İPTAL DAVASINDA YAPILAN HATALAR
İptal davasında yapılan en yaygın hatalar nelerdir? İdare mahkemesinde dava açmadan önce bilinmesi gereken süre, usul ve strateji yanlışları bu kapsamlı rehberde ayrıntılı şekilde ele alınıyor.
İçindekiler
- 1.1 Iptal Davasini “hemen Açilmasi Gereken Bir Dava” Sanmak
- 1.2 Süre Hesabini Yanliş Yapmak (60 Gün Hatasi)
- 1.3 Dava Konusu Işlemi Yanliş Belirlemek
- 1.4 Sadece MaĞduriyet Anlatip Hukuki Delilleri Ihmal Etmek
- 1.5 Yürütmenin Durdurulmasi Talebini Ezbere Yazmak
- 1.6 Idari Başvuru Yolunu Tüketmeden Dava Açmak
- 1.7 Gerekçesiz Ve Ya Da Gerekçesi Zayif Dilekçe Yazmak
- 1.8 Emsal Kararlari Yanliş Veya Alakasiz Kullanmak
- 1.9 Sadece Iptal Istemek, Sonuçlarini Düşünmemek
- 1.10 Tam Yargi Davasi Ile Ilişkiyi Kuramamak
- 1.11 Ispat Yükünün Kimde OlduĞunu Yanliş DeĞerlendirmek
- 1.12 Dava Dilini Aşiri Agresif Kullanmak
- 1.13 Sürelere “nasil Olsa Sonra Düzeltiriz” Diye Bakmak
- 1.14 Bilirkişi Incelemesine Güvenip Dosyayi Boş Birakmak
- 1.15 Mahkemenin Görev Ve Yetki Alaniyla Ilgili Hata Yapmak
- 1.16 Savunma Dilekçesine Karşi Beyan Sunmamak
- 1.17 Iptal Davasini Ceza Davasi Zannetmek
- 1.18 Sonuç
İptal Davasında Haklıyken Davayı Kaybettiren 20 Kritik Yanlış 2026
İptal davası, idare hukukunun en güçlü ama en yanlış anlaşılan dava türlerinden biridir.
İnsanların büyük kısmı iptal davasını “haksız bir işlem varsa açılır ve kazanılır” gibi düşünür.
Oysa uygulamada iptal davalarının önemli bir bölümü haklı olunduğu hâlde, tamamen usul ve strateji hataları yüzünden kaybedilmektedir.
Bu yazı, iptal davası açmayı düşünen kişilerin en sık yaptığı ve geri dönüşü olmayan hataları ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır.
İPTAL DAVASINI “HEMEN AÇILMASI GEREKEN BİR DAVA” SANMAK
İptal davasında yapılan en temel hata acele etmektir.
İdari işlemi öğrenir öğrenmez dava açmanın her zaman doğru olduğu düşünülür.
Oysa bazı durumlarda işlem henüz kesinleşmemiştir.
Bazı durumlarda ise önce idari başvuru yapılması gerekir.
Aceleyle açılan dava, daha güçlü açılabilecek ikinci bir davanın yolunu kapatabilir.
İptal davası bir refleks değil, planlama işidir.
İdarenin bir sonraki hamlesi görülmeden açılan davalar eksik dosyayla başlar.
İdari süreç tamamlanmadan açılan davalarda mahkeme önüne eksik bir tablo gelir.
Bu da davanın özünden ziyade usulden reddine yol açabilir.
Özellikle disiplin işlemleri, atama, yer değiştirme, sicil, ihraç gibi konularda süreç doğru okunmalıdır.
Hangi aşamada dava açılacağı doğru belirlenmezse, dava “erken doğmuş” kabul edilir.
Bu da telafisi zor sonuçlar yaratır.
SÜRE HESABINI YANLIŞ YAPMAK (60 GÜN HATASI)
İptal davasında süre, davanın omurgasıdır.
60 günlük dava açma süresinin yanlış hesaplanması, en yaygın hatalardandır.
Sürenin işlemin tebliğinden mi, öğrenmeden mi başlayacağı çoğu zaman karıştırılır.
Bazı işlemler yazılı tebliğle öğrenilir.
Bazıları fiilî uygulamayla.
Bazıları ise zımni ret ile ortaya çıkar.
Her biri için süre hesabı farklıdır.
Yanlış başlangıç tarihi kabul edilirse, dava süre aşımından reddedilir.
Bu durumda davanın haklı olup olmadığı hiç tartışılmaz.
Mahkeme dosyaya bile girmez.
Süre hatası yapıldığında aynı işlem için ikinci kez dava açmak mümkündür denir, fakat pratikte çoğu zaman mümkün değildir.
Bu nedenle süre hesabı, iptal davasının ilk ve en kritik adımıdır.
DAVA KONUSU İŞLEMİ YANLIŞ BELİRLEMEK
Bir işlemin iptali istenirken, aslında iptali mümkün olmayan bir işlem hedef alınabilir.
Hazırlık işlemleri, görüş yazıları, ön değerlendirmeler dava konusu yapılamaz.
Buna rağmen pek çok kişi doğrudan bu işlemlere dava açmaktadır.
Mahkeme bu durumda “kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem yokluğu” gerekçesiyle davayı reddeder.
Davacı işlemin esasına hiç ulaşamaz.
Oysa aynı işlem başka bir aşamada dava edilebilir hâle gelecektir.
İptal davasında “hangi işlem” sorusu, “haksız mıyım?” sorusundan önce gelir.
Yanlış işlem seçilirse, doğru gerekçeler bile işe yaramaz.
SADECE MAĞDURİYET ANLATIP HUKUKİ DELİLLERİ İHMAL ETMEK
İptal davası bir duygu anlatma davası değildir.
Dilekçelerde sıkça uzun mağduriyet hikâyeleri yer alır.
Ancak hukuki dayanak ve delil zayıf bırakılır.
Mahkeme, yaşanan duygusal süreci değil;
idari işlemin hukuka uygun olup olmadığını inceler.
Mağduriyet varsa bile hukuki karşılığı yoksa sonuç alınamaz.
Dilekçenin hukuki mantığı güçlü değilse, haklılık tek başına yeterli olmaz.
İptal davası teknik bir dava türüdür ve teknik dille yürütülür.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİNİ EZBERE YAZMAK
Yürütmenin durdurulması talebi her davaya otomatik eklenmemelidir.
Şablon cümlelerle yazılan talepler çoğu zaman reddedilir.
“Telafisi güç zarar” ve “açık hukuka aykırılık” somutlaştırılmaz.
Mahkemeler bu talepleri genel ifadelerle kabul etmez.
Each somut olay için ayrı gerekçe gerekir.
Yanlış yazılmış bir talep, dava başında dosyanın zayıf algılanmasına yol açar.
İDARİ BAŞVURU YOLUNU TÜKETMEDEN DAVA AÇMAK
Bazı işlemler için önce idareye başvurmak zorunludur.
Bu yol tüketilmeden açılan davalar usulden reddedilir.
Davacı haklı olsa bile mahkeme bunu incelemez.
Zorunlu başvuru ile ihtiyari başvuru sıklıkla karıştırılır.
Bu ayrımın yanlış yapılması telafisi zor kayıplar yaratır.
GEREKÇESİZ VE YA DA GEREKÇESİ ZAYIF DİLEKÇE YAZMAK
İptal davası dilekçesi bir hikâye değil, hukuki tezdir.
Amaç, mahkemeyi ikna etmektir.
Bu da ancak sistematik ve gerekçeli bir metinle olur.
Karar, gerekçe üzerinden bozulur ya da ayakta kalır.
Gerekçe yoksa dava da yoktur.
EMSAL KARARLARI YANLIŞ VEYA ALAKASIZ KULLANMAK
Her Danıştay kararı her dosyaya uymaz.
Alakasız emsaller dilekçeyi zayıflatır.
Mahkeme, uygun olmayan emsali dikkate almaz.
Emsal içtihat seçimi, iptal davasının en ince işlerinden biridir.
SADECE İPTAL İSTEMEK, SONUÇLARINI DÜŞÜNMEMEK
İptal edilen işlemin doğuracağı sonuçlar hesaba katılmalıdır.
Bazen iptal tek başına yeterli olmaz.
Tam yargı davası ile bağlantı kurulmalıdır.
TAM YARGI DAVASI İLE İLİŞKİYİ KURAMAMAK
İptal davası kazanıldığında tazminat otomatik doğmaz.
Bu bağlantı baştan kurulmazsa maddi kayıplar telafi edilemeyebilir.
İSPAT YÜKÜNÜN KİMDE OLDUĞUNU YANLIŞ DEĞERLENDİRMEK
Her şey idarede sanılır.
Oysa bazı iddiaların ispatı davacıya aittir.
DAVA DİLİNİ AŞIRI AGRESİF KULLANMAK
Suçlayıcı ve sert üslup hukuki üstünlük sağlamaz.
Aksine dosyanın ciddiyetini zedeler.
SÜRELERE “NASIL OLSA SONRA DÜZELTİRİZ” DİYE BAKMAK
İptal davasında süreler toleranslı değildir.
Bir gün bile telafisi olmayan sonuç doğurur.
BİLİRKİŞİ İNCELEMESİNE GÜVENİP DOSYAYI BOŞ BIRAKMAK
Bilirkişi her şeyi kurtarmaz.
Mahkeme, dosya üzerinden karar verir.
MAHKEMENİN GÖREV VE YETKİ ALANIYLA İLGİLİ HATA YAPMAK
Yanlış mahkemede açılan dava, zaman kaybıdır.
Bazen sürenin de kaçmasına sebep olur.
SAVUNMA DİLEKÇESİNE KARŞI BEYAN SUNMAMAK
İdarenin savunması cevaplanmadığında, iddialar zımnen kabul edilmiş izlenimi doğar.
İPTAL DAVASINI CEZA DAVASI ZANNETMEK
İdare mahkemesi suç aramaz.
İdare hukuku ölçütleri farklıdır.
SONUÇ
İptal davasında kaybedilen dosyaların büyük kısmı, hukuki bilgi eksikliğinden değil,
yanlış hamlelerden dolayı kaybedilmektedir.
Bu yazının amacı, dava açmadan önce kişiyi bilinçlendirmektir.
Çünkü idare hukukunda çoğu zaman yanlış bir adım, doğru bir davayı bile kaybettirir.