha yeni bir boşanma davası açamayacaksın. Onun için iyi düşünmen şart feragat konusunda. Bir de bazen bu durum eşler tarafından kötüye de kullanılabiliyor. Örneğin eşin davasını geri çektirip davadan feragati sağlanıyor sonra da kendisi boşanma davası açabiliyor. Bundan dolayı feragatin sonuçlarını iyi bilmek ve özellikle de aynı sebepten ötürü bir daha dava açılamayacağını unutmamak şart. Yargıtay boşanma davasından feragat eden eşin feragat talebinde bulunmasıyla birlikte artık davaya sebebiyet veren olayları affettiği anlamına geleceğini belirtmektedir. Örneğin evlilik birlikteliğinin sarsılması nedeniyle dava açtınız diyelim. Gerekçe olarak da eşinizin evlilik giderlirine katkı sağlamadığını ve ekonomik şiddet uyguladığını gösterdiniz varsayalım. Açtığınız bu boşanma davasından feragat ettiğinizde ne yazık ki aynı sebeplere dayanarak dava açamayacağınızı unutmayınız. Çünkü feragat af niteliği taşımakta. Ancak bunların kesin kaide olmadığı da unutulmamalı ve somut yaşanılan olayların özelliğinin araştırılması gerektiği de akılda yer etmelidir. Bundan dolayı davanın takibini bir avukat vasıtasıyla yapmanı önemle tavsiye ederim.
Taraf işlemleri, medeni hukuktaki tasarruf yetkisinin medeni usul hukukundaki yansımasıdır. Feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat için karşı tarafın muvaffakatı gerekmez. Dava açılmadan veya dava açıldıktan sonra davadan feragat edilebilir. Feragat hem usul hem de maddi hukuk işlemidir zira davadan geri almaktan farklı olarak feragatla birlikte maddi hukuk anlamındaki hak da ortadan kalkar. Temyiz edildikten sonra verilen bozma kararıyla yeniden başlayacak olan tahkikat aşamasında da feragat mümkündür.
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Düşer?
Çekişmeli boşanma davası bir hukuk davası olduğundan dolayı düşme kararı verilmesi mümkün değildir. Hukuk davalarında düşme kararı olmaz, düşme kararı adli yargıda verilebilecek bir karar olup ceza davalarında verilebilir. Çekişmeli boşanma davalarında verilebilecek kararlar ise açılmamış sayılma, karar vermeye yer olmadığı kararı, davanın kabulü, davanın reddi kararlarıdır. Çekişmeli boşanma davası açmış olan taraf eğer boşanmak istemiyorsa davasından feragat edebilir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar verilebilir. Feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Ya da çekişmeli boşanma davası açmış olan taraf davasını geri alabilir. Hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile dava geri alınabilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Evden Ayrılmak Kusur mu?
Çekişmeli boşanma davasında evden ayrılmak taraflara kusur olarak yüklenemez. Nitekim davadan önce eşlerin evden ayrılmaları gayet doğaldır. Çünkü hiçkimse boşanmak istediği bir kişiyle aynı evde yaşamaya mecbur bırakılamaz. Burada kilit nokta şudur. Sen boşanma davandan önce evi bilerek ve isteyerek terk etmiş isen yani hem kusurlu olup hem de terk etmişsen hakkında terk nedeniyle boşanma davası açılması olağandır. Ancak eşinin kusurlu davranışları nedeniyle evi terk etmek durumunda kalmışsan bu durumda evi terk etmedin terk ettirildin bunu unutmayınız.
Boşanma davası sırasında, çiftlerden biri evden ayrılmak isteyebilir. Ancak, evden ayrılmanın hukuki sonuçları olabilir ve bu nedenle, özellikle boşanma davası sırasında, bu konuda dikkatli olmak önemlidir.
Boşanma davası sırasında evden ayrılmanın hukuki sonuçları, çiftlerin konut paylaşımı, velayet ve nafaka konularında anlaşmazlıklara neden olabilir. Bu nedenle, evden ayrılmadan önce, çiftlerin boşanma avukatlarına danışmaları ve haklarını anlamaları önemlidir.
Özellikle eşlerden biri evden ayrılmadan önce çocukları varsa, velayet ve çocukların ikametgahı konuları da önemli olabilir. Eşler arasında anlaşmazlık varsa, çocukların velayeti ve ikametgahı mahkeme tarafından kararlaştırılabilir.
Ayrıca, evden ayrılmanın maddi sonuçları da olabilir. Çiftler, evin kirası, faturaları, vergileri ve diğer masrafları gibi konularda anlaşmazlıklar yaşayabilirler. Bu nedenle, evden ayrılmadan önce, çiftlerin bu konuları da ele almaları önemlidir.
Boşanma davası sırasında evden ayrılmak isteyen çiftlerin, öncelikle boşanma avukatlarına danışmaları ve haklarını anlamaları önemlidir. Ayrıca, çiftlerin aralarında anlaşmaya varmak için müzakere etmeleri ve gerekirse uzlaşma yoluna gitmeleri de faydalı olabilir.
Erkekler İçin Çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Erkekler için boşanma sebepleri, kadınlar için boşanma sebeplerine benzerdir. Evlilikte eşler arasındaki geçimsizlik, sadakatsizlik, şiddet, mutabakatsız ayrılık gibi sebepler erkekler için de boşanma davasının açılmasına neden olabilir.
Her ülkenin hukuk sistemi farklıdır ve boşanma sebeplerinin tanımı ve yürütülmesi de bu sisteme göre değişebilir. Ancak, evlilikte eşler arasındaki problemlerin aşılamaması, uyumsuzluk, sadakatsiz davranışlar, şiddet veya mutabakatsız ayrılık gibi sebepler her cinsiyet için geçerli boşanma sebepleridir.
Ayrıca, boşanma davası açmak isteyen bir erkek için de avukatın yardımı boşanma sürecinin daha iyi anlaşılmasına ve yürütülmesine yardımcı olabilir.
Kadınlar İçin Çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?
Kadınlar için boşanma sebepleri, erkekler için boşanma sebeplerine benzerdir. Evlilikte eşler arasındaki geçimsizlik, sadakatsizlik, şiddet, mutabakatsız ayrılık gibi sebepler kadınlar için de boşanma davasının açılmasına neden olabilir.
Her ülkenin hukuk sistemi farklıdır ve boşanma sebeplerinin tanımı ve yürütülmesi de bu sisteme göre değişebilir. Ancak, evlilikte eşler arasındaki problemlerin aşılamaması, uyumsuzluk, sadakatsiz davranışlar, şiddet veya mutabakatsız ayrılık gibi sebepler her cinsiyet için geçerli boşanma sebepleridir.
Ayrıca, boşanma davası açmak isteyen bir kadın için de avukatın yardımı boşanma sürecinin daha iyi anlaşılmasına ve yürütülmesine yardımcı olabilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Velayet
"Velayet," çocukların bakımı, eğitimi, idaresi ve yetiştirilmesi gibi konulara ilişkin sorumluluğun anneden veya babadan birine verilmesidir. Genellikle boşanma durumunda veya aile içinde bir anlaşmazlık durumunda, velayet haklarının belirli bir kişiye verilmesi gerekir. Bu hak, hukuki olarak tanımlanmış ve yasalar tarafından korunan bir haktır. Velayet hakları, anne ve baba tarafından eşit şekilde paylaşılabilir veya tek taraflı olarak verilebilir. Ancak, çocuğun en iyi çıkarını gözeterek ve çocuğun sağlıklı bir psikolojik ve fiziksel gelişimi için gerekli olan ortamı sağlamaya çalışarak karar verilmelidir.
Eşime Çekişmeli Boşanma Davası Açmak İstiyorum
Eğer bir evlilikten ayrılma kararı aldınız, boşanma davası açmak isteyebilirsiniz. Ancak, boşanma süreci genellikle zorlu ve stresli bir süreçtir ve birçok hukuki, mali ve duygusal faktörü de içerebilir. İşte bu nedenle, bir avukat tutmak boşanma sürecinde size yardımcı olabilir. Avukatınız, haklarınızı koruyan ve size en iyi sonuçları sağlamaya çalışan bir danışman olarak hizmet edecektir. Ayrıca, boşanma davası açmak ve sonrasında yapılması gereken diğer işlemler konusunda size danışmanlık yapacak ve size yol gösterecektir.
Çekişmeli Boşanmada Deliller Nelerdir?
"Delil," bir davada, bir tarafın iddialarının doğruluğunu veya yanlışlığını kanıtlamaya yönelik olarak sunulan kanıt anlamına gelir. Deliller, tanık ifadeleri, fotoğraflar, belgeler, e-postalar ve benzeri materyaller gibi fiziksel veya yazılı kanıtlar olabilir. Delil, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunu veya suçlu tarafın belirlenmesini aydınlatmaya yardımcı olabilir ve bir davada hakim veya jüri tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılabilir. Delil toplama ve sunma süreci, hukuki bir davada çok önemlidir ve yasalara uygun olarak yapılması gerekmektedir.
"Hukuka uygun delil," yasalar tarafından belirlenen kriterlere uygun olarak toplanan ve sunulan kanıtlardır. Hukuka uygun delil, adaletin güvenliğini ve taraflar arasındaki eşitliği sağlamaya yönelik olarak tasarlandı. Hukuka uygun delil, taraflar arasındaki dava sürecinde tarafsız, objektif ve doğru bir şekilde değerlendirilmelidir.
Hukuka uygun delil, hukuki bir davada kullanılabilecek kanıtlardan biridir ve belirli kriterlere uymalıdır. Örneğin, hukuka uygun delil, taraflar arasındaki davanın konusu ile ilgili olmalı, taraflar tarafından sunulan diğer kanıtlarla uyumlu olmalı ve tarafların eşit haklarına saygı göstermelidir. Ayrıca, hukuka uygun delil, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunu aydınlatmaya ve bir davayı sonuçlandırmaya yardımcı olması gerekmektedir.
BUNU DA BİL; Sosyal medya kayıtları da çekişmeli boşanma davasında delil olarak kullanılabilmektedir. Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için sosyal medya kayıtları boşanmada delil olur mu başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz.
Delilin konusu maddi vakıalardır. Deliller vakıaların mevcut olup olmadığını göstermek için gösterilir. Maddi hukuk, bir hakkın var olmasını belirli vakıaların mevcudiyetine bağlı tutmuştur. Dolayısıyla vakıaların ispatı, hakkın varlığının ispatı olmuş olur ve bu nedenle de delil gösterilmesi gerekir. Hakim re’sen sadece uyuşmazlığın çözümüne elverişli olan delilleri ayıklayarak inceleyecektir. Yeni HMK’nın getirdiği bir yükümlülük somutlaştırma yükümlülüğüdür. Buna göre her vakıa ilgili delille eşleştirilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Delil
"Hukuka aykırı delil," Türk hukukunda, hukukun belirli kurallarına aykırı olarak toplanan, kullanılan veya sunulan delil olarak tanımlanır. Bu tür bir delil, hukuki bir davada geçerli bir delil olarak kabul edilmez ve kullanılamaz. Bunun sebebi, hukukun öncelikli olarak insan haklarının korunması gerekliliğidir ve hukuka aykırı bir delilin kullanılması, bu hakların ihlal edilmesine neden olabilir. Boşanma davasında yasak delil, Türk hukukunda belirli kuralların çerçevesinde tanımlanmış ve kullanılması yasak olan delillerdir. Örneğin, özel hayatın gizliliği konuları, evlilik içi cinsel ilişki veya cinsel yönelim gibi konular, boşanma davasında hukuka aykırı yasak delil olarak ortaya çıkacaktır. Burada önemli olan delillerin elde edilmesinde hukuka uygun yöntemlerin kullanılmasıdır. "Yasak Delil" terimi, yargılamalarda kullanılan delil türlerinden biridir ve adaletli ve eşitli bir yargılama sürecinin gereklerine uymayan, hukuka aykırı veya hukuka aykırı olarak kabul edilen delil olarak tanımlanır. Bu tür bir delil, yargılamada kullanılması yasak olan veya hukuka aykırı olarak kabul edilen bir yolla elde edilmiş veya toplanmış olabilir. Yasak delil, yargılamanın adaletli ve eşitli bir şekilde yapılmasını engelleyebilir ve yargılamanın sonuçlarının doğru ve adaletli olmasını tehlikeye atabilir. Boşanma davalarında da yasak delil kavramı geçerlidir. Yasak delil, boşanma davalarında da yargılamanın adaletli ve eşitli bir şekilde yapılmasını engelleyebilir. Genel olarak, boşanma davalarında yasak delil, şiddet, taciz, cinsel saldırı gibi insan haklarına aykırı davranışları veya hukuka aykırı yollarla toplanmış veya elde edilmiş her türlü delildir. Bu tür bir delil, boşanma davasının sonucunun doğru ve adaletli olmasını tehlikeye atabilir ve yargılamanın sonuçlarını etkileyebilir.
Boşanma davalarında hukuka aykırı delil bahsinde dava kamu düzenini ilgilendirdiği için özellikle büyük tartışma konusu yaratır. Kişinin özel ve gizli alanı, kişilik hakkına dahildir ancak eşlerden birisinin ses kaydı koyup gitmesi üzerine bu kaydın delil olarak gösterilmesi Yargıtay tarafından hukuka aykırı addedilmemiştir zira ev eşlerin ortak yaşam alanı olarak tanımlanmış ve her iki eşin de bu özel alana sahip olduğunu söylemiştir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Fotoğraf Delili
Boşanma davasında fotoğraf delili, taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesinde kullanılan bir delildir. Fotoğraflar, tarafların davada iddia ettiği şeyleri kanıtlamaya veya yalanlamaya yardımcı olabilir. Örneğin, eşler arasındaki şiddet olaylarının delil olarak sunulması, evlilik hayatı hakkındaki iddiaların kanıtlanması gibi durumlarda fotoğraf delili kullanılabilir.
Fotoğraf delilinin kullanılabilmesi için, fotoğrafların gerçekliğinin kanıtlanması ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak yeterli bir şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca, fotoğrafların hukuka uygun olarak toplandığından da emin olunmalıdır. Boşanma davasında fotoğraf delili, diğer delil materyalleri gibi, hakimin karar verirken değerlendirdiği bir unsur olarak ele alınabilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Ses Kaydı Delili
Çekişmeli boşanma davalarında ses kayıtları hakim tarafından incelenebilir, ancak genellikle yasal bir dayanağı olması için ses kayıtlarının yasal olarak doğru şekilde elde edilmiş olması gerekir. Bazı ülkelerde, tarafların rızası olmadan yapılan ses kayıtları yasal olarak geçerli değildir ve bu durumda hakim bu kayıtları davalarda kullanmayabilir.
Ayrıca, ses kayıtlarının yapılması hakkında yerel yasalar ve evlilik davaları hakkındaki yasalar da dikkate alınmalıdır. Ses kayıtlarının adil ve doğru bir şekilde yapılması, tarafların haklarının ve gizliliklerinin korunması için önemlidir.
Bu nedenle, çekişmeli boşanma davalarında ses kayıtları konusunda yasal danışmanlık almak en iyisidir. Hakim tarafların durumunu ve ses kayıtlarının yasal durumunu en iyi şekilde anlamak ve bu kayıtların davada kullanılıp kullanılmayacağına karar vermek için gerekli bilgi ve danışmanlık sağlamak için bir avukatla çalışmak önerilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Mesaj Delili
Boşanma davasında mesaj delili, taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesinde kullanılan bir delildir. Örneğin, eşler arasındaki tartışmaların, iddiaların veya şiddet olaylarının delil olarak sunulması için mesajlar kullanılabilir.
Mesaj delilinin kullanılabilmesi için, mesajların gerçekliğinin kanıtlanması ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak yeterli bir şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca, mesajların hukuka uygun olarak toplandığından da emin olunmalıdır. Boşanma davasında mesaj delili, diğer delil materyalleri gibi, hakimin karar verirken değerlendirdiği bir unsur olarak ele alınabilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında İspat Yükü
İspat yükü kimdeyse onun iddia ettiği vakıayı hukuka uygun bir delille ispat etmesi gerekir. İspat yükü, çekişmeli vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla ilgilidir. Bazı hâllerde ispat yükünü hakim sorgulamaz ancak kural, hakimin ispat yükünün kimde olduğunu tespit etmesi gerektiğidir.
İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Örneğin: Bir kişi, ödünç sözleşmesi yapılmış olması ve bu sözleşme gereği alacağın vadesinde verilmemesi vakıasından kendi lehine alacak hakkı çıkarmaktadır ve bu nedenle bu vakıayı ispat etmelidir. Bu kurala göre genellikle ispat yükü davacıdadır. Örneğin: A, B’ye noterden ihtar çekerek borcunu ödemesi için iki haftalık süre vermiş ve B böyle bir borcu olmadığını iddia ederek A’ya karşı böyle bir borcu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açmıştır. Bu hâlde davacı B olmakla beraber bu vakıanın varlığının ispat yükü A’dadır. Borcun olmaması menfi bi vakıadır ve menfi vakıa ispat edilemez. İspat edilecek olan müspet vakıalardır ve bu nedenle alacaklı olduğunu A ispat etmelidir.
Örneğin: A, B’ye karşı on bin liralık alacak davası açmıştır. Bu vakıadan alacak hakkını kendi lehine çıkaran A olduğundan, sözleşmenin varlığına ilişkin vakıayı ispat etmelidir. A’nın vakıayı ispat etmesinden sonra hakim hemen karar vermez ve artık ispat yükü B’ye geçer. Susarsa vakıa ispat edilmiş olur ancak borcun ortadan kalktığına ilişkin iddiasını ispat edebilir. B de buna ilişkin iddiasını ispat ederse davayı B kazanmış olur.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
İspat yükü kendisinde olan taraf iddiasını ispat etmelidir ve edemezse davayı kaybeder. İspat yükü kendisinde olan taraf iddiasını ispat ettikten sonra ispat yükü artık karşı tarafa geçer.
Çekişmeli Boşanma Davasında Tazminat
Genel tazminat tanımı;
"Tazminat," bir davada, bir tarafın zarar gördüğü durumlarda, zararın telafisi amacıyla diğer tarafın yapması gereken bir ödeme olarak tanımlanır. Tazminat, maddi zararların yanı sıra, manevi zararları da kapsayabilir. Tazminat, bir hukuki dava sonucu verilir ve genellikle zarar gören tarafın mağduriyetini gidermeyi amaçlar.
Tazminat, bir kaza sonucu oluşan zararlar, ticari işlemlerdeki hukuki uyuşmazlıklar, çalışanların işyerinde yaşadığı zararlar ve benzeri durumlarda verilebilir. Tazminat miktarı, zararın boyutu, taraflar arasındaki sözleşme ve yasal hükümler gibi faktörlere göre belirlenebilir. Tazminat, hakim tarafından verilebilir veya taraflar arasında anlaşma yoluyla çözülebilir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Gerekçeli Karar
Çekişmeli boşanma davalarında, mahkeme taraflar arasındaki anlaşmazlıkları çözerek, boşanma sürecinin adaletli ve eşit bir şekilde yönetilmesini sağlar. Bu nedenle, mahkeme taraflar arasındaki tüm konuları ve delilleri incelemelidir ve boşanma kararını verirken bunları dikkate almalıdır.
Çekişmeli boşanma davasında gerekçeli karar, mahkemenin boşanma kararını verirken neden ve nasıl karar verdiğini açıklayan bir belgedir. Gerekçeli kararda, mahkeme taraflar arasındaki tüm konuların ele alındığı, tarafların savunmalarının ve delillerinin incelendiği ve sonuçta mahkemenin hangi sebeplerle boşanma kararı verdiği açıklanır.
Çekişmeli boşanma davalarında gerekçeli karar, taraflar için de adaletli ve doğru bir karar verilmiş olduğunun göstergesidir. Aynı zamanda, tarafların boşanma sürecinin nasıl yürüdüğünü ve neden boşanma kararı verildiğini anlamalarına yardımcı olur.
Çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka Miktarı
Çekişmeli boşanma davalarında, nafaka kelimesi evlilik sonrası hayatta kalması gereken eşlerin mali ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir tarafın diğer tarafa ödemesi gereken maddi desteği ifade eder. Nafaka, evlilik sonrası bir eşin hayat standardını koruyabilmesi ve hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan maddi kaynakları sağlamaya yöneliktir.
Nafaka, boşanma davasında hakim tarafından belirlenir ve tedbir nafakası bakımından dava süresince, yoksulluk nafakası bakımından ise davanın kesinleşmesinden itibaren ödenir. Nafaka miktarı, tarafların finansal durumları, hayat standardı, çocukların ihtiyaçları gibi birçok faktör dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca, nafaka miktarı evlilik süresi, tarafların yaşları, eğitim düzeyleri gibi faktörlere de göre değişebilir.
Çekişmeli boşanma davalarında, nafaka konusunda anlaşmazlık varsa, hakim taraflar arasında adaletli bir çözüm bulmak için sorular sorabilir ve tarafların durumlarını ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlamaya çalışabilir. Hakim tarafların durumlarını en iyi şekilde anlamak ve adaletli bir çözüm bulmak için tüm gerekli bilgileri toplamaya çalışır.
Çekişmeli boşanma davalarında nafaka miktarı, hakim tarafından belirlenir ve belirli bir süre için ödenir. Nafaka miktarı, tarafların finansal durumları, hayat standardı, çocukların ihtiyaçları gibi birçok faktör dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca, nafaka miktarı evlilik süresi, tarafların yaşları, eğitim düzeyleri gibi faktörlere de göre değişebilir.
Hakim, nafaka miktarını belirlerken tarafların durumlarını, finansal durumlarını, çocukların ihtiyaçlarını ve diğer faktörleri dikkate alır. Hakim, tarafların hayat standardını koruyabilmelerini ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini garanti etmek için adaletli bir miktar belirler.
Nafaka miktarının belirlenmesinde hakimin kararı sonucu olarak oluşan sonuç, taraflar arasında anlaşmazlık varsa yargıya başvurulabilecek bir sonuçtur. Bu nedenle, tarafların çekişmeli boşanma davalarında nafaka miktarı konusunda bir avukatla çalışması en iyisidir. Avukatlar, tarafların durumlarını ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlamaya ve adaletli bir sonuç bulmak için gerekli bilgi ve danışmanlığı sağlamaya yardımcı olabilirler.
Çekişmeli Boşanmada Erkek Hangi Hallerde Nafaka Ödemez?
Erkek hangi hallerde nafaka ödemez sorusu sıklıkla karşılaşılan ve boşanma davalarının en çok sorulan sorularından bir tanesidir. Öncelikli olarak belirtmekte fayda vardır ki Türk Hukuk Sistemimizde iki tip nafaka bulunur. Bunlardan bir tanesi çocuklar için verilen diğeri ise eş için verilenidir. Davanın devamı sırasında hem eş hem de çocuk ya da çocuklar için verilen nafaka geçici tedbir nafakası olarak adlandırılır. Davanın kesinleşmesinden sonra eş için verilenine yoksulluk nafakası, çocuk için verilenine ise iştirak nafakası adı verilmektedir. Şimdi gelelim konumuza ve erkek eşin nafaka ödemeyeceği durumları sıralayalım.
Çekişmeli Boşanmada Erkek Hangi Hallerde İştirak Nafakası Ödemez?
Erkek eşin iştirak nafakası yani çocuklar için nafaka ödemeyeceği durumlardan birincisi çocukların velayetinin kendisinde bulunması durumudur. İster anlaşmalı boşanma davası olsun ister çekişmeli boşanma davası olsun erkek eş çocukların velayetini üzerine almış ise iştirak nafakası ödemeyecektir. Çünkü iştirak nafakası velayet kendisinde bulunmayan eş tarafından ödenen bir nafaka türüdür. İkincisi nafaka verilen müşterek çocuğun erginlik yaşına gelmesi yani reşit olmasıyla son bulmaktadır. Anlaşılacağı üzere müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakası nafaka alacaklısı olan müşterek çocuğun 18 yaşını tamamlaması ile kendiliğinden sona erecektir. Yine boşanma davasında kadın müşterek çocuklar için iştirak nafakası istemediğini belirtmiş ise erkek iştirak nafakası ödemeyecektir. Çünkü Yargıtaya göre velayeti kendisinde bulunan eşin çocukları için takdir edilen nafakalardan vazgeçtiğini beyan etmesi ile artık iştirak nafakasına hükmedilmeyecektir. Yine açılan boşanma davası reddedilmiş ise iştirak nafakası da verilmeyecektir. Örneğin boşanma davası açıldı diyelim ve bu boşanma davası haricinde de münferit olarak açılmış bir nafaka davası da olmadığını düşünelim. İşte bu durumda asıl boşanma davası reddedilmiş ise çocuk için nafakası verilmeyecektir.
İştirak nafakası ahlaki bir görevin yerine getirilmesi için de talep edilemeyecektir. Örneğin müşterek çocuklara fiili olarak ergin oldukları tarihe kadar anneanneleri tarafından bakılmış ise bu durum ahlaki bir görevin yerine getirilmesi niteliğinde olduğundan bu görevin yerine getirilmesi maksadıyla yapılmış olan harcamalar ve giderler erkekten nafaka adı altında talep edilemeyecektir. Bir diğer durum ise nafaka verilen çocuğun hayatını kaybetmesidir. Çocuk hayatını kaybetmiş ise nafaka kendiliğinden son bulacaktır. Anlaşılacağı üzere velayet kendisinde bulunana taraf bu nafakayı almaya devam edemeyecektir. Çünkü nafaka alacaklısı boşanılan eş değil müşterek çocuğun kendisidir. Erkeğin iştirak nafakası ödemeyeceği bir diğer husus ise iştirak nafakasından feragat edilmesidir. Erkeğin herhangi bir geliri ve mal varlığı yoksa yine iştirak nafakası vermeyecektir. Kendisi de yoksul olan erkeğin iştirak nafakası yükümlüsü olarak kabul edilmesi hakkaniyete uygun olmayacaktır. Belirtmiş olduğumuz hususlar erkeğin iştirak nafakası ödemeyeceği durumlardır. Şimdi ise yoksulluk nafakasını ele alalım.
Çekişmeli Boşanmada Erkek Hangi Hallerde Yoksulluk Nafakası Ödemez?
Erkek eşin yoksulluk nafakası bir diğer deyişle kadına nafaka ödemeyeceği durumlardan birincisi kanunumuzun da değindiği üzere kadının boşanma davasında daha ağır kusurlu bulunması durumudur. Kadın eş boşanma davasında erkekten daha ağır kusurlu ise erkek yoksulluk nafakası ödemeyecektir. Yine yoksulluk nafakası talep eden kadın tam kusurlu bulunursa erkek yoksulluk nafakası yükümlüsü olmayacaktır. Burada bir husustan bahsetmemizde yarar vardır. Her ne kadar kadın ağır kusurlu ya da tam kusurlu olduğunda yoksulluk nafakası alamayacak olsa da nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacak olmasıdır. Bu durum haricinde erkeğin yoksulluk nafakası yükümlüsü olmayacağı bir diğer durum kadının evliymiş gibi yaşamasıdır. Kadının evli gibi başka bir erkekle yaşadığı tespit edilir ve ispatlanırsa bu durumda da erkek yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtulacaktır. Anlaşılacağı üzere gayri resmi şekilde birlikte olduğu ve halen başka bir erkekle yaşadığı ispat edilmiş ise yoksulluk nafakası yükümlülüğü sona erecektir.
Çekişmeli Boşanmada Kadın Hangi Hallerde Nafaka Alamaz?
Kadın yoksulluğa düşmeyecek ise ki kanun boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraftan bahsetmektedir, işte bu durumda da erkek yoksulluk nafakası ödemek zorunda kalmayacaktır. Yine kadın çalışmış olduğu iş yerinden kendi iradesi dışında sırf kocasından nafaka alabilmek maksadıyla ayrılmış ise bu durumda da erkek yoksulluk nafakası yükümlüsü olmamalıdır. Nitekim Yargıtay kararlarına göre de kadın işten sebepsiz yere ayrılmış ise kendisine yoksulluk nafakası bağlanmamalıdır. Bundan dolayıdır ki kadının işten ayrılış nedeni mahkemeler tarafından araştırılmalı ve buna göre talep varsa erkek aleyhine tabi diğer koşulların da varlığı halinde yoksulluk nafakasına hükmedilmelidir. Kadının yoksulluğu ortadan kaldıracak düzeyde bir geliri varsa erkek yoksulluk nafakası vermek zorunda kalmayacaktır. Zira yeterli aylık geliri ve düzenli bir işi olan kadın erkekten nafaka alamayacaktır. Çünkü kanunun aradığı boşanma yüzünden yoksulluğa düşme şartı gerçekleşmemiş olacaktır. Bir diğer yoksulluk nafakası yükümlüsü olunmaması gereken husus ise kadının yeterli seviyede emekli aylığının bulunmasıdır. Kadın yeterli emekli aylığına sahipse yine erkek yoksulluk nafakası yükümlüsü olmayacaktır. Özellikle de memur olarak çalışan örneğin öğretmen olarak çalışıp da yeterli gelir seviyesi olan kadın erkekten yoksulluk nafakası alamayacaktır. Tabi somut olayın da değerlendirilmesi şarttır. Kadının kira geliri, arsası, taşınmazı yeterli parası varsa yoksulluk nafakası alamayacaktır. Yine erkeğin yoksulluğu varsa, kendisi de muhtaç durumdaysa yoksulluk nafakası yükümlüsü olmayacaktır. Aynı şekilde kadının geliri ile erkeğin gelirinin birbirlerine yaklaşık olması durumunda da yoksulluk nafakasına hükmedilmemelidir. Yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde eğer kadın davada yoksulluk nafakası talep etmemiş ise mahkeme taleple bağlı olduğundan dolayı istek yoksa yoksulluk nafakasına da hükmedilmeyecektir. Kanun maddesi açık ve net bir şekilde "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." düzenlemesine yer vermiş olup bir talepten istekten bahsetmiştir. Bundan dolayı kadının yoksulluk nafakası talebi yoksa mahkeme kendiliğinden erkeği yoksulluk nafakası yükümlüsü yapamayacaktır. Çünkü mahkeme iştirak nafakası haricinde yoksulluk nafakasında taleple bağlıdır.
Yine kadın yoksulluk nafakası istemediğini açıkça belirtmiş ise bu durumda da mahkeme yoksulluk nafakasına hükmedip de erkeği yoksulluk nafakası yükümlüsü yapamayacaktır. Yoksulluk nafakası alacaklısı olan kadının tekrar evlenmesi durumunda yoksulluk nafakası kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Yine yoksulluk nafakası alacaklısı olan kadının ya da yoksulluk nafakası yükümlüsü erkeğin ölümleri durumunda da yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer. Ayrıca yoksulluk nafakası alacaklısı olan kadının bir başka kişiyle evliymiş gibi yaşaması durumunda da bu durumun tespiti halinde yoksulluk nafakası kalkacaktır. Yoksulluk nafakası kadının yoksulluğunun ortadan kaklkması durumunda da erkek yoksulluk nafakası ödemez. Örneğin boşanma davası sırasında hiçbir geliri olmadığı için yoksulluğa düşen kadına bağlanan yoksulluk nafakası; boşanma davasının sonrasında kadının malvarlığının artması ya da yoksulluğunun son bulması ile son bulacaktır. Erkeğin yoksulluk nafakası yükümlüsü olmayacağı bir diğer durum ise kadının haysiyetsiz hayat sürmesi durumunda ortaya çıkar. Ancak bu durum tabi ki de mahkeme kararı ile gerçekleşecektir. Son olarak eklememiz gereken durum ise açılan boşanma davasının reddolması durumunda da yoksulluk nafakasına hükmolunamayacağıdır. Anlaşılacağı üzere kadının açmış olduğu boşanma davası reddedilirse erkek yoksulluk nafakası yükümlüsü olmayacaktır.
Boşanma davası ve boşanma avukatı hakkında ayrıntılı bilgi için boşanma avukatı ankara başlıklı makalemizi de okuyabilirsiniz.
Boşandıktan sonra kadınlar, finansal bakımdan sıkıntı çekecek ise mahkeme kadın için yoksulluk nafakasının almasına karar verir. Bu belirtilen nafaka eski koca tarafından her ay düzenli şekilde eski karısı için öder. Nafaka, boşanan her kadın için bağlanmak zorunda değildir. Bu gibi bazı durumlarda kadınlar da, nafaka alamazlar. Bu durumları ise şu biçimde sıralamak mümkündür:
- · Eğer bir kadın boşanma sonrasında finansal olarak zorluk olmayacak ise,
- · Kadın, kendisinin isteği ileişten ayrıldığı zaman,
- · Kadınlara finansal olarak zorluk olmayacak kadar aylık gelirleri varsa,
- · Kadınlar emekli maaşları ve kira gelirleri alıyor ise,
- · Kadınların, hali hazırda olan yeni bir evlilik yapması ya da bir kişi ile evlilik hayatını yaşaması durumunda,
- · Eski eşinin herhangi bir işi ya da düzenli gelirleri olmayan kadın, nafaka alamaz.
- · Kadınların açmış oldukları boşanma davalarında yoksulluk nafakası istenildiği zaman yok ise nafakayı alamaz.
- · Kadınlar boşanma davası sırasında elde ettikleri ve toplanan delillerin göz önüne alındığı ya da bulunduğunda diğer eş için daha çok kusurlu olması ile nafaka alamaz.
- · Kadınlar boşanma davalarından sonrasında yoksulluğa düşmeyecekleri durumda nafaka alamaz.
- · Kadınların yoksulluk nafakası alması için yoksulluğa düşmesi gerekir.
- · Kadınlar çalıştığı iş yerlerinden isteyerek ve bilerek çıkmış ise bunun da tespiti
- ile nafaka alamaz.
- · Kadınlar SGK’lı olarak çalıştığı zaman da nafaka alamaz.
- · Kadınların finansal durum olarak gücü ya da mal varlığı bulunması durumunda da nafaka alamaz.
- · Kadınlar memur olarak çalıştıkları zaman da nafaka alamaz.
Çekişmeli Boşanmada Karar
Hükmün asgari olarak birtakım hususları içermesi gerekir. HMK. md. 297’ye göre hüküm Türk milleti adına verilir ve bu ibareden sonra şu hususları kapsar:
1. Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiği,
2. Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,
3. Tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler, ki bu kısım verilen hükmün gerekçe kısmıdır,
4. Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresi,
5. Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzaları,
6. Gerekçeli kararın yazıldığı tarih.
Gerekçe bölümü, hükmün ilerde denetlenmesi açısından en önemli rol oynayan kısımdır. Gerekçe, keyfiliği önler. Gösterilen delilin neden kabule şayan olmadığının, bir vakıanın neden sabit olduğunun yazılacak gerekçede tam olarak belirtilmesi gerekir.
Hüküm sonucu, hüküm fıkrasıdır ve gerekçeden sonra gelir. Hüküm fıkrası, eğer dava kabul edildiyse dava dilekçesindeki talep sonucunun hüküm kısmına geçirilmiş hâlidir. Mahkeme, hüküm fıkrasında gerekçeyi tekrar etmez. Hüküm fıkrası gramatik olarak icra
müdürüne emir gibi yazılır. Davalı hükmü rızasıyla yerine getirmezse bu hüküm icra edilebilir. İcra müdürü, icra edilecek bu karara ilişkin emirlere uyar. Kesin hüküm teşkil eden kısım, yazılan kararın tamamı ve hatta gerekçe dahi değildir ve yalnızca hüküm fıkrasıdır.
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir ki icra edilebilsin. İcra müdürü, yalnızca hüküm fıkrasını uygular ve gerekçede zikredilmiş ancak hüküm fıkrasında yer almayan bir şey icra edilemez.
Şeklî anlamda kesin hüküm, o karara karşı başvurulabilecek başkaca bir kanun yolunun kalmaması anlamına gelir. Hüküm şeklen kesinleştiği anda da maddi anlamda kesinleşmiş olur ve hukuk düzeni tarafından dava konusu edilmiş hak ilanihaye korunur.
Hüküm; hakim, mahkeme heyeti ya da heyet başkanının görevlendireceği bir hakim tarafından yazılır. Duruşma sırasında tefhim edilecek kısım hüküm fıkrasıdır ve bu fıkra sonradan yazılacak olan gerekçeli karara aykırı olamaz.
Çekişmeli Boşanmada Temyiz Kanun Yolu
Genel olarak temyiz sebebi hukuk kuralının yanlış uygulanmasıdır. Hukuk kuralının içine kanun, tüzük, yönetmelik gibi sözleşme de girer. Zira özellikle özel hukukta sözleşme hükümler, emredici hükümler hariç olmak üzere kanundan önce gelir.
- Maddi Hukuka İlişkin Temyiz Sebepleri
Maddi hukuka ilişkin sebepler ve usul hukukuna ilişkin sebepler olmak üzere ikiye ayrılır. Maddi hukuka ilişkin bir hukuk kuralı yanlış uygulanmışsa, bu bir bozma sebebi olarak görülür ve bunun tespiti nispeten daha kolaydır. Normalde temyiz incelemesinin amacı vakıaların yeniden incelenmesi ve delillerle değerlendirilmesi değildir ancak Yargıtay, henüz istinaf mahkemeleri faaliyete geçmediğinden, mesele-i maddiyenin takdirinde hataya ilişkin hükme dayanarak delillerin takdirini de yapmaktadır.
- Usul Hukukuna İlişkin Temyiz Sebepleri
Usul hukukuna dayanan temyiz sebepelerinin tespiti ise daha güçtür. Bu sebepler ikiye ayrılır: mutlak temyiz sebebi ve nıspi temyiz sebebi. Mutlak temyiz sebepleri kanunda sayılmıştır. Bir husus eğer yargılamanın iadesi sebebi teşkil ediyorsa, evleviyetle mutlak temyiz sebebidir. Mutlak temyiz sebepleri genellikle dava şartlarıdır. Yargıtay ilgili dairesi de bu sebepleri re’sen gözetmeli ve eksikliğini tespit ettiği anda kararı bozmalıdır. Bir de dava şartları olmamakla beraber mutlak temyiz sebebi olarak öngörülmüş hâller vardır. Birbirine çelişik iki hüküm varsa, bu yargılamanın iadesi sebebi olduğu gibi mutlak temyiz sebebidir. Delillerin kanuni sebep olmaksızın reddedilmiş olması, vekil ve mümessil olmayan kişi huzuruyla davaya bakılmış ve hüküm verilmiş olması, hükmün gerekçesiz olması mutlak temyiz sebepleridir.
Bir usul hatasının esasa etkili olması gerekir. Usul kuralına aykırılık olmasaydı farklı bir karar ortaya çıkabilecektiyse, bu usul hatası nıspi temyiz sebebi oluşturur.
Temyiz dilekçesinde, temyiz eden ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı ve adresi, varsa kanuni temsilcilerine ilişkin bilgiler ve hangi hükmün temyiz edildiği, ilamın temyiz edene tebliğ edildiği tarih, hükmün özeti, temyiz sebepleri, varsa duruşma isteği, varsa kanuni temsilcinin ve vekilin imzası bulunmalıdır. Temyiz edilen karar ve temyiz edenin imzası bulunduğu hâlde diğer unsurlar bulunmasa dahi açılacak temyiz davası görülür. Dolayısıyla temyiz sebeplerinin tamamını Yargıtay re’sen gözetir, tarafların bildirdiği temyiz sebepleriyle bağlı değildir. Ancak elbette tek taraf temyiz etmişse kararı aleyhe bozamaz.
Temyiz dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse o mahkemenin temyiz defterine kaydolunur. Temyiz isteği harca tabi değilse deftere kaydedildiği, tabiyse harcın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır.
Temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine Yargıtay’ın ilgili dairesine gönderilmek üzere verilebilir. Temyiz, temyiz süresi geçtikten sonra veya temyizi mümkün olmayan bir karar ilişkin olarak yapılırsa, dilekçenin verildiği mahkeme temyiz isteminin reddine karar verir. Bu ret kararının kendisi de yedi gün içerisinde temyiz edilebilir.
Karşı taraf on gün içerisinde cevap dilekçesini verebilir ve bu cevap dilekçesinde katılma yoluyla temyiz yoluna başvurulabilir. Hükmü veren mahkeme, cevap dilekçesi verildikten sonra ilgili dosyayı Yargıtay’ın ilgili dairesine gönderir.
Çekişmeli Boşanma Davası Yargıtay Kararları
Boşanma davasında aşağıda işlediğimiz yargıtay kararları aslında eşlerin kusurlu olduğunu gösteren başlıklar ile kurgulanmıştır. Her boşanma davasında boşanmaya giden hususlarda kusur araştırması yapılması boşanma davasının sonuçları bakımından oldukça önemlidir.
Eşin Ailesine Hakaret
Davalının uzun süre eşini ailesi ile görüştürmedi ve eşine senin anan …..pu diyerek hakaret ettiği boşunacağını söyledi anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir birliğin devamını imkan vermeyecek nitelikli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Yargıtay 2. hukuk dairesi 2008-17763E, 2008-17189K.
Eşini Sevmediğini Söylemek
Kadının, oğlunu sevmiyorum istemiyorum onu boşayacağım dediği anlaşılmaktadır gerçekleşen bu duruma göre davalı karşı davacı da dava açmakta haklıdır. Öyleyse erkeğin davasında kabul eyle boşanmaya karar verilecek yerde davasının reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Eşinden Sıkıldığını Söylemek
Davalının eşine şiddet uyguladığını, davacıdan sıkıldığını söyleyerek birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır bu halde taraflar arasında ortak ya da temelinden sarsacak derecede bir birliğin devamını imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Eşini İstemediğini Söylemek
Davalı kadının işini istemediğini söyleyip yüzüğünü bıraktığı, davacı kocanın da birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak ya da temelinden sarsacak derecede ve birliğini devamını imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Davalının davacı istemediğini söyledi, sürekli alkol aldığı çalışmadığı ve evlilik birliğini ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak dicle ve bildiğin devamlı imkan vermeyecek nitelikte bir geçmiştik mevcut ve sabittir.
Davanın davacı dövdüğü, başka bir sevdiği olduğunu söyleyerek onu istemediğini bildirdi ve evden kovdu anlaşılmaktadır bu hale tarafların ortak Etaminden sıcakta işte bildiğin devamlı imkan benim için tek bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Eşini Yakınlarıyla Görüştürmemek
Mahkemende sabit kabul Edip, tarafların kusurlu davranışları olarak kabul etti, davacı kadının güven sarsıcı davranışları karşısında davalı kocanın da eşine fiziksel şiddet uyguladığı ortak konudan kovdu ve yakınları ile görüşmesini kısıtlama getirdiği anlaşılmaktadır gerçekleşen bu olaylara göre davacı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Durum böyleyken mahkemece tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ve bu kusuru belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş bozmaya gerektirmiştir.
Aykırı Hobilere Sahip Olmak Boşanma Sebebidir
Davacının köpek yetiştirmeyi rahatsız olduğu kanıtlamadığı gibi köpek yetiştirme olayından sonra evlilik uzun süre devam etmiştir bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşerek yetersiz gerekçeyle boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Uyuşturucu Kullanmak Boşanma Sebebidir
Davalının halen uyuşturucu delil getirilmemiştir. Bu nedenle gerekçeye alınması doğru değilse de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamaya gerektirmediğinden bu bölümdeki gereksin hükümden çıkılarak hukuk muhakemeleri kanununun ilgili maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
Önceki Davadan Vazgeçmek Affetmek Anlamındadır
Davacı kadın bu davadan önce açtığı boşanma davasından barıştıkları gerekçesiyle feragat etmiştir. Mahkemece davacı erkek ağır kusurlu kabul ederek tarafların boşanmaların karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkek kusur olarak yüklenen Eşine sinkaflı küfürler etmesi vakasının davacı kadının feragatinden önce gerçekleştiği ve evlilik birliği bu olaydan sonra devam ettiğine göre davacı kadının davalı erkeğin önceki döneme ait kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilmelidir. Bu durumda affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar tarafları kusuru olarak yüklenemez.
Zorunluluk Hali Dışında Aynı Evde Oturmaya Devam Etmek
Boşanma davasına rağmen bir zorunluk bulunmadığı halde tarafların aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri toplandığı illerden anlaşılmaktadır. Bu durum evlilik Birliği’nin temelden sıra sığmadığını sürdürülebilir olduğunu gösterir. Davada temelden sayısını ve çekilmezlik olgusu gerçekleşmemiştir. Davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçeyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Sosyal Medyada Bekar Olduğunu Belirtmek Boşanma Sebebidir
Mahkemece davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmişse de yapılan araştırma ve toplanan delillerden davacı kocanın internette kendisini bekar olarak tanıtarak bir başka kadınla görüşme sürekli güven sarsıcı davranışlar içine girdiği, kayınpederine boşanmak istediğini söyleyerek eşini baba evine bırakmak suretiyle birlikte yaşamaktan kaçın, buna karşılık davalı kadının da birlik görevlerini ihmal ettiği, davacı işini ağır sözlerle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliği temelden sarsıldığından boşanma kararı verilmesi doğru olmakla birlikte boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gereklidir.
Cinsel Güveni Sarsmak Boşanma Sebebidir
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı tanığı anlatımında geçen kocanın sadakat yükümünü aykırı güven sarsıcı davranışı, davacı tarafından sunulan fotoğraflarla desteklenmiştir. Kocanın bir başka kadınla normal samimiyet ilişkisini aşan yakınlıkdaki fotoğrafları hakkında, davalı koca tarafından kabul edilebilir bir açıklamada bulunmamıştır. O halde mahkemenin değerlendirmesini aksine, davalı kocanın güven sarsıcı bu davranışları nedeniyle evlilik Birliği’nin temelinden sarsılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğini devamını imkan vermeyecek mi tekli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Delil Yetersizliğinden Beraat Aile Hakimini Bağlamaz
Delil yetersizliğinden verilen beraat kararı hukuk hakimi bağlamaz yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir bildiğin devamlı imkan vermeyecek tekli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görünmesine göre boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle davanın reddi doğru bulmamıştır.
Eşini Çalıştırmamak Boşanma Sebebidir
Davalı kocanın eşini dövdüğü, cep telefonu ile eşini iş yerinde taciz ettiği ve onun işten çıkarılmasını sağladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğini devamını imkan vermeyecek mi çekti bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Aşırı Borçlanmak Boşanma Sebebidir
Davalının birlik görevlerini yerine getirmediği ve aile düzenini bozacak derecede borçlandı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak yaz temelinden sarsacak bir birliğin devamını imkan vermeyecektik de bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Davalının güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, eşine hakaret ve tehdit de bulunduğunu, aile düzenini bozacak derecede aşırı borçlandı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Aşırı Kıskanç Davranmak Boşanma Sebebidir
Davalının aşırı kıskançlık gösterdi, eşine ağır hakaretlerde bulunduğunu aşırı şekilde alkol altı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Davalı kocanın sürekli alkol aldığı, alkolün etkisiyle ev eşyalarını kırıp döktü, eşini hakaretlerde bulunduğunu ve aşırı kıskançlık gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayati sürdürmeleri kendiliğinden beklenemeyecek derecede geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Tüp Bebek Tedavisinden Kaçınmak Boşanma Sebebidir
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladı ve hakaret etti, evlilik Birliği’nin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, tüp bebek tedavisi sırasında işiyle ilgilenmediği ona destek olmadığı anlaşılmaktadır. Bu şartlar altında işleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görünmemesine göre davanın reddi doğru görülmemiştir.
Cinsel Tedaviden Kaçınmak Boşanma Sebebidir
Davacının vajinismus hastası olup tedaviden de kaçındığı anlaşılmaktadır. Kocadan kaynaklanan ve boşanmayı gerektiren maddi bir hadisinin varlığı kanıtlanmamıştır. Türk medeni kanun hükümleri gereği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce kimsenin kendi iyiliğine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. işbu sebeple davacının vajinismus hastası olup tedaviden de kaçındığı anlaşıldığından davanın reddi yönünde karar verilmesi gerekirken yanılgıya düşünerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Ağız ve Vücut Kokusu Tedavisinden Kaçınmak Boşanma Sebebidir
Ağız ve vücut kokusu başlı başına boşanma nedeni değildir. Davalıda var olduğu iddia edilen bu rahatsızlığın tedavisi mümkün olup olmadığı, davalının tedaviden kaçın kaçınmadığı bu rahatsızlığın evlilik bildiğini davacı koca için çekilmez hale getirip getirmediğinin uzman hekimlerden oluşan sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece tebliğ edilen açıklamalı davetiye bu koşulları içermediği gibi davalı kadın daha sonra duruşmaya girip hastaneye sevkini istediği halde bu konuda işlem yapılmaması da doğru değildir. Bu yönler araştırıp incelemeden eksik incelemeyi yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulmamıştır.
Evi Sık Terk Etmek Boşanma Sebebidir
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının evlilik birliğinden kaynaktan yükümlülüklerini yerine getirmek maksadıyla çocukların da bırakarak sık sık ortak konutu terk etti ve bu suretle birlikte yaşamaktan kaçıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamını imkan vermeyecek tekli bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık annem mümkün görünmemesine göre boşanmaya karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru bulunmamıştır.
Hasta Eşle İlgilenmemek Boşanma Sebebidir
Davalının eşine değişik yer ve zamanlarda aptal, salak gibi sözler söyleyerek hakaret ettiği hastalınıp hastaneye yatan eşiyle ilgilenmediği, davacının kardeşi beyanlarından anlaşılmaktadır. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlıbaşına tanık beyanı değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabulü yeterli delil ve olgu da yoktur. O halde olaylara çok yakın tanık sözlerine değer verilerek isteyin kabulü gerekir Campione gözünde bu tutulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Davacının kahvehane‘de otururken rahatsızlanıp, orada bulunanlarca hastaneye kaldırılıp kısa bir süre hastanede müşahade altında bulundur olduğu, tanıkları ifade edilmiştir. Aynı gün saat 3:00’te hastaneden taburcu edilmiş olması karşısında, bu durum davalının ilgisiz kaldığını kabulü yeterli değildir. Kaldıki bu durumun davalıya davacının isteği üzerine bildirilmedi de tanıklar ifade edilmiştir. Bu durumda davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçeyle boşanma kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Davanın medeni kanunun maddesi gereğince evlilik Birliği’nin yüklediği görevlerini yerine getirmediği, eşinin beden sağlığını bozdu, tedavisini yaptırmadı, yemeklerini ayrı odada yediyi anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşteri hayatı teminatları sıcak derecede bir bildiğin devamlı imkan vermeyecek Tekte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Ayrı Odalarda Yaşamak Boşanma Sebebidir
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının evlilikleri süresince işini incitici söz ve davranışlarda bulunduğu son 3.04 yıldır yetişkinlerin kalmadığı, aynı evde fakat ayrı odalarda yabancı iki insan gibi yaşadıkları, ancak zorunluk halinde birbirlerini not yazarak iletişim kurdukları, ortak yaşam ve paylaşımlarının artık kalmadığı, aralarında sevgi ve saygının bittiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak eğitiminden sonra sıcak derecede bir birliğin devamını imkan vermeyecek ciddi bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Çocuk Yapma İsteğine Karşı Çıkmak Boşanma Sebebidir
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kocanın davalı eşine fiziksel şiddet uyguladı, bağımsız konu temin etmediği ve haklı bir sebep göstermeksizin eşinin çocuk yapma isteğine karşı çıktığı, bu sebeplerden dolayı ağır kusurlu olmakla birlikte davanın kabulü gerekmektedir.
Sosyal Ortamlarda Yalnız Bırakmak Boşanma Sebebidir
Mahkemece evlilik birliğini sarsılması yol açan olaylarda davalı karşı davacı kadının tamamen kusurlu olduğu kabul ederek kadının davasının reddine erkeğin davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş ise de davalı karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranıştır yanında davacı karşı davalı erkeğin de işine karşı ilgisi olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı bir boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Kadının boşanma davasında kabulüne karar verilmesi gereken yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.
Başkasıyla Sosyal Medyada Mesajlaşmak Boşanma Sebebidir
Mahkemece davacı kocanın ağır kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kocanın internet ortamında başka kadınlarla yazışması sadakastik iyiliği olmayıp, güven sarsıcı davranış olarak kabul etmesi gerekmektedir. Davalı kadının iste mahkemenin de kabulü nde olduğu gibi eşini hakaret ettiği sabittir tarafların eşit kusurlu olmalarından bahiste davanın kabulü gerekmektedir.
Mahkemende sabit kabul ettiği gibi davalı kocanın güven sarsıcı davranışlar içerisine girmesi, eşine hakaret etmesi birlik görevlerini yerine getirmemesi şeklinde gerçekleşen davranışlarına karşılık davacı kadının da internet Facebook adlı paylaşım sitesi aracılığıyla bir başka erkekle kocasının güvenini sarsacak şekilde mesajlastığı ve görüştü anlaşılmaktadır. Bu durumda tarafların evlilik birliği temelinden sarsılmış olup bu sonuca ulaşılmasında her iki tarafta kusurlu olmakta birlikte kocanın eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
Başkasıyla İstenmediği Halde Arkadaşlık Kurmak Boşanma Sebebidir
Kadının, eşinin karşı çıkmasına rağmen bazı kadınlarla arkadaşlık kurduğu, kocasını bıçaklı kırıldı onu tehdit, davacının da güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflarında müşteri kayaz temelinden sarsacak gelişti ve bildiğin devamlı imkan vermeyecek mi Tekte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Tanımadık Biriyle Sürekli Görüşmek Boşanma Sebebidir
Evlilik Birliği’nin temelinden sarsılması sebep olan hadiseler de bir başka erkekle sık sık görüşen, bu suretle güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı kadının daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Hamileyken Yalnız Bırakmak Boşanma Sebebidir
Yapılan soruşturma, toplam delillerle davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, hamile olan eşini yalnız bıraktı ve evden kovdu, doğumda ve sonrasında eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği gerçekleşmiştir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir birliğin devamını imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu kocanın ise kusursuz olduğu belirtilerek kadının boşanma davasının reddine kocanın davasının kabul verilmesine karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden kocanın da eşinin hamileliği ve doğumuyla ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında ortak yazı temenna sonra sıcak dizi ve birliğini devamlı imkan vermeyeceklikte bir geçmiştik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı kadının da dava açmakta haklıdır. bu şartlar altında eşlerin birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesini göre kadının da boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçeyle reddi doğru olmamıştır.