Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102)

  • Anasayfa
  • Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102)

Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102)

Mil Hukuk'ta Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102) Konusunda Uzmanız. Adalet İçin Güç Birliği! Hakkınızı Savunmak İçin Buradayız! Hemen İletişime Geçin!

Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102)

Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102)

Genel Açıklama

Ceza Hukuku/Cinsel Saldırı suçu Türk Ceza Kanunun 102’nci maddesinde beş fıkra olarak düzenlenmiştir.

Cinsel yaşamın bir ahlaki durum olmadığı kişinin özgürlüğü ile bağlantılı olduğu gerçeği kabul bulduğundan bu yana modern ceza hukukunda cinsel özgürlüğü koruyan hukuki düzenlemeler artarak düzenleme altına alınmıştır. Bu kapsamda Türk Ceza Kanunun Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar başlıklı Altıncı Bölümünün altında 102’nci maddesinde Cinsel Saldırı Suçu düzenlenmiş olup 103’üncü maddede çocukların cinsel istismarı, 104’üncü maddesinde reşit olmayanla cinsel ilişki ve 105’inci maddesinde ise cinsel taciz suçları yer almıştır. Bu yazımızda mağdurun cinsel dokunulmazlığına haksız bir müdahale sonucu doğuran ve mağdurun iradesi ve rızası dışında meydana gelen günlük yaşamda tecavüz suçu, sarkıntılık suçu olarak da adlandırılan cinsel saldırı suçunun maddi ve manevi unsurlarının neler olduğu, kimlerin cinsel saldırı suçunun faili olabileceğini, kimlerinse cinsel saldırı suçunun mağduru olabileceğini, cinsel saldırı suçunda şikayet süresinin ne kadar olduğu, cinsel saldırı suçunun cezasının ne olduğu ile yargılama süreci üzerinde duracağız.

Cinsel saldırı suçunu oluşturan fiil tabiatı itibariyle mağdurun vücut bütünlüğüne karşı ve cinsel dokunulmazlığın ihlal ettiği gibi manevi olarak da kişiler üzerinde de tedavisi zor etkiler bırakmaktadır. Hal böyle iken fail tarafından uğranılan bu eylemlerin cezasız kalmaması mağdur açısından önemli olduğu gibi kamu yararı açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple soruşturma ve kovuşturma aşamasında ifadelerin alınması, delillerin toplanması, somut olayın hem mağdur hem de fail açısından açıkça ortaya çıkarılması özellikli ve önemli bu dava türünde uzman ceza avukatı büyük önem taşımaktadır.

Cinsel Saldırı Suçuyla Korunan Hukuki Yarar

Cinsel Saldırı Suçu Türk Ceza Kanununda “Kişilere Karşı İşlenen Suçlar” içerisinde ve “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup kanun koyucu tarafından söz konusu düzenlenmelerle kişilerin cinsel özgürlükleri yani cinsel dokunulmazlıkları koruma altına alınmıştır. Cinsel Dokunulmazlığı Karşı suçlar başlığı altında düzenlenen suç tiplerine bakıldığı zamanda görüleceği üzere bu suç tipleriyle kişilerin cinsel özgürlüğü, cinsel dokunulmazlıkları, cinsel gelişimi ve cinsel özgürlüğünü yaşama konusundaki özgür hareket etme özgürlükleri korunmaktadır. 

Cinsel Saldırı Suçunda Fail

Cinsel Saldırı Suçunun failinin kanunda herhangi bir özellik göstermediğinden dolayı herkes olabilmektedir. Failin kadın ya da erkek olması da herhangi bir farklılık doğurmamaktadır. Kısacası cinsel saldırı suçunun gerek temel hali gerek cezayı arttıran nitelikli halinde herhangi bir kişi yaşayan kadın veya erkeğe karşı kanunda belirtilen eylemler ile bu suçu işleyebilecektir. Failin yaşı açısından da bir ayrıma gidilmediğinden dolayı 70 yaşındaki bir kişi de ya da 13-16 yaşındaki biri de suçun faili olabilecektir. Cinsel saldırı suçunun fail açısından bir özellik aramadığını belirtmemiz ardından “eşlerin birbirine yönelik cinsel saldırıları”nın bu suçu oluşturup oluşturmadığı üzerinde durmak yerinde olacaktır.

Her ne kadar evlilik birliği içerisinde eşlerin cinsel yaşamları üzerinde tasaarruf edebileceği düşüncesi hakim olsa da kanun koyucu söz konusu düzenleme ile herhangi bir ayrıma gitmeden kişilerin cinsel dokunulmazlığını korumayı amaçladığı göz önüne alındığında ve Cinsel Saldırı Suçunu düzenleyen 102’nci maddenin ikinci fıkrasındaki “Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.” Şeklindeki düzenleme suçun şikayete tabi olarak eşe karşı da işlenebileceğini göstermektedir. 

Cinsel saldırı suçunun nitelikli hali olan "vücuda organ ya da cisim sokmak" eylemi evlilik birliği içerisinde eşe karşı işlenebilen bir suç olup suçun mağduru eş tarafından yapılan şikayet sonrasında savcılık tarafından soruşturma başlatılmaktadır.

Cinsel Saldırı Suçunda Mağdur

Cinsel Saldırı Suçunun mağduru açısından da Türk Ceza Kanununda herhangi bir özellik bulunmamaktadır. Cinsel saldırı suçunun mağduru kadın ya da erkek olabilir. Failin mağdur ile farklı cinsten olmasına gerek yoktur. Söz gelimi fail erkek ise suçu kadın mağdura karşı işleyebileceği gibi erkek mağdura karşı da işleyebilir.

Cinsel saldırı suçu yaşayan insana karşı işlenebilen bir suç olduğundan dolayı mağdurun ölü olması durumunda “ölülere saygı duygusuna aykırılık suçu (TCK m.130/2), hayvanlara karşı işlenmesi durumunda ise Hayvanları Koruma Kanununa aykırılık oluşmaktadır.

Üzerinde durmamız gereken diğer bir husus ise fail açısından yaşın herhangi bir önemi olmamasına karşı mağdurun yaşı, suç vasfında meydana gelecek değişiklik sebebiyle önemlidir. Zira cinsel saldırı suçunun mağdurunun yaşının 18’den küçük olması durumunda cinsel saldırı suçu değil çocukların cinsel istismarı suçu oluşacaktır. Bu sebeple suçun işlendiği tarihte mağdurun yaşının yıl, ay, gün, saat ve hatta hatta dakika olarak tespiti ve açığa çıkarılması gerek fail gerekse mağdur açısından büyük önem taşımakta olup uzman ceza avukatından destek alınmasını tavsiye ediyoruz. 

Cinsel Saldırı Suçunun Maddi Unsuru

Cinsel Saldırı Suçunun maddi unsuru fail cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal etmesidir. Türk Ceza Kanunu madde 102'nci kapsamında cinsel saldırı suçu; basit cinsel saldırı suçu, vücuda organ ya da sair cisim sokmak şeklinde gerçekleşen nitelikli hali ve son olarak sarkıntılık düzeyinde gerçekleşen cinsel saldırı suçu oluşturmaktadır. Suçun temel halinde cinsel davranışlarla vücut dokunulmazlığının ihlali aranırken vücuda organ ya da başkaca bir cisim sokulması durumunda suçun nitelikli hali meydana gelmektedir. Cinsel saldırı suçunun kanunda yapılan tanımı suçun anlaşılması açısından yeterli olmadığından kanun koyucu tarafından tanımlanmayan bazı hususların üzerinde durmamız yerinde olacaktır.

Cinsel saldırı suçunun kanunda düzenlenen şeklinde her ne kadar “cinsel davranışlarla vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi”nden söz edilmiş olsa da Cinsel davranışın ne olduğu maddede açıklanmamış ancak madde gerekçesinde, “kişinin vücudu üzerinden gerçekleştirilen cinsel arzuları tatmin amacına yönelik ve cinsel ilişkiye varmayan cinsel davranışlar” olarak tanımlanmıştır.  Cinsel saldırı suçunun oluşması için aranan diğer unsur yukarıda belirtmiş olduğumuz cinsel davranışların her üçünün de mağdurun rızasıyla gerçekleşmemiş olması gerekmektedir.

Eğer eylemler mağdurun rızasıyla gerçekleşirse ilgili suç oluşmayacaktır.

Bunun yanı cinsel saldırı suçunun gerçekleşmesine yönelik olarak failin mağdura yönelik olarak tehdit, cebir, şiddet, korkutma, hipnoz, uyku halinden faydalanma, bilincin yitirilmesine neden olma gibi mağdurun iradesini ve karşı koymasını ortadan kaldıracak eylemlerde bulunulması durumlarında da cinsel saldırı suçu oluşacaktır. Kanun koyucu tarafından her ne kadar suçun tanımında maddi unsur olarak tehdit, cebir ve şiddet ile mağdurun bilincinin kapalı olması ya da uyku halinden yararlanması durumları belirtilmemiş olsa da maddenin gerekçesinde bu hususların gerçekleşmesi durumunda cinsel saldırı suçunun oluşacağı belirtilerek mağdurun açık rızası veya varsayılan rızası olmadan gerçekleştirilen eylemlerin cezalandırılacağı vurgulanmıştır. Suçun maddi unsurunda belirtilen bu araçları kısaca açıklamak yerinde olacaktır. Bu kapsamda;

Cebir; cinsel saldırı fiiline maruz kalan mağdurun direncini kıran fiziki güç olarak tanımlanmaktadır. Bu güç sonrasında mağdur özgür iradesiyle hareket edememekte ve failin arzu, istek ve talepleri doğrultusunda hareket etmekte ve cebir cinsel saldırı suçunun aracı durumuna gelmektedir. Fail tarafından mağdura yönelik uygulanan cebirin cinsel saldırı suçunun aracı olarak kullanılıp kullanılamayacağı somut olaya göre değerlendirmek gerekmektedir.

Nitekim cebir direkt olarak mağdurun kendisine yönelik uygulanmış olmalı, mağdurun değer atfettiği kişiye karşı ya da eşyaya karşı uygulanması durumunda cebir olarak sayılmamaktadır. Bunun yanı sıra cebirin cinsel saldırı eyleminin hangi aşamasında gerçekleşmiş olduğu da önemli değildir. Önemli olan cebrin amaca ulaşmak açısından uygulanmış olması gerekli ve yeterlidir. 

Cinsel saldırı suçunda kullanılan diğer bir araç ise tehdittir. Tehdit, fail tarafından cinsel saldırı suçunun mağduruna yönelik olarak mağdurun cinsel davranışa rıza göstermemesi durumunda ileride bir zarara uğratılacağı yönünde ifadeleri içermelidir. Şiddetten farklı olarak söz konusu ifadeler mağdurun vücut bütünlüğüne olduğu gibi malvarlığına, şeref veya haysiyetine yönelik de olabilir. Ancak burada özellikle belirtmek gerekir ki söz konusu tehditte belirtilen zararın cinsel saldırı sonucunda meydana gelecek zarardan daha ağır nitelikte olması gerekmektedir. 

Hile ise failin aldatıcı hareketlerle mağdurun iradesi ve rızasını sakatlamaya yönelik eylem ve ifadeleri olarak tanımlamak uygundur. Yeri gelmişken evlenme vaadiyle cinsel ilişkinin hileli hareketlerle cinsel saldırı suçunu oluşturup oluşturmadığı konusunda da bilgi vermek yerinde olacaktır. Tek başına evlenme vaadi cinsel saldırı suçunda hilenin araç olarak kullanılmasına olanak sağlamadığı düşüncesindeyiz.

Nitekim evlenme vaadi ile karşı karşıya kalan mağdur belirli bir olgunluk seviyesine gelmiş yapmış olduğu eylemlerin sonuçları öngörebilecek yeterlilikte olduğu ve mağdurun fiile karşı koyma gücünü ortadan kaldıracak yeterlilikte olmadığının kabulü karşısında mağdurun “bana evlenme vaadinde bulundu” yönündeki söylemi tek başına cinsel saldırı suçuna vücut vermeyecektir. 

Basit Cinsel Saldırı Suçu

Cinsel Saldırı Suçunun basit hali “cinsel davranışlarla vücut dokunulmazlığının ihlali” olarak tanımlanmıştır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere failin cinsel davranışlarda bulunarak mağdurun vücut dokunulmazlığını ihlal etmesi gerekmekte olup sadece cinsel davranışların yapılması suçun oluşturmadığı gibi failin mağdurun vücuduna fiziksel temasta da bulunması gerekmektedir. Nitekim yüksek yargı kararlarında da görüleceği üzere fiziksel temasın olmadığı hallerde cinsel taciz, fiziksel temasın olduğu hallerde ise cinsel saldırı suçunun varlığı kabul edilmektedir. Cinsel saldırı suçunda aranan cinsel davranışlarla vücut dokunulmazlığının ihlali sadece failin, mağdurun cinsel uzuvlarına teması olmayıp mağdurun failin cinsel uzuvlarına temasta bulunmasına yönelik eylemlerde cinsel saldırı suçunu oluşturmaktadır. 

Sarkıntılık Suretiyle Cinsel Saldırı Suçu

Türk Ceza Kanunun “Kişilere Karşı İşlenen Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar” başlıklı altıncı bölümünün altında düzenlenen suçlar arasında “sarkıntılık” eyleminin cinsel saldırı kapsamında mı yoksa cinsel taciz kapsamında mı bir suç olduğu, sarkıntılık eyleminin hangi hallerde cinsel taciz kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ayrıca açıklanması gerekmektedir. Zira Cinsel Saldırı Suçunun birinci fıkrasının son cümlesinde “cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası” verileceği düzenlenmiş ancak sarkıntılık eyleminin ne olduğu açıklanmamıştır. Ancak gerek madde gerekçesinde gerekse yüksek yargının vermiş olduğu kararlar bir arada değerlendirildiğinde failin mağdura yönelik olarak vücuda temas eden ve cinsel anlam içeren eylemleri, şehevi hisleri tatmin etmeye yeter ağırlıkta olmasa, belli bir yoğunluğa ya da ağırlığa ulaşmasa dahi sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçu oluşacaktır. Görüleceği üzere sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçunun cinsel taciz suçundan ayrılan yanı fiziksel temas olup fiziksel temas olmadan gerçekleşen eylemlerde cinsel taciz suçu vücut bulacaktır.

Nitelikli Cinsel Saldırı Suçu

Cinsel saldırı suçunun basit halinde tanımladığımız vücut dokunulmazlığını ihlal eden fiilinin, mağdurun vücuduna organ veya sair bir cisim sokulmasıyla işlenilmesi halinde cinsel saldırı suçunun nitelikli hali meydana gelmektedir. Basit cinsel saldırı suçuna göre daha ağır bir ceza yaptırımıyla karşılaşılan bu halde failin eyleminin mağdur üzerinde meydana getirdiği zararın ağırlığı cezanın da arttırılması sonucunu beraberinde getirmiştir. Suçun nitelikli halinde aranan koşul vücuda organ ya da cisim sokulmasıdır.

Madde metninde failin kendi organını sokması yönünde bir düzenleme olmadığından failin mağdurun vücuduna kendisine ait bir organı veya başkasına ait bir organ ya da cismi sokması durumunda suçun nitelikli hali oluşacaktır.

Organ veya cismin mağdurun vücut bölgesi arasında cinsel bir anlam, cinsel ilişkinin bulunması yeterli olup bu haliyle suçun nitelikli halin oluşacağı açıktır. Yani failin eylemi mağdurun cinsel huzurlarına yönelik olmasa bile cinsel biri anlam kattığı anlaşılabiliyorsa cinsel saldırı suçu‘nun nitelikli hali oluşacaktır. Bunun yanı sıra kişinin başka birisine cebir, tehdit ya da hukuka aykırı bir eylem ile bizzat kendisine organ ya da cisim sokturmaya çalışması halinde de suçun nitelikli hali oluşacaktır.

Cinsel Saldırı Suçuna Etki Eden Haller

Cinsel Saldırı Suçunun düzenlendiği 102’nci maddenin ikinci fıkrasında “vücuda organ veya cisim sokmak” suçun nitelikli halini oluşturduğunu dile getirmiştik. Kanun koyucu ikinci fıkrada belirtilen nitelikli hal dışında maddenin üçüncü fıkrasında da mağdurun ya da failin özel durumuna göre cezanın ağırlaşmasını öngörmüştür.

Cinsel Saldırı suçunun düzenlendiği TCK 102'nci maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen nitelikli haller seçimlik olduğundan dolayı fail bu seçimlik hareketlerden birini ya da birden fazlasını yapsa bile bir kere arttırım yapılarak cezalandırılacaktır.

Bu kapsamda cinsel saldırı suçunu oluşturan eylemler; Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından, Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte, İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi durumunda suçun birinci fıkrasında düzenlenen basit hali ve ikinci fıkrasında düzenlenen nitelikli halinde belirlenen ceza oranları yarı oranında arttırılacaktır.

Cinsel Saldırı Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru 

Cinsel saldırı suçunu hukuku aykırılığını tarafların cinsel saldırı oluşturacak eylemlere ve  cinsel davranışın yapılış şekline rıza göstermesi ortadan kaldıracaktır. Burada dikkat edilmesi gereken husus tarafların hem cinsel saldırı oluşturacak eyleme hem de cinsel davranışın yapılış şekline yönelik olup failin rızası dışında cinsel davranışta bulunması suçun hukuka aykırılığı‘nı ortadan kaldırmayacaktır. Mağdurun rızası organ veya cisim sokulmasına yönelik olmayıp da fail rıza halefinde cinsel davranışta bulunursa cinsel saldırı suçunun nitelikli halinden cezalandırılacaktır. 

Cinsel Saldırı Suçunun Manevi Unsuru

Cinsel saldırı suçu genel kastla işlenen bir suç olup suçun basit halinde cinsel bütünlüğü bozucu kastla, nitelikli halinde ise vücuduna organ ya da cisim sokma kastıyla hareket etmesi gerekmektedir. Suçun maddi konusunda da değindiğimiz üzere Failin eyleminin mağdurun cinsel özgürlüğüne yönelik olması, eylemin cinsel anlam taşıması yeterli olup ayrıca cinsel tatmin aranmamaktadır. Bu nedenle suçun manevi unsurunun oluşup oluşmadığı suçun varlığı konusunda da önem taşıdığından failin kastının her somut olay açısından alanında uzman ceza avukatı tarafından dikkatlice incelenmelidir. 

Cinsel Saldırı Suçunda Teşebbüs 

Cinsel saldırı suçunda teşebbüs mümkün müdür sorusunun cevabı için öncelikle teşebbüsün tanımını yapmak yerinde olacaktır. Teşebbüs, failin işlemeyi amaçladığı suçun kanunda yazılan icrai hareketlerine başladıktan sonra iradesi dışında sebeplerle suçu tamamlamamasıdır. Kısaca fail eyleme başlamış ancak dış etkenler sebebiyle eylemini sonlandırmıştır.

Cinsel saldırı suçunda ise failin, cinsel saldırı içeren eylemi ile mağdurun vücut dokunulmazlığının (cinsel dokunulmazlığının) ihlal edilmesi edilmesi ile tamamlandığından failin eylemini tamamlayamaması durumunda cinsel saldırı suçuna teşebbüs edilmiş olacaktır. Ancak fail, icrai hareketlere başlamış olup da herhangi bir engel neden olmadan eyleminden vazgeçmesi durumunda gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır. 

Cinsel Saldırı Suçu Şikayet Süresi

Türk Ceza Kanununda düzenlenen suçlar bilindiği üzere şikayete tabi olan suçlar ve şikayete tabi olmayan yani kişinin şikayeti olmasa dahi adli birimlerce durumun ihbar ya da farklı bir şekilde öğrenilmesi durumunda re’sen soruşturmaya başlanacak suçlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Ancak bu durum kanunda düzenlenen suç tipinin tüm görünüş şekilleri için geçerli olmayıp bazı durumlarda suçun basit hali şikayete tabikiyken nitelikli hali ya da farklı görünüş şekilleri şikayete tabi olmayabilmektedir.

Bu açıklamalar ışığında Cinsel Saldırı Suçunda şikayet süresi ve zamanaşımı hususunu açıklamamız gerekirse; suçun basit hali şikayete tabi olup nitelikli hallerinin düzenlenmiş olduğu ikinci fıkrasındaki eşe karşı işlenen hali hariç diğer hallerde şikayete tabi olmayıp re’sen soruşturulmaktadır. Suçun basit hali şikayete tabi olduğundan suçun işlenildiği ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 aylık zamanaşımı süresi içerisinde kolluk kuvvetlerine ya da savcılığa şikayet edilmesi gerekmektedir. Burada önemle üzerinde durmamız gerekir ki, suçun basit hali şikayete tabi olmakla maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen hallerin varlığı durumunda yine re’sen soruşturma ilkesi geçerli olacaktır. 

Cinsel Saldırı Suçunun Cezası

Türk Ceza Kanunun 102’nci maddesinde Cinsel Saldırı suçunun cezası düzenlenmiş olup suçun işleniş biçimine göre faile verilecek ceza miktarı belirlenmiştir. Buna göre;

  1. Kanunun ilgili maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçun basit şekli olan Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden fail hakkında beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir. (TCK m.102/1)
  2. Birinci fıkranın ikinci cümlesinde düzenlenen sarkıntılık suçunun cezası ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir. (TCK m.102/1)
  3. Cinsel saldırı suçunun nitelikli halinin düzenlendiği ikinci fıkrasında ise cinsel saldırı fiilinin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunacağı belirtilmiştir. (TCK m.102/2)
  4. Kanunun 102’nci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen nitelikli hallerin varlığı durumunda ise somut olaya göre fail hakkında birinci ya da ikinci fıkra kapsamında hükmedilen ceza miktarı yarı oranda arttırılacağı düzenlenmiştir. (TCK m.103) 
  5. Cinsel saldırı suçunun işlenmesi neticesinde mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunacaktır. (TCK m.102/5) 

Cinsel Saldırı Suçunda Adli Para Cezası

Adli Para Cezası tanımı itibariyle mahkemeler tarafından hükmedilen para cezası olup devlet kurumları tarafından kesilen ve idari para cezası olarak adlandırılan idari yaptırımdan hem hukuki sonuçları hem de hukuki niteliği açısından farklıdır. Nitekim belirtmiş olduğumuz gibi adli para cezasına yalnızca mahkemeler tarafından hükmedildiği gibi ödenmemesi durumunda hapis cezası ile karşı karşıya kalma ihtimali de bulunmaktadır. Adli para cezası mahkeme tarafından doğrudan hükmedilebileceği gibi seçenek yaptırım olarak adli para cezası da verilebilmektedir. Bunun yanı sıra eğer koşulları uygunsa hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmekte ayrıca kanunda suçun cezası hem hapis cezası hem de adli para cezası olarak düzenlenebilmektedir. Bu kapsamda adli para cezasına çevirme; kasten işlenen suçlarda bir yıl ve altındaki hapis cezalarına alternatif bir yaptırım olarak düzenlenmiştir. Cinsel Saldırı Suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanununun 102’nci maddesinin gerek basit hali gerekse nitelikli halinde ceza alt sınırı iki yıldan başladığından dolayı neticeten verilen hapis cezasının Adli Para Cezasına Çevirme imkanı bulunmamaktadır

Cinsel Saldırı Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Ceza Muhakemesi Kanunun 231’inci maddesi; sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda verilen cezanın, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası olması ve diğer koşulların varlığı halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceğini düzenlemiştir.

Cinsel saldırı suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararının uygulanıp uygulanamayacağı yargılama neticesinde verilecek hapis cezası süresine ve kanunun aradığı diğer koşulların varlığının değerlendirilmesine bağlı olarak değişmektedir. Buna göre verilen cezanın 2 yılın altında olması durumu, sanığın pişmanlığı ve suç işlememe konusunda mahkemenin takdiri, öncesinde kasten işlenmiş bir suçtan dolayı cezasının bulunmaması ve varsa mağdurun zararının giderilmesi şartlarının hepsinin sağlanması durumunda güveni kötüye kullanma suçunu işleyen sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecektir.

Cinsel Saldırı Suçunda Uzlaşma

Ceza Hukuk kapsamında uzlaştırma; şikayete bağlı olan suçlar ve bunlarla birlikte kanunda tek tek sayılan suçların, fail ve mağdurlarını bir araya getirerek ceza mahkumiyeti sonucuna ulaşmadan dosyanın kapatılmasını amaçlayan bir kurumdur. Uzlaştırma sırasında fail ve mağdur karşılıklı anlaşma sağlarsa, dosya soruşturma aşamasındaysa takipsizlik, kovuşturma aşamasındaysa düşme kararı verilerek kapatılmaktadır. Bu kapsamda Cinsel Saldırı Suçunun gerek basit hali gerekse nitelikli hallerinde uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. 

Cinsel Saldırı Suçu Devlet Memurluğuna Engel midir?

Cinsel Saldırı Suçu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48’inci maddesinde düzenlenen katalog suçlar içinde yer almakta olup bu suçtan dolayı ceza alanlar ve haklarında mahkumiyet kararı verilen devlet memurlarının kamu görevinden çıkarılmasına memur adaylarının ise adaylık işlemlerinin sonlandırılmasına sebebiyet vermektedir. Ancak burada önemle üzerinde durmamız gerekir ki; kanunun aramış olduğu cinsel saldırı suçundan dolayı mahkumiyet hükmü olduğundan dolayı kişi hakkında yapılan yargılama neticesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmişse devlet memurluğuna engel olmayacağı HAGB haricinde bir ceza verilmesi durumunda görevdeki devlet memurlarının memuriyetle olan ilişikleri kesileceğidir. 

Kanuni düzenlemeler çerçevesinde yapmış olduğumuz açıklamalardan da görüleceği üzere cinsel saldırı suçu devlet memurluğuna engel bir durumun olmadığını göstersede kurumlar devlet memurluğuna ilk girişte güvenlik soruşturması aşamasında yahut devlet memurluğuna devamı sırasında kişilerin almış olduğu cezaları gerekçe göstererek memuriyetle ilişiğini takdir yetkisini kullanarak kesebilmektedir. Bu durumda ise idari davalar konusunda uzman idari dava avukatından yardım almanızı tavsiye ederiz. 

Cinsel Saldırı Suçu Uzman Erbaş Olmaya Engel midir?

Cinsel saldırı suçu 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunun ilgili maddelerinde katalog suçlar içerisinde yer aldığından dolayı bu suçtan dolayı mahkum olanlar uzman erbaş olamayacağı gibi görevdeki personelin de sözleşmesi feshedilerek ilişiği kesilecektir. Zira ilgili maddede; "Verilen ceza, ertelense, seçenek yaptırımlara çevrilse, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilse veya affa uğrasa dahi; … cürüm tasniî, ırza geçmek, sarkıntılık, kız, kadın veya erkek kaçırmak, fuhşiyata tahrik, gayri tabiî mukarenet, … suçlarından dolayı mahkûm olanların sözleşmeleri Fesh edilir…” şeklinde düzenleme yapılarak cinsel saldırı suçu katalog suçlar içerisinde sayılmış bu suçtan dolayı hakkında yapılan yargılama neticesinde verilen ceza hükmün açıklanmasının geri bırakılması olsa dahi görevdeki personelin ilişikleri kesilecek, adaylar açısından ise adaylık işlemlerinin sonlandırılacaktır.

Cinsel Saldırı Suçu Türk Silahlı Kuvvetlerinde Subay Astsubay Olmaya Engel midir?

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda görevdeki personel ve adaylarda aranılacak nitelikler kapsamında; Cezaları ertelenmiş, seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmiş, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, genel veya özel af kanunları kapsamına girmiş, hükümlülüklerine ilişkin kayıtları adlî sicilden çıkarılmış olsa bile cinsel saldırı suçundan dolayı haklarında kovuşturma yapılarak hüküm kurulan kişilerin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişkilerinin kesilecektir. Yargılama neticesinde sonuç ceza Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı ya da para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sonucu değiştirmeyecek olup personelin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilecek adayların ise adaylık işlemleri sonlanacaktır. 

Cinsel Saldırı  Suçunda Görevli Mahkeme

Cinsel Saldırı Suçu Suçunun birinci fıkrasındaki sarkıntılık ve suçun basit hali ile ikinci fıkrasında düzenlenen nitelikli halin eşe karşı işlenmesi hali şikayete tabi olduğundan müştekinin şikayeti üzerine, diğer haller ise şikayete tabi olmadığından re’sen savcılık tarafından yapılan soruşturma neticesinde iddianamenin kabulü ile kovuşturmaya başlanacaktır. Kovuşturma aşamasında görevli mahkeme suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir. 

Cinsel Saldırı Suçunda Maddi ve Manevi Tazminat

Cinsel Saldırı Suçunda ister suçun birinci fıkrasında düzenlenen şikayete tabi hali isterse diğer fıkralarında düzenlenen diğer halleri olsun ilgili suçtan zarar gören kişi, ceza davasının yanı sıra, ayrıca hukuk mahkemelerinde bir dava açarak uğramış olduğu zararlar nedeniyle; maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilme hakkına sahiptir.

Maddi tazminat, fiil nedeniyle mağdurun uğramış olduğu zarara göre belirlenecek manevi tazminat miktarı ise, yaşanmış olan somut olayın kişi üzerinde bıraktığı manevi zarara göre belirlenmektedir. Bu kapsamda yapılan yargılama neticesinde Cinsel Saldırı Suçundan yargılanan sanık yargılama neticesinde hakkında hükmedilen cezanın yanı sıra maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmek için mutlaka hukuk mahkemelerinde dava açması gerekmektedir. 

Cinsel Saldırı Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği

(Suçun İşlendiği Yer) CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

MÜŞTEKİ   : Ad Soyad, TC Kimlik Numarası, Adres

VEKİLİ       : Av. Emre ASAN / Av. Bilgehan UTKU- Cevizlidere Mahallesi Mevlana Bulvarı No:221 YILDIRIM Kule kat:15 No:142 Çankaya/ANKARA

ŞÜPHELİ   : Adı Soyadı - Biliniyorsa; TC Kimlik Numarası, Adresi

SUÇ            : Cinsel Saldırı Suçu

SUÇ TARİHİ: …/…/…

SUÇUN İŞLENDİĞİ YER :

KONU: Şüpheli hakkında soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılmasına karar verilmesi talepli şikayet dilekçesidir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Açıklamalar kısmında öncelikle şüphelinin biliniyorsa kimlik bilgileri dile getirilerek şikayete konu olayın nasıl gerçekleştiği, 
  2. Somut olayın nasıl gerçekleştiği detayları ile anlatılmalı,
  3. İddiaların ispatı açısından hangi delillerin olduğu ifade edilmeli,
  4. Dilekçe ekinde verilecek belgelerin neler olduğu dile getirilmeli 
  5. Son olarak “Müvekkil, bu olaydan mağdur olup şüpheli hakkında şikayet olma zorunluluğumuz hasıl olmuştur.” Şeklinde talep dile getirilmelidir. 

HUKUKİ NEDENLER: TCK, CMK ve ilgili her türlü mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: Tanık, fotoğraflar, kamera kayıtları, mesajlar, yemin, faturalar ve ilgili her türlü yasal delil.

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçeler ile şüpheli hakkında soruşturma başlatılması ve kamu davası açılması açılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekileten talep ederiz.

Müşteki Vekili

Av. Emre ASAN / Av. Bilgehan UTKU

İmza 

 

 

 

 

 

1