Tehdit Suçu Ve Cezası (Tck 106)
Tehdit suçu oluşması için tehdit, geleceğe yönelik olmalı ve zarar tehlikesi içermelidir. Failin mağdura gerçekleştireceğini bahsettiği zararın gerçekleşmiş olması ise gerekmemekte zarar tehlikesinin objektif olarak varlığı gerekli ve yeterlidir.
İçindekiler
- 1.1 Tehdit Suçu Kime Karşi Işlenebilir?
- 1.2 Tehdit Suçunun Açisindan şikayet, Uzlaştirma Ve Zamanaşimi
- 1.3 Kavga Sirasinda Söylenen Sözlerin Tehdit Suçu Açisindan DeĞerlendirmesi
- 1.4 Tehdit Suçunun Basit şekli Ve Cezasi Nedir?
- 1.5 Tehdit Suçunun Nitelikli Hali Ve Cezasi Nedir?
- 1.6 Silahla Tehdit Suçu
- 1.7 Imzasız Mektup Veya özel Işaretle Tehdit Suçu
- 1.8 Kendini Tanınmayacak Bir Hale Koyarak Tehdit Suçu
- 1.9 Tehdit Suçunun Birden Fazla Kişiyle Birlikte Işlenmesi
- 1.10 örgüt Ismi Kullanarak Tehdit Suçu
- 1.11 Tehdit Suçunda Hükmün Açiklanmasinin Geri Birakilmasi Karari Verilebilir Mi?
- 1.12 Tehdit Suçu Cezasinin Adli Para Cezasina çevrilmesi
- 1.13 Tehdit Suçu Yargıtay Kararları
- 1.14 Tehdit Suçunca Mağdurun Korkup Korkmadığının Araştırılması Gerekmez
- 1.15 Silahla Tehdit Suçunun Oluşması Için Suça Konu Silahın Tehdit Amacıyla Teşhir Edilmesi Yeterlidir
- 1.16 Silahın Mağdurun Gıyabında Gösterilmesi Durumunda basit Tehdit Suçundan Dolayı Değerlendirme Yapılmalıdır
- 1.17 Tehdit Suçunun Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle işlenmesi Suçun Nitelikli Hallerinden Biridir
- 1.18 Tehdit Suçunun Başka Bir Suçun Unsuru Olması Halinde Ilgili Suçtan Dolayı Değerlendirme Yapılmalıdır
TEHDİT SUÇU VE CEZASI (TCK 106)
Ceza hukuku/ Tehdit suçu ve cezası- Tehdit Suçu, mağdurun kendisinin veya yakının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik ileride bir saldırı gerçekleştirileceğini mağdura bildirilmesi ile oluşmaktadır. Tehdit suçunu düzenleyen TCK madde 106’da her ne kadar belirtilmemiş olsa da bu saldırının haksız bir saldırı olması gerekmektedir. Fail mağdurdan bir şekilde davranmasını, bir şey yapmasını ya da yapmamasını istese bile tehdit suçu oluşmaktadır. “Seni öldürürüm demek”, “Sana bu şehri dar edeceğim demek” ile tehdit suçu oluşmaktadır. Tehdit suçu her türlü ispat vasıtası ile ispatlanabilir. Sözlü tehdidin cezası yani tehdit suçunun yatarı aşağıda da açıklayacağımız üzere 6 aydan 2 yıla kadardır. Tehdit edilen bir kişi derhal savcılığa durumu izah etmeli ve bir ceza avukatından hukuki destek alması önemle tavsiye olunur. Tehdit suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamayacaktır. Tehdit suçunun basit hali dışındaki unsurları şikayete tabi değildir ve böylece tehdit suçu kamu davasına dönüşür. Tehdit suçu ağır ceza mahkemesinde değil asliye ceza mahkemesinde görülen bir dava türüdür. Ancak tehdit suçuyla birlikte ağır cezayı gerektiren bir suç işlenmiş ise tehdit suçu ağır ceza mahkemesinde de görülecektir. Telefonla tehditin ispatı genellikle tanıklarla mümkün olabilir. Tehdit edildiği esnada yanınızda bulunan kişiler tehdit eden kişinin sesini duymuş iseler bunlar tanık olarak yargılamaya dahil edilebilir. Yine hukuka uygun olarak elde edilmiş olan ses kaydı da tehdit suçunda delil olarak kullanılabilecektir.
Tehdit suçu oluşması için tehdit, geleceğe yönelik olmalı ve zarar tehlikesi içermelidir. Failin mağdura gerçekleştireceğini bahsettiği zararın gerçekleşmiş olması ise gerekmemekte zarar tehlikesinin objektif olarak varlığı gerekli ve yeterlidir. Örneğin “Seni vuracağım” sözleri ile tehdit suçu oluşmakta ancak failin mağduru vurmaya yönelik eylemlerine başlayıp başlamaması önem arz etmemektedir. Bununla birlikte gerçekleşmesi imkansız olan bir zarar söz konusu ise tehdit suçu oluşmamaktadır.
Tehdit Suçu ile kişilerin huzur ve sükunu bozulmakta güvensizlik duygusu meydana gelmekte, mağdur böylelikle özgür bir şekilde karar verememekte ve hareket etme hürriyetini kullanamamaktadır. İşte söz konusu hüküm ile de kişilerin iç huzuru ve hukuki güvenlik duygusu korunmaya çalışılmaktadır.
TEHDİT SUÇU KİME KARŞI İŞLENEBİLİR?
Tehdit suçunun faili herkes olabilir, suç tipi bu açıdan bir özellik göstermemektedir. Suçun mağduru kişi ise belirli yahut belirlenebilir bir kişi olmalıdır. Tehdidin konusunu teşkil eden kötülük veya zarar mutlaka kişinin kendisine yönelik değil maddede de belirtildiği üzere “kendisinin veya yakının...” hakkında da olabilir. Maddede geçen “yakının” mutlaka akraba olması gerekmemekte, mağdurun sıkı ilişki içerisinde olduğu arkadaş veya dostu da bu kavram içinde değerlendirilmektedir.
TEHDİT SUÇUNUN AÇISINDAN ŞİKAYET, UZLAŞTIRMA VE ZAMANAŞIMI
Tehdit suçunun ilk fıkrasının ilk cümlesindeki “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ....” basit şekli ile nitelikli hallerinde takibi şikayete bağlı suçlardan değildir. Şikayete tabi olmayan diğer suçlarda da olduğu üzere şikayet hakkı, 8 yıllık dava zamanaşımı süresi olan içinde kullanılabilir ve dava zamanaşımı süresi içinde suç soruşturulabilir.
Tehdit suçunun ilk fıkrasının ikinci cümlesinde ise “Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine...” denilerek malvarlığına yönelik basit şekli şikayete bağlı olarak soruşturulacağı belirtilmiştir. Bu sebeple şikayet süresi, mağdurun fiili veya faili öğrenmesinden itibaren 6 aydır.
Tehdit suçunun birinci fıkrasında “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine” olarak belirtilen temel şekli, 6763 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun da uzlaştırmaya yönelik yaptığı değişiklik ile kapsam içerisine alınmıştır. Uzlaşma kapsamında olan diğer suçlarda da olduğu gibi tehdit suçunun temel şeklinde de, soruşturma ya da kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürü uygulanacak, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerecektir.
KAVGA SIRASINDA SÖYLENEN SÖZLERİN TEHDİT SUÇU AÇISINDAN DEĞERLENDİRMESİ
Kavga sırasında, kişinin içerisinde bulunduğu öfke ve ruh hali sebebiyle, kızgınlıkla söylemiş olduğu sözler her ne kadar daha önceden tasarlanmamış olsa ve içinde bulunduğu ruh hali ve öfke sebebiyle iradesini kontrol edilememesi sebebiyle kusur yeteneği azalarak söylenmiş olsa da suçun oluşumunu engelleyen bir durum değildir. Ancak koşulları varsa haksız tahrik indirimi yapılabilmektedir. Yargıtayın “Sanığın sarhoş bir vaziyette, babası olan mağduru itekleyerek “burayı yakacağım, ölmediniz ki elinizden kurtulayım” diye tehdit ettiğinin kabul edilmesi karşısında, öfkenin suç kastının kaldırmayacağı ve tehdit suçunda tasarlama öğesinin bulunmadığı, ayrıca tehditin objektif olarak korku yaracak nitelikte bulunduğu bu nedenlerle olayda tehdit suçunun oluştuğu gözetilmeden....” kararında da görüldüğü üzere öfkenin öfek halinde söylenen sözlerin suçun oluşmasına engel değildir.
TEHDİT SUÇUNUN BASİT ŞEKLİ VE CEZASI NEDİR?
Tehdit Suçunun düzenlendiği 106 maddenin birinci fıkrasında failin, mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik ileride bir saldırı gerçekleştireceği ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağı veya sair bir kötülük edeceğine yönelik tehdit etmek olmak üzere iki şekli düzenlenmiştir. Bunlardan ilki “seni vuracağım”, “seni öldüreceğim” gibi yaşam hakkıdeğerlerine yönelik ikincisi ise “evini, arabanı yakacağım” demek surtiyle malvarlığına yöneliktir.
Tehdit suçunun basit şeklinin yaşam hakkı değerlerine yönelmesi durumunda 6 aydan 2 yıla kadar, malvarlığına yönelik olması durumunda ise 6 aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunacağı belirtilmiştir.
TEHDİT SUÇUNUN NİTELİKLİ HALİ VE CEZASI NEDİR?
Tehdit suçunun mağduru daha çaresiz bırakacağı ve daha da çok korkutacağı, savunmasız kalacağı sebebiyle kanunda daha çok ceza verilmesi gereken hallerde düzenlenmiştir. Tehdit suçunun daha fazla ceza verilmesi gereken hallerinde ise faile 2 yıl ile 5 yıl arasında bir ceza verilmesi düzenlenmiştir. Kanunda düzenlenmiş olan ceza süresinin uzunluğu ve iddianın ağırlığı sebebiyle suçun bu nitelikli halinde de alanında uzman bir ceza avukatı aracılığıyla savunma yapmak ve iddiada bulunmak her iki açıdan da faydalı olacaktır.
Tehdit Suçunun kanunda nitelikli hali olarak düzenlenen ve daha fazla ceza verilmesini gerektiren halleri ise şu şekilde düzenlenmiştir;
Silahla Tehdit Suçu
Silahla tehdit suçu- Tehdidin silahla işlenmesi, mağdurun iç huzurunu daha ağır derecede bozacağından ve silahın suçun işlenmesini daha da kolaylaştıracağından ötürü nitelikli haller arasında sayılmıştır. Bu halde silahın mağdura yöneltilmiş olması zorunlu olmamakla birlikte, mağdurun silahı görmüş olması, silahın kabzasından çıkarılmış olması nitelikli halin uygulanması için yeterlidir. Burada önemli noktalarından bir tanesi de silahın objektif olarak gerçek olmadığı anlaşılıyor ise tehdit suçunun oluşmadığıdır.
İmzasız Mektup veya Özel İşaretle Tehdit Suçu
Suçun bu halinin nitelikli haller arasında sayılması da yine mağdurun kendini savunabilmesinin zorlaşması ve suçun işlenmesinin kolaylaşması sebebiyledir. Fail yazının altına imza yerine geçecek bir işaret koymuş olsa bile kime ait olduğu anlaşılamıyorsa bu nitelikli hal uygulanmakla birlikte, eğer yazıda imza var ancak kullanılan ifadelerden failin kimliği açıkça belli ise nitelikli hal uygulanmamaktadır. Elektronik posta ile de gönderiler mektup kavramının içerisinde değerlendirildiğinden dolayı yine nitelikli halin uygulanması gerekmektedir.
Kendini Tanınmayacak Bir Hale Koyarak Tehdit Suçu
Tehdit suçunun nitelikli halinin bu kapsamda uygulanması için fail kendisini mağdur tarafından tanınmayacak hale getirerek suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun bu halinde kişinin korkutucu olması şart değildir, önemli olan mağdur tarafından tanınmayacak şekilde hareket etmesidir. Suçu işleyenin maske takması, takma sakal takması, gözlük kullanması gibi durumlar kendini tanınmaz hale getirmiş ise nitelikli halin uygulanması gerekmektedir.
Tehdit Suçunun Birden Fazla Kişiyle Birlikte İşlenmesi
Bu nitelikli halin uygulanması için suçun iştirak halinde değil, suçun icra hareketlerini gerçekleştiren kişi sayısının birden fazla olması gerekmektedir. Mağdur bu nitelikli halde de iç huzuru daha ağır zarar görmekte ve suçun işlenmesi kolaylaşmaktadır.
Örgüt İsmi Kullanarak Tehdit Suçu
Tehdit suçunun bir örgüt isminin kullanılarak işlenmesinin nitelikli hal değerlendirilmesi için örgütün gerçekten var olması gerekmediği gibi failin örgüte üye olması veya suçun örgüt faaliyeti olarak işlenmesi de gerekmemektedir. Burada önemli olan mağdurda örgütün var olduğu düşüncesinin oluşmasıdır.
TEHDİT SUÇUNDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEBİLİR Mİ?
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Ceza Muhakemesi Kanunu 231. Maddesi kapsamında düzenlenen ve belirli koşulların varlığı durumunda yargılama sonunda sanık hakkında verilecek hüküm ve hukuki sonuçların denetim süresi sonuna kadar ertelenmesidir. Fail bu denetim süresi boyunca gerekli özeni gösterir belirlenen koşulları yerine getirirse hakkında verilen hüküm hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kalkmakta ve davanın düşmesine neden olmaktadır. Tehdit suçunda, koşulların uygun olması durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararına çevrilmesi mümkündür. Bununla birlikte tehdit suçunda, tehdit edilen mağdur maddi bir zarara uğramadığından dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirken zararın giderilmesi koşulu aranmaz.
TEHDİT SUÇU CEZASININ ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ
Adli Para Cezası, Türk Ceza Kanunu 52. maddesinde, 5 günden az ve kanunda aksine düzenleme bulunmadığı hallerde 730 günden çok olmamak üzere düzenlenen mahkum edilen bir suç karşılığı olarak hapis cezasıyla birlikte ya da tek başına verilebilen bir yaptırım türüdür. Tehdit suçu, koşulların uygun olması durumunda adli para cezasına çevrilebilir.
Erteleme, Türk Ceza Kanunu 51. Maddesi kapsamında düzenlenen ve mahkeme tarafından verilen cezanın belirli koşulların varlığı durumunda infaz edilmiş sayılmasıdır. Tehdit suçu sonucunda hükmedilen hapis cezasının, koşulların koşulların varlığı halinde ertelenmesi mümkündür.
Tehdit suçu bakımından; Sözlü tehditin cezası nedir, Silahla tehdit suçu Yargıtay kararları, Mesajla tehditin cezası,Hakaret ve tehditten ceza alırmıyım, Telefonda hakaret ve tehditin cezası nedir, Silahla tehditin cezası nedir, Telefonda hakaret ve tehditin cezası nedir, Telefonla tehditin ispatı, Silahla tehdit suçu İstinaf dilekçesi, Basit tehditin cezası nedir gibi soruların cevabını konunun uzmanı avukatlara danışabilirsiniz.
Tehdit Suçu Yargıtay Kararları
Tehdit Suçunca Mağdurun Korkup Korkmadığının Araştırılması Gerekmez
“Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, sanığın, katılanı “seni bitireceğim, seni yakacağım, göreceksin" biçimindeki sözlerle tehdit ettiğinin kabul edilmesi karşısında, öfkenin suç kastını kaldırmayacağı, tehdit suçunda tasarlama öğesinin bulunmadığı, söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle olayda tehdit suçunun oluştuğu gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 07.07.2020 tarihli, 2016/13102 esas, 2020/9107 karar sayılı ilamı)
Silahla Tehdit Suçunun Oluşması İçin Suça Konu Silahın Tehdit Amacıyla Teşhir Edilmesi Yeterlidir
“...silahla tehdit suçunun kabulü için, silahın, tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak gösterilip mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılmasının yeterli olduğu, sanığın ayrıca tehdit sözü söylemesinin gerekmediği anlaşılmakla; olay günü sanığın elinde silahtan sayılan kırık ayna parçasının bulunduğunun mağdur Orhan tarafından aşamalarda doğrulanması karşısında, mahkemenin delilleri değerlendirmesi neticesinde ulaştığı sonuçta bir isabetsizlik bulunmadığından...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 16.09.2020 tarihli, 2016/13730 esas, 2020/10324 karar sayılı ilamı)
Silahın Mağdurun Gıyabında Gösterilmesi Durumunda Basit Tehdit Suçundan Dolayı Değerlendirme Yapılmalıdır
“Olay günü sanığın, kardeşi olan mağdurla telefonda tartışmaları üzerine, elinde bıçak ile mağdurun dükkanına gittiği, olay sırasında mağdurun dükkanda bulunmadığı, sanık ve mağdurun babası olan ve dükkanda bulunan tanık Nurettin Alkan'a sanığın elindeki bıçağı göstererek mağduru öldüreceğini söyleyip, mağduru gıyabında tehdit ettiği şeklinde kabul edilen olayda; sanık hakkında TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçundan hüküm kurulması yerine silahla tehdit suçundan hüküm kurulması...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 14.09.2020 tarihli, 2016/11439 esas, 2020/9962 karar sayılı ilamı)
Tehdit Suçunun Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle İşlenmesi Suçun Nitelikli Hallerinden Biridir
“TCK'nın 106. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde düzenlenen “Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle” işlenen nitelikli tehdit suçundaki seçimlik hareketlerin suç oluşturabilmesi için eylemin kimin tarafından gerçekleştirildiğinin muhatabınca anlaşılmamış olması gerekmektedir.” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 15.06.2020 tarihli, 2016/9406 esas, 2020/6804 karar sayılı ilamı)
“Sanığın katılanlara ait evin bahçesine bıraktığı imzasız mektuplarla katılanları tehdit etmekten ibaret eyleminde, katılanların sanıktan şüphelenmesi ve şikayet dilekçesine sanığın adını yazarak Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri üzerine soruşturma başlatılması nedeniyle, “kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması” unsurunun oluşmadığı, bu haliyle eylemin TCK'nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında aynı Kanunun 106/2-b maddesi gereğince hükümlülük kararı verilmesi...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 05.02.2020 tarihli, 2016/515 esas, 2020/2460 karar sayılı ilamı)
Tehdit Suçunun Başka Bir Suçun Unsuru Olması Halinde İlgili Suçtan Dolayı Değerlendirme Yapılmalıdır
“İddianame içeriğinde, sanığın, anne ve babası olan mağdurlardan para istediği ve "para vermezseniz sizi döverim, evi dükkanı yakarım" şeklindeki sözlerle tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında; sanığa yüklenen eylemlerin TCK'nın 148/1. maddesinde düzenlenen yağma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtları değerlendirme ve tartışma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamanın sürdürülerek yazılı şekilde hüküm kurulması...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 08.07.2020 tarihli, 2016/13436 esas, 2020/9161 karar sayılı ilamı)
“Sanıklar Cafer, Şerif, Şemdin, Kemal ve Lütfi'nin savunmalarında kooperatiften alacakları olduklarını belirtmeleri karşısında, sanıklara yüklenen eylemlerin TCK'nın 150. maddesinde düzenlenen hukuki ilişkiden doğan alacağın tahsili amacıyla tehdit suçunu oluşturabileceğinden, davaya bakma ve delilleri değerlendirme görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla hüküm kurulması...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 16.09.2020 tarihli, 2020/2227 esas, 2020/10278 karar sayılı ilamı)
“TCK'nın 116/4. maddesinde düzenlenen cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun oluşabilmesi için, kişilere karşı yöneltilen şiddet ve tehdit eylemlerinin rıza dışında konuta girme yada konuttan çıkmamak için gerçekleştirilmesi, şiddet veya tehdit eyleminin konut dokunulmazlığını bozmak amacına yönelmiş olması ve bu amacın gerçekleşmesi için araç olarak kullanılması gerektiği;dava konusu olayda da sanığın elinde bıçakla mağdurları tehdit edip konuta girmek için kapıyı tekmeleyerek içeriye girmeye çabalarken tehdit sözlerinin söylendiğinin belirtmesi karşısında, eylemin bir bütün halinde TCK'nın 116/4 maddesini oluşturduğu dikkate alınarak ayrıca silahla tehdit suçundan hüküm kurulmaması...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 16.09.2020 tarihli, 2016/11531 esas, 2020/10290 karar sayılı ilamı)
“...sanığın katılan Aşur’u "bu arabaya ceza yazınca nereye kaçacaksın, seni öldürürüm" diyerek tehdit ettiği şeklinde gerçekleştiği iddia ve kabul edilen olayda; tehdit eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olduğu gözetilmeden ayrıca sanık hakkında birlikte tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulması...” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 15.09.2020 tarihli, 2016/13547 esas, 2020/10164 karar sayılı ilamı)