Meslekten Çıkarma Cezasının İptali Davası
Meslekten çıkarma bir disiplin cezasıdır ve Meslekten çıkarma cezasının iptali davası bir idari işleme karşı açılacağından dolayı idare mahkemelerinin görev alanına girer ve iptal davası olarak açılması gereken bir dava türüdür.
İçindekiler
- 1.1 Meslekten çıkarma Cezası Nasıl Uygulanır?
- 1.2 Meslekten çıkarma Cezasını Kim Verir?
- 1.3 Silahlı Kuvvetler Meslekten çıkarma Cezasını Kim Verir?
- 1.4 Jandarma Meslekten çıkarma Cezasını Kim Verir?
- 1.5 Polis Memuru Meslekten çıkarma Cezasını Kim Verir?
- 1.6 Meslekten çıkarmanın Bir Alt Cezası Nedir?
- 1.7 Meslekten çıkarma Cezası 7068 Sayılı Kanun Gereği?
- 1.8 Meslekten çıkarma Cezası Zamanaşımı
- 1.9 Polis Meslekten çıkarma Işleminin Iptali Mahkeme Kararı
- 1.10 Meslekten çıkarma Cezası örnek Makeme Kararı
- 1.11 Pomem öğrencisi öğrencilikten çıkarma
Meslekten Çıkarma Cezasının İptali Güncel Bilgiler 2024
Polis, asker ve memur hukuku/ Meslekten çıkarma bir disiplin cezasıdır ve Meslekten çıkarma cezasının iptali davası güncel bir idari işleme karşı açılacağından dolayı idare mahkemelerinin görev alanına girer ve idari işlemin iptal davası olarak açılması gereken bir dava türüdür. Güncel bilgiler dahilinde bu tür davalarda meslekten çıkarma işleminin gerekçelerinin iyi bir şekilde analiz edilmesi şarttır. Meslekten çıkarma cezası; 657 sayılı kanuna tabi olan devlet memurları ile 7068 sayılı disiplin kanununa tabi olan jandarma personeli ve EGM personeli ve yine 6413 sayılı kanuna tabi olan subay, astsubay, uzman erbaşlar bakımından farklılıklar göstermektedir. Yüz kızartıcı hareketler ve yüz kızartıcı suçlar ile özellikle rüşvet, zimmet, irtikap gibi suçlar ile yetkisini ve nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kullanmak da meslekten çıkarma sebebidir. Özellikle belirtmek gerekir ki meslekten çıkarma cezasının iptali davasından önce yapılması gereken hususlar çok ama çok önemlidir. Nitekim 7068 sayılı kanun ve 6413 sayılı kanun gereği meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilecek personel hakkında karar verecek olan merciler disiplin kurullarıdır. Bundan dolayıdır ki; işin dava açma boyutuna gelmeden önce çözüme kavuşturulması kişiler için daha yararlı olacaktır. Yüksek disiplin kurulu ve merkez disiplin kurullarında yapılacak sözlü savunmalar ve gerekçelerin sunulması ile kişilerin o anda meslekten çıkarılmalarının önüne geçilebilmesi mümkün olduğundan hiç idari işlemin iptali dava sürecine girilmeden olumlu kararlar alınabilecektir. Böylece yüksek disiplin kurulu ve merkez disiplin kurulunun meslekten çıkarma kararlarının kesinleşmesi engellenmiş olacak ve kişiler uzun ve yorucu bir dava maratonununa girmekten kurtulmuş olacaklardır. Bu husus hem ekonomik bakımdan fayda sağlayacağı gibi hem de psikolojik bakımdan ruh sağlığı bakımından olumlu sonuçlar yaratacaktır. Özellikle merkez disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulu süreçlerinde sözlü savunma yapılmasını ve bu savunmalar sırasında alanında uzman bir idare hukuku avukatından destek alınması önemle tavsiye olunur. Unutmayın ki jandarma ve polis memurları için meslekten çıkarma cezası büyük bir ceza olup devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiren bir durumda da 657 sayılı kanunda yer alan hususlar çerçevesinde devlet memurluğuna engel suçlar bakımından meslekten çıkarma yerine devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilecektir. Konu hakkında memur davalarına bakan avukatlardan hukuki destek almanızı önemle tavsiye ederiz.
Meslekten çıkarma ile ilgili diğer makalelerimiz;
- Meslekten çıkarma cezasının incelenmesi
- Meslekten çıkarma cezası polis davaları
- Meslekten çıkarma cezalarında savunmanın önemi
- Meslekten çıkarılan kişi yeniden memur olabilir mi?
- Polis disiplin cezaları
BUNU DA BİL; İdari yargıda istinaf başvurusu hakkında makalemizi okumanızı da tavsiye ederiz.
Meslekten Çıkarma Cezası Nasıl Uygulanır?
Meslekten çıkarma cezasının uygulanması süreci yukarıda da değindiğimiz üzere suç içeriklerinin farklılık göstermesi nedeniyle kurumlar arasında da farklılıklara sebebiyet vermektedir. Örneğin 6413 sayılı disiplin kanununda yer alan suçlar ile 7068 sayılı disiplin kanununda yer alan disiplinsizlikler ve meslekten çıkarılma sebepleri farklılık gösterebilmektedir.
BUNU DA BİL; Memurluğa etki eden suçlar hakkında ayrıntılı bilgi için makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilecek personel hakkında 6413 sayılı kanununa göre yüksek disiplin kurulu 7068 sayılı kanuna göre ise yüzbaşı ve altı rütbedeki personele merkez disiplin kurulu karar verecektir.
Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası; disiplin amirlerinden en az ikisinin teklifi üzerine yüksek disiplin kurulları tarafından verilebileceği gibi, eldeki bilgi ve belgelere göre yüksek disiplin kurulları tarafından kendiliğinden de verilebilir. Yüksek disiplin kurulları tarafından hakkında karar verilecek personelin öncelikli olarak yazılı savunması alınır. Yazılı savunma verdikten sonra bu yazılı savunma haricinde yüksek disiplin kurulu tarafından gerek görülürse kişinin sözlü savunması da alınabilir. Ancak meslekten çıkarma cezası verilecek kişinin talepte bulunması durumunda kişi sözlü olarak da ifade vermeye çağrılabilir. İşte burası çok ama çok önemlidir. Huzurda yüz yüze savunma yapmanın önemi ve ehemmiyeti çok fazladır. Sonuçta yüksek disiplin kurulu üyelerinin karşısında fiziken yapılan savunma vicdanları da etkileyebiceğinden gerekçeli sözlü savunma yukarıda izah ettiğimiz meslekten çıkarma cezası iptal davası sürecinin de önüne geçmiş olacaktır. Zira disiplin kurulundan alınacak ceza verilmesine yer olmadığı kararı ile kişi meslekten çıkartılmadan meslek hayatına kaldığı yerden devam edebilecektir.
Jandarma genel komutanlığı personeli olan subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ve Emniyet Genel Müdürlüğü polis memurları ya da her sınıftan memurlar hakkında verilecek meslekten çıkarma cezaları da aynı şekilde disiplin kurulları tarafından verilmektedir. Unutulmamalıdır ki disiplin kurulları tarafından savunma alınmadan disiplin cezası verilemez. Yetkili disiplin kurulu başkanı ya da görevlendireceği kurul üyelerinden biri tarafından ilgiliden savunma istenir. Hakkında meslekten çıkarma cezası talep edilen personel, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir. Bundan dolayıdır ki sözlü savunma disiplin kurullarında can alıcı noktadır. Kişinin üzerine atılı olan disiplin suçundan kurtulması, masum olduğunu ifade etmesi ve lekelenmeme hakkının ihlal edildiğini belirtmesi olmazsa olmaz hususlardandır. Çünkü disiplin kurullarında verilecek meslekten çıkarma cezasından sonra idari dava açma süreci başlayacak ve süreç başından itibaren ortadan kaldırılabilecek iken uzama ihtimali olabilecektir.
BUNU DA BİL; Meslekten çıkartılan kişi bir daha devlet memuru olabilir mi? sorusunun cevabı için makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Yüksek disiplin kurulu ya da merkez disiplin kurulunda sözlü savunması alınan personel hakkında yine de son karar olarak meslekten çıkarma cezası uygulanırsa bu husus onay için Bakanlığa gönderilecek ve onay sonrasında kişinin meslekten çıkartılması kesinleşecektir. Meslekten çıkarma cezası kesinleşen personelin 60 gün içinde idari yargıda iptal davası açması mesleğine geri dönmek istiyorsa olmazsa olmazdır. Aksi durumda dava süresi içinde açılmadığında karar tamamen kesinleşmiş olacak ve kişinin mesleğine dönmesi imkansız hale gelecektir.
BUNU DA BİL; Memuriyete engel suçlar bakımından aşağıdaki videomuzu da izlemeniz tavsiye ederiz.
Meslekten Çıkarma Cezasını Kim Verir?
Meslekten çıkarma cezasını verecek olan makamlar 6413 sayılı kanun ve 7068 sayılı kanuna göre değişkenlik göstermektedir. Bu bakımdan meslekten çıkarma cezasını verecek makamlar ve bu makamların verdikleri meslekten çıkarma cezalarını kesinleştiren makamlar aşağıda açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu belirtilen makamlar haricinde başka bir makam tarafından verilecek ya da kesinleştirilecek meslekten çıkarma cezaları usul hukuku bakımından sakat olacak ve yetki unsurundaki hukuka aykırılıktan mütevellit idare mahkemeleri tarafından iptal edilebilecektir. Bundan dolayı işlemlerin kronolojik sırasının iyi tahlil ve analiz edilmesi mesleki safahat bakımından önemlidir.
BUNU DA BİL; Tüm yargı süreci bitmiş ve olumlu karar alınamamışsa yapılacak tek şey Anayasa mahkemesi bireysel başvurudur. Unutmayın! Anaysa mahkemesinden dönen çok karar vardır. Bu da göstermektedir ki ilke derece mahkemesi, bölge idare mahkemesi ve danıştay dahi ret kararı verirken, hukuksuzluk Anayasa mahkemesi kararı ile ortadan kaldırılabilmektedir.
Silahlı Kuvvetler Meslekten Çıkarma Cezasını Kim Verir?
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında çalışan asker kişiler hakkında verilecek silahlı kuvvetlerden ayırma cezası; Kuvvet komutanlıklarında oluşturulan yüksek disiplin kurulu kararının Milli Savunma Bakanının onaylaması ile verilir.
Jandarma Meslekten Çıkarma Cezasını Kim Verir?
Jandarma genel komutanlığına bağlı asayiş kolordu komutanlıkları, komando tugay komutanlıkları, komando alay komutanlıkları, Jandarma Komando Özel Asayiş ve Kurtarma Tugay Komutanlığı, eğitim tugay ve birlik komutanlıkları, il jandarma, ilçe jandarma ve geçici bölge komutanlıkları, eğitim ve öğretim kurumları kadrolarında bulunan yüzbaşı ve altı rütbelerdeki subay, astsubay, uzman jandarma ve diğer sınıflardaki memurlara meslekten çıkarma cezasını Jandarma Genel Komutanlığı Merkez Disiplin Kurulu verir. Meslekten çıkarma cezası kararları Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayıyla kesinleşir.
Polis Memuru Meslekten Çıkarma Cezasını Kim Verir?
İl polis disiplin kurulları; kuruldukları il emniyet kadrosundaki polis memurları, çarşı ve mahalle bekçileri ile emniyet hizmetleri sınıfı dışındaki memurlara meslekten çıkarma cezası verebilir. İl polis disiplin kurulları tarafından verilen meslekten çıkarma cezaları valinin önerisi, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayıyla kesinleşir. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunca uygun görüş belirtilmeyen dosyalar Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulunca kesin karara bağlanır.
Eğitim ve öğretim kurumlarındaki polis disiplin kurulları; kurum kadrosunda görevli polis memuru ve emniyet hizmetleri sınıfı dışındaki memurlar ile kurumda öğrenim gören polis memuru ve adaylarına meslekten çıkarma cezası verebilir. Eğitim ve öğretim kurumlarındaki polis disiplin kurulları tarafından verilen meslekten çıkarma cezaları Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayıyla kesinleşir. Ancak Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunca uygun görüş belirtilmeyen dosyalar Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulunca kesin karara bağlanır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu; İl emniyet kadrolarındaki komiser yardımcısı, komiser ve başkomiserlere, emniyet Genel Müdürlüğü merkez teşkilatı ile eğitim ve öğretim kurumları kadrolarındaki komiser yardımcısı, komiser, başkomiserler ile Emniyet Genel Müdürlüğü merkez teşkilatında görevli polis memurları ve emniyet hizmetleri sınıfı dışındaki memurlara, meslekten çıkarma cezası verebilir. Emniyet genel müdürlüğü merkez disiplin kurulunun vereceği meslekten çıkarma cezaları Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun uygun görüşü ve Bakanın onayıyla kesinleşir. Fakat Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunca uygun görüş belirtilmeyen dosyalar Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulunca kesin karara bağlanır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu; Genel Müdürlük, il, eğitim ve öğretim kurumları kadrolarındaki 8 inci meslek derecesinden 5 inci meslek derecesine (bu derece dahil) kadar olan personel hakkında, meslekten çıkarma cezası verebilir. Emniyet genel müdürlüğü yüksek disiplin kurulunun verdiği meslekten çıkarma cezaları Bakanın onayıyla kesinleşir.
Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu; Emniyet hizmetleri sınıfında bulunanlardan 1 inci, 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü meslek derecelerindeki personel hakkında meslekten çıkarma cezası verebilir. Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatındaki tıbbi, teknik ve mali hizmetler veren şube müdürlükleri ve daha üst kadrolara, emniyet hizmetleri sınıfı dışından atama yapılması halinde, bu kadrolara atananlar hakkında da Bakanlık yüksek disiplin kurulu meslekten çıkarma cezası vermeye yetkilidir.
Meslekten Çıkarmanın Bir Alt Cezası Nedir?
Meslekten çıkarmanın bir alt cezası 7068 sayılı kanun gereği Yirmidört ay uzun süreli durdurma cezası, 6413 sayılı kanun gereği Hizmet yerini terk etmeme disiplin cezalarıdır. Disiplin kurulları bir alt disiplin cezasını neden vermediğini kararında gerekçeli olarak açıklamalıdır. Olması gereken bir alt disiplin cezasının verilme imkanının son çare ilkesi ışığında değerlendirilmesidir. Nitekim Danıştay 8. Dairesi, 1991/1399 Esas, 1991/1677 Karar sayılı kararında; “…Dosyanın incelenmesinden davacının gereksiz yere silah etmek suçundan yargılandığı ceza mahkemesinde, sabıkasının olmaması ve başka suç işlemeyeceği kanısına varılarak verilen hafif para cezasının ertelendiği, İl Polis Disiplin Kurulunun davacının durumunu 15. madde yönünden hiç değerlendirmediği, Yüksek Disiplin Kurulunun ise herhangi bir açıklama yapmadan bu madde kuralından yararlanamayacağını belirttiği anlaşılmıştır. Tüzüğün 15. maddesi ile getirilen olanaktan suç işleyen kişinin yararlandırıp yararlandırılamaması idarenin takdirine ilişkin ise de, maddedeki koşulları sağlayanların yararlandırılmaması nedenlerini gerekçeli açıklaması gerekir. Davacı kararın verildiği güne kadar üç adet takdirnamesi olduğunu, geçmiş hizmetlerin olumlu ve sicilinin de temiz olduğunu öne sürdüğünden, dosyada da aksi yönde bir bilgi ve belge bulunmaması karşısında durumunun 15. madde yönünden değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerektiğinin davacının üzerine atılı suçu işlediğinin yargı kararı ile de kanıtlandığı ve idarenin tüzüğün 15. maddesinin uygulama zorunluluğu olmadığı gerekçesiyle davayı reddeden idare mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.” şeklinde hüküm tesis ederek bir alt disiplin cezası uygulaması bakımından idarenin takdir yetkisine sahip olduğunu ancak bir alt ceza uygulamama nedenlerini de gerekçeli olarak açıklamak zorunda olduğuna karar vermiştir.
Meslekten Çıkarma Cezası 6413 Sayılı Kanun Gereği?
Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler şunlardır:
a) Aşırı borçlanmak ve borçlarını ödeyememek: Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngöremeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik
dalgalanmalar, ani devalüasyonlar, sağlık ve tedavi giderleri ile kefillik ve benzeri zorunluluk hâlleri hariç olmak üzere, aşırı derecede borçlanmaya düşkün olmak ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık hâline getirmektir.
b) Ahlaki zayıflık: Görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olmak veya Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı, utanç verici veya toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmaktır.
c) Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır.
ç) Gizli bilgileri açıklamak: Yetkisi olmadığı hâlde, devletin güvenliği ile iç ve dış siyasi yararlarına ilişkin elde ettiği gizli bilgileri yetkisiz kişi ve kuruluşlara vermek, ulaştırmak veya açıklamaktır.
d) İdeolojik veya siyasi amaçlı faaliyetlere karışmak: Siyasi partilere girmek, ideolojik veya siyasi faaliyetlere karışmak, ideolojik veya siyasi amaçlarla disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmaktır.
e) Uzun süreli firar etmek: Geçerli bir mazereti olmaksızın kesintisiz olarak bir yıldan fazla süre ile izin süresini geçirmek veya firar hâlinde bulunmaktır.
f) Disiplinsizliği alışkanlık hâline getirmek: Disiplini bozucu tavır ve davranışlarda bulunmayı alışkanlık hâline getirmek veya aldığı disiplin cezalarına rağmen ıslah olmamaktır.
g) İffetsiz bir kimse ile evlenmek veya böyle bir kimse ile yaşamak: İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar etmektir.
ğ) Gayri tabii mukarenette bulunmak: Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunmak yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptırmaktır.
h) Terör örgütleriyle ilişkisi olmak: Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmaktır.
Meslekten Çıkarma Cezası 7068 Sayılı Kanun Gereği?
7068 sayılı kanun gereği meslekten çıkarma cezasını gerektiren disiplinsizlikler 8'inci maddede sayılmış olup konu hakkında ayrıntılı bilgi için jandarma ve polis disiplin suçları nelerdir? başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Meslekten Çıkarma Cezası Zamanaşımı
Silahlı Kuvvetler bakımından meslekten çıkarma cezasını gerektirecek durumun oluştuğunun disiplin amirleri tarafından tespit edilmesinden itibaren bir yıl ve her durumda disiplin cezasını gerektiren fiil ve durumların işlendiği tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra aynı sebeple yüksek disiplin kurulu tarafından ceza verilemez.
Jandarma meslekten çıkarma ya da polis meslekten çıkarma ile ilgili olarak fiilleri işleyenler hakkında bu fiillerin işlendiğinin disiplin amiri tarafından öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde, disiplin soruşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Disiplin cezasını gerektiren fiillerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde yine ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrayacaktır.
meslekten çıkarma cezasının incelenmesi hakkında makale için tıklayınız
Polis Meslekten Çıkarma İşleminin İptali Mahkeme Kararı
T.C. TEKİRDAĞ
1. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO KARAR NO
DAVACI VEKİLİ : AV. BİLGEHAN UTKU
DAVALI VEKİLİ
: Polis memuru olarak görev görev yapmakta olan davacı tarafından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E/g maddesinde yer alan "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilini işlediğinden bahisle Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesine dair 30/09/2022 tarihli ve 2021/231 dosya, 2022/16 sayılı işlemin; hukuka aykırı olduğu, disiplin soruşturmasının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının araştırılmasının gerektiği, bir alt disiplin cezasının verilmesi hususunun idarece dikkate alınmadığı, disiplin cezasının ölçüsüz ve orantısız olduğu, Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E:2021/408 sayılı dosyasında hakkında verilen kararın henüz kesinleşmediği ileri sürülerek iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının (maaş, tazminat vb.) işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine özlük haklarının iadesine
karar verilmesi istenmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Disiplin cezasına konu olaya ilişkin Çorlu Cumhuriyet Savcılığınca yapılan soruşturma kapsamında elde edilen görüşme kayıtları ve yapılan fiziki takip, alınan ifadeler, tanık anlatımları ve disiplin soruşturma dosyası birlikte değerlendirildiğinde davacının "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak " fiilini işlediğinin sabit olduğu, disiplin cezasına konu olayla ilgili olarak davacı hakkında Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamanın devam ettiği, dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek davanın isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Tekirdağ 1. İdare Mahkemesi'nce; duruşma için önceden belirlenen 23/11/2023 tarihinde, davacı vekili ... ile davalı idare vekili ....'nın geldiği görülerek, gelen taraflara usulüne göre söz verilip açıklamaları dinlenildikten sonra dava dosyası incelendi ve işin esası hakkında gereği görüşüldü:
Dava; polis memuru olarak görev görev yapmakta olan davacı tarafından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E/g maddesinde yer alan "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilini işlediğinden bahisle Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesine dair 30/09/2022 tarihli ve 2021/231 dosya, 2022/16 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 9. maddesinde; ''(1) Devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacak fiiller ve bu cezayı verme yetkisi ile ilgili olarak 657 sayılı Kanun hükümleri uygulanır...'' hükmü yer almaktadır.
DAVANIN ÖZETİ
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde; ''Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:...E-Devlet memurluğundan çıkarma: Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:...g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,..." hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Soruşturma No:2019/22062 sayılı dosyası üzerinden davacının da aralarında bulunduğu birtakım polis memurları ile alakalı olarak "rüşvet alma" suçunda dolayı cezai soruşturma başlatıldığı, bu hususun tarafına intikali üzerine davalı idarece aynı polis memurları hakkında ayrıca disiplin soruşturmasına başlandığı, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu İstanbul Bölge Başkanlığı'nca bu kapsamda tanzim olunan 20.10.2021 tarihli disiplin soruşturma raporu neticesinde davacının, bahsi geçen fiili ile; "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" disiplinsizliğini işlediği ve bu sebeple 657 sayılı Kanun'un 125-E-g maddesi uyarınca "Devlet memurluğundan çıkarma" cezası ile tecziyesine yönelik olarak teklifte bulunulduğu, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nca alınan 30.09.2022 tarih ve 2022/216 sayılı karar ile söz konusu teklifin aynen kabulü yoluna gidilerek; davacının Devlet memurluğundan çıkarılması yönünde işlem tesis edildiği, bu işlemin davacıyla ilgili kısmının iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, üzerine atılı "rüşvet alma" suçundan dolayı davacının da aralarında yer aldığı bir kısım polis memurları hakkında Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Soruşturma No:2019/22062 ve İddianame No: 2021/350 sayılı iddianamesi dahilinde Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin E:2021/408 sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığı, bu dava neticesinde anılan Mahkemece verilen 14.10.2022 tarih ve E:2021/408, K:2022/315 sayılı kararıyla rüşvet almak suçundan mahkumiyetine hükmedilmişse de anılan kararın istinaf yolu ile incelenmesi neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 13/06/2023 tarihli ve E:2023/1162, K:2023/1903 sayılı kararıyla "İddianamede 9. eylem olarak anlatılan olaya ilişkin, ... ünvanlı işyeri sahibi ...'ın birden çok kez sanık polis memurları .... ve ...rüşvet verdiği gerekçesiyle, sanıklar hakkında rüşvet suçundan zincirleme mahkumiyet kararları verilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan ve sanık .... ile diğer polis memuru ....arasında geçen konuşma kayıtları, sanıklardan ... sanık ... ile yaptığı görüşmeye ilişkin tape kayıtları ve sanık .... cep telefonu üzerinde yapılan inceleme sonucu elde edilen yazışma kayıtları ile sanıklardan ..., sanıklar ... ve ... rüşvet verdiği yönündeki hazırlık beyanları mahkumiyete gerekçe yapılmış ise de, rüşvet anlaşmasının oluşabilmesi için tarafların görevin ifasıyla ilgili belirli bir işe ilişkin menfaat teminine yönelik serbest iradeleriyle anlaşma yapmalarının gerekip, bu anlaşmanın somut ve net bir şekilde ortaya konulmasının gerektiği, somut olayda taraflar arasında şüphe uyandıran bir kısım görüşmeler tespit edilmiş ise de, tarafların hangi iş için ve hangi menfaat karşılığı rüşvet anlaşması yaptıklarına dair mahkumiyetlerine yetecek yeterli delile ulaşılamadığı, bu nedenle sanık .. ... hakkında rüşvet vermek suçundan ve sanıklar ... ... ve ... ... hakkında rüşvet almak suçundan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Hukuka aykırı olup bu itibarla katılan İçişleri Bakanlığı vekili ve sanıklar müdafilerinin istinaf istemleri yerinde görülmekle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 289/1-e-i ve 280/1-e maddeleri gereğince hükmün bozulmasına" şeklinde davacının beraati yönünde hüküm tesis edildiği görülmektedir.
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler. Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmektedir. Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturma yapılmasının ve disiplin cezası verilmesinin belirli usuller çerçevesinde yapılması da zorunludur. Bu nedenle, kamu görevlisinin suç oluşturduğu iddia edilen fiil veya fiiileri ile alakalı olarak idarece açılan bir disiplin soruşturmasında, konu ile ilgili her türlü araştırmanın yapılması, kanıt niteliğinde toplanan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, hatta teknik konularda bilirkişilere inceleme yaptırılarak, soruşturulanların görev ve konumları itibariyle sorumlukları ile suçun oluş biçimi irdelenerek düzenlenen rapor ile fiilin sübut bulup bulmadığının açıkça ortaya çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca disiplin cezası verilirken olayın oluş biçimi, suçun işleniş koşulları, ilgilinin suç kastının olup olmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların göz önünde bulundurulması, disiplin cezalarının tamamen tarafsız ve objektif esaslara göre verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan; ceza muhakemesi hukuku ve disiplin hukuku farklı kural ve ilkelere tabi disiplinlerdir. Disiplin hukuku, kurumun iç düzenini korumayı amaçlayan ve bunun için kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine yönelik olarak uygulanacak yaptırımları ve bu yaptırımların uygulanmasındaki usul ve esasları düzenleyen bir hukuk alanıdır. Bazı hâllerde kamu görevlisinin fiili, ceza hukuku kapsamında suç tanımına uymasının yanı sıra disiplin hukuku yönünden de sorumluluk gerektiren bir mahiyet taşıyabilir.
Disiplin suçuna ve ceza yargılamasına konu eylemlerin aynı olduğu hallerde disiplin soruşturmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda, fiilin sübutuyla ilgili olarak ceza mahkemesinin ulaştığı kanaate saygı gösterilmesi ve bunu sorgulayacak ifadelerin kararlarda kullanılmaması gerekmektedir (AYM, 02.07.2020 tarih ve Başvuru No:2016/13566 sayılı karar).
Bu itibarla, dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile yukarıda bahsedilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 13/06/2023 tarihli ve E:2023/1162, K:2023/1903 sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde; şahsına isnat edilen disiplin suçunu işlediği hususu her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı deliller ile ortaya konamadığı görülen davacının, sübuta ermeyen bu eylem sebebiyle, Devlet memurluğundan çıkarılmasına dair dava konusu işlemin davacıyla alakalı kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan; T.C. Anayasası'nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlem sebebiyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece tazmin edilmesi ve özlük haklarının iadesi zorunludur.
Açıklanan nedenlerle;
1) Dava konusu işlemin iptaline,
Meslekten Çıkarma Cezası Örnek Makeme Kararı
T.C. ANTALYA
5. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO KARAR NO
DAVACI
VEKİLİ Av. Bilgehan UTKU
DAVALI
VEKİLİ
: Antalya İl Jandarma Komutanlığı emrinde Jandarma uzman çavuş olarak görev yapan davacı tarafından, "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkasına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak" fiilini işlediğinden bahisle 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 8/6-ç maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile tecziyesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 20 Mayıs 2022 tarih ve 2022/53 dosya, 2022/232 karar sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu, soruşturmanın usulüne uygun yürütülmediği, geçmiş safahatının, hal ve davranışları ile pişmanlık halinin de göz önüne alınmadığı, olaya konu bisikletin muhafaza altına alınmış olduğunu bilmediği, sahipsiz ve atıl durumda olduğunu düşündüğü, suç işleme kastı bulunmadığı, mesleğinde başarılı olduğu ileri sürülerek iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının
işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacının, Antalya İl J.K.lığı, Alanya İlçe J.K.lığı, Mahmutlar J.Krk.K.lığı emrinde görevli olduğu dönemde Alman Uyruklu bir şahsa ait Merior marka bisikleti Mahmutlar Karakolunda muhafaza altında iken kendi kullanımı maksadıyla karakoldan alması ve olayın anlaşılmasından sonra geri getirip yerine koyması iddiaları ile ilgili tutanak tanzim edilerek disiplin soruşturması yapıldığı, soruşturma sonucunda, personelin yalnızca orada görevli personellerin ulaşabileceği bir alanda muhafaza edilen söz konusu bisikleti gizlice alarak evine götürmek, bunu gerçekleştirirken astı konumundaki personelin yardımından yararlanmak ve kolayca taşıyabilmek için Jandarma Teşkilatına ait devriye aracını kullanmak noktasında kendisine çıkar sağlamak amacıyla yetki ve nüfuzunu kötüye kullandığı kanaatine varılarak davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmanına karar verilmiş olduğu, davacının eyleminin sabit olduğu, dava konusu işlemin hukuka, usule ve mevzuata uygun tesis edildiği belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Antalya 5. İdare Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, Antalya İl Jandarma Komutanlığı emrinde Jandarma uzman çavuş olarak görev yapan davacının, "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkasına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak" fiilini işlediğinden bahisle 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 8/6-ç maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile tecziyesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
08.03.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 'disiplin cezaları' başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında Personele verilecek disiplin cezaları sayılarak (e) bendinde 'meslekten çıkarma cezası' "Personelin emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatlarında bir daha çalıştırılmamak üzere meslekten çıkarılması" olarak tanımlanarak; 8. maddesinin 6. fıkrasının (ç) bendinde de "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak." fiili 'meslekten çıkarma cezası' gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Antalya İl J.K.lığı, Alanya İlçe J.K.lığı, Mahmutlar J.Krk.K.lığı emrinde görevli olduğu dönemde, Alman Uyruklu bir şahsa ait Merior marka bisikleti Mahmutlar Karakolunda muhafaza altında iken kendi kullanımı maksadıyla karakoldan alması ve olayın anlaşılmasından sonra geri getirip yerine koyması iddiaları ile ilgili düzenlenen tutanağa istinaden disiplin soruşturması yürütüldüğü, söz konusu disiplin soruşturması kapsamında davacı hakkında, Antalya İl J.K.lığı Disiplin Kurulu 13 Ocak 2022 tarih ve 2022/13 sayılı kararıyla "Davacının, Karakolda muhafaza altına alınan bisikleti bulunduğu yerden aldığı aldığının ifadeler ve toplanan sair somut deliller çerçevesinde sabit olduğu yalnızca orada görevli personellerin ulaşabileceği bir alanda muhafaza edildiği de göz önüne alındığında kullanım hırsızlığı veya normal hırsızlık kastı olması fark etmeksizin söz konusu eylem neticesinde nüfuzun kötüye kullanıldığının belirlendiği" gerekçesiyle eylemiyle kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla görevini kötüye kullandığı değerlendirildiğinden 7068 sayılı Kanun'un 8/6-ç maddesi gereğince "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak" fiilini işlediğinden bahisle "meslekten çıkarılması" önerisinde bulunulduğu, getirilen teklif doğrultusunda davacının meslekten çıkarılmasına dosyanın kesin karara bağlanması için Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edildiği, bunun üzerine Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 20.05.2022 tarih ve 2022/232 sayılı kararı ile fiilin subuta erdiği kanaatine varılarak davacı hakkında Antalya İl Jandarma Disiplin Kurulu tarafından verilen "meslekten çıkarma" cezası ile cezalandırılması kararının uygun olduğuna dair karar verildiği, kurul kararının Bakanlık makamınca 01.11.2022 tarihinde onaylandığı, bunun üzerine davacı tarafından anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, disiplin soruşturma dosyası incelendiğinde; 05 Ekim 2021 günü Alanya ilçesi Mahmutlar Kent Tipi Jandarma Karakol Komutanlığı sorumluluk alanında bulunan Mahmutlar Mahallesi D-400 Karayolu üzerinde bisiklet yolunda meydana gelen tek taraflı yaralamalı trafik kazasında Alman Uyruklu bir şahsın kullandığı Merior marka bisikletin Mahmutlar Kent Tipi Karakol Komutanlığında muhafaza altına alındığı, karakolda muhafaza altında tutulan bisikletin 13 Ekim 2021 günü davacı tarafından kendi kullanımı maksadıyla alındığının kamera kayıt sisteminin incelenmesi neticesinde tespit edilerek tutanak oluşturulduğu, bu tutanağa istinaden yürütülen soruşturma neticesinde davacının 7068 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 6. fıkrasının (ç) bendinde de "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak." fiilini işlediği sonucuna varılarak, davaya konusu disiplin cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Disiplin cezası kamu personelinin görevli bulunduğu kurumun çalışma düzenini bozucu davranışlarda bulunanlara ilerisi için uyarıcı etkilerde bulunmak amaç ve nedenleriyle verilmekte olup; bu ceza ile yasaklanmış bir eylemin cezalandırılması suretiyle aynı türden davranışların yeniden gösterilmesine engel olunması amaçlanmaktadır.
Disiplin hukukunda, disiplin cezasına konu fiili işlediği iddia edilen kişinin cezalandırılabilmesi için söz konusu fiili işlediğinin usulünce yapılacak soruşturma neticesinde kesin olarak ortaya konulması, verilen cezanın fiille uyumlu olması gerekmektedir.
Kanun koyucu, hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, "ölçülülük ilkesi" olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.
"Elverişlilik ilkesi", öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, "zorunluluk ilkesi" öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve "orantılılık ilkesi" ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.
Ölçülülük prensibi gereğince; disiplin yaptırımı gerektiren eylem ile uygulanan ceza arasında adil bir denge bulunması gerektiği açık olup, sabit olan eylem ile uygulanacak ceza normunun uyumlu olmaması, başka bir ifadeyle yanlış madde tatbiki hâlinde işlemin sebep ve konu unsurları yönünden hukuka aykırı düşeceği Disiplin Hukukunun bilinen ilkeleri arasındadır.
Bakılan davada, davacının, disiplin soruşturması kapsamında alınan savunmalarında, üzerine atılı disiplinsizliği kabul etmediği, söz konusu bisikletin muhafaza altına alındığını bilmediğini, sadece kullanmak ve tekrar teslim etmek üzere aldığını ileri sürdüğü, ayrıca muhafaza altına alındığı belirtilen bisiklete yönelik bir tutanak da oluşturulmadığı görülmektedir.
Dava konusu olayda, davacının görev yaptığı yerde karakolda tutulan bisikleti 13 Ekim 2021 günü kendi kullanımı maksadıyla alındığının dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, tanık ifadelerinden sübuta erdiği anlaşılmakta ise de, yukarıda yer verilen disiplin hukukunun temel ilkeleri arasında yer alan "ölçülülük ilkesi" gereğince, eylem ile ceza arasında adil bir denge bulunması gerekeceğinden, davacının eylemleri ile eyleme uygulanan ceza maddesi arasında uyum bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının eylemleri ile ceza maddesi arasında, disiplin hukukukun temel ilkelerinden olan "eylemin ağırlığına göre cezalandırma" ilkesi, diğer deyişle "orantılılık" ilkesi gereğince uyum olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu işlem hukuka aykırı bulunduğundan, Anayasamızın 125. Maddesi uyarınca iş bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının tarafına ödenmesi talebinin kabulüne, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davacının talebi doğrultusunda adli yardım istemi kabul edildiğinden, resmi postadan karşılanan 77,50-TL posta masrafı ile davacı tarafından dava açılırken peşin olarak ödenmeyen 359,80-TL harç olmak üzere aşağıda dökümü yapılan toplam 437,30-TL yargılama giderinin davalı idareden tahsil edilerek Hazineye irat kaydedilmesine, gereği için ilgili birime müzekkere yazılmasına, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Konya Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere, 23.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
POMEM Öğrencisi Öğrencilikten Çıkarma
T.C.
ANKARA
11. İDARE MAHKEMESİ
DAVACI:
DAVACI VEKİLİ: Av. BİLGEHAN UTKU
DAVALI EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ /ANKARA
: Polis Meslek Eğitim Müdürlüğü'ne 28. dönem polislik eğitimi almak için geçici kaydı yapılarak eğitime başlayan davacı tarafından, Polis Merkez Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliği'nin 8-g-2 maddesi uyarınca, Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü'nün 13.02.2023 tarih ve 2023/11 sayılı yönetim kurulu kararına istinaden Polis Akademisi Başkanlık Makamının 14.02.2023 tarihli olur ile POMEM öğrenciliğinden ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin; masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkının zedelendiği, hakkında herhangi bir soruşturma kaydının bulunmadığı, takdir yetkisinin aşıldığı, anayasal hakkı olan çalışma hakkının ve eğitim hakkının ihlal edildiği, haksız ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ile işbu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
Olayda; yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre, pomem öğrencileri açısından haklarında Yönetmeliğin 8. maddesinde sayılan suçlardan dolayı devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamasının adaylarda aranılacak niteliklerden olduğu, giriş ile ilgili nitelikleri taşımadıkları öğrenimleri sırasında anlaşılanların, Yönetim Kurulunun kararı, POMEM Müdürünün teklifi ve Başkanın onayı ile ilişiklerinin kesileceği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar davacının Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliği'nin 8/1-g-2. maddesinde öngörülen giriş niteliğini taşımadığından bahisle Polis Meslek Eğitim Merkezinden ilişiği kesilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile UYAP entegrasyon ekranından yapılan sorgulamada davacı hakkında açık/kapalı soruşturma/kovuşturma kaydının bulunmadığı, yine idarece davacının ilişiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/180056 sayılı soruşturması kapsamında yapılan çalışmalar kapsamında bylock içeriklerinde isminin geçtiğinden bahisle kesildiği belirtildiğinden, mahkememizin 23.03.2023 ve 03.05.2023 tarihli ara kararları ile davacının bylock içeriklerinde isminin ne şekilde geçtiğinin sorulduğu, gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden davacının başka bir şahsa ait Bylock hesabında isminin ve Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası bilgilerinin yer aldığı, başkaca da herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı ve bu konu ile alakalı açılmış herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma da bulunmadığı görülmüştür.
Bu durumda; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin bir arada değerlendirilmesinden, davacı hakkında UYAP entegrasyon ekranından yapılan sorgulamada herhangi bir açık/kapalı soruşturma/kovuşturma kaydının bulunmadığı, yine başka bir şahsa ait Bylock hesabında davacının ismi ve Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası bilgileri yer almışsa da, mahkememiz ara kararına verilen cevaplara ve UYAP entergrasyon siteminden elde edilen verilere göre davacı hakkında Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliği'nin "Adaylarda aranılacak nitelikler" başlıklı 8. Maddesinin 1.fıkrasının "g" bendinin 2.alt bendinde sayılan suçlardan yürütülen herhangi bir soruşturma veya kovuşturma bulunmadığı anlaşıldığından, davacı hakkında anılan Yönetmeliğin 8/1-g-(2) maddesindeki giriş niteliğini taşımadığından bahisle Polis Meslek Eğitim Merkezinden ilişiğinin kesilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 125. maddesinin son fıkrasında yer verilen "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür" hükmü uyarınca, hukuka aykırılığı belirlenen işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin İPTALİNE,