Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat Davası | Mil Hukuk & Danışmanlık

Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat Davası

  • Anasayfa
  • Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat Davası

Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat Davası

Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davası tazminat hukukunun bir parçası olup zararın giderilmesi maksadıyla açılan davalardır. Kişi hiç beklemediği bir durumla karşılaşıp üçüncü bir kişinin eylemi nedeniyle zarar görebilir.

Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat Davası

Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat Davası Nedir?

Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davası tazminat hukukunun bir parçası olup zararın giderilmesi maksadıyla açılan davalardır. Kişi hiç beklemediği bir durumla karşılaşıp üçüncü bir kişinin eylemi nedeniyle zarar görebilir. Bu zararın giderilmesi, kişinin maddi ve manevi kayıplarının eski haline getirilmesi anlamına gelecektir ki bu durum zarar veren kişinin yanına tabi ki de kar kalmayacaktır. Maddi tazminat şartları; hukuka aykırı bir fiilin gerçekleşmiş olması, bu fiil sebebiyle zararın meydana gelmiş olması, zarar ile haksız fiil arasında bağlantı bulunması şartlarının tümünün gerçekleşmesi gerekmektedir ki maddi tazminat alınabilsin. Maddi tazminat davası; hukuka aykırı bir fiil ile başkasının malvarlığına verilen zararın ortadan kaldırılması ve giderilmesi maksadıyla açılan tazminat hukuku davası iken, Manevi tazminat davası; hukuka aykırı bir fiil ile kişinin ruhsal bütünlüğünde, yaşam sevincinde meydana gelen azalma, acı elem ve kederin giderilmesi amacıyla açılan tazminat hukuku davasıdır. Örneğin mala zarar verme suçu nedeniyle zarara uğranılmış ise maddi tazminat, kasten yaralama suçuyla zarara uğranmış ise hem maddi tazminat hem de manevi tazminat davası açılabilir. Tazminat davası açılabilmesi için unutmayın zararın meydana gelmiş olması gerekir. Zarar yoksa tazminat da olmayacaktır. Haksız fiile uğramışsanız, kavga sırasında zararınız varsa, eşiniz sizi darp etmiş ise -ki bu boşanma davasında talep edilebilecek tazminat davasıdır- hakarete uğramış iseniz, trafik kazası sonrası maddi zararınız varsa, birileri malınıza yahut arabanıza zarar vermiş ise, telefonunuzu kırmış yahut telefonunuzu alıp başkasına satmış ise bu durumlarda tazminat davası açabilirsiniz. Tekrar yinelemekte fayda vardır boşanma davasında açılacak tazminat davası medeni kanunda yer alan özel düzenlemeye tabidir. Bundan dolayı burada yer verdiğimiz tazminattan mantıken ve usulen biraz daha farklıdır. Boşanmanın ferisi yani eki niteliğinde olan tazminat davası için boşanma avukatından ayrıca danışmanlık almanızı tavsiye ederiz. Ayrıca tazminat davası sadece istenmeyen üçüncü kişilerin verdiği zararlarda değil, çalışma hayatımızda da karşımıza çıkabilmektedir. Bunlar uzman çavuş sözleşme feshi tazminatı, uzman çavuş sözleşme feshi, idari davalarda yoksun kalınan parasal haklar, kıdem tazminatı gibidir. Tazminat davası, var olan, uğramış olduğunuz zararların giderilmesi içindir. Yargı kararlarına göre zenginleşme aracı olarak kullanılamaz ama zararın tamamının karşılanması bakımından da son derece elzemdir. Hem zarara uğrayıp hem de mevcut koşullara göre zararın tamamının karşılanmaması nedeniyle ortaya çıkacak olumsuzluklar zarar görenin adalete olan inancını yitirmesine sebep olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken ise tazminat davalarının yönetilmesine ilişkin ve ispat yükünün kimde olduğunun tespitine ilişkindir. Haklıyken haksız duruma düşmemek için davanızı iyi takip etmeniz şarttır.

Maddi Tazminat Davası ile Manevi tazminat davası tek başlarına da açılabilecekleri gibi olayın özelliğine ve zararın şekline binaen birlikte de açılabilecektir. Nitekim kişi aynı olay nedeniyle hem maddi hem de manevi olarak zarar görmüş olabilir. Örnek verecek olursak, yapılan tıbbi müdahele sonucunda kişinin vücut bütünlüğü zarar görmüş ve buna ilişkin olarak ilaç masrafı, yeni tedavi giderleri ile yol masrafı yapmış ise bunlar maddi zarar kalemlerini oluşturacak ve maddi tazminat davasının konusunu ortaya çıkartacaktır. Aynı zarar verici eylem nedeniyle kişinin vücut bütünlüğünün zarar görmesi nedeniyle acı, elem keder duymuş ve yaşam sevinci kaybedilmiş, yaşam kalitesi düşmüş ise bu sefer aynı davada manevi tazminat da talep edilebilecektir. Tazminat davası zarar görüldüğü durumlarda açılabilir. Konu hakkında tazminat davalarına bakan avukatlardan hukuki destek almanızı önemle tavsiye ederiz. Tazminat davası açma süresi, açılacak tazminat davasının türüne göre değişkenlik göstermekle birlikte haksız ffillerden dolayı açılacak tazminat davalarında 2 yıl ve her halde 10 yıllık zamanaşımına tabi iken, idare hukukunda açılacak idari eylemlerden doğan tam yargı davası dediğimiz tazminat davaları farklı şekil şartlarına tabi olacaktır.

Maddi tazminat davası ile manevi tazminat davası meydana gelen zararların giderilmesi maksadıyla açılacağından bu tür davalar haksız bir eyleme karşı zarar görülmesi durumunda açılabileceği gibi sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi maksayıla da açılabilir. 

Haksız Fiil Tazminatı

Haksız fiil, hukuka aykırı bir şekilde bir başkasının hukuki yararının ortadan kaldırılması ve zarar veren davranışın gerçekleştirilmiştir. Bu bakımdan kusurlu bir davranışla ki bu durum haksız fiilin şartlarından bir tanesidir haksız fiil sorumlulu söz konusu olacaktır haksız fiil sorumlulunda ispat yükü yani zararın meydana geldiğini, zarar görüldüğünü ispat yükü zarar gören kişi üzerinde olmaktadır. Bundan dolayı haksız fiil sorumlulu sözleşmesel sorumluluktan ayrılmaktadır. Maddi zarar iki şekilde ortaya çıkabilmektedir bunlardan bir tanesi fiili zarar ikincisi ise mahrum kalınankardır fiili zarar kişinin iradesi dışında zarar verici fil neticesinde mal varlığının aktifinde bir azalma yahut pasif indi bir çoğalma meydana getiren zararlardır bu durumda zarar verici olay sonunda kişinin Malvarlığının net miktarı ve değeri azalmaktadır. Mahrum kalınankar değilse mal varlığında zarar verici bir fiilden önceki hali ile sonraki hal arasında bir değişiklik olmamakla beraber bu zarar verici olayın olmasaydı mal varlığında meydana gelecek çoğalmayı ifade edecektir. bu tür zarar doğuran bir mal varlığını ilişkin hakkının ihlalinden olabileceği gibi şahıs varlığı haklarının ihlalinden de ortaya çıkabilecektir. Yoksun kalınankar mal varliginin aktif inin artmasının yahut pasifin azalmasının önlenmesi şeklinde ortaya çıkabilecektir

Tazminat davaları bağlı olduğu hukuk normlarına göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu yüzden uygulanacak hukuk kuralları ile zamanaşımı süreleri de buna göre farklılık arz edecektir. Bu bakımdan tazminat davaları;

Neden Tazminat Davası Açmalıyım?

Tazminat davası kişilerin gördükleri zararı gidermek maksadıyla açılan davalardandır. Hiç istemediğiniz bir şekilde fiziki veya ruhi güvenliğiniz tehlikeye girmiş ve bu yüzden bedeniniz ya da ruhsal bütüntülüğünüz zarar görmüş olabilir. Örneğin karışmış olduğunuz bir tartışma sonrası bıçaklı saldırıya uğramış ve yaralanmış olabilirsiniz. Bu durumda işe gidemeyecek, çalışma gücü kaybı yaşayacak ve gelirinizde azalma olacaktır. Yine işin içerisine hastane masrafları girecek hatta ve hatta beklenmedik zarar kalemleri ortaya çıkabilecektir. Yine vücut bütünlüğünüz zarar gördüğü için acı çekmiş, ağrılarınız olmuş, ruhsal yönden yaşam kaliteniz düşmüş olabilir. İşte bu zarar kalemlerinin ortya çıkmasına sebep olmuş yaralama olayının faili bu zararların giderilmesi için başvurulacak kişi konumunda olacak ve davalar bu kişinin şahsına yönlendirilebilecektir. Tazminat davası zararın giderilmesi için hukuki bir yöntemdir. Dava açma ve hak arama hürriyeti Anayasal bir hak olduğundan mütevellit zarara uğrayan kişiler bu zararlarıyla birlikte yaşamak mecburiyetinde kalmayacak ve tazminat davası açarak zararlarını giderebileceklerdir.

Maddi Tazminat Hangi Hallerde İstenir?

Maddi tazminat davsında ölüm halinde meydana gelen zararlar ile yaralanma sonucu oluşan maddi zararlar olmak üzere iki tür zarar ortaya çıkabilmektedir. Borçlar kanunumuzda bu hususa ilişkin olarak ölüm halinde uğranılan zararlar ile Yaralama sonucu ortaya çıkan bedensel zararlardan bahsedilmiştir. Ancak burada belirtilen zarar kalemleri tahdidi olarak yazılmamış sadece örnek vermek amacıyla belirtilmiştir. Buna göre;

Ölüm Halinde Uğranılan Zararlar;

  • Cenaze giderleri.
  • Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  • Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplardır.

Bedensel Zararlar;

  • Tedavi giderleri.
  • Kazanç kaybı.
  • Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.

Manevi Tazminat Hangi Hallerde İstenir?

Manevi tazminat davasında bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilir. Manevi tazminat miktarı ve kalemleri hem somut olayın özelliğine göre hem de kişinin olaydan duyduğu zarara göre değişkenlik gösterecektir. Ancak hukuka aykırı zarar verici bir eylem nedeniyle acı elem keder duyan yaşam sevincini kaybeden kişi bu zararın karşı taraftan tazminini talep edebilecektir. 

Tazminat Dava Dilekçesinde Bulunması Gerekenler Nelerdir?

Maddi tazminat ve manevi tazminat dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar bulunmaktadır. Hatta eksiklikleri davanın reddine dahi yol açabilecek niteliktedir. Maddi tazminat ve manevi tazminat dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar Hukuk Muhakemeleri Kanununda sayılmıştır. Buna göre;

  • Mahkemenin adı.
  • Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
  • Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
  • Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
  • Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
  • Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
  • İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
  • Dayanılan hukuki sebepler.
  • Açık bir şekilde talep sonucu.
  • Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası dava dilekçesinde yer almalıdır.

Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri, Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri, Açık bir şekilde talep sonucu ile Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası dava dilekçesinde bulunmaz veya bu hususlar eksik yazılmış ise hakim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderleri davacıya yükletilir.

Tazminat Davasında Davacı Kimler Olabilir?

Maddi Tazminat davası ve manevi tazminat davasında davacı zarar gören kişi olacaktır. Kişi görmüş olduğu zararlar sonucunda bu zararın giderilmesi için davayı kendisi açacak ve davayı takip edecektir. Dava takibi için alanında uzman bir tazminat davası avukatına davanın takip ettirilmesi için vekalet verilmesi durumunda davacı yine değişmeyecek vekalet verilen avukat davacı konumunda yer almayacak bilakis vekil konumunda olacaktır. Peki zarar gören kişinin 18 yaşın altında olması durumunda ne olur? İşte bu durumda velisi ya da vasisi tarafından dava açılacak ancak yine davacı 18 yaşın altında olan kişi olacaktır. Davacı sıfatı bu kişiye ait olsa da velayeten davacı konumunda velisi bulunacaktır.

Ölüm nedeniyle açılacak maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasında ise ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler de davacı olarak zararlarını giderebileceklerdir. Ancak asıl zarar gören kişi ölmemiş ancak yaralanmış ise bu durumda yakınlar maddi tazminat davası açamayacak yalnız ağır bedensel zarar durumunda zarar gören kişinin yakınları da manevi tazminat davası açabileceklerdir.

Tazminat Davası Kime Karşı Açılır?

Maddi Tazminat davası ve manevi tazminat davasında davalı olacak kişi ya da kurum zarar veren olayın gerçekleşme durumuna göre farklılık gösterecektir. Nitekim haksız fiile karşı açılan davada davalı haksız fiili gerçekleştiren kişi olacakken, kamu kurumunda çalışan ve hizmet kusuru nedeniyle gerçekleşen eylemde zararın tazmini için açılacak davada davalı idarenin kendisi olacaktır. Buna bir örnek verecek olursak belediyenin yapmış olduğu yol çalışması nedeniyle gerçekleşen eylem neticesinde kişiler zarar görmüş ise bu durumda dava ilgili belediyeye karşı açılacaktır. Ya da girişilen bir kavga esnasında zarar görülmüşse ya da trafik kazası sonrasında haksız bir fiile maruz kalınmış ise bu durumda davalı bu eylemi gerçekleştirecek kişi ya da kişiler olacaktır. Özel hastanede görülen tıbbi tedavi sonrasında zarar gören kişinin açacağı maddi tazminat davası veya manevi tazminat davasında davalı olacak tüzel kişilik özel hastane olacaktır. Ancak burada hastane ile hasta arasında hastaneye kabul sözleşmesi bulunup bulunmadığı önemlidir.

Tazminat Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Maddi Tazminat davası ve manevi tazminat davası yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi birlikte de açılabilmektedir. Genelde birlikte açılır ki tekrar tekrar yargılama yapılmasın ve usul ekonomisine uygun bir sonuç ortaya çıksın. Maddi Tazminat davası ve manevi tazminat davasında davanın açılacağı mahkemenin belirlenmesi zarar verici olayın meydana geldiği durumlara göre değişkenlik göstermektedir. Hukuk terimiyle görevli mahkemenin tespiti dava açmadan önce belirlenmesi gereken genel bir dava şartıdır. Bu bakımdan somut olaya göre farklılık göstermekle birlikte şimdi bu durumları örneklendirelim.

Örneğin, haksız fiilden kaynaklanan davalarda zararın giderilmesi için açılacak davalarda genel görevli mahkeme olan Asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus haksız fiile ilişkin özel kanunlarda bir düzenleme bulunmakta ise bu durumda dava farklı bir mahkemenin konusuna girebilecektir. Nitekim devlet hastanesinde çalışan bir hekimin hastaya vermiş olduğu zarar bir haksız fiil teşkil etmekle birlikte davada görevli mahkeme idare mahkemesi olacaktır. Zira idari yargıda tazminat davası olarak kendisini gösteren tam yargı davalarında görevli mahkeme idare mahkemesidir. Ya da özel hastanenin yahut hekimin haksız fiilden ötürü sorumluluğuna başvurulacaksa bu durumda tüketici mahkemesi görevli mahkeme olacaktır. Yahut trafik kazalarında zararın giderilmesi için sigorta şirketine karşı açılacak davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi değil ticaret mahkemesi olacaktır. Bu hususlar uzmanlık gerektiren hususlardan olduğundan mütevellit konunun uzmanı tazminat davası avukatlarına danışılması önemle tavsiye olunur.

Tazminat davalarında temel olarak kullanılacak hukuk benzerlik göstermekle birlikte zararın meydana geldiği yerler bakımından davanın açılacağı mahkemelerde değişkenlik gösterecektir. Zira zarar gören kişinin zarar gördüğü yer bakımından bu hususlarda değişikler olabilecektir. Bu hususlar oldukça önemlidir. Çünkü davanın uzamasına yol açabileceği gibi usul hukuku bakımından da reddini gerektirecek ve davanın takibine daha ilk başta problemlerle karşılaşılmış olacaktır. Bundan dolayıdır ki bu konularda tazminat davası avukatlarından hukuki destek alınması tavsiye olunur. Ancak tabi ki konu bakımından da farklılıklar bulunmakla bilrikte şimdi kısmen bu durumları örneklerle açıklamaya çalışalım. Örneğin kişi devlet hastaenesinde yaşadığı tıbbi hata nedeniyle hekimin bizzat kendisine dava açamayacak davalı idare o sağlık hizmetini veren kurum olacaktır. Bir tam yargı davasından yani idare hukukundaki tazminat davalarının görünümü olan tam yargı davasından bahsedildiğinden dolayı da dava idare mahkemlerinde açılacaktır. Anayasamızın 125. maddesinde idarenin vermiş olduğu her türlü zarardan sorumlu olduğu düzenlenmiştir ve buna göre İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür denilerek bu husus en yüksek norm olarak kanunlarımızda yerini almıştır. İşte böyle bir durumla karşılaşan kişinin açacağı tazminat davasını idare mahkemelerinde açması şarttır. Bir diğer tazminat davasına konu olacak ancak farklı mahkemelerde görülecek dava türü kişinin tüketici konumunda bulunduğu ve bir hizmeti yahut malı aldığı yere karşı açacağı tazminat davalarındadır. Bu durumda tabi ki de tüketici mahkemeleri görevli olacak ve kişiler tüketici mahkemesinde açacakları tazminat davaları ile zararlarını giderebileceklerdir. Yine bu duruma bir örnek verecek olursak kişinin özel bir hastanede tedavi görürken uğramış olduğu tıbbi zararların giderilmesi için açılacak tazminat davalarıdır. Bu davalar da kanun gereği tüketici mahkemesinin konusunu oluşturacaktır. Dİğer bir tazminat davası konusu olup da farklı mahkemelerde açılacak dava eşlerin boşanma sebebiyle uğramış oldukları zararları tazmin etmek için açacakları ve Türk Medeni Kanunun 174. maddesinde yer alan tazminat türüdür. Buna göre eşler ister boşanma davası ile birlikte ister boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde tazminat davası açmak istiyorlarsa ancak tabi ki bu tazminat davası 174. maddede yer alan türdür bu durumda dava aile mahkemesinde açılacaktır. Üstelik burada açılacak tazminat davasında genel hükümlere ilişkin bir tazminattan yani haksız fiil tazminatından da bahsedilmemekte olduğundan esasa yönelik farklılıkların da bulunduğundan bahsetmekte yarar vardır.

Bir diğer tazminat davası konusu olacak ve asliye hukuk mahkemelerinin konusuna giren tazminat davası ise genel tazminat davalarıdır. Bu tür tazminat davalarında genel hükümlere göre dava açılacağından dolayı ve kanunda özel bir düzenleme de yoksa genel görevli olan Asliye mahkemeleri görevli olacak ve davalar asliye hukuk mahkemelerinde açılacaktır. Buna örnek verecek olursak diyelim ki bir kişi tarafından hakarete uğradınız ya da darp edildiniz ve buna ilişkin manevi tazminat davası açacaksınız işte bu durumda dava haksız fiile ilişkin olduğundan mütevellit ve özel bir kanuni düzenleme de olmadığından genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde dava açılacaktır. Başka bir dava türü de iş hukukundan kaynaklanan ve işverenin sorumluluklarını yerine getirmediğinden dolayı işçinin uğramış olduğu zararların giderilmesi için açılan tazminat davalarıdır. Bu davalar da iş hukuku ilişkisi mevcut olduğundan dolayı iş mahkemelerinde açılacak ve kişilerin zararları bu bakımdan giderilmiş olacaktır. Örneğin bir işçi haksız olarak işten çıkartılmış ve bu çıkartma işlemi sırasında manevi olarak da zarara uğramış ise bu durumda iş mahkemesinde bu zararın giderilmesi de talep edilebilecektir. 

Tazminat Davası Nerede Açılır?

Maddi Tazminat davası ve manevi tazminat davasında hukuki tabiri ile yetkili mahkemenin belirlenmesi yine somut olayın özelliğine göre değişkenlik gösterebilecektir. Nitekim tüketici kanununa göre tüketici mahkemelerinde açılan davalarda tüketicinin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir ve dava davacının yerleşim yerinde açılabilir. Örneğin ayıplı araç satışından doğan zararın giderilmesinde aracı satan kişi kanunen satıcı konumunda bulunuyorsa bu durumda ayıplı araç davası davacının yerleşim yerinde açılabilecektir. Haksız fiilden kaynaklanan zararın tazmini için açılan davalarda ise davacının seçimlik hakları bulunmaktadır. Buna göre haksız fiilden kaynaklı tazminat davaları haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilecektir. Sözleşmeden kaynaklanan tazminat davalarında ise yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri olabileceği gibi sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. 

Tazminat Davası Zamanaşımı Süresi

Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasında zamanaşımı süreleri davanın açılacağı yere ve hangi duruma bağlı olarak açılacağına göre değişkenlik göstermektedir. Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasında hangi hukuki nedene bağlı olarak dava açılmış ise dava açma süresi dediğimiz zamanaşımı süresi de değişecektir. Şimdi bu durumları sırasıyla inceleyelim;

  • Ceza Zamanaşımı Süresi; Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasına konu olan eylem aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil eden bir fiil ise örneğin kasten yaralama suçunun oluşmasına da yol açmış ise ceza kanunlarında bu suç için belirtilen ceza zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Bu durumda ceza zamanaşımı süresi ne kadar ise maddi tazminat davası ve manevi tazminat davası açma süresi de buna göre belirlenecektir. 
  • Sözleşmeden Kaynaklanana Zamanaşımı Süresi; Sözleşmeden kaynaklanan zamanaşımı süresinde ise sözleşmeye aykırılıklar nedenine dayalı olarak tazminat davası açılmış ise bu sürelere göre zamanaşımı süresi belirlenecektir. Buna göre sözleşmesel ilişkilere ilişkin genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak Borçlar kanununda 147. maddede özel zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. Buna göre yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar ile vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak hakkı 5 yıllık zamanaşımına tabidir.
  • Haksız Fiilden Kaynaklanan Zamanaşımı Süresi; Haksız fiillerden kaynaklanan dava zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu 72. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zamanaşımı zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacaktır.
  • İdare Mahkemesinde Açılan Tam Yargı Davasında Zamanaşımı Süresi; İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu istek-lerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.
  • Boşanma Davasının Eki Niteliğinde olan maddi ve manevi tazminat taleplerinde zamanaşımı; Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat birlikte istenebileceği gibi boşanma davasından sonra da talep edilebilir. Burada önemli olan boşanma davasından sonra talep edilecek maddi ve manevi tazminat talebidir. Zira boşanma davasından sonra açılacak maddi ve manevi tazminat talepleri boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır.

Tazminat Davasında Faiz İstenir mi?

Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasında  davasında faiz de talep edilebilir. Faiz haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren talep edilmeli ve hazırlanan dava dilekçesinin talep sonucunda faizin başlangıcı ve talep edildiği açıklanmalıdır. Artan enflasyon koşulları nedeniyle kanuni faiz ile enflasyon farkı arasında bazen uçurum meydana gelebilmektedir. Bundan dolayı yasal faiz oranıyla enflasyon oranı arasındaki fark da ayrı bir tazminat davası olarak talep edilebilecektir.

Manevi Tazminat Miktarı ıslah Edilir mi?

Manevi tazminat miktarı dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde ne kadar belirtilmiş ise o bedel üzerinden tüm dava süreci devam edecektir. Manevi tazminat miktarının bölünmesi mümkün olmadığından manevi tazminat davasında miktarın dava devam ederken ıslah ile arttırılması mümkün değildir.

Tazminat Davasında Bilirkişi İncelemesi Nasıl Yapılır?

Tazminat davasında bilirkişi deliline dayanmak çok ama çok önemlidir. Nitekim davanın açılması sırasında zararın bir kısmı dava edilerek sonraki kısmı için bilirkişiden rapor alınması talep edilebilir. Islah dilekçesi ile bu bedel arttırılabilir. Ancak bilirkişi deliline dayanılmamış ise ve hakim de bilirkişiye dosyayı tevdi etmez ise bu durumda hak kaybı yaşanabilecektir. Ayrıca diğer bir husus dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi için bilirkişi ücretinin de yatırılmasıdır. Bilirkişi raporu alınması için mahkeme tarafından talep edilen delil avansı dosyayay yatırılmaz ise bilirkişi delilinden vazgeçilmiş sayılır ve ne yazık ki zararların tazmin edilmesi son derece güçleşir. 

Tazminat Davasında Deliler Nelerdir?

Tazminat davasında tazimata hükmedilebilmesi için tarafların zararlarını ispat etmesi gerekir. Tazminatın sınırını zarar kalemleri oluşturacaktır. Ülkemizde tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağından tazminat davalarındaki miktarın belirlenmesinde zarar kalemlerinin ispatı oldukça önemlidir. Bu bakımdan hukuki delillerin süresinde mahkemeye sunulması ve bu hususta davayı takip eden tazminat davası avukatına yardımcı olunması gerekmektedir.

Manevi Tazminat Miktarı Neye Göre Belirlenir?

Hakim, somut olayın özelliğine göre bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda zarar gören kişiye uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Buradaki uygun miktar somut olaya göre belirlenecektir. Hukukumuzda manevi tazminat hiçbir zaman zenginleşme aracı olarak kullanılamaz ve fahiş miktarlarda belirlenmez. Ayrıca yapılacak savunmaların ve mahkemeye sunulacak delillerin de önemi fazladır. Hakimin kararı üzerine hüküm kurulacak ve tazminat miktarı belirleneceğinden davada gerçekleştirilecek gerekçeli savunmalar ile hakimin belirleyeceği miktarın arttırılması da mümkün olacaktır. Nitekim maddi tazminattan ayrı olan manevi tazminatta sınır herkese ve her somut olaya göre değişkenlik göstermekle birlikte manevi tazminat çekilen acıların bir nebze olsa dahi azalmasını sağlayabilecek seviyede olmalı ve kişinin içini soğutabilecek niteliğe erişebili

Tazminat Davasında Harç ve Masraflar

Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasında harç ve masraflar da açılacak davanın ve mahkemenin türüne göre değişkenlik göstermektedir. Zira tüketici mahkemesinde açılan davalarda harç muafiyeti olduğundan mütevellit harç alınmaz. Ancak asliye hukuk mahkemesinde açılacak Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasında harç hesaplanacak ve harca esas değer dava dilekçesinde gösterilecektir. Aynı şekilde idare mahkemesinde açılacak davada da harç ve masraflar yatırılacak ancak cismani zararlar için açılan davalarda daha az harç ve masraf yatırılacaktır. 

Tazminat Davasında Tahsilat Nasıl Yapılır?

Maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasında davanın kazanılmasından sonraki aşama zararın davalıdan tahsil edilmesi işlemidir. Mahkemeden alınan gerekçeli karar ile ilamlı icra takibi yapılacak ve icra emri davalıya tebliğ edilecek ve tebligattan sonra davalı hala mahkeme kararını yerine getirmezse mal varlığına haciz işlemi yapılabilecek ve malların satışı ile tazminat bedeli davalıdan tahsil edilmiş olacaktır.

Tazminat Davasında İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır

İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir.  İstinaf dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:

  • Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri.
  • Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
  • Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı.
  • Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih.
  • Kararın özeti.
  • Başvuru sebepleri ve gerekçesi.
  • Talep sonucu.
  • Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası.

İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir.

İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir.

İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. Ancak idare mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara karşı bölge idare mahkemesine başvuru süresi kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gündür.

İstinaf yoluna başvurma, kararın icrasını durdurmaz.

Tazminat Davasında Avukata Nasıl Vekalet Verilir?

Tazminat hukuku kendine has kuralların bulunduğu, zararın ve duruma göre fiilin ispatlanması gerektiği bir hukuk dalıdır. Önemi fazladır çünkü sonucunda belirli bir para alınacak ve zarar giderilebilecektir. Hem dava açıp hem de eli boş dönme ihtimalinin varlığı durumun önemini vurgular niteliktedir. Bu bakımdan tazminat hukuku kapsamında açılacak davalarda tazminat davası avukatı ile çalışmak isteyen kişi öncelikle tazminat avukatı ile vekalet ücreti konusunda hiçbir tereddüt yaratılmayacak şekilde anlaşmalı, anlaşma sonrasında vekalet bilgilerini alarak notere başvurmalıdır. Noterde tazminat avukatı adına çıkartılacak vekaletnamede tazminat avukatının bilgileri ve hangi konularda vekil sıfatıyla temsil kabiliyetinin olduğu yer alacaktır. Noterden tazminat avukatı adına çıkartılan vekalet tazminat avukatına teslim edildikten sonra bu vekaletname ile davanın tüm süreci yönetilebilir hale gelecek ve profesyonel bir hizmet alınmış olacaktır.

1