Mala Zarar Verme Tazminat Davası

  • Anasayfa
  • Mala Zarar Verme Tazminat Davası

Mala Zarar Verme Tazminat Davası

Mala zarar verme tazminat davasında eşyalara verilen zararlar nedeniyle ortaya çıkan zararın giderilmesi durumu söz konusu olacaktır. Örneğin kişinin herhangi bir olay sonrasında herhangi bir eşyasına zarar verilmiş ise bunu tazmin için dava açabilec

Mala Zarar Verme Tazminat Davası

Mala Zarar Verme Tazminat Davası

Mala zarar verme tazminat davasında eşyalara verilen zararlar nedeniyle ortaya çıkan zararın giderilmesi durumu söz konusu olacaktır. Örneğin kişinin herhangi bir olay sonrasında herhangi bir eşyasına zarar verilmiş ise bunu tazmin için dava açabilecek ve zararını tazmin edebilecektir. Zararın miktarının tam olarak ispat edilememesi halinde hakim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde bulundurarak zararın miktarını hakkaniyete uygun şekilde takdir etmelidir.

Mala zarar verme tazminat davasında kişi eşyasına zarar veren kişiye karşı mala zarar vermeden ötürü savcılığa suç duyurusunda da bulunabilir. Ancak mala zarar verme suçunun oluşması için mala zarar verme fiilinin kasten işlenmesi gerektiği unutulmamalıdır. 

Mala zarar verme tazminat davasında zararın miktarı bilirkişi vasıtasıyla da belirlenebilmektedir. Örneğin iki kişi arasında yaşanan kavga sırasında davacının arabasına zarar verilmiş camları kırılmış ve kapıları ile tavanı tornavida ile çizilmiştir. Bu durumda araçta meydana gelen zararın hesaplanması ile araç değer kaybı için dosya bilirkişiye tevdi edilip eşyadaki zararın tespiti sağlanabilmektedir. Bu tür davalarda tazminat davası avukatının dosyanın yönetimini iyi bir şekilde gerçekleştirmesi tespitleri ile mahkemeyi yönlendirmesi ve delil tespitinde mahkemeye yardımcı olması önemlidir.

Mala zarar verme tazminat davasında bu tür davaların tazminat davası avukatı vasıtasıyla takibi önemle tavsiye olunur. Konu hakkında detaylı bilgi almak için büromuzla iletişime de geçebilirsiniz.

Mala Zarar Verme Tazminat Davası Kime Karşı Açılır

Mala zarar verme tazminat davası mala zarar veren şahsa karşı açılacak olan bir tazminat davasıdır. Mala zarar verme tazminat davalarında mala zarar veren kişiye karşı yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere savcılığa suç duyurusunda da bulunulabilecektir. 

Mala Zarar Verme Tazminat Davası Nerede Açılır

Mala Zarar Verme Tazminat Davası aslında bir haksız fiildir ve haksız fiillere ilişkin davaların açılmasına ilişkin hususlar bu dava türünde de geçerlidir. Nitekim Haksız fiillere ilişkin davanın açılacağı yer mahkemesi hukuk muhakemeleri kanununda açık bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre dava hukuk muhakemeleri kanununun 16. maddesinde belirtilen yer mahkemelerinden birinde açılabilecektir. Burada seçme hakkı davacıya bırakılmış olup bu mahkemelerden birinde dava açılması yetki itirazında bulunulsa dahi dinlenilmeyecektir.

Mala Zarar Verme Tazminat Davası Hangi Mahkemede Açılır

Mala Zarar Verme Tazminat Davası genel görevli olan Asliye Hukuk mahkemesinin görev alanına giren bir dava türüdür. Tazminat davası olarak Mala Zarar Verme Tazminat Davasında kişi bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde bu Mala Zarar Verme Tazminat Davasını açabilir.

Mala Zarar Verme Tazminat Davası Harç ve Masrarlar

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında harç ve masraflar davacı tarafından yatırılır. Ancak davanın kazanılmasından sonra verilmiş olan harç ve masraflar mahkeme tarafından davacıya verilecektir. Harç ve masraf yatırılmadan açılan davalarda mahkeme davacıya süre verir. Bu sürelerin sonunda da harç ve masraf yatırılmaz ya da harç ve masraf eksikliği giderilmez ise dava reddolunur.

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında İddia ve Savunmalar

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında iddia ve savunmalar dilekçelerin verilmesinden sonra genişletilemez ve değiştirilemez. Bundan dolayıdır ki davanın uzman bir tazminat avukatı vasıtasıyla takibi tavsiye olunmaktadır. Zira dilekçeler teatisinin bitmesinden sonra bu yasak başlayacaktır.

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında Deliller

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında davacı tanık delili de olmak üzere kamera kaydı ve sair delilleri kullanabilir. Hatta zarar verilen malın üzerinde yaptırılacak parmak izi araştırması da bu deliller içerisinde yer almaktadır. Mala Zarar Verme Tazminat Davasında olayın meydana gelmesinden sonra zarar verilen mala dokunulmamalı, derhal avukat ile iletişime geçilmeli ve kolluk kuvvetlerine haber verilmelidir. Delillerin toplanmasına yardımcı olunmalı elde edilebilmesi için çevreden bu konuda yardım alınmalıdır.

Mala Zarar Verme Tazminat Davası Ne Kadar Sürer

Mala Zarar Verme Tazminat Davasının süresine ilişkin bir kanuni düzenleme mevcut değildir. Bu bakımdan her somut olay kendi içerisinde incelenecek ve buna göre mahkeme delillerin toplandığına ve tahkikat aşamasının bittiğine kanaat getirmiş ise davada hüküm verilecektir. Yeni hmk ya göre artık hüküm için ayrı bir duruşma günü düzenlenmesine gerek yoktur. Haki aynı duruşmada tahkikat aşamasının bittiğini belirterek karar aşamasına geçebilir ve hükmünü verebilir.

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında Avukata Nasıl Vekalet Verilir

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında avukata vekalet vermek isteyen kişi avukatın bilgilerini aldıktan sonra notere giderek genel dava vekaletnamesi çıkartır ve bunu avukata verir. Avukat bu vekaleti dava dosyasına sunarak ya da bu vekaletname ile dava açarak tüm süreci vekili olduğu kişi adına profesyonel bir şekilde yürütür ve vekilinin uğramış olduğu zararların tazmin edilmesini sağlar.

Mala Zarar Verme Tazminat Zamanaşımı

Mala zarar verme ayriyetten bir haksız fiil olduğundan mütevellit haksız fiil zamanaşımına tabidir ve zarar gören kişi zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde dava açmalıdır. Her halde fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde dava açılmalıdır. 

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında Avukat Tutmak Zorunlu mu

Tazminat davasında avukat tutmak ve avukat ile davanın takibini sağlamak zorunlu değildir. Ancak kişilerin talebine göre avukat ile anlaşıp davalarını takip ettirmeleri ihtiyari olmasıyla birlikte davaların uzmanlık gerektiren davalardan olması gereği avukat ile takibinin yaptırılması tavsiye olunmaktadır. 

Mala Zarar Verme Tazminat Davasında Tazminat Miktarı

Mala zarar verme tazminat davasında tazminat miktarı malda meydana gelen zarar kadar olacaktır. Bu tür davaların püf noktaları bulunmaktadır. Özellikle ceza davası ile birlikte yürütülmesi hızlı sonuç alınmasına yardımcı olacaktır. Mala zarar verme tazminat davasında tazminat miktarı zarar kadar olacağından zararı aşan bir munzam zarar var ise bu durumda bu zararın ispatlanması şarttır. Mala zarar verme tazminat davalarında tazminat zarardan fazla olamayacak artan durum var ise ispatlanacak ve yine meydana gelen zarar da ispatlanacaktır. Mala zarar verme tazminat davasında bu yüzden yapılan bütün masraf kalemlerinin faturalandırılması, tamir işlemine girişilmeden önce zararın tespit ettirilmesi önemli koşullardandır. 

Mala Zarar Verme Tazminat Davası Mahkeme Kararları

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/16304
K. 2016/1709
T. 15.2.2016

• MALA ZARAR VERMEDEN KAYNAKLANAN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT 
• UĞRANILAN ZARARIN MİKTARININ TAM OLARAK İSPAT EDİLEMEMESİ (Mala Zarar Vermeden Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat 
• ZARAR MİKTARINI TAYİN (Mala Zarar Vermeden Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat 
818/m.42
6098/m.50
ÖZET : Dava, mala zarar vermeden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı bir şekilde diğer bir kişinin malvarlığı veya kişi varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylem olup niteliği gereği belirtilen yasa maddesi de dikkate alındığında haksız fiil failine yemin teklif olunamaz. Davaya konu olay haksız fiilden kaynaklandığından yemin teklif edilmesi ve yeminin eda edilmesi hukuki sonuç doğurmayacağından, bu hususun davanın reddi gerekçesi yapılması doğru olmamış, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir.

Davalıların cevap dilekçesindeki "..." şeklindeki beyanları da gözetildiğinde, davacıya ait eşyaların davalılar tarafından çöpe atıldığı sabittir. Dava konusu eşyaların atılması nedeniyle, uğranılan zararın miktarının tam olarak ispat edilememesi halinde hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde bulundurarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun şekilde takdir etmelidir. 818 Sayılı BK/42 (TBK/50) maddesi de gözetilerek zarar kapsamının belirlenmesi gerekir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar ve diğeri aleyhine 12/01/2010 gününde verilen dilekçeyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17/04/2014 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-)Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, mala zarar vermeden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, kiracısı bulunduğu kapıcı dairesindeki eşyalarının, cezaevinde olduğu süre içerisinde davalılarca çöpe atıldığını iddia ederek, uğranılan zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.

Davalılar, eşyaların atılmasına davacının kendisinin sebebiyet verdiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği, yemin deliline de başvurmayacağını bildirdiği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

a-)6100 Sayılı HMK 226/c maddesinde yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalara dair yemin teklif olunamayacağı açıkça düzenlenmiştir.

Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı bir şekilde diğer bir kişinin malvarlığı veya kişi varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylem olup niteliği gereği belirtilen yasa maddesi de dikkate alındığında haksız fiil failine yemin teklif olunamaz.

Davaya konu olay haksız fiilden kaynaklandığından yemin teklif edilmesi ve yeminin eda edilmesi hukuki sonuç doğurmayacağından, bu hususun davanın reddi gerekçesi yapılması doğru olmamış, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir.

b-)Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden; davalıların 20/11/2010 tarihli cevap dilekçesindeki "..." şeklindeki beyanları da gözetildiğinde, davacıya ait eşyaların davalılar tarafından çöpe atıldığı sabittir. Dava konusu eşyaların atılması nedeniyle, uğranılan zararın miktarının tam olarak ispat edilememesi halinde hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde bulundurarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun şekilde takdir etmelidir. 818 Sayılı BK/42 (TBK/50) maddesi de gözetilerek zarar kapsamının belirlenmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile istemin reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bu durum bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda (2/ a ve b) sayılı bentlerde gösterilen sebeplerle davacı yararına BOZULMASINA,

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/14841
K. 2017/168
T. 13.1.2017

• HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ ( Haksız Fiilden Doğan Davalarda Haksız Fiilin İşlendiği veya Zararın Meydana Geldiği Yahut Gelme İhtimalinin Bulunduğu Yer ya da Zarar Görenin Yerleşim Yeri Mahkemesinin Yetkili Olduğu/Bu Özel Yetki Kuralı Olup Davacıya Seçimlik Hak Tanıdığı - Zarar Gören Davacının Seçimlik Hakkını Kullanarak Yerleşim Yerinde Dava Açtığı/İşin Esasına Girilerek Delillere Göre Karar Verileceği )
• HAKSIZ FİİLDE YETKİLİ MAHKEME ( Maddi Tazminat İstemi/Haksız Fiilin İşlendiği veya Zararın Meydana Geldiği Yahut Gelme İhtimalinin Bulunduğu Yer ya da Zarar Görenin Yerleşim Yeri Mahkemesinin Yetkili Olduğu - Bu Özel Yetki Kuralı Olup Davacıya Seçimlik Hak Tanıdığı/Zarar Gören Davacının Seçimlik Hakkını Kullanarak Yerleşim Yerinde Dava Açtığı - İşin Esasına Girilerek Delillere Göre Karar Verileceği )
• SEÇİMLİK HAK ( Haksız Fiilden Doğan Davalarda Haksız Fiilin İşlendiği veya Zararın Meydana Geldiği Yahut Gelme İhtimalinin Bulunduğu Yer ya da Zarar Görenin Yerleşim Yeri Mahkemesinin Yetkili Olduğu - Bu Özel Yetki Kuralı Olup Zarar Gören Davacının Hakkını Kullanarak Yerleşim Yerinde Dava Açtığı/İşin Esasına Girilerek Delillere Göre Karar Verileceği )
6098/m.51
6100/m.16
ÖZET : Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Anılan kanun hükmü haksız eylemden kaynaklanan tazminat davaları için özel yetki kuralı olup, davacıya seçimlik hak tanımaktadır. Uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanmış olmasına göre zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. HMK kapsamında zarar gören davacının seçimlik hakkını kullanarak yerleşim yerinde dava açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine verilen dilekçeyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine dair verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, haksız fiil sebebiyle uğranılan maddi zararların tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı; alışverişe aracı olması nedeni ile davalıya verdiği paraya karşılık, aracın satıldığı söylenerek araç yerine altın verildiğini, ancak altınların gerçek altın olmadığını, altın görünümlü 134 adet dönem sikkelerinin pirinç taklidi olduğunu belirterek oluşan maddi zararlarının tazminini istemiştir.

Davalı; söz konusu davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davada yetkili mahkemenin kendi ikamet ettiği yer Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 16. maddesine göre, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Anılan kanun hükmü haksız eylemden kaynaklanan tazminat davaları için özel yetki kuralı olup, davacıya seçimlik hak tanımaktadır.

Dosya içeriğinden, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanmış olmasına göre zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. HMK kapsamında zarar gören davacının seçimlik hakkını kullanarak yerleşim yerinde dava açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeple davacı yararına BOZULMASINA,

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/1128
K. 2020/1131
T. 5.3.2020

DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 27/11/2018 gün ve 2016/10810-2018/7381 Sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK'un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden tarafların hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteklerinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 Sayılı Kanun'un 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 450,00'şer TL para cezalarının karar düzeltme isteyenlerden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda yazılı ret karar harcının 113,30 TL'sinin davacılara, 113,30 TL'sinin de davalı ... ...'ye yükletilmesine, peşin alınan harçların bundan mahsubuna 05/03/2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

1-)Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan davacı ... ile davalı ... ...'nın tüm ve davacı ...'un aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları reddedilmelidir.

2-)Davacılardan ...'un diğer karar düzeltme itirazlarına gelince; dava, kasten yaralama ve mala zarar verme eylemleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, davacılardan ...'un manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve ...'ın manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili ile davalılardan..., ..., ..., ... ve ... vekillerinin temyizi üzerine Dairece "davacıların tüm ve davalıların diğer temyiz itirazları reddedilerek, davacı ... yararına beden gücü kaybına dair rapor olmadığından bu yöndeki talebinin reddi gerektiğinden" bahisle bozulmuş; davacılar ile davalılardan ...'nin karar düzeltme talebi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.

Davacılardan ... dava dilekçesinde, davalıların eylemleri nedeniyle yaralanması sonucu iş ve gücünden kaldığını bildirerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 400 TL maddi tazminat istemiş; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda da olay tarihi olan 30/09/2004 gününden 31/12/2010 gününe kadar çalışamadığı esas alınarak asgari ücret esas alınarak 31.877 TL iş göremezlik zararı hesaplanıp davacının miktarı ıslah etmesi üzerine bu miktar hüküm altına alınmıştır.

Dosyadaki delillerden davacı ...'un vücudunda kırık meydana gelecek şekilde yaralandığı sabit olup, beden gücü kaybı olup olmadığına dair herhangi bir inceleme yapılmadan ve Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden bu hususta rapor alınmadan, bilirkişi tarafından hesaplanan iş gücü kaybı zararına hükmedilmiştir. Dairece bozma ilamının ikinci bendinde bu kalem talebin reddi gerektiği belirtilmeşse de davacının karar düzeltme isteği kabul edilerek davacının beden gücü kaybı olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle eksik inceleme sebebiyle bozulması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.05/03/2020

1