İtirazın İptali Davası
İtirazın iptali davası, esas olarak genel mahkemede açılan bir davadır ve bir eda davasından farkı yoktur, tabi olduğu rejim eda davası gibidir. Buna göre önemli bir unsur olan ispat açısından da farklılık yoktur.
İtirazın iptali davası, esas olarak genel mahkemede açılan bir davadır ve bir eda davasından farkı yoktur, tabi olduğu rejim eda davası gibidir. Buna göre önemli bir unsur olan ispat açısından da farklılık yoktur. Alacaklı istisnai bir durum yoksa vakıalardan lehine sonuç çıkaran taraf olduğu için ispat külfetini haizdir ve ispata ilişkin olarak usûl hukukundaki esaslar geçerlidir. Görev ve yetkide de usûl hukukundaki esaslar geçerlidir zira itirazın iptali, genel mahkemede açılan bir davadır.
Yalnız yetki itirazı yapıldığı hâlde Yargıtay’a göre itirazın iptali davası açılamaz ve yetki itirazı borca itirazın rejimine tabi olduğundan itirazın kesin olarak kaldırılması yoluna gidilmesi gereklidir. Sadece yetki itirazı dolayısıla itirazın iptali davası açılır ise genel mahkeme hukuki menfaat eksikliğinden dolayı davayı usûlden reddedecektir. Yetki itirazın yanında diğer itiraz türlerinden biri var ise o takdirde genel mahkemede itirazın iptali davası açılabilir.
İtirazın İptali Davasında Verilecek Karar
İtirazın iptali davasında iki talep bulunur: alacağın mevcudiyetinin tespiti ve itirazın iptali, yani itirazın hükümden düşürülmesi ile icra takibine devam edilmesi. İtirazın iptali davası neticesinde mahkeme davayı ya kabul eder ya da reddeder. Davanın kabulü hâlinde davanın kabulü ile alacaklının o ana kadarki alacağının mevcut olduğuna ve itirazın iptaline ilişkin açık bir hüküm verilir. Borçlu, itiraz iptal edildiği anda haksız sayılır. Genel mahkemenin vereceği itirazın iptali kararının sonrasında doğrudan icra takibine devam edilebilir ve bunun için hükmün kesinleşmesi şart değildir, zira dava konusu para alacağıdır. Bu durumda temyiz de icrayı durdurmayacaktır, zira aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar ile taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklar ile belli hususların dışında kalan uyuşmazlıklara ilişkin verilen kararlar haricinde ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların temyizi hükmün icrasını durdurmaz. Bununla birlikte borçlu İİK md. 36 gereği Yargıtay’dan icranın geri bırakılması kararı verilmesini talep edebilir. Bunun için alacağın tamamı kadarlık icra dairesince kabul edilecek bir teminatın icra dairesine gösterilmesi gerekir, icra dairesinden alınacak süre sonrasında icranın geri bırakılması kararı verilebilir.
Alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının haksız olması yetmez aynı zamanda kötüniyetli olması gereklidir. Bu nedenle kötüniyet tazminatına hükmedilebilmektedir. İcra inkar tazminatının fonksiyonu haksız yere itiraz edilmesini önlemektir.%20’lik icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gereklidir. Örneğin: Alacaklı, alacağının mevcut olduğunun tespitine, itirazın iptaline ve haksız yere itiraz etmiş borçlunun %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkeme bu durumda davayı kabul ettiğinde, itirazın iptaline karar vermiş olur ve %20’lik tazminata hükmedebilmesi için alacağın likit olup olmadığına bakması gereklidir. Buna göre; alacak belirli veya belirlenebilir olmadığı takdirde icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir. Örneğin: Cezai şart ve haksız fiilden doğan alacaklar belirlenebilir değildir. İtirazın iptali davası, davanın açılması için öngörülmüş 1 yıllık hak düşürücü sürenin sonunda açılmak istendiğinde kendiliğinden tahsil davasına dönmez. YHGK’ya göre 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan itirazın iptali davası usûl ekonomisi gözetilerek alacak davasına dönüşmez, ve mutlaka usûlden ret kararı verilmesi ve sonrasında tekrar alacak davası açılması gerekir.
İtirazın İptali Davasında Süre
İtirazın iptali davasında davanın açılma süresi 1 yıldır. Bu süre hak düşürücü süre olup zamanaşımı süresi değildir. Bu sebeple itiraz olmasa dahi hakim tarafından re'sen incelenir. İtirazın iptali dava açma süresi borçlunun borca itiraz etmesi ile başlar. Ödeme emrine itirazın, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmemesi halinde ise dava açma süresi başlamayacaktır.