Verilen Emir ve Görevleri Zamanında Yapmamak Disiplinsizliği
Polis, asker ve memur hukuku bakımından disiplin cezalarının yeri ve önemi oldukça fazladır. Verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak disiplinsizliği de bunlardan birisi olup devlet memurları kanununda düzenlenmiş olan ve devlet memurların
Polis, asker ve memur hukuku bakımından disiplin cezalarının yeri ve önemi oldukça fazladır. Verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak disiplinsizliği de bunlardan birisi olup devlet memurları kanununda düzenlenmiş olan ve devlet memurlarının aylıktan kesme disiplin cezası ile tecziye edilmelerini sağlayan bir disiplinsizliktir.
Verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak disiplinsizliği 657 sayılı devlet memurları kanunun 125. maddesinin C fıkrasının a alt bendinde düzenlenmiş olup kanun maddesinin tam metni "Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak" şeklinde düzenlenmiştir.
Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak disiplin suçu ile yine 125. maddede düzenlenmiş olan verilen görev ve emirleri kasten yapmamak disiplinsizliğini birbiri ile karıştırmamak gerekir. Zira Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak disiplinsizliği 125. maddenin D fıkrasının n alt bendinde düzenlenmiş ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller içerisinde yer almıştır. Bu bakımdan iki disiplin cezası arasındaki ince bağlantının disiplin cezası verilirken iyi bir şekilde tahlil edilmesi şarttır.
Verilen Emir ve Görevleri Tam ve Zamanında Yapmamak Danıştay Kararları
T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 2016/8735
K. 2020/152
T. 23.1.2020
• AYLIKTAN KESME CEZASININ İPTALİ ( Davalı İdarece Soruşturmacının Teklifine Bağlı Kalınmaksızın Davacıya Raporda Yer Alan Her Bir Fiil İçin Ayrı Ayrı Ceza Verilip Verilmediği Ayrı Ayrı Ceza Verildi İse Davalı İdarece Hangi Gerekçeyle Tevhiden Cezalandırma Yolundan Vazgeçildiği Hususu Araştırılmak Suretiyle Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• TEVHİDEN CEZALANDIRMA ( Teklif Edildiği Dikkate Alınarak Davalı İdarece Soruşturmacının Teklifine Bağlı Kalınmaksızın Davacıya Raporda Yer Alan Her Bir Fiil İçin Ayrı Ayrı Ceza Verilip Verilmediği Ayrı Ayrı Ceza Verildi İse Davalı İdarece Hangi Gerekçeyle Tevhiden Cezalandırma Yolundan Vazgeçildiği Hususu Araştırılarak Karar Verilmesi Gerektiği )
• SORUŞTURMA RAPORU ( Sonuç Kısmında Davacının Tevhiden Cezalandırılmasının Teklif Edildiği - Davacıya Raporda Yer Alan Her Bir Fiil İçin Ayrı Ayrı Ceza Verilip Verilmediği Ayrı Ayrı Ceza Verildi İse Davalı İdarece Hangi Gerekçeyle Tevhiden Cezalandırma Yolundan Vazgeçildiği Hususu Araştırılarak Karar Verilmesi Gerektiği )
657/m.125
ÖZET : Dava, Özel Kumlu Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü olan davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Soruşturma raporunun sonuç kısmında davacının tevhiden cezalandırılmasının teklif edildiği dikkate alınarak, davalı idarece soruşturmacının teklifine bağlı kalınmaksızın davacıya raporda yer alan her bir fiil için ayrı ayrı ceza verilip verilmediği, ayrı ayrı ceza verildi ise davalı idarece hangi gerekçeyle tevhiden cezalandırma yolundan vazgeçildiği hususu araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti : Hatay 1. İdare Mahkemesi'nin 13/11/2015 gün ve E:2015/1291, K:2015/2206 Sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İstemin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, Özel Kumlu Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü olan davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 02/03/2015 tarihli ve 2271268 Sayılı Kumlu Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; dava dosyasında yer alan soruşturma raporu ve eklerinin birlikte değerlendirilmesinden, 01/01/2014 tarihlerinden önceki aylarda, aylık çalışma çizelgelerini zamanında ve mevzuatına uygun olarak hazırlamadığı, ihtiyaç halinde yapılacak program değişikliğini telafi eğitimi programını mevzuatına uygun ve sistematik olarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirmediği, eğitim ve öğretim faaliyetlerini günü birlik ve rastgele yürütmeye çalıştığı, bu durumun birçok olumsuzlukları birlikte ortaya çıkardığı anlaşıldığından, davacının sübuta eren söz konusu fiiline karşılık gelen, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9. maddesinde; "Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere; a ) Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 Sayılı İş Kanunu, b ) Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 Sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 Sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, hükümlerine tâbidir. Ancak, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerin işlenmesi halinde bu kişilere kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4'ü ile 1/2'si arasında maaş kesim cezası, çalışma izni veren makam tarafından verilir. Tekrarı hâlinde ise göreve son verilir. 1702 Sayılı Kanuna göre meslekten çıkarılma veya 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlenmesi hâlinde, Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilir. Yetki, sorumluluk, ödül, sicil, disiplin ve cezaların uygulanmasına ilişkin diğer esas ve usûller çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, görevleri sırasında suç işlemeleri veya görevleri nedeniyle kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi sayılır." hükmüne yer verilmiştir.
657 Sayılı Kanun'un 125/C-a maddesinde; "Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak" fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller; aynı Kanun'un 125. maddesinin D bendinin ( f ) alt bendinde ise; gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiili kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Özel Kumlu Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü olarak görev yapan davacı hakkında hazırlanan soruşturma raporunda; 01/01/2014 tarihinden önceki aylarda aylık çalışma çizelgelerini zamanında ve mevzuatına uygun olarak hazırlamadığı, ihtiyaç halinde yapılacak program değişikliğini ve telafi eğitimi programını mevzuatına uygun ve sistematik olarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirmediği, eğitim ve öğretim faaliyetlerini günü birlik ve rastgele yürütmeye çalıştığı iddialarına yönelik olarak davacının verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapılmasında kusurlu davrandığından bahisle 657 Sayılı Kanun'un 125/C-a maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması gerektiği, kursiyer öğrencilerden bazılarının belli dönemlerde kursa devam etmedikleri halde devam etmiş gibi gösterilerek devletten haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin olarak gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlediğinden bahisle 657 Sayılı Kanun'un 125/D-f maddesi uyarınca 2 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması gerektiği, A.K. İsimli yardımcı personelin 2010-2013 tarihleri arasında yaklaşık üç yıl anılan kurumda sigortasız çalıştırıldığı iddiasına ilişkin olarak davacının verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapılmasında kusurlu davrandığından bahisle 657 Sayılı Kanun'un 125/C-a maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması gerektiği, ancak Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü'nün 26/07/2012 tarih 34965 Sayılı ve 2012/28 numaralı Genelgesi'nin 6. maddesi gereğince işlenen fiillerin yalnızca aynı kanunda yer alan eylemlere uyarlanması gerektiğinden dolayı davacının tevhiden 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-f maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziyesinin teklif edildiği, Kumlu Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 02/03/2015 tarih ve 2271268 Sayılı işlemi ile davacının eğitim ve öğretim faaliyetlerini günübirlik ve rastgele yürütmeye çalıştığından 657 Sayılı Kanun'un 125/C-a maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda düzenlenmeyen "tevhiden cezalandırma" yöntemi, soruşturma raporlarında getirilen teklifler ve verilen cezalarla uygulama alanı bulmuştur. Yapılan soruşturmalarda her bir eylem için hukuki nitelendirmenin ayrı ayrı yapılması gerekmekle birlikte, sonuçta tek bir disiplin cezası teklifinde bulunulması mümkün olduğu gibi disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amir veya kurullarının da fiilin sübuta erdiğine kanaat getirmeleri halinde tek bir ceza veya soruşturmacı teklifine bağlı kalmaksızın ayrı ayrı ceza verebilmeleri mümkündür. Disiplin amir veya kurullarının tevhiden cezalandırma yoluna başvurarak verecekleri cezaların idari yargı yerlerince hukuka uygunluk değerlendirmesi yapılırken her bir eylemin ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmekle birlikte, cezalandırılan kişinin lehine idare tarafından yapılan uygulamayı ( tevhiden cezalandırmayı ) ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi hukuka uygun olmayacaktır.
Somut olayda ise; her ne kadar davacı tarafından 04/03/2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren temyiz dilekçesinde 10/03/2015 tarihli savunmasına istinaden 03/04/2015 tarihli ve 2015/63 Sayılı karar ile hakkında herhangi bir ceza işleminin tesis edilmediği beyan edilmiş ise de; anılan temyiz dilekçesine ekli olarak gönderilen 03/04/2015 tarihli ve 2015/63 karar sayılı Hatay Valiliği İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu kararı ile kursiyer öğrencilerden bazılarının anılan kuruma tam devam etmiş gibi gösterildiği gerekçesiyle davacının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-f maddesi ve 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9. maddesinin ( b ) bendi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4'ü ile 1/2'si arasında maaş kesim cezası ile tecziyesinin teklif edilmesi üzerine Vali tarafından brüt aylığının 1/4' ü maaş kesim cezası ile tecziye edildiği görülmektedir.
Bu durumda; soruşturma raporunun sonuç kısmında davacının tevhiden cezalandırılmasının teklif edildiği dikkate alınarak, davalı idarece soruşturmacının teklifine bağlı kalınmaksızın davacıya raporda yer alan her bir fiil için ayrı ayrı ceza verilip verilmediği, ayrı ayrı ceza verildi ise davalı idarece hangi gerekçeyle tevhiden cezalandırma yolundan vazgeçildiği hususu araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Hatay 1. İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23.01.2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
( X )- İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği görüşü ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.
T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2019/1984
K. 2019/5772
T. 11.9.2019
• HASTANE BAŞHEKİM VEKİLİNE TESİS EDİLEN AYLIKTAN KESME CEZASININ İPTALİ ( Hastanede Başhekim Vekili Olan Davacının Hesap ve İşlemlerindeki Usulsüzlükler Nedeniyle Aylıktan Kesme Cezası İle Cezalandırılmasına İlişkin İşlemin İptali İstenildiği )
• İKİ KEZ AYLIKTAN KESME CEZASI VERİLMESİ ( Eylemler Birbirinden Farklı Olduğundan Aynı Eylem Nedeniyle İkinci Kez Cezalandırılma Yapılamayacağı Gerekçesiyle Dava Konusu İşlemin İptaline Karar Verilemeyeceği - Aylıktan kesme Cezası )
• İHALE BELGELERİNİN İNCELENMESİ ( İhaleye Ait Tüm Belgelerin İncelenerek ve İşin Esasına Girilerek Karar Verilmesi Gerektiği - Aynı Eylem Nedeniyle İkinci Kez Aylıktan Kesme Cezası Verilemeyeceği Gerekçesiyle Dava Konusu İşlemin İptaline Karar Verilemeyeceği )
657/m.125/C- ( a )
ÖZET : Dava, hastanede başhekim vekili olarak görev yapan davacının hesap ve işlemlerinde tespit edilen usulsüzlükler nedeniyle aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece işlemin iptaline karar verilmiştir. Davacının yaptığı usulsüzlükler hakkında aynı işlemin farklı bendinde aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı ve bu işleme karşı açılan davada davanın reddine karar verildiği, aynı ihalede yapılan usulsüzlüklere tek ceza verilmesi gerekirken ayrıca dava konusu olan ikinci cezanın verilmiş olmasının aynı suçun cezalandırılmasında mükererlik oluşturacağı belirtilmiş ise de, eylemler niteliği itibarıyla birbirinden farklı olduğundan davacının ayrı ayrı cezalandırılmasında hukuki engel bulunmamaktadır. İhaleye ait tüm ihale belgeleri incelenerek ve işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, aynı eylem nedeniyle ikinci kez cezalandırılma yapılamayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur.
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının, ... Hastanesinin başhekim vekili olarak görev yaptığı dönemde, Teftiş Kurulu Başkanlığınca başlatılan soruşturma kapsamında, hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde tespit edilen usulsüzlükler nedeniyle 18.09.2012 tarihli ve ... sayılı işlemin ( d ) bendinde belirtilen 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararda; davacının, ... tarihinde gerçekleşen ihalenin ... Şti. Üzerine kalmasına karşın sözleşme ve ödemelerin bu şirketin ortak girişimi adına yapıldığı, ödeme emri belgelerini harcama yetkilisi olarak imzaladığı, ihale yetkilisi sıfatıyla bu ihale komisyonu kararını onayladığı, kendi imzaladığı ihale kararını da ihlal ettiği, usulsüzce ortak girişim adına ödemelerin zincirleme idari işlemler yoluyla yapılmasını sağladığı tespit edildiğinden bahisle 657 Sayılı Kanun'un 125/C- ( a ) maddesi uyarınca aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı olayda, soruşturma kapsamında tespit edilen usulsüzlüklerin yapıldığı, belirtilen eylem için öngörülen disiplin cezasının da bir alt ceza uygulanmak suretiyle indirildiği kuşkusuz olmakla birlikte, .... İdare Mahkemesi'nin E:... sayılı dosyasına kayden açılan davada, ... tarihinde ... ihale kayıt numaralı ihalede yapılan usulsüzlüklerden dolayı davacıya aylıktan kesme cezası verildiği, davacının anılan bu cezaya karşı dava açtığı ancak .... İdare Mahkemesi'nin ... tarihli E:..., K:... sayılı kararıyla davanın reddedildiği, aynı ihalede yapılan usulsüzlüklere tek ceza verilmesi gerekirken ayrıca dava konusu olan ikinci cezanın verilmiş olması aynı suçun cezalandırılmasında tekerrür anlamı taşıyacağından tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının yapılan usulsüzlüklerde hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı ve asıl mesleğinin hekimlik olduğu şeklindeki iddiasının kanunu bilmemenin mazeret sayılamayacağından kabul edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin soruşturma sonucunda belgeleriyle ispat edildiğinden dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden, davacının ... Hastanesi'nde başhekim vekili olduğu dönemde yapılan ihalelere ilişkin olarak yapılan soruşturma sonucu, ... tarihinde gereçekleşen ... kayıt numaralı temizlik ve ilaçlama hizmet alım ihalesinde, 17.03.2010 tarihinde ihale komisyonu kararını onayladığı, işin ...TL bedelle ... Şti'ne ihale edilmesine karşın, 07.04.2010 tarihli hizmet alım sözleşmesinde yüklenici sıfatıyla .... Şirketi ortak girişimi sıfatıyla sözleşmenin imzalandığı ve uygulandığı, ihale yetkilisi sıfatıyla onayladığı ihale komisyonu kararında sadece ihaleyi kazanan firmanın ... Şti olduğu belirtilmesine rağmen ve ... firmasının da bu ihale kararında geçici teminat mektubu ile teklifinin olmaması nedeniyle ihale dışı bırakılmasından sonra, Tip sözleşmedeki imzaların pilot ortak sıfatıyla ... Şti. ile özel ortağı olarak belirtilen ... Şt. yetkililerinin imzalarının bulunmasının ihale komisyonu kararına aykırı olduğu ayrıca bu iki firma arasında imzalanan iş ortaklığı beyannamesinin sözleşme öncesi tarihi taşıyan noter onaylı bir belge olmadığı ve ihale komisyonu kararında da ortak girişim olarak yer almadığı dolayısıyla ihaleye teklif vermedikleri halde ... tarih ve ... yevmiye no.lu ödeme emri belgesi ile usulsüzce ...Şti. ortak girişimi adına düzenlenmiş fatura ile ... TL'lik ödeme emri belgesini de ayrıca harcama yetkilisi olarak imzaladığı, ihale yetkilisi sıfatıyla bu ihale komisyonu kararını onayladığı, kendi imzaladığı ihale kararını da ihlal ettiğinden bahisle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125-C/ ( a ) maddesi uyarınca 1/8 aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 14. maddesinde, "Ortak girişimler birden fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından iş ortaklığı veya konsorsiyum olarak iki türlü oluşturulabilir. İş ortaklığı üyeleri, hak ve sorumluluklarıyla işin tümünü birlikte yapmak üzere, ... ortaklık yaparlar. İş ortaklığı her türlü ihaleye teklif verebilir. ... İhale aşamasında ortak girişimden kendi aralarında bir iş ortaklığı veya konsorsiyum yaptıklarına dair anlaşma istenir. İş ortaklığı anlaşmalarında pilot ortak,... belirtilir. İhalenin iş ortaklığı veya konsorsiyum üzerinde kalması halinde, sözleşme imzalanmadan önce noter tasdikli iş ortaklığı veya konsorsiyum sözleşmesinin verilmesi gerekir. İş ortaklığı anlaşma ve sözleşmesinde, iş ortaklığını oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin taahhüdün yerine getirilmesinde müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları,... Belirtilir.
" hükmü yer almaktadır.
5018 Sayılı Kamu Mali ve Kontrol Kanunu'nun 11. maddesinde, ''Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Ancak, Milli Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır. Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahalli idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar. Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi, ( ... ) ve iç denetçiler ( ... ) aracılığıyla yerine getirirler.'' hükmünü; 32. maddesinde, ''Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır. Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.'' hükmünü; 33. maddesinde, ''Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. ( Değişik cümle: 22/12/2005-5436 S.K./10. madde Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.'' hükmünü amirdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda, her ne kadar İdare Mahkemesince ... tarihli ve ... ihale kayıt numaralı ihalede davacının yaptığı usulsüzlükler hakkında aynı işlemin ( g ) bendinde aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı ve bu işleme karşı açılan davada .... İdare Mahkemesi'nin ... tarihli E:..., K:... sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, aynı ihalede yapılan usulsüzlüklere tek ceza verilmesi gerekirken ayrıca dava konusu olan ikinci cezanın verilmiş olmasının aynı suçun cezalandırılmasında mükererlik oluşturacağı belirtilmiş ise de, söz konusu eylemlerin niteliği itibarıyla birbirinden farklı eylemler olduğu, ayrı ayrı cezalandırılmasında hukuki engel bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim, yukarıda belirtilen Mahkeme kararı Danıştay Onikinci Dairesinin 11/09/2019 tarihli ve E:2019/1983, K:2019/5771 Sayılı kararı ile işlemin ceza verme zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle bozulmuş, söz konusu kararda yapılan değerlendirmede, ihalede ihale komisyonunun oluşumu ile ilgili bir usulsüzlük ile davacının harcama yetkilisi sıfatıyla imzaladığı ödeme emri arasında zincirleme bir ilişki bulunmadığı hususu ortaya konulmuştur.
Bu durumda, ihalenin ... Şirketi üstüne kaldığı, sözleşme ve ödemelerin ise .. Şirketi ortak girişimi adına yapıldığı iddia edilse de söz konusu belgeler dava dosyasında bulunmadığından, ... tarihinde gereçekleşen ... sayılı ihaleye ait tüm ihale dökümanı getirtilerek, bu belgelerin incelenmesi sonucu İdare Mahkemesince işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, aynı eylem nedeniyle ikinci kez cezalandırılma yapılamayacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1.2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesi'nin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 Sayılı Kanun'un ( Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen ) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2015/3979
K. 2019/1977
T. 14.3.2019
• DİSİPLİN CEZASININ İPTALİ ( Davacının Raporlu Olduğu ve İki Yıllık Ceza Zamanaşımı Süresinin Dolmasının Yakın Olduğu Gözözünde Bulundurulduğunda Savunma İsteme Yazısının Davalı İdare Memurları Eliyle Tebliğinin Yapılmasında Hukuka Aykırılık Bulunmadığı - Usulüne Uygun Savunma Alınmadığı Gerekçesiyle Dava Konusu İşlemin İptalinin Hatalı Olduğu )
• AYLIKTAN KESME CEZASI ( Kasıtlı Olarak Verilen Emir ve Görevleri Tam ve Zamanında Yapmamak Görev Mahallinde Kurumlarca Belirlenen Usul ve Esasları Yerine Getirmemek Görevle İlgili Resmi Belge Araç ve Gereçleri Korumamak Bakımını Yapmamak Hor Kullanmak Fiilinin Aylıktan Kesme Cezasını Gerektirdiği )
• GECİKMESİNDE SAKINCA BULUNAN İŞLER ( Disiplin İşlemlerinin Soruşturma ve Ceza Zamanaşımı Sürelerine Tabi Olması Nedeniyle Gecikmesinde Sakınca Bulunan İşlerden Olduğu - Davacının Raporlu Olduğu ve Ceza Zamanaşımı Süresinin Dolmasının Yakın Olduğu/Savunma İsteme Yazısının Davalı İdare Memurları Eliyle Tebliğinin Yapılmasında Hukuka Aykırılık Bulunmadığı )
• MEMUR VASITASIYLA TEBLİGAT ( Gerektiren Sebebin Tebligat Evrakında Gösterileceği Düzenlenmiş İse de Bu Hüküm İdarenin İç İşleyişi İle İlgili Olduğundan Dava Konusu Olayda Memur Vasıtasıyla Tebligat Yaptırılmasını Gerektiren Sebebin Tebligat Evrakında Gösterilmemiş Olmasının Dava Konusu İşlemi Sakatlar Mahiyette Olmadığı )
657/m.125
7201/m.1,2
ÖZET : Dava, aylıktan kesme cezasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesinde; "Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak" fiili, aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Disiplin işlemlerinin, soruşturma ve ceza zamanaşımı sürelerine tabi olması nedeniyle gecikmesinde sakınca bulunan işlerden olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda, davacının raporlu olduğu ve iki yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmasının yakın olduğu göz özünde bulundurulduğunda, savunma isteme yazısının davalı idare memurları eliyle tebliğinin yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde, memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebebin tebligat evrakında gösterileceği düzenlenmiş ise de, bu hüküm idarenin iç işleyişi ile ilgili olduğundan, dava konusu olayda memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebebin tebligat evrakında gösterilmemiş olmasının dava konusu işlemi sakatlar mahiyette olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu itibarla, Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun savunma alınmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
İSTEMİN KONUSU : Ankara 9. İdare Mahkemesi'nin 25/05/2015 tarih ve E:2014/1975, K:2015/770 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünde müşavir olarak görev yapan davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesi uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin 15/10/2014 tarih ve 903.08.02 Sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ankara 9. İdare Mahkemesince; davacı hakkında yürütülen soruşturmada istenen, savunma istem yazısının, davacının raporlu olduğu bilinmesine karşın memur eliyle bilinen adresine kapıya yapıştırma suretiyle tebliğ edilmeye çalışıldığı, ayrıca dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte davacının raporunun devam ettiği anlaşıldığından, herhangi bir şekilde savunması alınmayan davacının savunma hakkı kısıtlanarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, savunma istek yazısının Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca 29.09.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacının savunmasını vermediği, davacı tarafından dava konusu disiplin cezasına yapılan itirazın Yüksek Disiplin Kurulunda görüşülüp karara bağlanmasından önce dava açıldığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DİLEK YÜCEL'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, 09.07.2018 tarihli ve 30743 ( 3. mükerrer ) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 703 Sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca davalı konumunda bulunan "Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü", "Gençlik ve Spor Bakanlığı" olarak düzeltilerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünde müşavir olarak görev yapan davacının, davalı idare ile Şeker Sanayi Mensupları Hayır ve Eğitim Müesseseleri Kurma Derneği arasında yapılan protokol uyarınca anılan derneğe tahsis edilen kontenjan sayısının aşılarak belirlenen sayıdan daha fazla öğrencinin yurtlara yerleşmesine ilişkin birim yazısını imzalayarak protokol hükümlerine aykırı davrandığından bahisle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesi uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin tesis edilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesinde; "Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak" fiili, aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 1. maddesinde; kamu idarelerinin tüm tebligatlarının, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Tebligat Kanunu'nun 2. maddesinde ise; diğer kanunlarda özel hüküm bulunması halinde veya tehirinde zarar umulan işlerde veya aynı yerde bulunan birinci maddede yazılı daire ve müesseseler arasında veya bu daire ve müesseselerde bulunan şahıslara yapılacak tebligatın, kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan olayda, davacının özel bir hastaneden önce 26.09.2014 tarihinden 05.10.2014 tarihine kadar, sonrasında yine aynı hastaneden 08.10.2014 tarihinden 17.10.2014 tarihine kadar istirahat raporu aldığı, 26.09.2014 tarihli savunma istek yazısının ise davacının ikametgah adresinde bulunamaması üzerine 29.09.2014 tarihinde mahalle muhtarına teslim edilerek, tebligat haber kağıdının davacının kapısına yapıştırıldığı ve bu durumun tutanak altına alındığı görülmektedir.
Disiplin işlemlerinin, soruşturma ve ceza zamanaşımı sürelerine tabi olması nedeniyle gecikmesinde sakınca bulunan işlerden olduğu kuşkusuzdur.
Bu durumda, davacının raporlu olduğu ve iki yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmasının yakın olduğu göz özünde bulundurulduğunda, savunma isteme yazısının davalı idare memurları eliyle tebliğinin yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde, memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebebin tebligat evrakında gösterileceği düzenlenmiş ise de, bu hüküm idarenin iç işleyişi ile ilgili olduğundan, dava konusu olayda memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebebin tebligat evrakında gösterilmemiş olmasının dava konusu işlemi sakatlar mahiyette olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun savunma alınmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1.2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu Ankara 9. İdare Mahkemesi'nin 25/05/2015 tarih ve E:2014/1975, K:2015/770 Sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 Sayılı Kanun'un ( Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen ) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2015/1232
K. 2019/1890
T. 13.3.2019
• AYLIKTAN KESME CEZASININ İPTALİ İSTEMİ ( Muhakkikin Davacının Dengi veya Üstü Konumunda Bir İdari Göreve Sahip Bulunmadığının Anlaşıldığı ve Disiplin Soruşturmasının Hukuka Aykırı Bulunduğu - Disiplin Soruşturmasını Yapan Kişinin Disiplin Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Görüşülüp Reddedildiği Disiplin Kuruluna Katılıp Oy Kullandığı/İşlemde Hukuka Uyarlık Bulunmadığından Davanın Reddi Kararının Bozulması Gerektiği )
• SORUŞTURMACININ DİSİPLİN KURULU TOPLANTISINA KATILMASI ( İl Özel İdaresinde Uzman Olan Davacının 1/30 Oranında Aylıktan Kesme Cezası ile Cezalandırılmasına İlişkin Karar ile Bu Karara Yapılan İtirazın Reddine Dair İl Özel İdaresi Disiplin Kurulu Kararının İptali İstemi - Disiplin Soruşturmasını Yapan Kişinin Disiplin Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Görüşülüp Reddedildiği Disiplin Kuruluna Katılıp Oy Kullanması Suretiyle Tesis Edilen İşlemde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )
• DİSİPLİN KURULUNDA MUHAKKİKİN BULUNMASI ( Disiplin Kurullarının Başkan ve Üyelerinin Disiplin Cezası Verilmesini Teklif Ettikleri veya Disiplin Soruşturmasını Yaptıkları Memurlara Ait İşlerle İlgili Kurul Toplantılarına Katılamayacaklarının Belirtildiği - Öncelikle Disiplin Cezasını Teklif Eden Muhakkikin Verilen Cezaya Yapılan İtirazın Görüşüldüğü Disiplin Kurulu Toplantısına Üye Olarak Katılmasının Kabulünün de Mümkün Olmadığı )
• SORUŞTURMACININ SORUŞTURULAN KİŞİNİN ÜSTÜ VEYA DENGİ STATÜSÜNDE OLMASI ( Davacının İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Olarak Görev Yaptığı Döneme İlişkin Olarak İşlediği İddia Edilen Fiillerle İlgili Olarak Yapılan Disiplin Soruşturmasını Muhakkik Olarak Görevlendirilen İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Vekilinin Yaptığı - Soruşturmacının Davacının Dengi veya Üstü Konumunda Bir İdari Göreve Sahip Bulunmadığı Anlaşıldığından Disiplin Soruşturmasının Hukuka Aykırı Bulunduğu )
• DİSİPLİN CEZASININ OBJEKTİF OLMASI ( Cezaların Sağlıklı ve Nesnel Olmasının Disiplin Amirleri ile Disiplin Kurulu Başkan ve Üyelerinin Olayı Nesnel Değerlendirmesiyle Mümkün Olduğu - Hakkında Soruşturma Yürütülen Kişilerle Arasında Husumet Bulunan Soruşturmada Taraf Pozisyonunda Olan ve Soruşturmayı Yürüten Kişilerin Disiplin Amiri Sıfatıyla ya da Disiplin Kurulu Başkan veya Üyesi Olarak Tesis Edilecek Disiplin Cezası İşlemine Katılamayacakları )
657/m.125/C-a,134,135
ÖZET : Dava, İl Özel İdaresinde uzman olan davacının, 657 Sayılı Kanun'un 125/C- ( a ) maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin karar ile anılan karara yapılan itirazın reddine dair İl Özel İdaresi Disiplin Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı daha sonra uzman olarak görevlendirilse de İl Özel İdaresi Genel Sekreteri olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak işlediği iddia edilen fiillerle ilgili olarak yapılan disiplin soruşturmasını, muhakkik olarak görevlendirilen İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Vekilinin yaptığı, muhakkikin davacının dengi veya üstü konumunda bir idari göreve sahip bulunmadığı anlaşılmakta olup yürütülen disiplin soruşturması bu yönüyle hukuka aykırı bulunduğundan, soruşturma raporuna dayalı olarak tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu disiplin cezasının verilmesine esas teşkil eden disiplin soruşturmasını yapan Genel Sekreter Yardımcısı vekilinin bu cezaya yapılan itirazın görüşülüp reddedildiği Disiplin Kurulu'na da katılıp oy kullandığı görülmekle; disiplin soruşturmasını yapan kişinin, disiplin cezasına karşı yapılan itirazın görüşülüp reddedildiği Disiplin Kurulu'na katılıp oy kullanması suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, davanın reddi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
İSTEMİN KONUSU : Edirne İdare Mahkemesi'nin 18/11/2014 tarih ve E:2013/1300, K:2014/1094 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Edirne İl Özel İdaresinde uzman olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucu 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 11.10.2013 tarih ve 10623 Sayılı karar ile anılan karara yapılan itirazın reddine ilişkin 12.11.2013 tarih ve 18 Sayılı Edirne İl Özel İdaresi Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Edirne İdare Mahkemesince verilen 18/11/2014 tarih ve E:2013/1300, K:2014/1094 kararda; davacının disiplin soruşturma raporunda adı geçen avukat ile Kanuna aykırı olarak sözleşme yaptığı ve bu sözleşme uyarınca da gereksiz ödemede bulunduğu, dolayısıyla genel sekreter olan davacının avukat ile yapılan sözleşme uyarınca kurumu zarara uğrattığı sabit olup, davacı hakkında 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, soruşturmacı olarak görevlendirilen kişilerin soruşturma yapılacak memurun üstü ya da eşit düzeyinde olması gerektiği, işlemin yetki yönünden hukuka aykırı olduğu, kendi başına kiminle sözleşme yapılacağını yahut hangi tipte sözleşme yapılacağını belirleme yetkisinin bulunmadığı, konu ile ilgili Edirne Bölge İdare Mahkemesi kararıyla soruşturma izni verilmemesine karar verildiği, mahkemece eksik inceleme ile hatalı karar verildiği bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Genelgesine aykırı olarak Avukat O. İ. ile yapılan sözleşme gereği avukata 2005-2012 yılları arasında toplam 275.959,50 TL gereksiz ödemede bulunulduğu, bu ödemenin limit dışı ödemeden kaynaklandığı, diğer bir anlatımla limit dahilinde ödeme yapılacağı yönünde sözleşme yapılarak bu kapsamda ödeme yapılması gerekirken Genelge ve Kanuna aykırı olarak sözleşme yapılarak haksız yere avukata yukarıda belirtilen tutarda ödeme yapıldığı sabit görülerek disiplin soruşturma raporunda getirilen teklif uyarınca dava konusu aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından söz konusu aylıktan kesme cezasının iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 1. fıkrasının ( C ) bendinde memura aylıktan kesme cezası verilmesini gerektiren fiil ve haller belirtilmiş, ( a ) alt bendinde; Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,bu fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Aynı Kanun'un "Disiplin kurulları ve disiplin amirleri" başlıklı 134. maddesinde; "Disiplin ve soruşturma işlerinde kanunlarla verilen görevleri yapmak üzere Kurum merkezinde bir Yüksek Disiplin Kurulu ile her ilde, bölge esasına göre çalışan kuruluşlarda bölge merkezinde ve kurum merkezinde ayrıca Millî Eğitim müdürlüklerinde birer disiplin kurulu bulunur. ( Değişik: 12/2/1982-2670/38 md. ) Bu kurulların kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usûlü, hangi memurlar hakkında karar verebilecekleri ve disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esaslar ile bunların yetki ve sorumlulukları gibi hususlar Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmüne yer verilmiş; ( 13/02/2011 gün ve 6111 Sayılı Kanun'un 113. maddesiyle değişik ) 135. maddesinde ise, disiplin amirleri tarafından verilen kınama cezalarına karşı disiplin kuruluna itiraz edilebileceği, itirazda sürenin, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gün olduğu, süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği, itiraz mercilerinin, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorunda oldukları, itirazın kabulü hâlinde, disiplin amirlerinin kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebileceği veya tamamen kaldırabilecekleri ve disiplin cezalarına karşı idarî yargı yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
657 Sayılı Kanun'un 134. maddesine istinaden hazırlanıp Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen ve Resmî Gazete'nin 24/10/1982 gün ve 17848 Sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe konulan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik'in 6. maddesinde kurulların başkan ve üyeleri kendilerine, eşlerine, ikinci dereceye kadar ( bu derece dâhil ) kan ve sıhrî hısımlarına, disiplin cezası verilmesini teklif ettikleri, disiplin soruşturmasını yaptıkları veya atanmasına yetkili oldukları memurlara ait işlerle ilgili Kurul toplantılarına katılamazlar." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kamu görevlisinin suç oluşturduğu iddia edilen fiili ile ilgili olarak idarece açılan bir disiplin soruşturmasında, konu ile ilgili her türlü araştırmanın yapılması, kanıt niteliğinde toplanan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, hatta teknik konularda bilirkişilere inceleme yaptırılmak suretiyle, soruşturulanların görev ve konumları itibariyle sorumlukları ile suçun oluş biçimi irdelenerek düzenlenen rapor ile fiilin sübut bulup bulmadığının ortaya çıkarılması gerektiği, soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin ve cezayı verecek olan disiplin amirlerinin soruşturmaya konu olayla hiçbir ilgisi bulunmayan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin suç konusu eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya soruşturulanın veya olayın mağduru durumundaki kişilerden etkilenecek konumda bulunmayan tamamen tarafsız kişi veya kişilerden olmaları ve kıdem ve görev bakımından en az soruşturulan ile aynı seviyede veya üst düzeyde bulunmaları gerekmektedir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda disiplin soruşturmasını yapacak kişilerin kimler olacağı konusunda açık hüküm olmamakla beraber soruşturmacının soruşturulan kişinin üstü, bu mümkün değilse dengi statüsünde olan muhakkikçe yürütülmesi gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir.
Olayda, davacı her ne kadar daha sonra uzman olarak görevlendirilse de Edirne İl Özel İdaresi Genel Sekreteri olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak işlediği iddia edilen fiillerle ilgili olarak yapılan disiplin soruşturmasını, muhakkik olarak görevlendirilen Edirne İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Vekili A. T. A.'nın yaptığı, muhakkikin davacının dengi veya üstü konumunda bir idari göreve sahip bulunmadığı anlaşılmakta olup yürütülen disiplin soruşturması bu yönüyle hukuka aykırı bulunduğundan, soruşturma raporuna dayalı olarak tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Disiplin kurulları ve amirleri tarafından verilen disiplin cezalarının sağlıklı ve nesnel olması, disiplin amirleri ile disiplin kurulu başkan ve üyelerinin olayı nesnel değerlendirmesiyle mümkün olduğundan, disiplin hukukunda; hakkında soruşturma yürütülen kişilerle arasında husumet bulunan, soruşturmada taraf pozisyonunda olan ve soruşturmayı yürüten kişilerin, disiplin amiri sıfatıyla ya da disiplin kurulu başkan veya üyesi olarak tesis edilecek disiplin cezası işlemine katılamayacakları kabul edilmektedir.
Bu yüzden; yukarıda aktarılan Yönetmelik'te de, disiplin kurullarının başkan ve üyelerinin, disiplin cezası verilmesini teklif ettikleri veya disiplin soruşturmasını yaptıkları memurlara ait işlerle ilgili kurul toplantılarına katılamayacakları belirtilmiş olup; öncelikle disiplin cezasını teklif eden muhakkikin, verilen cezaya yapılan itirazın görüşüldüğü disiplin kurulu toplantısına ( üye olarak ) katılmasının kabulü de mümkün değildir.
Olayda; dava konusu disiplin cezasının verilmesine esas teşkil eden disiplin soruşturmasını yapan Genel Sekreter Yardımcısı vekilinin bu cezaya yapılan itirazın görüşülüp reddedildiği Disiplin Kurulu'na da katılıp oy kullandığı görülmektedir.
Bu durumda; disiplin soruşturmasını yapan kişinin, disiplin cezasına karşı yapılan itirazın görüşülüp reddedildiği Disiplin Kurulu'na katılıp oy kullanması suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmamakta olup, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1.2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Edirne İdare Mahkemesi'nin 18/11/2014 tarih ve E:2013/1300,K:2014/1094 Sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 Sayılı Kanun'un ( Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen ) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2015/4814
K. 2019/1195
T. 19.2.2019
• AYLIKTAN KESME CEZASININ İPTALİ İSTEMİ ( Lisede Veteriner Hekim Olarak Görev Yapan Davacının Koridor Nöbeti Tutmadığı Gerekçesiyle Tesis Edilen İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu Kararından Kaynaklanan - Ortaöğretim Kurumlarında Nöbet Görevi Verilecek Personel Olarak Sadece Öğretmenlerin Belirlendiği/Öğretmen Sayılmasına ve Öğretmenlere Verilen Yükümlülüklere Tabi Tutulmasına İmkan Bulunmayan Davacı Hakkında Düzenlenen İşlemde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı )
• NÖBET GÖREVİNİN SADECE ÖĞRETMENLER İÇİN BELİRLENDİĞİ ( Mesleki Eğitim Kurumunda Uygulatıcı Olarak Derslere Giren Davacının Öğretmen Sayılmasına ve Öğretmenlere Verilen Haklarla Birlikte Yükümlülüklere Tabi Tutulmasına İmkan Bulunmadığı - Mevzuatta Nöbet Görevinin Öğretmenler Tarafından Yerine Getirileceği Açıkça Düzenlendiğinden Tesis Edilen İşlemde Hukuka Uygunluk Görülmediği/Davanın Reddi Kararının Bozulması Gerektiği )
• NÖBET TUTMAYAN PERSONEL HAKKINDA TESİS EDİLEN DİSİPLİN CEZASI ( Mevzuatta Ortaöğretim Kurumlarında Nöbet Görevi Verilmesine İlişkin Hususların Ayrıntılı Bir Şekilde Düzenlendiği ve Nöbet Görevi Verilecek Personel Olarak Sadece Öğretmenlerin Belirlendiği - Eğitim Kurumlarında Görev Yapan İdari Personele Yardımcı Personele veya Diğer Personele de Nöbet Görevi Verilebileceğine Dair Bir Hükme Yer Verilmediği Gözetilmeksizin Davanın Reddine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )
657/m.125/C- ( a )
Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği/m.91
ÖZET : Dava, lisede veteriner hekim olarak görev yapan davacının, koridor nöbeti tutmadığı gerekçesiyle yapılan soruşturma sonucu tesis edilen "1/30 oranında aylıktan kesme cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine dair İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Mesleki eğitim kurumunda uygulatıcı olarak derslere giren davacının bu sebeple öğretmen sayılmasına ve öğretmenlere verilen haklarla birlikte yükümlülüklere tabi tutulmasına imkan bulunmadığı gibi, mevzuatta nöbet görevinin öğretmenler tarafından yerine getirileceği açıkça düzenlendiğinden, tesis edilen işlemde hukuka uygunluk görülmemiş, davanın reddi kararının bozulması gerekmiştir.
İSTEMİN KONUSU : Samsun 1. İdare Mahkemesi'nin 28/05/2015 tarih ve E:2014/971, K:2015/1097 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Samsun Tarım Anadolu Meslek Lisesi ve Tarım Meslek Lisesi'nde veteriner hekim olarak görev yapan davacının, anılan okulda, koridor nöbet tutmadığı gerekçesiyle yapılan soruşturma sonucu tesis edilen ''1/30 oranında aylıktan kesme cezası '' ile cezalandırılmasına ilişkin işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine ilişkin İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Samsun 1. İdare Mahkemesince verilen 28/05/2015 tarihli ve E:2014/971, K:2015/1097 kararda; davacının eğitim öğretim hizmetleri sınıfında olmayıp sağlık hizmetleri sınıfında olduğu ve bu nedenle kendisine öğretmenlere verilen koridor nöbetinin verilemeyeceği ileri sürülmekte ise de, davacının uygulama derslerine girdiği, ek ders görevini de yerine getirdiği açık olup, mesleki eğitim kurumunda eğitim-öğretim faaliyetlerine aktif olarak katıldığının ve uygulama derslerinde öğretmenlik yaptığının görüldüğü, bu durumda, davacının okuldaki misyonu öğretmen olarak değerlendirilmesini ve koridor nöbeti tutmasını gerektirdiğinden, bu görevi yerine getirmediğinin sabit olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, veteriner hekim ünvanı ile sağlık hizmetleri sınıfında görev yapıyor olmasına rağmen kendisine nöbet görevi tebliğ edildiği, öğretmen ve veteriner hekimlerin çalışma koşullarının farklı olduğu, davacı ile aynı statüde olan bir kişinin açtığı davanın dava konusu işlemin iptali yönünde sonuçlandığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİNİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Samsun Tarım Anadolu Meslek Lisesi ve Tarım Meslek Lisesi'nde veteriner hekim olarak görev yapan davacının, kendisine koridor nöbeti görevi tebliğ edilmesine rağmen nöbetlerini tutmadığından bahisle, hakkında başlatılan disiplin soruşturması neticesinde '' 1/30 oranında aylıktan kesme cezası '' ile cezalandırıldığı, bu cezaya yapılan itirazın İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu tarafından reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C- ( a ) maddesinde ''Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak'' fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.
Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Öğretmenlere nöbet görevi verilmesinin esasları" başlıklı 91. maddesinde; ( 1 ) Öğretmenler, nöbet görevini nöbet çizelgesine göre yerine getirirler. ( 2 ) Nöbetlerde aşağıdaki esaslara uyulur: a ) Öğretmenlere, dersinin en az bulunduğu gün veya günlerde nöbet görevi verilir. b ) Birden fazla okulda ders görevi bulunan öğretmenlere kadrosunun bulunduğu okulda, kadrosunun bulunduğu okulda dersi yoksa en çok ders okuttuğu okulda nöbet görevi verilir. c ) Nöbet görevi, ilk dersten 15 dakika önce başlar, son ders bitiminden 15 dakika sonra biter. İkili öğretimin yapıldığı okullarda öğretmenler, tek devrede nöbet tutarlar. ç ) Bayan öğretmenlere, doğumuna üç ay kala ve doğumdan sonra bir yıl nöbet görevi verilmez. d ) İstekleri hâlinde hizmet yılı 20 yıldan fazla olan bayan öğretmenlerle 25 yıldan fazla olan erkek öğretmenler, nöbet görevinden muaf tutulabilirler. Ancak bu kapsamdaki öğretmen sayısının fazla olması nedeniyle nöbet görevinin aksaması durumunda bu öğretmenlere de nöbet görevi verilir. e ) Nöbetlerde uyulması gereken esaslar öğretmenler kurulunda görüşülür ve okul yönetimince öğretmenlere yazılı olarak duyurulur. f ) Nöbet görevine özürsüz olarak gelmeyen öğretmen hakkında derse özürsüz olarak gelmeyen öğretmen gibi işlem yapılır." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yuka