Tazminat Davası Avukatları Ankara

  • Anasayfa
  • Tazminat Davası Avukatları Ankara

Tazminat Davası Avukatları Ankara

Tazminat davası avukatları Ankara kavramı tazminat davalarındaki artış bakımından kişilerin avukat taleplerinin karşılanması amacıyla arayış içerisine girmeleri ile ortaya çıkan bir kavramdır. Nitekim Tazminat davası avukatları Ankara'da faaliyet gös

Tazminat Davası Avukatları Ankara

Tazminat Davası Avukatları Ankara

Tazminat davası avukatları Ankara kavramı tazminat davalarındaki artış bakımından kişilerin avukat taleplerinin karşılanması amacıyla arayış içerisine girmeleri ile ortaya çıkan bir kavramdır. Nitekim Tazminat davası avukatları Ankara'da faaliyet gösteren avukatları simgeleyen bir kavram olmakla birlikte davaların uzmanlar eliyle yönetildiğini gösteren ve kişilerin açtıkları davalarda tazminat davası avukatları ile çalıştıklarının bir sonucudur. Ankara tazminat avukatı ya da tazminat davasına bakan avukatlar için en önemli hususlardan bir tanesi dava dosyasının içeriğinin iyi bir şekilde araştırılması delillerin toplanmasında müvekkillerin yönlendirilmesidir. Günümüzde tazminat davaları artık hayatımızın bir parçası haline geldiğinden ankara tazminat davası avukatına ya da tazminat davası avukatı ankara şeklinde yapılan aramalara kişiler çok fazlasıyla önem vermektedir. 

Tazminat Avukatı Nedir?

Tazminat davası avukatı ankara- Tazminat davası avukatları da kendi içerisinde uzmanlık alanları bakımından farklılık gösterdikleri gibi tazminat davalarının hak arama özgürlüğünün bir sonucu olduğunu söylemek hiç de zor olmayacaktır. 

Kişiler zarar gördükleri hususlarla ilgili olarak bu zararlarının tazmini için tazminat davası açmaktalar ve açtıkları bu tazminat davalarında haklılıklarını ispatlayarak zararlarını giderme yöntemine girmektedirler. Tazminat davalarının açılmasından önce tarafların davalarını profesyonelce yönetiminin yapılması amacıyla tazminat davası avukatları ankara ya da en iyi tazminat davası avukatları- ankara tazminat davası avukatı arayışı içerisine girmeleri de gözlemlenen bir durumdur.

Dava yönetimi uzmanlık gerektirdiği gibi tazminat davalarının yöneti mi ayrı bir takibi gerektirmektedir. Nitekim bu tür davalarda zararın hesaplanması için dosya genelde bilirkişiye tevdi edilmekte ve bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkartılan rakama göre mahkemeler karar verebilmektedir. Bu bakımdan bilirkişi raporlarındaki rakamların takibinin de iyi bir şekilde yapılması ve tazminat miktarının bekleneni karşılayıp karşılamadığı belirlenmelidir. 

Tazminat Davası Avukat Ücreti

Tazminat davası avukat ücreti tabi ki açılacak davanın özelliği ve istenen tazminat miktarına göre kanunlar ile düzenlenmiş çerçevede somut olaya göre taraflar arasında belirlenen bir ücrettir. Bu bakımdan olayın özelliği ve yapılması gereken hususlar önceden profesyonel bir şekilde belirlenmeli ve hür iradeye göre anlaşma sağlanmalıdır. Tazminat davası avukatları Ankara için tazminat davası avukat ücreti konusunda Türkiye Barolar Birliğinin yayımladığı ve Ankara Barosunun yayımladığı ücret listelerine bakabilir bu konu hakkında net bilgi alabilirsiniz.

Tazminat Davası Neden Açılır

Tazminat davası neden açılır sorusunun cevabı olarak kişinin malvarlığında ya da bedensel bütünlüğünde ya da maneviyatında meydana gelen zararlarının karşılanması amacıyla tazminat davalarının açıldığını söyleyebiliriz. Örneğin kişinin malvarlığına verilen zararlarda bu zararın giderilmesi için maddi tazminat davası açılacakken boşanma sebebiyle maneviyatı zedelenen kişiler bu zararı gidermek için manevi tazminat davası açacaklardır. Ya da kişi bir olaya karışmış ve kendisine yönelik bir saldırıda bulunulmuş ya da bu saldırı sonucunda yaralanmış maddi kayba uğramış olabilir. İşte bu maddi ve manevi zararın giderilmesi için Suç İşlenmesi Nedeniyle Maddi Ve Manevi Tazminat Davası açılabilecektir. Hak arama özgürlüğü bakımından kanun zarara uğrayan kişiye bu zararını giderebilmesi için bağımsız mahkemelerde maddi ve manevi tazminat davası açabileceklerini belirtmiştir. Bu hakkını kullanan zarara uğrayan kişiler açacakları maddi ve manevi tazminat davaları ile zararlarını tazmin edebileceklerdir. Tazminat davası maddi ve manevi zararın giderilmesi amacıyla açılan dava türlerindendir.

Mil Hukuk bürosu olarak uzman kadrosu ile birlikte her türlü tazminat davalarında müvekkillerine kusursuzu hedefleyen bir yaklaşımla hizmet verilmektedir. Ankara tazminat davası avukatı olarak maddi tazminat ve manevi tazminat davalarında siz değerli müvekkillere hizmet verilmektedir. Tazminat davalarında örneğin haksız fiil tazminat davası, hakaret tazminat davası, maddi tazminat davası, manevi tazminat davası, araç kazası tazminat davası, destekten yoksun kalma tazminat davası, haksız tutukluluk tazminat davası, yaralama tazminat davası, yaralama zararının giderilmesi, haksız şikayet tazminat davası, kişilik haklarına saldırı tazminat davası gibi davaların yönetimi yapılmaktadır.

Manevi Tazminat Davalarında Ankara Tazminat Avukatı

Manevi tazminat davalarında ankara tazminat avukatı- manevi tazminat davalarında aslolan kişinin acı elem keder ve yaşama sevincinin azalması dolayısıyla çekmiş olduğu manevi sıkıntılarının giderilmesi maksadıyla zarar görenin bir miktar bu acılarının giderilmesi düşüncesidir. Bu bakımdan manevi zarar görmüş kişiler açacakları manevi tazminat davası ile tazminat davası avukatlarından yararlansın ya da yararlanmasın manevi acılarının bir nebze giderilmesini talep edecektir. Zararını ispatladığı boyutta ve gösterdiği miktarda kanıtladığı takdirde hakim uygun bir manevi tazminata hükmedecektir. 

Tazminat Avukatının Yükümlülükleri

Tazminat davası avukatının yükümlülükleri içerisinde en önemli gördüğümüz yükümlülükler sır saklama yükümlülüğü ile özen gösterme yükümlülüğüdür. Zira tazminat davası avukatı müvekkilinin sırlarını saklamakla yükümlü olduğu gibi almış olduğu işler gereği bu sorumluluğunu da yerine getirip özen borcunu kusursuzca gerçekleştirmelidir.

Tazminat Avukatının Sır Saklama Yükümlülüğü

Tazminat avukatının sır saklama yükümlülüğü hem avukatlık kanunundan gelmekte hem de müvekkili ile arasında olan sözleşmesel ilişki gereği kurulmaktadır. Nİtekim müvekkil ile avukat arasındaki hukuki ilişki vekalet sözleşmesinden doğmakta olup tazminat avukatı müvekkilinin davasını takip ederken onun sırlarını da saklamakla yükümlüdür. Bu sırlar tazminat avukatı ile müvekkili arasındaki mahremiyet gereği olup aslında her şeyden önce tabi ki de vicdani bir sorumluluktru. Tazminat avukatına uğramış olduğu zararın giderilmesi için başvuru yapan zarar görmüş kişinin zararına zarar katmak hukuka ve yükümlülüklere aykırı olduğu gibi vicdanlara da aykırı bir davranış olup ahlaki kurallara da aykırıdır. Tazminat avukatının sır saklama yükümlülüğü işin bitmesi ile son bulmaz. İş bittikten sonra da müvekkilinin mahrem bilgileri tazminat avukatında saklı kalır ve tazminat avukatı müvekkilinin sırrını hiçbir zaman üçüncü kişilerle hatta müvekkilinin yakınları ile dahi paylaşmaz.

Tazminat Avukatının Özen Gösterme Yükümlülüğü

Tazminat avukatının müvekkilinin işini aldıktan sonra bu işi sanki kendi işiymiş gibi takip etmeli ve bunu özen gösterme yükümlülüğüne uygun olarak gerçekleştirmelidir. Tazminat avukatına zararının giderilmesi için başvuran kişi bu zararın giderilmesini beklerken özensiz davranışlarla, savsaklama ile tazminat avukatının olayı veya davayı takip etmemesi sonucunda kişi zararını gidermediği gibi mağdur da olacaktır. Bundan dolayıdır ki tazminat avukatı müvekkilinin davasını son derece özenli takip etmeli, emptai yeteneğini kullanıp kendisini müvekkilinin yerine koyabilmeli ve sanki zarar gören kişi kendisiymiş gibi hareket etmelidir. Tazminat avukatı işin gereği olarak özen gösterme yükümlülüğüne riayet ederek tüm bilgi ve becerisini ortaya koyarak davayı kaybetmiş ise bu durumda müvekkil de durumun farkında olduğundan dolayı vicdani kanaatler gereği huzurlu bir şekilde kendisini iyi hissedecektir. Zira her yolu denemiş hukuki bütün argümanları ortaya koymuş ve özen gösterme yükümlülüğüne uygun davranarak davayı takip etmiş olan tazminat avukatının elinden geleni yapmadığı söylenemeyecek ve müvekkilin aklında herhangi bir soru işareti kalmayacaktır. Bu bakımdan tazminat avukatı özen gösterme yükümlülüğü ile aslında etik olarak da davayı takip etme yükümlülüğünü yerine getirmiş olacaktır. Tazminat avukatının özen gösterme yükümlülüğü avukatlık kanunundan doğduğu gibi müvekkili ile arasında var olan vekalet sözleşmesinin de bir gereğidir. Nİtekim tazminat avukatı vekalet sözleşmesi gereği işi özenle takip etmekle yükümlüdür.

Tazminat Avukatının Davada Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

Tazminat avukatı tazminat davasını açarken dikkatli davranmalı davanın açılacağı mahkeme ve yeri iyi tespit etmeli ve sürelerden dolayı kazanç elde etmelidir. Ayrıca davada harca esas değeri de iyi tespit ederek ilk başta yapılması gereken harcamaları ve yatırılacak harçları da düşürecektir. Tazminat davasının belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olacağına karar vereceği gibi bunlar arasındaki fayda zarar ilişkisini iyi tespit edecek davanın açılacağı kişileri iyi analiz ederek hasımları da buna göre tayin edecektir. 

Tazminat Avukatı İletişim

Tazminat avukatı iletişim bilgileri olarak hukuk büromuza 03122322645 üzerinden bizlere ulaşabilirsiniz. Ya da aynı numaradan whatsaap yoluyla bizlere yazabilir ve avukatlarımız ile iletişime geçebilirsiniz.

Tazminat Avukatı Hukuki Bilgi

Bir tazminat davası avukatı, tazminat talepleri olan bir tarafın yasal haklarını savunmak amacıyla yetkilendirilmiş bir hukuk uzmanıdır. Tazminat davası avukatı, müvekkilinin haklarını koruyacak ve gerekli beyanları ve belgeleri sunacak, müvekkilinin yararlarını en yüksek şekilde savunacak ve müvekkilinin yararlarına uygun bir sonuç elde etmeye çalışacaktır. Tazminat avukatı, bir kişinin zarar görmesine neden olan bir olay sonucu tazminat talebinde bulunan bir müvekkilinin yasal haklarını savunmakla görevlidir. Tazminat avukatı, müvekkilinin zararının boyutunu belirlemek, yasal dayanakları araştırmak, delil toplamak ve yargı süreci boyunca müvekkilinin yararlarını savunmak için gerekli adımları atar. Ayrıca, tazminat davasındaki taraflar arasındaki anlaşmazlığı çözmeyi amaçlayan uzlaşma görüşmelerine de katılabilir. Tazminat davası, bir kişinin zarar görmesine neden olan bir olay sonucu tazminat talebinde bulunan bir taraf tarafından açılan bir yargı sürecidir. Bu dava, zarar görmenin neden olduğu mali veya manevi zararların telafi edilmesi için yapılan bir taleptir. Tazminat davaları, kazalardan doğan zararlar, ürünlerin kusurlularından doğan zararlar, çalışanların iş yerinde maruz kaldığı zararlar veya diğer nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Tazminat davası, taraflar arasındaki anlaşmazlığı çözmeyi amaçlayan bir yargı süreci olarak tanımlanabilir ve yargı kararı ile sonuçlandırılabilir.

Tazminat Davası Kararları

Yargıtay
4. Hukuk Dairesi
2020/2217 E. 
2020/2493 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Birleşen ...3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/423-2016/337 sayılı dosyasınada;

Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, asıl davada davalılar ... ve ... San. ve Tic. AŞ aleyhine, birleşen davada ise davalı Yes Oto Kiralama ve Turizm Yatırımları AŞ aleyhine 22/10/2010 (asıl)-28/10/2016 (birleşen) gününde verilen dilekçeler ile taksirle ölüme neden olma eyleminden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, davalı ... San. ve Tic. AŞ yönünden davanın reddine dair verilen 26/12/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacılar vekili ile davalı ... vekili, birleşen davada davalı Yes Oto Kiralama ve Turizm Yatırımları AŞ vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre davacılar ile davalı Yes Oto Kiralama ve Turizm Yatırımları A.Ş.’nin tüm, davalı ...’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-) Davalı ...’in diğer temyiz itirazlarına gelince;
Asıl ve birleşen dava, taksirle ölüme neden olma eyleminden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, asıl davada davacılar vekili ile davalı ... vekili, birleşen davada davalı Yes Oto Kiralama ve Turizm Yatırımları A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir. 02/01/2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesinde “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” düzenlemesi bulunmaktadır.

Somut olayda, mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, kendisini vekille temsil etmiş olan davalı ... yararına reddedilen değer üzerinden Tarife hükümlerine göre hesaplanan 3.120,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalı ...’e verilmesi yönünde hüküm tesisi gerekirken, reddedilen manevi tazminat yönünden adı geçen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu bozmayı gerektirmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle hüküm fıkrasının 6. bendinden sonra gelmek üzere “Davalı ... kendisini vekille temsil etmiş olduğundan reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.120,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalı ...’e verilmesine” sözcük dizisinin eklenmesine, hükmün bu şekilde davalı ... yararına düzeltilmesine, davacılar ile davalı Yes Oto Kiralama ve Turizm Yatırımları A.Ş.’nin tüm, davalı ...’in diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının 54,40 TL sinin davacılara 2.323,00 TL'sinin de davalı Yes Oto Kiralama ve Turizm Yatırımları AŞ' ye yükletilmesine, peşin alınan harçların bundan mahsubuna ve davalı ...' den peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay
4. Hukuk Dairesi
2020/1803 E.  
2020/2524 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve ... aleyhine 18/03/2015 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/09/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Temyiz isteminde bulunan davacı vekili ile davalılardan ... 27/05/2020 havale tarihli dilekçeleri ile temyiz istemlerinden feragat ettikleri anlaşılmakla feragat nedeniyle temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenle temyiz dilekçelerinin reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 02/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi  
2020/1765 E. 
2020/4487 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın ise reddine, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen davada davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı, davalı ile 19/06/2006 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile davalının kendisine ait olan hisseyi 21.000,00 TL karşılığında satmayı vaad ettiğini, bunun karşılığına davacının davalıya ödeme yaptığını, ancak davalının kötü niyetli olarak bu sözleşmeyi ifaya yanaşmadığını ve tescil için gereken adımları atmadığını ileri sürerek; davalıya ait hissenin adına tesciline, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, birleşen davada ise davacı, satış vaadi sözleşmesi ile kendisine bir bedel ödenmediğini ileri sürerek; 19.6.2006 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Asıl ve birleşen davada davalılar, davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir. Mahkemece, asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, birleşen davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davaların birleştirilmesi ve ayrılmasına ilişkin hükümler, 6100 sayılı HMK.nun 166 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, amacı usul ekonomisine hizmet etmek ve aynı konuda çelişkili kararlar verilmesini önlemektir. Anılan yasanın 166/1 maddesinde; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir." hükmü düzenlenmiş, birleştirmenin koşulu olan “bağlantı” da, aynı yasanın 166/4 maddesinde, "davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması" olarak tanımlanmıştır.

Somut olayda, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2019/60 Esas sayılı dava dosyasında, asıl davacı birleşen davacıya yönelik taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde satışı vaad edilen hissenin adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Her iki dosyanın da taraflarının ve dava konularının irtibatlı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2019/60 Esas sayılı dava ile bu dava arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, her iki davanın aynı sözleşmeye dayandığı, aralarında bağlantı mevcut olduğundan, gerek yargılamanın daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve gerekse çelişkili kararlar verilmesini önlemek açısından, davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi zorunludur. O halde sözü edilen davaların birleştirilmesi hususu değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilemsi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre birleşen davada davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle birleşen davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi 
2020/1144 E. 
2020/4270 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki maddi manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, ikamet ettiği evde yangın çıktığını, çıkan yangının evin oturma odasında bulunan ... markalı Split klima kablolarından kaynaklandığını, meydana gelen yangın neticesinde ev ve içindeki eşyaların büyük oranda zarar gördüğünü, bu zararı mahkeme kararı ile tespit ettirdiğini belirterek 47.221,00-TL zararın olay tarihi olan 17/03/2014 tarihi itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Süresinde vekaletnamesini sunmayan davalı vekili duruşmada, dava konusu klimanın montajının davalı şirket tarafından yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalıdan satın alındığı iddia edilen klimanın kablolarından kaynaklanan yangın nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığı ve buna göre davacının zararının tazminin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, ... A.Ş. genel merkezine müzekkere yazılarak, davacının davalıdan bahsi geçen marka ve modelde klima satın alıp almadığı, buna ilişkin fatura ve belgelerin bulunup bulunmadığı sorularak gelen müzekkere cevabı doğrultusunda inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilip eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi  
2020/1094 E. 
2020/3362 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"
.. vekili avukat ... ile ... Tekstil Ür. San. ve Tic. A.Ş. vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21/05/2019 tarih ve 2018/300-2019/198 sayılı hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı avukat, davalı şirketin eski çalışanları tarafından şirket aleyhine açılacak olan davalarda, şirketi temsil etmek üzere kendisine vekaletname verildiğini, ayrıca masraf ve giderler şirkete ait olmak üzere dava başı 4.000,00TL ücret karşılığında anlaşıldığını ancak yazılı ücret sözleşmesi yapılmadığını, davalı aleyhine açılan Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/803 esas, 2012/130 esas ve 2012/49 esas sayılı dosyalarına vekaletname sunulduğunu ancak herhangi bir ücret ödenmeden ve haklı bir gerekçe gösterilmeden azledildiğini ileri sürerek 15.000,00TL manevi tazminat ile üç dava dosyası için toplam 12.000,00 TL ücretin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılaüma sonucu, davacının manevi tazminat talebinin reddine, vekalet ücreti alacağı talebinin kısmen kabulü ile 2.200,00 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihinden itibaren 3.200,00 TL.ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Davalı tarafından temyize konu edilen miktar 2.200,00 TL olup karar tarihi (21.5.2019) itibariyle 3.200,00 TL.yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427.maddesinin 2.fıkrası gereğince davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi      
2020/906 E.
2020/2575 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2019/202 esas 2019/455 karar sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 2019/1739-2019/1762 karar sayılı kararının süresi içinde davalı ...avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Dava, davacıların mirasçısı bulundukları ... Hakim ve ... Hakim'in konakladıkları otel (davalı ... Turizm A.Ş tarafından işletilen) tarafından düzenlenen köpük partisi isimli eğlence esnasında meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiklerinden bahisle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

İlk derece Mahkemesince, otel/konaklama hizmetinin ayıplı ifa edildiği iddiasına dayalı uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması hakkında Kanun kapsamında olduğu gerekçesiyle Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmiş; karara karşı davalı ... Turizm Yatırımları İnşaat ve Ticaret A.Ş. vekili, talepte bulunulduğu halde teminat mektubunun üzerine konulan tedbir kararının kaldırılmasına yönelik herhangi bir karar verilmediğinden bahisle, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı süresi içinde davalı ... Turizm Yatırımları İnşaat ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından ihtiyati tedbir kararı yönünden temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

6100 sayılı HMK.’nun 362. maddesinin birinci fıkrasının f. bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerince geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlara karşı, temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı anlaşıldığından, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Turizm Yatırımları İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan 44,40 TL. harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Turizm Yatırımları İnşaat ve Tic. A.Ş.'ye iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 21/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Tazminat Davasında Harç

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi  
2020/759 E.
2020/4373 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre her iki tarafın yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 5.112,30 TL. kalan harcın temyiz eden davalı-...'ndan alınmasına, 54,40 TL. onama harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile artan 903,33 TL. harcın davacılara iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay
13. Hukuk Dairesi    
2020/658 E.  
2020/3120 K.

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı ... Oto. İth. ve Dağ. A.Ş vekili ... ... ... ile davacı vekili avukat ... geldi. Hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalılardan ... Oto Servis ve Ticaret A.Ş.’den 2012 model BMW marka araç satın aldığını, aracın transfer kutusu ve şanzıman arızası nedeniyle defalarca servise gittiğini, aracın kendinden beklenen faydayı sağlamadığını ve ayıplı olduğunu beyanla ayıpsız misli ile değişimine ve 5.000,00 TL manevi tazminatın da davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, dava konusu davacıya ait olan ... plakalı ... şasi numaralı, BMW marka,...TİPİ 2012 Model aracın gizli ayıplı olduğu anlaşıldığından davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen mevcut aracın ayıpsız misli temin edilerek ayıpsız misli ile değiştirilmesine, İİK 24/4. hükümlerine göre aracın aynısının ayıpsız mislinin davacıya iadesine, ayıplı aracın ise davacı tarafından davalı satıcı firmaya teslimine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı, eldeki dava ile ayıp nedeniyle dava konusu ayıplı ürünün ayıpsız misli ile değişimini ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece tüm deliller toplanmak ve teknik bilgi gerektiren hususlarda bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle davanın kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değişimine ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Mahkemece hüküm fıkrasının üç numaralı bendi ile davacının kullanımından kaynaklanan 3.000,00 TL değer düşümünün davalılar lehine infazda dikkate alınmasına karar verilmiş olup; ilk derece yargılama makamınca dosyaya kazandırılan raporlarında bilirkişiler dava konusu otomobilin davacı tüketici kullanımındayken kaza geçirmiş olduğu ve onarıma rağmen bu kazanın aracın genel değerinde 3.000,00.-TL kadar bir azaltma yaratmış bulunduğu tespitinde bulunmuşlardır. Bu kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybı araç ayıplı da olsa ürünün satıcısına ve ithalatçısına yüklenemez. O halde, mahkemece, aracın geçirdiği bu kaza nedeniyle uğradığı değer kaybının davalılara ödenmesi şartıyla, davanın kabulüne karar verilmelidir.

Yine; mahkemece dava konusu aracın ayıpsız misli ile değişimi için davalılara teslimini hüküm altına almış ise de, ayıplı malın teslimi sırasında tüm takyidatlarından da arındırılması gerekmektedir. Bu itibarla mahkemece, davacının yerindeki ayıplı malın tüm takyidatlarından arındırılarak teslimine yönelik hüküm kurulmamış olması da doğru görülmemiştir.

Her ne kadar yukarıdaki iki paragrafta gösterilen eksiklik ve hatalar usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir ise de, bu yanlışların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılması gerekmeyip hükmün düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.

SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların ikinci bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm başlıklı bölümünün birinci bendinde yer alan “Davanın KABÛLÜ ile, Dava konusu davacıya ait olan ... plakalı ... şasi numaralı, BMW marka,...TİPİ 2012 Model aracın gizli ayıplı olduğu anlaşıldığından davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen mevcut aracın ayıpsız misli temin edilerek ayıpsız misli ile değiştirilmesine, İİK 24/4. Hükümlerine göre aracın aynısının ayıpsız mislinin davacıya iadesine, ayıplı aracın ise davacı tarafından davalı satıcı firmaya teslimine,” cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “Davanın KABÛLÜ ile, Dava konusu davacıya ait olan ... plakalı ... şasi numaralı, BMW marka,...TİPİ 2012 Model aracın gizli ayıplı olduğu anlaşıldığından davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen mevcut aracın ayıpsız misli temin edilerek ayıpsız misli ile değiştirilmesine, İİK 24/4. hükümlerine göre aracın aynısının ayıpsız mislinin davacıya iadesine, ayıplı aracın ise tüm takyidatlarından arındırılmış şekilde davacı tarafından davalı satıcı firmaya teslimine,” cümlesinin yazılmasına; yine gerekçeli kararın hüküm başlıklı bölümünün üçüncü bendinde yer alan “Davacının kullanımından kaynaklanan 3.000,00 TL değer düşümünün davalılar lehine infazda dikkate alınmasına,” cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “Davacının kullanımından kaynaklanan 3.000,00 TL değer kaybının davacı tarafından davalılara ödenmesine,” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı ... Otomotiv İthalat ve Dağıtım A.Ş.'ye ödenmesine, peşin alınan 3.673,99 TL harcın ... Oto Servis ve Ticaret A.Ş.'ye, peşin alınan 14.695,97 TL harcın ... Otomotiv İthalat ve Dağıtım A.Ş.'ye iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

En iyi tazminat davası AvukatlarıTazminat davası Avukatı İstanbulTazminat Avukatı AnkaraTazminat davası avukat ücretiTazminat Avukat iletişim hakkında bilgi almak için alanında uzman tazminat davası avukatlarına başvurmanız tavsiye olunur.

Tazminat davaları; gümrük işlerinden kaynaklı tazminat davalarısağlık hizmetlerinin kusurlu işletilmesi tazminat davasıdestekten yoksun kalma tazminatı, askeri tazminat davaları

idare hukukunda tazminat davaları için makalelerimizi de okuyabilirsiniz.

1