Yoksun Kalınan Parasal Hakların İadesi | Mil Hukuk & Danışmanlık

Yoksun Kalınan Parasal Hakların İadesi

  • Anasayfa
  • Yoksun Kalınan Parasal Hakların İadesi

Yoksun Kalınan Parasal Hakların İadesi

Polis, asker ve memur hukuku- Yoksun kalınan parasal hakların iadesi aslında devlet memurluğundan çıkarılan veya memurluğu belirli bir süre askıya alınmış ve maaşını tam alamayan memurların memuriyet görevlerine dönmeleri ile hak etmiş oldukları boşt

Yoksun Kalınan Parasal Hakların İadesi

Yoksun Kalınan Parasal Hakların İadesi Davası

Polis, asker ve memur hukuku- Yoksun kalınan parasal hakların iadesi aslında devlet memurluğundan çıkarılan veya memurluğu belirli bir süre askıya alınmış ve maaşını tam alamayan memurların memuriyet görevlerine dönmeleri ile hak etmiş oldukları boşta geçen sürelere ilişkin maaşlarının iadesi yani yoksun kalınan parasal hakların iadesi olarak tanımlanabilir. Devlet memuru her ne şekilde olursa olsun devlet memurluğundan çıkarılmış ve açmış olduğu idari işlemin iptali davası ile mesleğine geri dönmüş ise memurun çalışmış olduğu kurum, memurun boşta geçen sürelere ilişkin maaşını faizi ile birlikte iade etmek zorundadır. Örnek vermek gerekirse sözleşmeli bir uzman çavuş askerlik mesleğini icra ederken uzman erbaşlık sözleşmesinin feshedilme sebepleri gerekçe olarak gösterilerek sözleşmesi feshedildi yahut bir devlet memurunun yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmaktan dolayı devlet memurluğundan çıkartıldı diyelim. Aynı şekilde 657 ye tabi bir devlet memurunun devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırıldığını düşünelim. Her iki durumda da kararların tebliğinden itibaren kişilerin 60 gün içerisinde idari işlemin iptali davası açma hakkı vardır ki bu hak anayasal bir haktır. Açılan bu idari işlemin iptali davaları sonrasında davalar kazanılıp yapılan işlemler iptal edildiğinde sözleşmesi feshedilen uzman çavuş ile 657 ye tabi devlet memuru 30 gün içerisinde işe başlatılmalıdır. Aynı zamanda geriye dönük maaşlarını da almaya hak kazanacaklarından ötürü birikmiş maaşlarını da almaya hak kazanacaklardır. Ancak idari işlemin iptali davası ile bu yoksun kalınan parasal hakların iadesi talep edilebileceği gibi idari işlemin iptali davası sonrasında açılacak İdari işlemlerden kaynaklı tazminat davası ile de bu durumun üstesinden gelinebilir. Önemli olan yoksun kalınan parasal hakların iadesinin gerekçesinin hukuka uygun bir zeminde davalı idareden istenmesidir.  Yoksun kalınan parasal haklar, kişinin; idari işlemin yapılması ile ortaya çıkan, örneğin meslekten çıkarma kararı ile işine son verilmesi durumunda alamadığı parasal haklarının iadesine ilişkin olacaktır. Uygulamada, kişiler davayı açmaktan çekinmekte, kurumun gözünde kötü gözükeceğini, tekrar aleyhinde işlem yapılabileceğini düşünmektedirler. Ancak hiç de böyle bir durum söz konusu değildir. Parasal hakların iadesi, işlem hiç yapılmamış olsaydı, kişi işine devam edecek, maaşını alacak ve parasal olarak zarara uğramayacaktı. Bu zarara işlemli yapan iadarenin katlanması anayasa gereği olup bu hakkın kullanılması sebebiyle de kimse hakkında aleyhe işlem yapılamaz. Onun için idari işlemin iptali sonrasında mesleğine geri dönen kişilerin çekinmeden yoksun kalınan parasal hakların iadesi için de girişimde bulunup dava açmaları tavsiye olunmaktadır. 

BUNU DA BİL; Tüm yargı süreci bitmiş ve olumlu karar alınamamışsa yapılacak tek şey Anayasa mahkemesi bireysel başvurudur. Unutmayın! Anaysa mahkemesinden dönen çok karar vardır. Bu da göstermektedir ki ilke derece mahkemesi, bölge idare mahkemesi ve danıştay dahi ret kararı verirken, hukuksuzluk Anayasa mahkemesi kararı ile ortadan kaldırılabilmektedir. 

Göreve İade Edilen Memurun Özlük Hakları

Göreve iade edilen memurun özlük hakları- Devlet Memurunun ilgili kanun hükümlerine göre devlet memurluğuna kabul edilme şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurluk esnasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi halinde memuriyet görevine son verilmesi durumunda, hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonrasında ilgilinin tabi olduğu hükümler çerçevesinde memuriyetten veya meslekten çıkarılmasına karar verilmesi durumunda, 375 sayılı "657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu İle Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları Ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı Ve Kıdem Aylığı İle Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"sinin Geçici 35'inci maddesi gereğince Bakan Onayı ile meslekten çıkarılmalarına karar verilmesi durumunda ya da OHAL KHK ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmesi durumlarında ilgilinin hakkında yapılan işleme karşı idari yargı merciilerinde açmış olduğu iptal davasının lehine sonuçlanarak mahkeme kararıyla göreve iadesine karar verilmesi durumunda meslekten ya da memuriyetten ilişiğinin kesildiği tarihten itibaren geçmişe dönüş olarak parasal haklarının iadesi, özlük haklarının iadesi diğer bir ifadeyle hakkında gerçekleştirilen işlem sebebiyle yoksun kalınan parasal haklarının iadesi mümkündür. 

Memurluğa Girişte Anayasal İlkeler

Memurluğa girişte anayasal ilkeler- Kamu hizmeti olarak nitelendirilen devlet memurluğu görevine girmede ilgili genel ve özel kanunlarda aranan koşulların yanı sıra Anayasa'nın 10, 18, 48 ve 70. maddelerinde ifade edilen “serbestlik”, “eşitlik” ve “görevin gerektirdiği niteliklere sahip olma” ilkeleri memuriyete girişte hakim olan ilkelerdir.

Serbestlik ilkesi, devlet memurluğuna girmenin kişinin özgür iradesine bağlı olmasını, kişinin bu konuda dışarıdan bir baskıya maruz kalmamasını ifade eder. Eşitlik ilkesi; Anayasa’nın 10. maddesinde "herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" şeklinde düzenlenmesi gereği devlet memurluğuna girişte de dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri konularda ayırım yapılmamasıdır. Eşitlik ilkesi memuriyete girişte geçerli olduğu gibi, memurluk mesleğinin devamında ve memuriyetten çıkarılma kararında da riayet edilmesi gereken bir ilkedir. Memurluğa girişte üçüncü ilke ise; görevin gerektirdiği
niteliklere sahip olma ilkesi olup Anayasa’nın 70. maddesinde her Türkün, kamu hizmetlerine girme hakkına sahip olduğu, hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım aranmayacağıdır. 

Devlet memurluğu görevine girmede aranılan bu temel ilkeler devlet memurluğundan ya da meslekten çıkarılma kararında da göz önüne bulundurulmakta özellikle eşitlik ve görevin gerektirdiği niteliklere sahip olma ilkelerine aykırı olarak ilgili hakkında verilen çıkarılma kararlarında idari yargı mercilerince işlemin iptaline karar verilmektedir. 

Devlet Memurluğu Kanununda Düzenlenen Şartlar

Devlet Memurları Kanununun "genel ve özel şartlar" başlıklı 48'inci maddesinde devlet memurluğuna giriş için bazı şartlar öngörmüştür. Devlet memurluğuna alınmada Genel Şartlar 48'inci maddenin (A) fıkrasında; Türk Vatandaşı olmak, Kanun’un 40. maddesindeki yaş ve 41 maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak, kamu haklarından mahrum bulunmamak, yüz kızartıcı suçlardan dolayı mahkum olmamakdolandırıcılık, sahtecilik, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, güveni kötüye kullanma, hileli ifl as gibi 48. maddenin A fıkrasının 5. bendinde sayılan suçlardan mahkum suçlarından mahkum olmamak, askerlikle ilgisi bulunmamak, askerlik çağına gelmemiş olmak, askerlik hizmetini yapmış ya da ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak ve 53. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla görevin yapılmasına engel olabilecek bir akıl hastalığı bulunmamak olarak sayılmıştır. Özel Şartlar ise 48'inci maddenin (B) fıkrasında; hizmet göreceği sınıf için Devlet Memurları Kanunu’nun 36. ve 41. maddelerinde belirtilen öğretim ve eğitim kurumlarından birinden diploma almış olmak ve kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak olarak belirtilmiştir. Görüleceği üzere devlet memurluğuna girişte aranılan genel şartların yanı sıra özel şartlar düzenlemesi gereği ilgilinin başvurduğu kurumun özel kanunlarında aranan koşulları da sağlaması gerekmektedir. 

Özel Kanunlarda Düzenlenen Şartlar

Devlet Memurları Kanununun 48'inci maddesinin (B) fıkrasında düzenleme altına alınan özel şartlar başlığında ilgilinin başvurduğu kurumun özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşıması da aranmaktadır. Bu bağlamda özellikle Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev alacak kişilerin Devlet Memurları Kanunundan farklı olarak özel kanunlarda yer alan şartları taşımaları gerekmekte olduğu gibi diğer kamu tüzel kişiliğine haiz kurumlara başvurularda da özel şartlar aranmaktadır. 

OHAL Komisyon Kararı İle Göreve İade Edilenlerin Özlük Hakları

Ohal komisyon kararı ile göreve iade edilenlerin özlük hakları- Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerinin, Olağanüstü Hal Yasası ile “olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda” uygulamaya yönelik olarak ve olağanüstü hal ilânını gerektiren nedenler gözetilerek bu nedenlerin ortadan kaldırılması için o duruma özgü önlemlerle sınırlı kalmak üzere çıkarılabilmektedir. Bu kapsamda 15 Temmuz Hain darbe girişimi ardından, 20 Temmuz 2016 tarih ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile, Anayasanın 120 nci maddesi uyarınca “şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması” sebebiyle tüm ülkede 21 Temmuz 2016’dan başlamak üzere 90 gün süre ile olağanüstü hal ilan edilmiş bu karar Resmi Gazetede yayımlanarak TBMM’nin onayı sunulmuş ve TBMM’nin 21.07.2016 tarih ve 1116 sayılı kararıyla onaylanmış ve her seferinde üçer ay olmak üzere uzatılarak 17 Temmuz 2018 gecesi son bulmuştur. Bu süreç içerisinde çıkarılan OHAL KHK’leri ile, “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı” olduğu gerekçesiyle, pek çok kamu görevlisi ya bu kararnamelere dayanılarak ya da doğrudan doğruya bu kararnamelerle, bir daha kamu hizmetinde istihdam edilmemek üzere kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiştir.

Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile doğrudan doğruya gerçekleştirilen ihraç işlemlerine karşı yargı yolunun kapalı olması sebebiyle 685 sayılı “Olağanüstü Hal İşlemlerini İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” çıkarılmış ve 23.01.2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu 685 sayılı KHK ile, “Anayasanın 120 nci maddesi kapsamında ilan edilen ve 21/7/2016 tarih ve 1116 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla onaylanan olağanüstü hal kapsamında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlara irtibatı olduğu gerekçesiyle başka idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek üzere “Olağanüstü Hal İşlemlerini İnceleme Komisyonu” kurulması öngörülmüş  OHAL KHK’leri ile bir başka işleme gerek olmaksızın doğrudan tesis edilen işlemler hakkında yapılacak başvuruları değerlendirip karara bağlayacağı düzenlenmiştir. Komisyona başvuru süresi ilgilinin doğrudan doğruya kamu görevinden çıkarılmasına yönelik yayımlanan KHK'nın Resmi Gazete'de yayımladığı günden itibaren altmış gün olarak belirlenmiş ve Komisyon, incelemesi sonucunda başvurunun reddine ya da kabulüne karar vereceği ifade edilmiştir. Anlaşılacağı üzere OHAL KHK'ları ile hakkında işlem tesis edilerek doğrudan doğruya kamu görevinden çıkarılanların işlemin iptali için OHAL Komisyonuna başvurma zorunluluğu bulunmakta olup yargı yoluna başvuru imkanı bulunmamaktadır. İlgili ancak hakkında tesis edilen kamu görevinden çıkarılma kararına karşı Komisyon tarafından başvurunun reddine ilişkin karar verilmesi durumunda idari yargı merciilerinde iptal davası açabilecektir. 

Memurun Göreve İade Davası

Memurun göreve iade davası- İlgililerin, Kamu görevine girmek için kanun ve mevzuatlarda düzenlenen genel ve özel şartları taşımasına rağmen müracaatının aranılan "nitelikleri taşımadığı"ndan bahisle sonlandırılması işlemine, kamu görevlisi olupta devlet memurluğuna kabul edilme şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurluk esnasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi halinde memuriyet görevine son verilmesi işlemine, 375 sayılı KHK'nın Geçici 35'inci maddesi gereğince Bakan Onayı ile meslekten çıkarılmasına karar verilmesi durumunda ya da OHAL KHK ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmesi sonrasında OHAL Komisyonuna yapılan başvurunun reddedilmesi işlemine karşı idari yargı merciilerine başvurarak hakkında tesis edilen işlemin iptalini talep edebilecektir. Nitekim Anayasa’nın 125'inci maddesinin birinci fıkrasında, "idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu"; yedinci fıkrasında da idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu düzenleme ile idarenin hukuka bağlılığı, yargı denetimi sayesinde etkili biçimde sağlanmış ve idare edilenler, idarenin kanunsuz ve keyfî davranışlarına karşı korunmaya çalışılmıştır. Anayasa’da sayılan istisnai hâller dışında idari eylem ve işlemlere karşı yargı yolunun kapatılabilmesi olanaklı değildir. Anayasa'nın ilgili maddesi ve İdari Yargılama Usulu Kanunu'nda yer alan düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde idareninin kişiler hakkında tesis etmiş olduğu işlemlere karşı yargı yolunun açık olduğu da ortadır. 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre ancak idari işlemlerden dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarında idari yargı mercii yetkili idare organlarının kamu hizmetlerini yürütmek üzere idari eylem ve işlem şeklinde ortaya koydukları tasarrufların kanunun koyduğu esas ve şekillere ve kanunun amacına uygun olarak yapılmış olup olmadığını, işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygun olup olmadığı incelenmekte yapılan inceleme sonucunda iptal davalarında idari işlemin unsurlarını oluşturan yukarıda saydığımız unsurlarından birinde hukuka aykırılık tespit ederse işlemin iptaline karar vermektedir. Bu kapsamda kamu görevlisi memur hakkında, ister 657 sayılı Kanunda veya özel kanunlarda sayılan nitelikleri taşımadığından bahisle ister memuriyetten yahut meslekten çıkarılma sonucu doğuracak disiplinsizlik sebebiyle isterse 375 sayılı KHK'nın Geçici 35'inci maddesine istaneden kamu görevinden çıkarılma ya da memurluktan çıkarma, memurluktan çıkarılma kararı verilmiş olursa karara karşı kararın tebliğinden sonra 60 gün içerisinde İdare Mahkemesinde hakkında yapılan idari işlemin iptali istemiyle yürütmeyi durdurma talepli iptal davası açılması gerekmektedir. 

Mahkeme Kararı İle Göreve İade

Mahkeme kararı ile göreve iade- Kamu görevlisi memurun her ne sebeple olursa olsun memuriyetten ya da meslekten ilişiğinin kesilmesi durumunda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenleme altına alınan dava açma süresi içerisinde hakkında tesis edilen işleme karşı iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. İdari işleme karşı yürütme durduma talepli olarak açılan iptal davasında mahkeme öncelikli olarak İYUK 27'nci madde kapsamında işlemin yürütmesinin durdurulması hakkında karar verecek, yürütmenin durdurulmasına karar verirse ya da idari işlemin hukuka aykırılığı sonucuna ulaşılırsa işlemin iptaline karar verilecektir. İptal Kararı ile karara konu idari işlem ve bu işlemin doğurduğu hukuksal sonuçlar üzerine ortadan kalkacak, karar geriye yürüyecek ve hiç alınmamış sayılacaktır. Karar ile meslekten çıkarılan ya da kamu görevinden diğer bir ifadeyle memurluktan çıkarılan kişi hakkında Kurum tarafından İdari Yargılama Usulü Kanununun 13'üncü maddesi gereği 30 gün içerisinde işlem yapılarak tekrar kamu görevine iadesi yapılacaktır.

Göreve iade edilen memurun diğer bir ifade ile kamu görevlisinin boşta geçen dava süresi dahilindeki maaş dahil olmak üzere özlük hakları ne olacağı ise ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İdari işlemin iptali kararı ile göreve iade edilen memurun  geriye dönük alarak maaşları da dahil olmak üzere tüm özlük haklarını alma hakkı bulunmakla birlikte mahkeme kararı sonrası göreve iade edilen memurun geriye dönük özlük haklarını işlem hakkında iptal davası açarken iptal kararıyla birlikte talep edebileceği gibi iptal kararı sonrasında süresi içerisinde idari yargı mercilerinde açacağı yoksun kalınan parasal hakların iadesi davası ile de talep edebilecektir.

Yoksun Kalınan Parasal Hakların İadesi Mahkeme Kararları

T.C.
ANKARA
12. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/...

KARAR NO: 2023/...

DAVACI:

VEKİLİ:           AV. BILGEHAN UTKU/ AV. EMRE ASAN

DAVALI: MİLLİ SAV BAK

Astsubay Temini Kapsamında olan müvekkilinin hakkında yapılan güvenlik soruşturması neticesinde Milli Savunma Bakanlığı Aday Değerlendirme Kurulunun, hakkındaki kararının olumsuz olması nedeni ile astsubay adaylığının sonlandırılmasına yönelik işlemin iptali talebiyle açtığı davada Ankara 10. İdare Mahkemesinin 30.10.2020 tarih ve E.2019/2347 K.2020/1592 sayılı dava konusu işlemin iptaline dair karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 08.12.2021 tarih ve E.2021/2382 K.2021/3916 sayılı kararıyla reddedildiğinden bahisle, 28.10.2019 tarihinden göreve başladığı 07.03.2021 tarihine kadar davalı tarafından ödenmeyen maaşlarının 28.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00-TL'nin (ıslahla 111.175,36-TL) ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMA ÖZETİ : Davalı idare vekili tarafından, Ankara 10. İdare Mahkemesinin kararında, davacının yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi yönünde bir hüküm bulunmadığı, iptal kararının etkisinin eski statüye yeniden döndürülme olgusuyla sınırlı olduğu, davacının da astsubay adaylığı statüsüne geri döndüğü, geçmişe yönelik ödeme yapılmasına ilişkin 926 sayılı Kanunda herhangi bir hüküm bulunmadığı, mahkemece özlük hakkı ödemesine karar verilmesi durumunda ise, davacının statü dışında geçirdiği süre de çalışarak gelir elde edip etmediği hususunun araştırılması gerektiği, yargı organlarınca iptal edilen işlemlerde idarenin hizmet kusurunun tayininde iptal edilen işlemin niteliği, işlemdeki sakatlığın ağırlığı gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiği, ücretin emeğin karşılığı olduğu, statü dışında kaldığı süre boyunca fiili olarak hizmetinin bulunmadığı, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 2018 yılı Dış Kaynaktan Muvazzaf Astsubay temin faaliyetleri kapsamında "Jet Uçak Mekanik Sistemleri Astsubay Adayı" olarak sınıflandırıldığı, adaylık aşamasında iken, hakkında yapılan güvenlik soruşturması neticesinde Milli Savunma Bakanlığı Aday Değerlendirme Kurulunun kararı ile güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle adaylığının sonlandırılarak ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin tesis edildiği, bu işleme karşı açılan davada, Ankara 10. İdare Mahkemesinin 30.10.2020 tarih ve E.2019/2347, K.2020/1592 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 08.12.2021 tarih ve E.2021/2382, K.2021/3916 sayılı kararıyla reddedilerek kesinleştiği, akabinde davacı tarafından 28.10.2019 tarihinden göreve başladığı 07.03.2021 tarihine kadar davalı tarafından ödenmeyen maaşlarının 28.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 500,00-TL'nin ödenmesine karar verilmesi talebiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava dilekçesinde ödenmeyen maaş tutarları yanında, bu tutarların faizinin de mahkemece hesaplattırılması talep edildiğinden, faiz miktarı da rakam olarak hesaplattırılması gerekmiştir.

Hakimliğimizce yapılan ara karar uyarınca davalı idare tarafından gönderilen bilgi ve belgelerden, davacıya ödenmesi gereken 24.11.2019-07.03.2021 tarihleri arasında toplam net maaş tutarı olan 89.874,29-TL ile her bir maaşın tahakkuk ettiği tarihten 16.02.2023 tarihine kadar işleyen yasal faizi tutarının 21.301,07-TL olmak üzere toplam 111.175,36-TL'nin davacı tarafından dava miktarının ıslah edildiği görülmektedir.

İdari yargı mercilerince verilen iptal kararı, iptal edilen idari işlemin ilk tesis edildiği tarihe kadar geriye yürüteceği ve idari işlemi tesis edildiği andan itibaren ortadan kaldırarak o işlemin tesisinden önceki hukuki durumu ortaya koyacağından, işlemin iptali nedeniyle ilgilinin uğradığı zararların tazmini Anayasanın 125. maddesi ve idare hukukunun bilinen ilkelerinden olup yoksun kalınan maaşların yasal faiziyle birlikte toplam 111.175,36-TL'nin tazmininin gerekeceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, davacının 28.10.2019'dan göreve başladığı 16.02.2023 tarihine kadar davalı tarafından ödenmeyen maaşlarının işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam tutarı olan 111.175,36-TL'nin ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 269,80-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 17.676,30-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 7.594,40-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.980,70-TL karar harcının mahsubu sonucu kalan 5.613,70-TL nispi karar harcının davacıya tamamlattırılmasına, 7.594,40-TL nispi karar harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, talep edilmemesi halinde artan posta ücretinin karar kesinleştikten sonra davacıya re'sen iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, 14/04/2023 tarihinde karar verildi.

T.C.
ANKARA
5. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO : 2021/226
KARAR NO : ...

DAVACI : ...
VEKILI : AV. BILGEHAN UTKU/ AV. EMRE ASAN

DAVALI : MILLI SAVUNMA BAKANLIGI/ANKARA

VEKILI : AV...

DAVANIN ÖZETI : Davalı idarece uzman erbas temini kapsamında yapılan sınavlarda basarılı olan ve hakkındaki güvenlik sorusturmasının olumsuz sonuçlandıgından bahisle adaylıgı sonlandırılan davacı tarafından, bu isleme karsı açılan davada, Ankara 11. Idare Mahkemesi'nin 02/09/2020 tarihli ve E:2019/2357, K:2020/1347 sayılı kararıyla islemin iptal edilmesi üzerine yoksun kaldıgı parasal haklarının islemlerinin sonlandırıldıgı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle yapılan basvurunun zımnen reddine iliskin islemin; hukuka aykırı oldugu iddia edilerek iptaline ve bu islem nedeniyle
yoksun kaldıgı bütün parasal haklarının isletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETI : Dava konusu islemin hukuka uygun oldugu belirtilerek haksız davanın reddi gerektigi savunulmaktadır.
TÜRK MILLETI ADINA
Karar veren Ankara 5. Idare Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek isin geregi görüsüldü:

Dava, davalı idarece uzman erbas temini kapsamında yapılan sınavlarda basarılı olan ve hakkındaki güvenlik sorusturmasının olumsuz sonuçlandıgından bahisle adaylıgı sonlandırılan davacı tarafından, bu isleme karsı açılan davada, Ankara 11. Idare Mahkemesi'nin 02/09/2020 tarihli ve E:2019/2357, K:2020/1347 sayılı kararıyla islemin iptal edilmesi üzerine yoksun kaldıgı parasal haklarının islemlerinin sonlandırıldıgı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle yapılan basvurunun zımnen reddine iliskin islemin iptaline ve bu islem nedeniyle yoksun kaldıgı bütün parasal haklarının isletilecek
yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıstır.

Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve islemlerinden dogan zararı ödemekle yükümlü oldugu kuralına yer verilmistir. 2577 sayılı Idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. maddesinde; ilgililer haklarını ihlal eden bir idari islem dolayısıyla Danıstay'a ve Idare ve Vergi Mahkemelerine dogrudan dogruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara baglanması üzerine, bu husustaki kararın veya Kanun yollarına basvurulması halinde verilecek kararın tebligi veya bir islemin icrası sebebiyle dogan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri hükme baglanmıstır.

Dosyanın incelenmesinden; davalı idarece uzman erbas temini kapsamında yapılan sınavlarda basarılı olan davacının, hakkında tesis edilen adaylık islemlerinin sonlandırılmasına iliskin isleme karsı açtıgı davada, Ankara 11. Idare Mahkemesi'nin 02/09/2020 tarihli ve E:2019/2357, K:2020/1347 sayılı kararıyla anılan islemin iptal edildigi, iptal kararı geregince Milli Savunma Bakanlıgı'nca 17/09/2020 tarihinde uzman erbas olarak egitime tekrar baslatılması üzerine, davacı tarafından yoksun kaldıgı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle davalı idareye basvuru yapıldıgı, bu basvurunun zımnen
reddi üzerine bakılan davanın açıldıgı anlasılmaktadır.

Idari yargı mercilerince verilen iptal kararı, iptal edilen idari islemi ilk tesis edildigi tarihe kadar geriye yürütecegi ve idari islemi tesis edildigi andan itibaren ortadan kaldırarak o islemin tesisinden önceki hukuki durumu ortaya koyacagından, islemin iptali nedeniyle ilgilinin ugradıgı zararların idare tarafından tazmin edilmesi hukuk devleti ilkesinin bir sonucudur.

Bakılan davaya konu uyusmazlıkta; davacının hukuka aykırılıgı yargı kararıyla saptanan islem nedeniyle uzman erbaslık egitimini emsallerinden daha geç tamamlayarak göreve basladıgı, bu itibarla, zarara ugradıgının açık oldugu, statü dısında geçirdigi sürelere yönelik bu zararın davalı idarece tazmini gerektigi ve bu nedenle davacı tarafından, yoksun kaldıgı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle davalı idareye yapılan basvurunun zımnen reddine iliskin dava konusu islemde hukuka uygunluk bulunmadıgı sonucuna varılmıstır.

Öte yandan, hukuka aykırılıgı ortaya konulan bu islem sebebiyle davacının yoksun kaldıgı bütün parasal haklarının, idarenin eylem ve islemlerinden dogan zararı ödemekle yükümlü olduguna yönelik Anayasa'nın 125. maddesi hükmü uyarınca davalı idarece davacıya ödenmesi gerektigi ise açıktır.

Açıklanan nedenlerle; dava konusu islemin iptaline, davanın; yoksun kalınan parasal haklarının ödenmesi istemi bakımından kabulüne, davacının yoksun kaldıgı parasal haklarının davalı idareye basvuru tarihinden baslayarak her bir aylıgın tahakkuk tarihinden itibaren isletilecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davalı idarece davacıya ödenmesine, asagıda dökümü yapılan 186,10-TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca belirlenen 2.040,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,  21/10/2021 tarihinde oybirligiyle karar verildi.

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1707
Karar No : 2020/3087

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Gelir İdaresi Başkanlığı - ANKARA
–––VEKİLİ : Hukuk Müş. Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Devlet gelir uzman yardımcısı olarak görev yapan davacı tarafından; 21-22 Ocak 2015 tarihlerinde yapılan Devlet gelir uzmanlığı yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; uyuşmazlığın çözümü teknik bilgiyi gerektirdiğinden, Mahkemenin … tarihli ara kararı ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dava konusu işlemin iptaline; hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların tazmininin Anayasa'nın 125. maddesi uyarınca zorunlu olduğu gerekçesiyle işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının, emsallerinin atandığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Anılan kararın davalı idarece temyiz edilmesi üzerine Danıştay İkinci Dairesinin 28/03/2019, E:2016/7546, K:2019/1543 kararıyla; temyize konu kararın, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının onanmasına; dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının emsallerinin atandığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmesine ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin, Danıştay İkinci Dairesinin bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararıyla; davacının, davalı idare bünyesinde, 02/11/2011 tarihinden önceki bir tarih olan 28/10/2011 tarihinde uzman yardımcılığı kadrosuna atanarak göreve başlamış olması nedeniyle; yeterlik sınavına ilişkin söz konusu uyuşmazlığın, davacının göreve başladığı tarihte tabi olduğu Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Devlet Gelir Uzmanlığı Görev, Çalışma ve Atama Yönetmeliği hükümlerine göre sonuçlandırılması gerektiği; anılan Yönetmeliğin ilgili düzenlemeleri uyarınca, Devlet gelir uzmanlığı kadrosuna atanabilmek için, yeterlik yazılı ve sözlü sınavlarından başarılı olma şartı arandığı; sadece yazılı sınavdan başarılı olanların doğrudan anılan kadroya atanacağına ilişkin bir kurala yer verilmediği; bu durumda, 21-22 Ocak 2015 tarihlerinde yapılan devlet gelir uzmanlığı yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılan davacı tarafından, başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olması davacının doğrudan Devlet gelir uzmanlığı kadrosuna atanacağı anlamına gelmeyeceğinden; bu aşamada, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemi hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların davacının emsallerinin atandığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının, tabi olduğu (mülga) Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Devlet Gelir Uzmanlığı Yönetmeliğinde yer alan, devlet gelir uzman yardımcılarının yeterlik sınavlarıyla ilgili düzenlemeler uyarınca, yeterlik sınavının yazılı bölümünün her birinden 60 puan alması gerekirken 60 puanın altında kaldığı için başarısız sayıldığı; Mahkeme kararının eksik inceleme üzerine verildiği ileri sürülerek, kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

1