Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası TCK 116
Mil Hukuk: Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası TCK 116 Hakkında Bilgi Sahibi olun! Konut Dokunulmazlığı, Kişinin Huzur ve Güven İçerisinde Yaşaması İçin Anayasal Koruma Altına Altındadır, Kişinin Özelidir, Güvencesidir.
İçindekiler
- 1.1 Genel Açıklama
- 1.2 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Korunan Hukuksal Yarar
- 1.3 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunun Hukuki Konusu
- 1.4 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Fail
- 1.5 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Mağdur
- 1.6 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Maddi Unsur
- 1.7 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Manevi Unsur
- 1.8 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru
- 1.9 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Basit Hali
- 1.10 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Nitelikli Hali
- 1.11 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçu ve Cezası Tck 116
- 1.12 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Teşebbüs
- 1.13 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Etkin Pişmanlık
- 1.14 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçu şikayet Süresi
- 1.15 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Adli Para Cezası
- 1.16 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
- 1.17 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Uzlaşma
- 1.18 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçunda Görevli Mahkeme
- 1.19 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçu Devlet Memurluğuna Engel Midir?
- 1.20 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçu Uzman Erbaş Olmaya Engel Midir?
- 1.21 Konut Dokunulmazlığının Ihlali Suçu Subay Astsubay Olmaya Engel Midir?
- 1.22 Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Maddi ve Manevi Tazminat
- 1.23 Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu şikayet Dilekçesi örneği
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası TCK 116
Genel Açıklama
Ceza Hukuku/Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası Türk Ceza Kanunun 116’ncı maddesinde düzenlenmiştir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu, Türk Ceza Kanunun "Hürriyete Karşı Suçlar" başlıklı yedinci bölümünün altında 116’ncı maddesinde; “bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Konut, Türk Ceza Kanununda hürriyete karşı suçlar başlığı düzenlenmiş olup aynı zamanda özel hayatın gizliliği ve dokunulmazlığını da kapsamaktadır. Nitekim Anayasanın “konut dokunulmazlığı” başlıklı 21’inci maddesinde; “Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.” şeklindeki düzenleme ile anayasal koruma altına da alınmıştır.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu kişinin konutuna veya eklentisine, rızasına aykırı olarak girmek ya da rıza ile girdikten sonra çıkmamak hallerin varlığı halinde oluşur.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, seçimlik ve serbest hareketli bir suç olup ilk fıkrada belirtilen hal icrai hareketle, ikinci fıkrada belirtilen hal ise ihmali hareketle işlenebilir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, maddenin birinci ve ikinci fıkrasında düzenlenen temel şekli şikayete tabi olsa da diğer fıkraları ile TCK 119’uncu maddesinde düzenlenen halleri şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından suçun öğrenildiği anda adli birimlerce soruşturma süreci re’sen başlamaktadır. Bu nedenle teşebbüs ve iştirak hususları ile suçun tamamlanıp tamamlanmadığı hususları cezanın belirlenmesi açısından önem taşımakta ve hükmedilecek cezanın süresi, kişinin hürriyeti açısından önem taşımaktadır. Bu sebeple soruşturma ve kovuşturma aşamasında ifadelerin alınması, delillerin toplanması, somut olayın hem mağdur hem de fail açısından açıkça ortaya çıkarılması, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşup oluşmadığının ve suçun nitelikli halinin olup olmadığının tespiti özellikli ve önemli olup alanında uzman ceza avukatından yardım alınması tavsiye edilmektedir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Korunan Hukuksal Yarar
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu “hürriyete karşı suçlar” bölümünün altında düzenlenmiş olup suç ile korunan konutta başkalarının müdahalelerinden uzak huzur ve güven içinde yaşama hakkıdır. Bunun yanı sıra konut dokunulmazlığının ihlali suçunun özel hayatın gizliliğinin korunmasına da yönelik olduğunu belirtmekte fayda vardır. Nitekim genel açıklama kısmında da dile getirdiğimiz üzere 1982 Anayasasının “özel hayatın gizliliği ve korunması” üst başlığı altında 21’inci maddesinde konut dokunulmazlığını düzenleyerek bu hususu açıkça anayasal güvence altına almıştır. Bunun gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin özel hayatın ve aile hayatının korunması başlığı altında “herkes konutuna saygı gösterilmesi hakkına sahiptir" diyerek konut dokunulmazlığı ihlalilinin özel hayat kavramı içerisinde hatta onun özel bir görünüş şekli olduğu sonucu ortaya çıkarmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen hal açısından; kişilerin işyerleri ve eklentilerine rızası dışında girilmesi veya rızası ile girilmiş olmakla birlikte çıkılmaması durumu da konut dokunulmazlığını ihlal suçu kapsamına alınarak kişilerin iş yerlerinde veya eklentilerinde huzurlu ve güvenli bir ortamda iş yapma özgürlüğünü güvence altına almıştır.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Hukuki Konusu
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun maddi konusunu suçun birinci fıkrası kapsamında “konut” ve “eklenti” ikinci fıkrası kapsamında ise “açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri işyerleri ve eklentileri” oluşturmaktadır.
Konut; kavramı suçun korunan hukuksal yararın kişinin özgürlüğü olduğundan dolayı ev ya da ikâmetgah teriminde daha geniş bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre kişinin geçici olarak da olsa oturmak amacıyla kullandığı ve özel hayatının geçtiği açık ya da kapalı, yapı şekli, toprağa bağlı olup olmaması farketmeksizin her yer konut kavramı içerisinde değerlendirilir. Bir yerin konut olarak değerlendirilmesi için taşınmaz niteliğinde olması gerekmediği gibi yerin yapısı, niteliği, üzerinin açık ya da kapalı olması da gerekmez yeter ki kişilerin iradelerinin dış dünyadan ayrı tutulduğuna yani buraya başka kişilerin girmesine rıza gösterilmediğini, konut amacına yönelik olarak özgülendiğini gösterir olsun.
Bir yerin konut sayılabilmesi için buranın konut olarak tahsis edilmesi iradesinin dış dünya tarafından anlaşılır olması gerekmektedir.
Bununla birlikte bu irade hakka dayanmalı ve meşru olmalıdır. Diğer bir ifade ile hukuka ve hakka aykırı olarak mülkiyet veya zilyetlik ileri sürülmemelidir. Konut kavramı TMK kapsamında ikâmetgah tanımından ayrılmaktadır. Nitekim ikâmetgah “bir kimsenin sürekli oturmak amacıyla kaldığı yer” olarak tanımlanmaktayken konut kavramında süreklilik aranmamaktadır. Bu nedenle kişinin belirli dönemler kaldığı, geçici olarak sığındığı yerlerde konut olarak nitelendirilir. Görüleceği üzere konut ikâmetgah kavramından daha geniş bir anlama sahip olup suçun konusunun kişi özgürlüğü olduğundan dolayı geniş yorumlanması da bir zorunluluktur. Aksi durumda kişilerin geçici konakladığı otel, motel, çadır, karavan, gemi kamarası, yataklı vagon gibi bir çok yer konut kavramı içinde sayılamayacak ve suç oluşmayacaktır. Bunun yanı sıra bir yerin konut olarak kullanma iradesinin devamı aranmakatadır. Bu nedenle kesin olarak veya bir süre için terk edilmiş yerler konut kavramı içinde değerlendirilmemektedir. Nitekim sadece yaz aylarında kullanılan yazlıklar kışın terk edildiğinden dolayı, kış aylarında konut niteliğini kaybetmekte, aynı şekilde konut olarak inşa edilen ama kimsenin yerleşmediği yerlerde konut niteliğinde sayılmamaktadır.
Eklenti; doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak konuta bağlı olup fiilen konutun kullanmasına özgülenen veya onu tamamlayan o yerin başkasına aidiyetini gösterir şekilde dış dünyadan ayrı tutulan yerlerdir. Görüleceği üzere eklenti konuta bağlı olup buralara girilmesi ve rıza ile girildikten sonra çıkılmaması durumunda konutta oturma hakkına sahip olan kişilerin huzur ve sükununun bozulmasına sebebiyet verecek yerler olarak nitelendirilmiştir. İçtihat ve yargı kararlarında eklentinin konuta bitişik ya da yakın olması aranmamış olup çok uzak olan yerler ise eklenti kavramı içinde sayılmamıştır. Nitekim suçla korunan hukuksal yarar kişilerin huzur ve sükun içinde yaşama hakkı olduğundan dolayı konuttan çok uzakta bulanan yerlere girilmesi ve rızaen girildikten sonra çıkılmaması konutta oturanların huzur ve sükununu bozmuyorsa suç oluşmayacaktır.
Eklenti, konuta bitişik veya yakın olması şartı olmayan, dış dünyadan ayrıldığı belli olan ve rıza olmadan girilmesi veya rızası ile girildikten sonra çıkılmaması durumunda konutta yaşayanların huzur ve sükunun bozulmasına sebep olan yerler olup etrafının mutlaka çevrilmiş olması ya da kapalı olması da gerekmemektedir.
İşyerleri ve eklentileri; Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşabilmesi için kanundaki tanımdan da görüleceği üzere işyeri ve eklentilerinin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler içerisinde yer almaması gerekmektedir. Buna göre kafe, lokanta, süpermarket, galeri, avm gibi işyerleri her ne kadar herkesin açık bir rızaya bağlı kalmadan girip çıkabildiği yerler ise de işyerlerinin açılış ve kapanış saatlerinin olması ve kapalı olduğu saatlerde girilmesi bu suçu oluşturacaktır. Bunun yanı sıra her ne kadar bu gibi işyerlerinde sahibinin örtülü rızası bulunmuş olsa da bazı kişilerin girmesine yönelik rızasını örneğin “seyyar satıcı, dilenci giremez” şeklinde uyarı levhası asarak önceden kaldırdıysa ya da örtülü rızası ile giren kişileri hak sahibi sonrasında çıkılması konusunda açıklamada bulunmasına rağmen kalmaya devam edildiyse bu suç oluşacaktır.
Bir işyerinin belli bir kısmının konut olarak kullanıyor olması durumunda, örneğin tamirhanenin bir odasında çalışan işçiler bu amaçla kullanıyorsa ihlal durumunda maddenin ikinci fıkrası değil konut ihlali yapılmasından dolayı maddenin birinci fıkrası uygulama alanı bulacaktır. Bununla birlikte avukatlık ofisleri ya da doktor muayenehaneleri gibi işyerleri açık rıza olmadan giren ya da açık rıza ile girip sonrasında buradan çıkmayan kişilerde maddenin ikinci fıkrası çerçevesinde cezalandırılır. İşyeri eklentileri açısında ise konut eklentilerinde belirtmiş hususlar geçerlidir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Fail
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun faili herkes olabilir. Ancak TCK’nın 119’uncu maddesi düzenlenen “ortak hükümler” başlıklı maddesinde suçun “Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,” işlenmesi durumu suçun nitelikli hali olarak sayıldığından, suçun bu halinde failin kamu görevlisi olması ve kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanması gerekmektedir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Mağdur
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun mağduru konut içinde yaşayan herkestir. Ancak eşler birbirine karşı konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işleyemezler. Nitekim ortak konuta girme konusunda eşler yetkili olup ancak mahkeme kararıyla haklarında ayrılık ve konutun diğer eşe tahsisi yönünde karar verilmiş ise suç işlenebilir olacaktır. Fiili ayrılık durumunda yani eşlerin mahkeme kararı olmadan ayrı yaşamaları durumda suç oluşmayacaktır. Bununla birlikte aynı konutta yaşayan kişilerin aile olması zorunluluğu bulunmamakta olup ev arkadaşları açısından bu suç işlenebilir suç olarak nitelendirilemez. Ancak unutmamak gerekir ki; aynı konutta yaşayan kişiler ayrı odalar da yaşıyor olup da odalar belli kişilere özgülenmiş ise buralara rızası hilafında girilmesi ya da rızaen girilip de çıkılması açıklanması rağmen çıkılmaması durumunda suç oluşacaktır. Son olarak önemle belirtmek gerekir ki;
Suç ile korunan hukuki yarar mülkiyet hakkı değil kişi özgürlüğü olduğundan ev sahibinin kiraya verdiği evi kiracısının rızası olmadan konuta girmesi durumunda konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşur.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Maddi Unsur
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, Türk Ceza Kanunun 116’ncı maddesinde dört fıkra halinde düzenlenmiş olup suçun basit hali 116’ncı maddenin birinci ve ikinci fıkrasında suçun nitelikleri halleri ise dördüncü fıkra ile ortak hüküm olarak 119’uncu maddesinde ayrıca düzenlenmiştir.
Suçun gerek basit halinin düzenlendiği gerekse nitelikli halinin düzenlendiği fıkralar açısından suçun maddi unsuru girmek ve çıkmamak ile rızanın bulunmaması veya rızaya aykırılıktır. Nitekim maddenin birinci fıkrasında tanımlanan temel halinde iki farklı seçimlik hareket belirtilerek; ilk seçimlik hareket rıza hilafında yani rızaya aykırı olarak girmek, ikinci seçimlik hareket ise rıza ile girdikten sonra çıkmamaktır.
Girmek; failin bu seçimlik hareketi, suçla korunan alanlara hak sahibinin iradesine rağmen vücudunun bir kısmıyla da olsa girmek olarak anlaşılması gerekmektedir. Nitekim konut ya da işyeri veya bunların eklentilerine girilmemesi istenilmesine rağmen yapılan hareket suçun oluşmasına yeterli olup bedenin tamamen girmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bununla birlikte pencereden bakmak, cama taş atmak, kapı zilini çalmak, sürekli telefonla aramak gibi haller bu suçu değil konuta girilmeksizin yapılan bu eylemler somut olaya göre kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ya da özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaktadır.
Çıkmamak; ise failin konut veya eklentisine ya da işyeri ve eklentisine hak sahibinin rızası ile girmiş olduktan sonra çıkmasına yönelik açıklamaya ya da rızanın ortadan kalkmasına rağmen orada kalmaya devam etmesi eylemidir. Ancak unutmamak gerekir ki suçun oluşması için çıkmamak eyleminin süreklilik içermesi gerekmektedir. Yani hak sahibinin konutu veya eklentisini terk etmesi için yapmış olduğu açıklamaya karşı kişi kalma iradesi göstermesi gerekmekte olup kısa bir an için tereddüt etmesi ya da eşyalarını toplamak için bir süre daha kalma örneklerinde olduğunda gibi süreklilik olmayan durumlarda suç oluşmayacaktır.
Rızanın Bulunmaması-Rızaya Aykırılık, failin konuta-işyerine ya da bunların eklentilerine girmek veya çıkmak fiillerinde hak sahibinden rızanın herhangi bir şekilde alınması yeterlidir. Suçun oluşması için asıl olan girme veya çıkmama eyleminin rıza dışında gerçekleşmiş olması olup suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır. Zira rızaya aykırılık, hak sahibinin konuta girilmesini ya da bulunulmasını istememesidir. Rızanın açıkça veya örtülü olarak açıklanmasında bir fark yoktur.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Manevi Unsur
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu genel kastla işlenir. Failin, başkasının konut veya eklentisine ya da işyeri veya eklentisine hak sahibinin rızası halefinde isteyerek girmek veya rızasıyla girdikten sonra çıkmamak iradesi genel kast olarak değerlendirilir. Buna göre failin genel kastla suçun maddi unsurunda belirtilen eylemleri gerçekleştirmesi durumunda suç oluşacaktır. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki; failin saikinin bu suçta önemi bulunmamaktadır.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda meşru savunma, zorunluluk hali veya kanun hükmünün yerine getirilmesi hukuka uygunluk çerçevesinde bu suçta söz konusu olabilir. Örneğin, kendisini takip eden saldırgandan kaçan kişinin birisinin evine sığınması, konut veya eklentisinde hakim kararına dayanarak arama yapan kolluk kuvveti, yangın veya afetten başkasının konutuna giren kişiler konut dokunulmazlığını ihlal suçundan cezalandırılmayacaktır. Bununla birlikte rızanın varlığı bu suç tipinde hukuka uygunluk sebebi sayılmamaktadır. Nitekim rıza, suçun tipiklik unsurunu oluşturduğundan rızanın varlığı suçun tipikliğini ortadan kaldıracağından suç da oluşmayacaktır.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Basit Hali
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun basit hali maddenin birinci ve ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre; bir kişinin, bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak girmesi veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmaması durumu ile maddenin ikinci fıkrası açısından, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerine girilmesi veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmaması durumları suçun basit hali olarak düzenlenmiştir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Nitelikli Hali
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun basit hali maddenin birinci ve ikinci fıkrasında nitelikli hali ise maddenin dördüncü fıkrasında ve 119’uncu maddede ortak hükümler başlığı altında düzenlenmiştir. Maddenin dördüncü fıkrası açısından failin fiili, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi suçun nitelikli hali sayılmış ve suçun işlenmesindeki kolaylık ve yarattığı korku dikkate alınarak bu kapsama alınmştır. Bunun yanı sıra Türk Ceza Kanunun “ortak hükümler” başlıklı 119’uncu maddesinde ise, Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun basit halinin silahla işlenmesi, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlemesi, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi durumlarında veya Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi durumunda failin suçun nitelikli halinden dolayı basit halinde hükmedilen cezanın bir kat arttırılarak cezalandırılacağı düzenleme altına alınmıştır.
Kanun koyucu suçun bu eylemlerle mağdurun iradesinin daha kolay etki altına alındığından ve mağdurda meydana gelen iç huzurun daha fazla zarar göreceğinden ayrıca suçun işlenmesinin kolaylaşması ile meydana gelen zararın büyüklüğü sebebiyle sayılan halleri nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
Suçun Gece Vakti İşlenmesi
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun düzenlendiği 116’ncı maddenin dördüncü fıkrasında düzenlenen bu nitelikli halde ifade edilen gece vakti kavramından ne anlanılması gerektiği Türk Ceza Kanunun tanımlar başlıklı altıncı maddesinin birinci fıkrasının e bendine bakmak gerekecektir. Nitekim ilgili maddede gece vakti; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi” olarak tanımlanmıştır. Suçun gece işlenmesinin nitelikli hal kapsamında sayılması, mağdurun kendisini savunma olanağının zayıflaması, suçun işlenmesinde ki kolaylık ve korkutucu etkinin artmasına dayanmaktadır.
Cebir veya Tehdit Kullanılması
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun bu nitelikli halinin oluşması için cebir veya tehdidin konut içinde bulunan herhangi bir kişiye karşı kullanılmış olması yeterli olup rıza beyanında bulunmaya yetkili kişiye yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra cebirin kapıyı, pencereyi kırmak şeklinde eşyaya karşı uygulanması durumunda bu nitelikli hal değil koşulları varsa mala zarar verme suçu oluşacaktır. Son olarak cebir ve tehdidin konuta girmek ya da çıkmamak amacıyla kullanılmış olması gerekmektedir.
Suçun Silahla İşlenmesi
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun silahla işlenmesi durumunda cezanın bir kat oranında arttırılacağı 119’uncu maddenin birinci fıkrasının “a” bendinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu suçun silahla işlenmesi durumunda mağdurun iradesi daha kolay etki altına alınabileceği gibi mağdurda meydana gelen iç huzurun daha fazla zarar göreceği, korkutucu etkisinin artması ve suçun işlenmesinin kolaylaşması sebebiyle nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Suçun silahla işlenmiş olmasının nitelikli hal kapsamında değerlendirilebilmesi için failin silahı mağdura yöneltmiş olması zorunluluğu bulunmamakta olup sadece silahın veya kabzasının gösterilmiş olması ve bu eylemini bilerek yani mağdur üzerinde etki etmesi için göstermesi gerekmektedir.
Suçun Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle, İmzasız Mektupla Veya Özel İşaretlerle İşlenmesi
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun, Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi, suçun işlenmesinin kolaylaşması ve mağdurun iradesinin suçun basit haline göre daha kolay kontrol altına alınmasını sağladığından dolayı nitelikli hal olarak düzenlenerek cezanın arttırılması yoluna gidilmiştir. Failin mağdura yönelik olarak imzasız mektup ya da teknolojik araçlar aracılığıyla gerçek kimliğini açığa çıkarmayacak şekilde mesajlar göndererek Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesine yönelik eylemlerde bulunması veya kendisini tanınmayacak bir hale koyarak suçun maddi unsurunda sayılan eylemlerde bulunması durumunda suçun bu nitelikli hali oluşacaktır.
Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi suçun nitelikli hali olarak maddenin birinci fıkrasının c bendinde düzenlenmiştir. Suçun diğer nitelikli hallerinde olduğu gibi burada da suçun işlenişinin kolaylaşması, tehlikenin artması ve mağrurun kendisini savunma olanağının azalması dikkate alınarak bu hal nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.
Suçun Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi
Suçun bu nitelikli halinin oluşması için Türk Ceza Kanunun 220’nci maddesinin birinci fıkrasında yapılan tanıma göre değerlendirme yapmak yerinde olacaktır. Nitekim ilgili maddeye göre örgütler en az 3 üyeden oluşmakta ve suçun örgüt kapsamında işlenmesi gerekmektedir. Buna göre Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun örgüt kapsamında işlenmesi halinde suçun nitelikli hali gündeme gelecek ve suçun temel haline göre verilecek ceza bir kat arttırılacaktır.
Suçun Kamu Görevinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun bu nitelikli halinin gerçekleşmesi için kamu görevlisinin, kamu görevinin kendisine tanımış olduğu yetkiyi hukuka aykırı olarak kullanarak ve suç işleme kastıyla hareket etmesi aranmıştır. Failin kanunun vermiş olduğu kamusal gücü kullanarak mağdur üzerinde yarattığı etki ile suçun işlenişindeki kolaylık dikkate alınmış ve bu hal suçun nitelikli halleri arasında düzenlenmiştir.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşması Halinde
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun kapsamında failin eylemi neticesinde Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesinin yanı sıra neticesi sebebiyle ağır farklı sonuçlarda meydana gelmesi durumlarında cezanın ağırlaştırılacağı düzenlenmiştir. Farklı bir ifadeyle, failin eylemi neticesinde kastedilenden daha ağır bir sonuç meydana gelmişse ve fail bu husus hakkında en azından taksirle hareket etmişse fail hakkında Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun yanı sıra kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerde uygulanarak cezaya hükmedilecektir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası TCK 116
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu Türk Ceza Kanunun 116’ncı maddesinde dört fıkra olarak düzenlenmiş olup maddenin birinci ve ikinci fıkrasında suçun basit hali ve cezası, dördüncü fıkrasında fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde nitelikli hali düzenlenmiştir. Kanunun 119’uncu madde de ise eğitim ve öğretimin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarını da kapsayan ortak hüküm olarak suçun nitelikli hali düzenlenmiştir.
TCK 116’ncı maddesinin birinci fıkrasına göre; Bir kişi, bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak girmesi veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmaması durumunda mağdurun şikayeti üzerine, konut dokunulmazlığının ihlal suçunun cezası altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
TCK 116’ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre; failin birinci fıkrada belirtilen eylemleri açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, mağdurun şikayeti üzerine işyeri ve eklentisinin ihlal suçunun cezası altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacaktır.
119’uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında;
Suçun;
- Silahla,
- Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
- Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
- Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek cezanın bir kat arttırılacağı,
119’uncu maddenin ikinci fıkrası kapsamında; Suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacağı düzenlenmiştir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Teşebbüs
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu sırf hareket suçu olduğundan failin rıza dışında konuta veya eklentisine girmesi ile suç tamamlanır. Konuttan çıkması ile birlikte de suç sona erer. Rıza ile girdikten sonra rızaya aykırı olarak çıkmama durumunda ise çıkmamakla suç tamamlanmaktadır. Buna göre suçun seçimlik hareketlerinden girme eyleminde teşebbüs hükümleri mümkünken, çıkmama eyleminde teşebbüs mümkün değildir. Nitekim yüksek yargı kararları da “eve girmek için evin kapısını zorlayan kişi” konut dokunulmazlığını ihlal suçuna teşebbüsten hüküm kurulması gerektiği yönündedir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin işlediği fiilin olumsuz sonuçlarını gidermesi durumunda uygulanan bir ceza indirimi nedeni olarak tanımlanmakla birlikte kanunun izin verdiği daha farklı bir ifadeyle kanun koyucu tarafından ilgili suça yönelik özel bir düzenleme yapıldığı takdirde uygulanabilmektedir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda ise özel bir düzenleme bulunmadığından dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma imkanı bulunmamaktadır.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Şikayet Süresi
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun zamanaşımı süresi suçun şikayete tabi olup olmadığına göre değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre 116’ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen suçun temel halleri şikayete tabi olup mağdurun şikayet zamanaşımı süresi olan 6 ay içerisinde şikayette bulunması gerekmektedir. 6 aylık zamanaşımı süresi geçirildiği takdirde soruşturma yapılamayacağı unutulmamalıdır. Bunun yanı sıra gerek 116’ncı maddenin dördüncü fıkrasında düzenlenen nitelikli halin gerekse 119’uncu maddesinde düzenlenen nitelikli hallerin varlığı durumunda suçun soruşturması ve kovuşturulması şikayete tabi olmadığından herhangi bir zamanaşımı süresine tabi değildir. Ancak unutulmaması gerekir ki, suç şikayete tabi olmasa da fail hakkında soruşturma yapılabilmesi için dava zamanaşımı süresi içerisinde soruşturmaya başlanılması gerekmektedir. Aksi durumda dava zamanaşımı gerekçesiyle soruşturma yapılamayacaktır.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Adli Para Cezası
Adli para cezasına çevirme; kasten işlenen suçlarda bir yıl ve altındaki hapis cezalarına alternatif bir yaptırım olarak düzenlenmiştir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanununun 116’ncı maddesinin birinci fıkrası ve dördüncü fıkrasında düzenlenen konut dokunulmazlığını ihlal suçunda koşulları varsa adli para cezasına çevrilebilir. Ancak 116/2 ve 116/2-4 maddelerinde belirtilen işyeri ve eklentilerinin dokunulmazlığının ihlali suçlarında adli para cezasına çevirme imkanı bulunmamaktadır. Nitekim adli para cezası seçimlik ceza olarak düzenlendiğinden yargılama neticesinde fail hapis cezası ya da adli para cezası ile cezalandırılacaktır.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu; sanığın üzerine atılı suçtan dolayı yapılan yargılama neticesinde hükmedilen cezanın, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası olması ve diğer koşulların varlığı halinde açıklanmayarak sanığın 5 yıl boyunca denetimli serbestliğe tabi tutulmasıdır. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararının uygulanıp uygulanamayacağı yargılama neticesinde verilecek hapis cezası süresine ve kanunun aradığı diğer koşulların varlığının değerlendirilmesine bağlı olarak verilen cezanın açıklanmasının geri bırakılması mümkündür.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Uzlaşma
Ceza Hukuk kapsamında uzlaşma; şikayete bağlı olan suçlar ve bunlarla birlikte kanunda tek tek sayılan suçların, fail ve mağdurlarını bir araya getirerek ceza mahkumiyeti sonucuna ulaşmadan dosyanın kapatılmasını amaçlayan bir kurumdur. Uzlaşma sırasında fail ve mağdur karşılıklı anlaşma sağlarsa, dosya soruşturma aşamasındaysa takipsizlik, kovuşturma aşamasındaysa düşme kararı verilerek kapatılmaktadır. Buna göre CMK 253/1-b maddesine göre konut dokunulmazlığının ihlali suçu uzlaştırma kapsamında olduğundan gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümleri uygulanabilir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Görevli Mahkeme
Türk Ceza Kanunun 116’ncı maddesinde düzenlenen Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun gerek basit halinde gerekse nitelikli hallerinde görevli mahkeme suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Devlet Memurluğuna Engel midir?
Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı fail hakkında hükmedilen cezanın devlet memurluğuna etkisi 657 sayılı kanunun 48’inci maddesinde düzenlenmiştir. Zira 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48’inci maddesinde devlet memurluğuna başvuracak kişilerin hangi nitelikleri taşıdığı ve memuriyetleri sürecinde de hangi niteliklere sahip olması gerektikleri kanun koyucu tarafından düzenleme altına alınmıştır. Maddede Konut dokunulmazlığının ihlali suçu katalog suçlar içinde yer almasa da bu suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla ceza alarak haklarında mahkumiyet kararı verilen devlet memurlarının kamu görevinden çıkarılmasına memur adaylarının ise adaylık işlemlerinin sonlandırılmasına sebebiyet vereceği açıktır.
Bu kapsamda Konut dokunulmazlığının ihlali suçu her ne kadar katalog suçlar içerisinde yer almasa da devlet memurluğuna ilk girişte güvenlik soruşturması aşamasında yahut devlet memurluğuna devamı sırasında kişilerin almış olduğu cezanın süresi gerekçe göstererek memuriyetle ilişiğini takdir yetkisini kullanarak kesebilmektedir. Bu durumda ise idari davalar konusunda uzman idari dava avukatından yardım almanızı tavsiye ederiz.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Uzman Erbaş Olmaya Engel midir?
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunun 12’nci maddesinde sayılan katalog suçlar içerisinde yer almamış olsa da Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı hakkında yapılan yargılama neticesinde verilen otuz günden daha fazla süreli hürriyeti bağlayıcı bir cezaya hükmedilmesi, adaylar açısından işlemlerinin sonlandırılması, görevdeki personel açısından ise kurumla ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuracaktır.
Sözleşme feshi durumunda ya da adaylar açısından adaylık işlemlerinin sonlandırılması durumunda uzman erbaş sözleşme feshi iptal davası ya da güvenlik soruşturması iptal davası açılması gerekmektedir. Bu tür davalarda daha doğru ifade ile uzman erbaş sözleşme feshi iptali ya da uzman çavuş sözleşme feshi iptali davasında önemli olan gerekçeli olarak savunmaların yapılması, alanında uzman bir idari dava avukatı ile çalışması, sözleşme fesih sebebinin hukuka aykırı olduğunun mahkemeye hukuki bir dille dile getirilmesidir.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Subay Astsubay Olmaya Engel midir?
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda görevdeki personel ve adaylarda aranılacak nitelikler kapsamında Konut dokunulmazlığının ihlali suçu katalog suçlar içerisinde yer almamakta olup yargılama neticesinde verilen otuz günden daha fazla süreli hürriyeti bağlayıcı bir cezaya hükmedilmesi adaylar açısından işlemlerinin sonlandırılması, görevdeki personel açısından ise Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma kararı sonrası kurumla ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğuracaktır.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunda Maddi ve Manevi Tazminat
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun mağduru, failin eylemi sebebiyle uğramış olduğu haksız fiilin yanı sıra eylem sebebiyle maruz kaldığı zararı maddi ve manevi tazminat davasına konu edebilir. Bu kapsamda yapılan yargılama neticesinde Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan yargılanan sanık hakkında hükmedilen cezanın yanı sıra maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmek için alanında uzman tazminat davası avukatı yardımıyla hukuk mahkemelerinde dava açması gerektiğini tavsiye etmekteyiz.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu Şikayet Dilekçesi Örneği
(Suçun İşlendiği Yer) CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
MÜŞTEKİ : Ad Soyad, TC Kimlik Numarası, Adres
VEKİLİ : Av. Emre ASAN / Av. Bilgehan UTKU- Cevizlidere Mahallesi Mevlana Bulvarı No:221 YILDIRIM Kule kat:15 No:142 Çankaya/ANKARA
ŞÜPHELİ : Adı Soyadı - Biliniyorsa; TC Kimlik Numarası, Adresi
SUÇ : Konut dokunulmazlığının ihlali suçu TCK 116
SUÇ TARİHİ: …/…/…
SUÇUN İŞLENDİĞİ YER :
KONU: Şüpheli hakkında soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılmasına karar verilmesi talepli şikayet dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR:
- Açıklamalar kısmında öncelikle şüphelinin biliniyorsa kimlik bilgileri dile getirilerek şikayete konu olayın nasıl gerçekleştiği,
- Somut olayın nasıl gerçekleştiği detayları ile anlatılmalı,
- İddiaların ispatı açısından hangi delillerin olduğu ifade edilmeli,
- Dilekçe ekinde verilecek belgelerin neler olduğu dile getirilmeli
- Son olarak “Müvekkil, bu olaydan mağdur olup şüpheli hakkında şikayet olma zorunluluğumuz hasıl olmuştur.” Şeklinde talep dile getirilmelidir.
HUKUKİ NEDENLER: TCK, CMK ve ilgili her türlü mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Tanık, fotoğraflar, kamera kayıtları, mesajlar, yemin, faturalar ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçeler ile şüpheli hakkında soruşturma başlatılması ve kamu davası açılması açılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekileten talep ederiz.
Müşteki Vekili
Av. Emre ASAN / Av. Bilgehan UTKU
İmza