Askeri Personelin Atamasında Eşin İş ve Çocuğun Öğrenim Durumunun Dikkate Alınması
Askeri personelin atamasında eşin iş ve çocuğun öğrenim durumunun dikkate alınması şarttır. Bakılan davada aynı garnizonda yeni oluşturulan kadrolara uygun ve davacıdan daha fazla kalış süresine sahip, atamaya engel sağlık raporu
İçindekiler
Askeri Personelin Atamasında Eşin İş ve Çocuğun Öğrenim Durumunun Dikkate Alınması
Askeri personelin atamasında eşin iş ve çocuğun öğrenim durumunun dikkate alınması şarttır. Bakılan davada aynı garnizonda yeni oluşturulan kadrolara uygun ve davacıdan daha fazla kalış süresine sahip, atamaya engel sağlık raporu, eş durumu ve çocukların atamaya esas teşkil edecek okul durumu olmayan personelin olduğu, buna göre önce bu personeller değerlendirilerek garnizon dışına atama yapılması gerekirken, garnizonda 2 yılını doldurmamış ve eşi çalışmakta olan ve jandarma personeli olan davacının atanmasınının hukuka aykırı olduğu kanaaatine varılmıştır.
İl İçi Atama İptali Mahkeme Kararları
AYİM 3. Dairesi
Davacı vekili, 12.07.2013 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde ve 13.09.2013 tarihinde yine AYİM’de kayda geçen cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2012 yılında Osmaniye Kırıklı J.Asyş. Komd. Bl. K.lığı 1’inci J.Asyş. Komd. Bl. K.lığı 1’inci J.Komd. Timine atandığını, henüz sekiz ay görev yapmadan Hasanbeyli İlçe J.K.lığı emrine Hafif Zırhlı Araç şoförü olarak atandığını, eşinin Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak görev yaptığını, müvekkilinin dilekçeyle bu durumu idareye bildirdiğini, davacının Osmaniye İl J.K.lığına 6 adet hafif zırhlı asayiş aracı teşkil edilmesinin, davacının atanmasını gerektirmediğini, zira il merkez jandarma komutanlığı bünyesindeki araçlardan birine görevlendirilmesi mümkün iken aile bütünlüğü bozulacak şekilde atamaya tabi tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, emsallerinin daha iyi yerlere atandıklarını belirterek, dava konusu atama işleminin iptaline ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Nöbetçi Dairenin 27 Ağustos 2013 tarihli, 2013/29 Esas sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 2002 yılında imzaladığı sözleşmeye istinaden Jandarma Uzman Erbaş statüsünde TSK’ya katıldığı, 2002–2005 tarihleri arısında İzmir’de (1), 2005-2010 tarihleri arasında Hakkari’de (2), 2010-2012 tarihleri arasında Ankara’da (1) görev yaptığı, Ankara’da görev yaparken değişik garnizonlarda görevlendirildiği, 2012 yılı genel atamalarıyla Osmaniye İl Jandarma Komutanlığı ermine atandığı, ilk istihdam ile Kırıklı J.Asyş. Komd. Bl. K.lığı 1’inci J.Asyş. Komd. Bl. K.lığı 1’inci J.Komd. Timine görevlendirildiği, davacının, 2013 yılı il içi atama işlemiyle Hasanbeyli İlçe J.K.lığı emrine hafif zırhlı araç şoförü olarak atandığı, bunun üzerine süresi içinde vekili aracılığıyla işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu mevzuat incelendiğinde; 3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanununun “Atama, Geçici Görev ve Harcırah” başlıklı 18’inci maddesinde; “Uzman erbaşlar, sözleşme süreleri içinde değişik bölge ve garnizonlara Türk Silâhlı Kuvvetlerinin hizmet ihtiyacı esas alınmak suretiyle atanma ve yer değiştirme işlemlerine tâbi tutulurlar veya kurs dahil geçici görevle görevlendirilirler. Bu şekilde atanan veya geçici görevle görevlendirilenlere ve ayrıca terhislerinden sonra uzman erbaş olarak atananlarla kendi kusurları olmaksızın hizmet sürelerinin bitiminde ayrılanlara 6245 sayılı Kanun ve Bütçe Kanunu esaslarına göre harcırah verilir.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 19’uncu maddesine dayanılarak çıkarılan Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 22’nci maddesinde de aynı mahiyette bir hüküm yer almaktadır. JGY 51-3 (B) Jandarma Genel Komutanlığı Uzman Erbaş Yönergesinin Üçüncü Bölüm 12’nci maddesinde; uzman erbaşların sözleşme süreleri içinde değişik bölge ve garnizonlarda Jandarma Genel Komutanlığının ihtiyacı esas alınmak suretiyle atanma ve yer değiştirmeye tabi tutulacakları, atamalar sırasında personelin mesleki gelişimlerinin, idarenin ihtiyaç duyduğu kadro görev yerleri ile personel destekleme planının göz önünde bulundurulacağı, personelin lağv, tensik, kadro ve konuş değişiklikleri, kendisinin, eşinin ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının sağlık durumu, eş ve çocuklarının ölümü, görev ihtiyaçları, idari, asayiş vb. zaruri sebeplerle hizmet süresine bakılmaksızın diğer bir garnizona atandırılabileceği, personelin Atama İstek Formundaki isteklerinin, hizmet ihtiyacı esas alınarak ve safahatı göz önünde bulundurularak değerlendirileceği, birliklerde zaafiyeti önlemek maksadıyla, atamalarda kademelendirmeye özen gösterileceği, 1’inci grup garnizonlarda 2 yılını tamamlayan personelin 2’nci grup garnizonlara atama isteğinde bulunabileceği, 2’nci grup garnizonlarda boşalan kadro görev yerleri ve ihtiyaç miktarı kadar, 1’inci grup garnizonlarda görevli uzman erbaşlardan isteğe bağlı kalınmaksızın atamaları yapılacağı, 1’inci ve 2’nci grup garnizonlara atamalarda personelin branşları (Jen.Tek., Mak.Oprt., Ağr.Arç.Şf., Köpek Oprt. vb.) içerisinde değerlendirileceği şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden açıkça anlaşıldığı üzere, uzman erbaşların statüye alınış amacı erbaş kadrolarında devamlılık arz eden teknik ve kritik görevlerde yetişmiş personel ihtiyacını karşılamaktır.
Dolayısıyla aslolan, uzman erbaşların kendilerine tahsis edilmiş branş ve ihtisaslarına uygun kadrolarda istihdam edilmeleridir. Şayet kadro görev yerleri herhangi bir nedenle kaldırılmış veya bu kadrolarda uzman erbaş istihdamına gerek kalmamış ise ancak o zaman ihtisas sahibi olduğu diğer birliklerdeki boş olan uzman erbaş kadro görev yerlerine atanabilecekler veya başka bir sınıfta istihdam edilebileceklerdir. Kuşkusuz bu hususlara riayet edilmek koşuluyla uzman erbaşlar, 3269 sayılı Kanunun 18’inci maddesi uyarınca, sözleşme süreleri içinde değişik bölge ve garnizonlara, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hizmet ihtiyacı esas alınmak suretiyle atanma ve yer değiştirme işlemlerine tabi tutulacaklardır.
Yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde dava konusu işlem değerlendirildiğinde; davacının 2012 yılı genel atamalarıyla Osmaniye İl Jandarma Komutanlığına atandığı, ilk istihdam olarak Kırıklı J.Asyş. Komd. Bl. K.lığı 1’inci J.Asyş. Komd. Bl. K.lığı 1’inci J.Komd. Timinde görevlendirildiği, burada görev yaparken 17 Mayıs 2013 tarihinde 6 adet hafif zırhlı asayiş aracı şöförü kadrosunun oluşturulduğu, bunlardan 3’ünün İl Merkez Jandarma Komutanlığına, 2’sinin Hasanbeyli İlçe Janadarma Komutanlığına, 1’inin ise J.Asyş.Komd.Bl.K.lığına tahsis edildiği, davacının hafif zırhlı araç sürücüsü kursunu gördüğü, ancak davacının eşinin Osmaniye Halk Eğitim merkezinde çalıştığı, davalı idare; evsaf kartında davacının eşinin çalıştığına dair herhangi biri bilgi bulunmadığını ileri sürmekte ise de; dosyada yer alan davacının birliğine vermiş olduğu 13.12.2012 tadrihli dilekçeden eşinin Halk eğitim merkezinde çalıştığını beyan ederek özlük işlemlerinin buna göre yürütelmesini talep ettiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla idarenin davacının eşnin çalıştığına vakıf olduğu, diğer yandan davacının 2005 doğumlu bir çocuğunun olduğunun evsaf kartında da belirtildiği, dolayısıyla idarenin davacının ilköğretim aşamasında olan bir çocuğu olduğuna da vakıf olması gerektiği, bu durumda davalı idarenin; oluşturulan yeni 6 kadroya atama planlaması yaparken davacıyı “2012 yılında atanmış olduğu garnizonda asgari kalış süresini tamamlamamış, eşi Halk Eğitim Merkezinde çalışan ve ilköğretime giden bir çocuğu olan personel” olarak değerlendirmesi gerektiği, buna göre atama yapılırken garnizon dışına planlama aşamasında öncelikle davacıdan daha fazla kalış süresine sahip ve asgari 2 yılını doldurmuş personeli dikkate alması gerektiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan ara kararı üzerine verilen cevabı yazıdan da; aynı garnizonda yeni oluşturlan kadrolara uygun ve davacıdan daha fazla kalış süresine sahip, atamaya engel sağlık raporu, eş durumu ve çocukların atamaya esas teşkil edecek okul durumu olmayan personelin olduğu, buna göre önce bu personeller değerlendirilerek garnizon dışına atama yapılması gerekirken, garnizonda 2 yılını doldurmamış ve eşi çalışmakta olan davacının atanmasınının hukuka aykırı olduğu kanaaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; Hukuka aykırı olan Osmaniye Kırıklı J.Asyş.Komd.Bl.K.lığı emrinden Hasanbeyli İlçe Jandarma Komutanlığına yapılan atama işleminin İPTALİNE,
AYİM 3. DAİRESİ
Birlik Personel Bilgi Sistemindeki kayıtların düzgün tutulması sorumluluğunun davacıya değil bizzat idareye ait olduğu, kaldı ki davacının 30.05.2012 tarihli dilekçesiyle esinin Sağlık Bakanlığı bünyesinde hemsire olduğunu belirterek bu durumun atamada dikkate alınmasını talep ettiği, bu dilekçeye rağmen idarece mevcut kayıtların düzeltilmemesinin olumsuz sonuçlarının davacıya yüklenemeyeceği, bu halde davacının esinin memuriyeti gözetilmeden tesis edilen il içi atama isleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulasılmıstır.
Davacı, 08.08.2012 tarihinde Aydın İdare Mahkemesinde kayıt altına alınan dava dilekçesinde özetle; 2003 yılında astsubay naspedildiğini ve Gümüshane İl J.K.lığı emrine atandığını, 2006 yılına kadar Gümüshane Siran İlçe J.K.lığı Yesilbük J.Krk.K.lığı emrinde çalıstığını, 2006-2008 yılları arasında ise esinin tayin olamaması ve çakılı kadroda çalısması nedeniyle uzatma talebinde bulunarak aynı görevi sürdürdüğünü, 2008 yılında Ordu İl J.K.lığı emrine atandığını ve 2010 yılına kadar Mesudiye İlçe J.K.lığında çalıstığını, 2010 yılı atamalarıyla da Hakkari Çukurca Köprülü Sınır Tb.K.lığı emrine atandığını, 2012 yılında Aydın İl J.K.lığı emrine verildiğini, dolayısıyla simdiye kadar hep mahrumiyet bölgelerinde çalıstığını, esinin ilk dönemlerde Sağlık Bakanlığı bünyesinde sözlesmeli hemsire olarak çalısması ve atama görememesi nedeniyle 2008-2010 yılları arasında esinden ve ailesinden ayrı kaldığını, daha sonra esinin kadrolu memur statüsüne geçtiğini, ancak Köprülü Sınır Tb.K.lığının aile götürülemez garnizon olması nedeniyle buradaki görevi sırasında da ayrılıklarının sürdüğünü, 2012 genel atamaları sonrasında 30.05.2012 tarihli dilekçeyle idari müracaatta bulunarak durumunu anlattığını ve aile durumunun il içi atamalarda dikkate alınmasını talep ettiğini, müteakiben bos kadrolar için atama tercihlerini yaptığını, ancak tercihleri arasında yer almamasına rağmen Koçarlı İlçe J.K.lığı Mersinbelen J.Krk.K.lığına atandığını, bu kadronun da mahrumiyet bölgesinde olduğunu, esinin burada çalısabileceği bir Devlet hastanesi bulunmadığını, bu nedenle 18.06.2012 tarihinde telefonla durumunu Aydın İl J.K.lığı Per.Sb.Md.ne ilettiğini ve dilekçe yazmasına rağmen esinin çalısamayacağı bir yere atandığını söylediğini, ancak olumlu yanıt alamadığını, aynı tarihte atamasının düzeltilmesi için bir dilekçe daha yazdığını, bu dilekçelerine yanıt verilmediğini, bunun üzerine esinin 20.07.2012 tarihinde Gümüshane Siran Devlet Hastanesinden ilisik keserek Aydın İl Sağlık Md.lüğüne basvurusunu yaptığını ve çalısabileceği yer olan Aydın Devlet Hastanesine atandığını, aradaki mesafe nedeniyle Aydın il merkezinden ev tutup esini ve çocuklarını buraya yerlestirdiğini, kendisi karakol komutanı olduğu için Aydın’a gidis gelislerinin zor olduğunu, bu yüzden bosanma noktasına geldiklerini beyan etmis ve bahse konu il içi atama isleminin iptaline ve öncelikle öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmistir.
Yürütmenin durdurulması talebi, Dairemizin 06.11.2012 tarih ve 2012/1114 Esas sayılı Kararı ile kabul edilmistir. Dava dosyasının incelenmesinden; Sıralı hizmet garnizon görevi nedeniyle Hakkari 4’üncü J.Snr.Tb.K.lığı emrinde görevliyken, J.Gn.K.lığının 2012 yılı genel atamaları ile Aydın İl J.K.lığı emrine atanan davacının, Aydın Valiliğinin 14.06.2012 tarihli onayı ile il içi atama islemine tabi tutulduğu ve bu kapsamda ilk istihdam yeri olarak Koçarlı İlçe J.K.lığı Mersinbelen J.Krk.K. kadrosuna atandığı, atama isleminin aynı tarihte tebliğ edilmesi üzerine süresinde isbu davayı açtığı anlasılmaktadır.
2803 sayılı Jandarma Teskilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 14’üncü maddesinin son fıkrası “… nokta ataması yapılmayıp İl Jandarma Komutanlıkları emrine atanan astsubay ve uzman jandarmalardan emniyet ve asayis görevi alacak olanların istihdam yerleri ve il içi yer değistirmeleri, İl Jandarma Komutanının teklifi üzerine Valinin onayı ile belirlenir.” hükmünü içermekte ve bu hüküm Jandarma Genel Komutanlığında görevli astsubay ve uzman jandarmaların il içi atamaya tabi tutulmalarının hukuki dayanağını olusturmaktadır.
Diğer taraftan, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli subay ve astsubayların atamasında dikkate alınacak hususlar, 926 sayılı TSK Personel Kanununun 118’inci maddesinde ve aynı Kanunun 119’uncu maddesine dayanılarak çıkarılan Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliğinde düzenlenmis bulunmaktadır.
926 sayılı Kanunun 118’inci maddesinde, subayların ve astsubayların atanma ve yer değistirmelerinin, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına bağlı olarak sıra ile yapılacağı ve bu atamalarda meslek programları, meslek içi eğitim esasları ve kadro ihtiyacının, sağlık durumunun, idari, asayis ve zaruri sebeplerin ve son olarak istekli bulundukları yerlerin dikkate alınacağı hükme bağlanmıstır.
Keza, 2803 sayılı Jandarma Teskilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 24’üncü maddesi uyarınca çıkarılmıs olan Jandarma Teskilatı Görev ve Yetkiler Yönetmeliğinin “Atama ve Yer Değistirmede Uygulanacak Esaslar” baslığı altındaki 183’üncü maddesinde, atanma ve yer değistirmelerin, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına bağlı olarak, memleketin ekonomik, sosyal, iklim, ulastırma, kültür ve sağlık durumları ve bunlara benzer yer ve bölge sartları göz önüne alınarak tespit edilecek bölgelere ve garnizonlara; meslek programları, meslek içi eğitim esasları, kadro ihtiyacı, kıta hizmeti zorunluluğu, terfi durumu, sınıf ve ihtisasları, sağlık durumu, idari, asayis, zaruri sebepler ve istekli bulunulan yerler göz önünde bulunarak Türk Silahlı Kuvvetlerine Mensup Subay ve Astsubayların Atanma ve Yer Değistirmeleri Hakkındaki Yönetmelik ile buna dayalı olarak çıkartılacak yönerge esaslarına göre yapılacağı belirtilmektedir.
Sözü geçen Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği incelendiğinde ise; subay ve astsubayların atamalarının, öncelikle hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına ve hizmet ihtiyacı prensibine uygun sekilde garnizonlar arasında sıra ile yapılacağı, ayrıca bu atamalar sırasında meslek programları ve meslek içi eğitim esaslarının, kadro ihtiyaçlarının, kıta hizmeti zorunluluğunun, terfi durumunun, sınıf, brans ve ihtisaslarının, kendisinin, esinin ve bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının atamaya esas hayati önemi haiz sağlık durumlarının, idari, asayis ve zaruri sebeplerin, personelin atanma isteğinde bulunduğu yerlerin de dikkate alınacağı (Md.14), esleri Devlet kuruluslarında görevli subay ve astsubayların atanmalarında eslerinin memuriyet görevinin göz önünde tutulacağı (Md.43) seklinde düzenlemelerin yer aldığı görülmektedir.
Mevzuatta yer alan bu düzenlemelerden anlasıldığı üzere, TSK personelinin atamalarında gözetilecek temel esas, “hizmetin aksatılmadan yürütülmesi”dir. Yüklendiği kamu hizmetini sunma görevini istihdam ettiği personel vasıtasıyla yerine getiren idarenin, hizmetin aksamaması için personelini atamaya tabi tutması, hizmet ihtiyacı görülen veya herhangi bir nedenle bosalan kadrolara personel kaydırması zaten kaçınılmazdır. Ancak, atamalar konusunda idarenin sınırsız bir takdir yetkisi de yoktur. Atamalarda mevzuatın çizdiği sınırlar içinde kalınması, mevzuatın öngördüğü kısıtlama ve kurallara uyulması gerekmektedir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41’inci maddesine göre; aile Türk toplumunun temeli olup, Devlet tarafından ailenin huzur ve refahı için gerekli tedbirlerin alınması zorunludur. Yukarıda yer verilen atama mevzuatında da, esleri Devlet kurumlarında çalısan personelin atamalarında bu hususa dikkat edilmesinin gerektiği belirtilmektedir.
Davacının da 2012 yılına kadar 2 yıl süreyle 4’üncü J.Snr.Tb.K.lığı emrinde görev yaptığı, anılan garnizonun aile götürülemez garnizonlardan olması nedeniyle esini beraberinde götürmediği, esinin ise hemsire olduğu ve Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu bünyesinde görev yaptığı, bu nedenle ancak Devlet hastanelerine atanabildiği, davacının 2012 yılı genel atamalarıyla Aydın İl J.K.lığı emrine atanması üzerine 30.05.2012 tarihli dilekçeyle idari müracaatta bulunarak esinin Sağlık Bakanlığı bünyesinde hemsire olarak görev yaptığını beyanla, il içi atamalarda bu durumunun dikkate alınmasını talep ettiği, ancak bu talebine rağmen dava konusu atama islemiyle Koçarlı İlçe J.K.lığı Mersinbelen J.Krk.K.lığı kadrosuna atandığı, Mensinbelen Beldesinde ve hatta Koçarlı İlçesinde esinin çalısabileceği bir Devlet hastanesi bulunmadığı için esinin Aydın Devlet Hastanesine tayin olduğu, bu halde davacının aile bütünlüğünün
bozulduğu, idarece davacının Aydın İl merkezine veya Devlet hastanesi bulunan Germencik İlçesine atanmasının gerekçesine iliskin herhangi bir savunma da getirilmediği, aksine “2013 atamalarında bu durumun dikkate alınacağı” belirtilmek suretiyle, bu garnizonlara atamaya engel olmadığının da örtülü sekilde kabul edildiği, davacının kendisi ile esi ve çocuklarına ait bilgilerin kayıtlı bulunduğu Birlik Personel Bilgi Sisteminde esiyle ilgili olarak “sözlesmeli çalısır” seklinde kayıt bulunduğu ve bu kayda istinaden dava konusu il içi atama isleminin gerçeklestirildiği yönündeki savunmaya da itibar edilemeyeceği, öyle ki esas itibariyle anılan kayıtların düzgün tutulması sorumluluğunun davacıya değil bizzat idareye ait olduğu, kaldı ki davacının 30.05.2012 tarihli dilekçesiyle esinin Sağlık Bakanlığı bünyesinde hemsire olduğunu belirterek atamada bunun dikkate alınmasını talep ettiği, bu dilekçeye rağmen idarece mevcut kayıtların düzeltilmemesinin olumsuz sonuçlarının davacıya yüklenemeyeceği, ayrıca savunmadan anlasıldığı üzere atama öncesinde davacıyla ilgili personelin iki kez telefon görüsmesi yaptığı gözetildiğinde, davacının esinin memuriyetine iliskin idarece doğru ve yeterli bilgi sahibi olunamadığına yönelik savunmaya değer verilemeyeceği, tüm bu nedenlerle dava konusu il içi atama isleminin hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine ulasılmıstır.
Açıklanan nedenlerle; Hukuka aykırı bulunan il içi atama isleminin İPTALİNE,