Sözleşme Yenilememe Danıştay Kararı
Sözleşme yenilememe danıştay kararı bakımından (sözleşmeli memur sözleşme yenilmeme) öncelikli olarak belirtmek gerekir ki kişinin görevinde başarısız veya yetersiz olduğuna yönelik bir tespitte bulunmadığı sürece, idari hizmet sözleşmesi fesin edile
İçindekiler
Sözleşme Yenilememe Danıştay Kararı
Sözleşme yenilememe danıştay kararı bakımından (sözleşmeli memur sözleşme yenilmeme) öncelikli olarak belirtmek gerekir ki kişinin görevinde başarısız veya yetersiz olduğuna yönelik bir tespitte bulunmadığı sürece, idari hizmet sözleşmesi fesin edilemeyeceği gibi sözleşme yenilememe işlemi de hukuka aykırıdır. İdare idari işlemi gerçekleştirirken bir sebebe bir gerekçeye dayanmalıdır. Kamu yararı ile kişi yararı dengesini iyi bir şekilde ayarlaması gereken idarenin sözleşme yenileme hususunda kullandığı yetkisini gerekçelendirmesi, sebebini açık bir şekilde belirtmesi ve idarenin şeffaflığı ilkesi gereği bu sebebi hukuki çerçevede açıklaması şarttır. Aksi takdirde yapılan işlem sebep unsurunun hukuka aykırı olması sakat olması gerekçesiyle iptal edilebilecektir. Kısaca belirtilecek olunursa idarenin sözleşmeli idari personel istihdamı konusunda takdir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun biçimde kullanılması gerektiği, bir işlemde takdir yetkisinin bulunması, o işlemin sebepsiz olması anlamına gelmeyeceği, bir işlemde takdir yetkisinin bulunması, o işlemin sebepsiz olması anlamına gelmeyeceğine göre, ileri sürülen nedenlerin gerçek ve işlemin tesisini haklı kılacak nitelikte olması hususları yargı mercilerince denetlenecektir. Aksi durumun kabulü ise keyfi idare anlayışına yol açabilecek bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Aşağıda sözleşme yenilememeye ilişkin danıştay ve bölge idare mahkemesi kararlarına yer verilmiştir.
Belediye Sözleşmeli Personelin Sözleşmesinin Yenilenmemesi
T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2016/7897
K. 2018/2343
T. 24.5.2018
Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:
İstemin Özeti : İzmir 5. İdare Mahkemesince verilen 06/02/2015 tarihli ve E:2014/586, K:2015/137 Sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, Selçuk Belediye Başkanlığı'nda sözleşmeli personel olarak çalışmakta olan davacı tarafından, 04.03.2014 tarih ve 39 Sayılı belediye meclis kararı ile bu karara istinaden işten çıkarılmasına dair 10.04.2014 tarihli işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davalı Belediye tarafından, idarelerinde restorasyon teknikeri ihtiyacının bulunmadığının belirtilmiş olması, bu hususun 2013-2014 yılları yatırım programında yer alan işlere ait proje hazırlanması ve gerçekleştirilmesi ile işletilmesinde davacının uzmanlık alanına ve ihtisasına ihtiyaç gösteren işler bulunmadığı şeklinde kanıtlanmış olması ve davalı idarenin, restorasyon teknikeri davacı ile sözleşme yapmaya yargı kararı ile zorlanamayacak olması karşısında, davalı idarece kamu yararı ve kamu hizmetinin gereklerine uygun şekilde takdir yetkisi kullanılarak tesis edildiği sonucuna varılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 49/3. maddesinde “Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, plânlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz. Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro ünvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır. Bu fıkra uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edileceklere ödenecek net ücret, söz konusu kadro unvanı için birinci derecenin birinci kademesi esas alınmak suretiyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa göre tespit edilecek her türlü ödemeler toplamının net tutarının yüzde 25 fazlasını geçmemek üzere belediye meclisi kararıyla belirlenir. Genel hükümlere göre birinci dereceden kadro ihdas edilemeyen kadro unvanları için ise o kadro unvanından ihdası yapılmış en yüksek kadro derecesinin birinci kademesi esas alınır ve yapılacak ödemenin azami tutarı yukarıda belirtilen usûle göre tespit olunur. Bu fıkra hükümlerine göre çalıştırılacak personel için İçişleri Bakanlığı unvanlar itibarıyla sınırlama getirebilir.”,
Aynı Kanunun 49/5. maddesinde “…Bu personel hakkında bu Kanunla düzenlenmeyen hususlarda vize şartı aranmaksızın 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenler hakkındaki hükümler uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4.maddesinde de, kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği kurala bağlanmış, aynı Kanunun 4/B bendinde; “ Sözleşmeli personel: Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir”, şeklinde tanımlanmış ve “…sözleşme fesih halleri, pozisyonların iptali, istihdamına dair hususlar ile sözleşme esas ve usulleri Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirleneceği” düzenlemesi yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının davalı Selçuk Belediyesinde 10.03.2010 tarihinden 31.12.2012 tarihine kadar 5393 Sayılı Kanun'un 49. Maddesi kapsamında sözleşmeli restorasyon teknikeri olarak görev yaptığı, 31.12.2012 tarihinde sona eren hizmet sözleşmesinin, 2013 yılında yenilenmemesi üzerine davacının açtığı davanın iptal ile sonuçlanması üzerine yargı kararının yerine getirilmesi maksadı ile 12.03.2014-10.04.2014 tarihleri arası için sözleşme imzalandığı, sözleşme süresinin bitiminde davacının sözleşmesinin yenilenmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5393 Sayılı Belediye Kanununun 49. Maddesi uyarınca, sözleşmeli personel çalıştırma, personelin sözleşmesini yenilememe konusunda belediyelerin takdir yetkisinin bulunduğu, idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği açık olmakla birlikte, idarelerin bu takdir yetkisinin de mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat yönünden yargı denetimine tabi bulunduğu hususları idare hukukunun bilinen ilkelerindedir.
Bakılan olayda, davalı idarece 2012 yılı sonunda sözleşmesi yenilenmeyen davacının açtığı davanın iptalle sonuçlanması nedeni ile davacı ile davalı Belediye arasında 1 aylık sözleşme imzalandığı, davalı Belediyenin 2013-2014 yılı yatırım programı ve iş programlarında proje hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi gibi anılan personelin özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren işler mevcut olmamasına rağmen ilgili mahkeme kararının yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan teknik hizmetler sınıfındaki mimar kadrosunun aynı sınıftaki tekniker kadrosuna değiştirilmesi sureti ile davacı ile 1 aylık hizmet sözleşmesi imzalanmasına karar verildiğini, davacının özel meslek bilgisi ve ihtisasına (restorasyon) ihtiyaç duyulmadığı için sözleşmesinin yenilenmediğini belirtmiş ise de, davacının hizmetinde başarılı olmadığı ve verim alınamadığı yolunda hukuken geçerli bir tespit bulunmadığı gibi anılan sözleşmenin 14. Maddesinde belirtilen fesih sebeplerinden herhangi birinin varlığı da ileri sürülmediğinden ilgili mahkemece verilen iptal kararını etkisiz kılacak şekilde bir mali yıldan daha kısa olarak sözleşme yapılmasında ve bu sözleşmenin bitiminde davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemde kamu yararı ve hizmet gereklerine ve hukuka uyarlık görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulmasına,
Öğretim Görevlisinin Sözleşmesinin Yenilenmemesi
T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 2015/12119
K. 2017/2198
T. 30.3.2017
Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:
( Öğretim Elemanları ve Diger Personelin Sözleşmeleri Atama ve Görevden Alma İşlemlerini Yapma Yetkisinin Mütevelli Heyetine Ait Olduğu - Mütevelli Heyetinin Yetki Devri Olmadığı Halde Mütevelli Heyeti ile İmzalan Sözleşmenin Müdür Yardımcısı Tarafından Yenilenmemesinin Hukuka Uyarlı Olmadığı )
( Öğretim Görevlilerinin Sözleşmesini İmzalama Atama ve Görevden Alma Yetkisinin Mütevelli Heyetine Ait Olduğu - Mütevelli Heyeti Sözleşme İmzalama Atama ve Görevden Alma Yetkisini Yöneticilere Devredebileceği Yetki Devri Yapılmamış Müdür Yardımcısının Sözleşme Yenilememe İşleminin Hukuka Uyarlı Olmadığı )
ÖZET : Vakıf üniversitelerinde öğretim elemanları ve diğer personelin sözleşmeleri, atamaları ve görevden alınmaları mütevelli heyetince yapılacak olup, mütevelli heyetinin yetkilerini vakıf yükseköğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde devredebilir.
İstemin Özeti : İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin 04/05/2015 gün ve E:2014/1701, K:2015/954 Sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :...
Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, davalı idare bünyesinde öğretim görevlisi olarak belirli süreli iş sözleşmesi ile görev yapan davacı tarafından, sözleşme süresinin sona ermesi ve sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirilerek görevine son verilmesine dair davalı idarenin 27.05.2014 tarih ve 450 Sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacı hakkında çok sayıda öğrenci tarafından şikayette bulunulduğu, davacının davalı idare ile yaptığı sözleşme hükümlerine tam olarak riayet etmediği sabit olduğundan davacı ile çalışma zorunluğu bulunmayan davalı idarenin sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirilmesine dair olarak tesis ettiği davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun Ek 5. maddesinde; vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunacağı, mütevelli heyet üyelerinin, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçileceği, süresi biten üyelerin yeniden seçilebileceği, mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerektiği, mütevelli heyet üyelerinin kendi aralarından bir başkan seçeceği, mütevelli heyetinin vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil edeceği, vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticilerinin Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyeti tarafından atanacağı, mütevelli heyetinin yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapacağı, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylayacağı, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylayacağı ve uygulamaları izleyeceği, vakıfca hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürüteceği, bununla birlikte vakıf yükseköğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebileceği düzenlenmiştir.
2547 Sayılı Kanun uyarınca; vakıf üniversitelerinde öğretim elemanları ve diğer personelin sözleşmelerinin, atamalarının ve görevden alınmalarının mütevelli heyetince yapılacağı, mütevelli heyetinin yetkilerini vakıf yükseköğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde devredebileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, öğretim görevlisi olan davacının 14.06.2013 tarihinde imzaladığı belirli süreli iş sözleşmesi ile davalı kurumda çalıştığı, 27.06.2014 tarihinde bitecek olan sözleşmesinin tekrar yenilenmeyeceğine dair tesis edilen davaya konu işlem ile davacıya bildirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; davacı ile sözleşmenin Mütevelli Heyeti adına imzalandığı ancak sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair davaya konu işlemi tesis edenin ise Müdür vekili olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan mütevelli heyetince kullanılabilecek bu yetkinin mütevelli heyet başkanına ve Rektöre devredildiğine dair bir mütevelli heyet kurulu kararı da dosyada mevcut değildir.
Bu durumda; Mahkemece bu husus araştırılmaksızın verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararının bozulmasına,
Sözleşmeli Personel Sözleşmenin Yenilenmemesi
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 2014/5224
K. 2016/1672
T. 20.4.2016
Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:
(Sözleşmenin Yenilenmesi Hususunda İdareye Takdir Yetkisi Tanındığı Davacının Sözleşmesinin Yenilenmemesinde Somut Herhangi Bir Gerekçe Gösterilmediğinden Sözleşmenin Yenilenmemesinin Hukuka Uyarlı Olmadığı - Sözleşme Yenilememe İşlemi İptal Edildiğinden Davacının Yoksun Kaldığı Parasal ve Özlük Hakların Ödenmesi Gerektiği)
(Yenilememe İşlemi İptal Kararının Geçmişe Etkili Nitelikte İdari İşlemin Tesisinden Önceki Hukuki Durumun Geri Gelmesini Sağlayan Bir Karar Olduğu - Sözleşmenin Yenilenmemesi Kararının İptaline İlişkin Yargı Kararı Davacının Önceki Statüsünün Aynen Korunmasını Zorunlu Kıldığından Parasal ve Özlük Haklarının Ödenmesi Gerektiği)
ÖZET : Davacının, parasal ve özlük haklarının ödenmesi isteminin dayanağı, yargı kararıyla hukuka aykırı bulunan sözleşme yenilenmemesi işlemi olup, bu işlemin iptali ve işlem sebebiyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının ödenmesi yolundaki yargı kararı davalı idarece uygulanmamıştır. Yargı kararının uygulanması için davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının ödenmesi zorunludur.
İstemin Özeti : Gaziantep 2. İdare Mahkemesi'nin 20/06/2014 günlü, E:2014/263, K:2014/566 Sayılı ısrar kararının, taraflar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının Danıştay Daire kararı doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Dava; sözleşmeli inşaat teknikeri olarak görev yapan davacının, 2010 yılında sözleşmesinin yenilenmemesine dair işlemin iptaline dair yargı kararının yerine getirilmesi amacıyla sözleşme imzalandığı tarihten itibaren 3 ay süreyle tam zamanlı sözleşmeli personel olarak taban ücretle istihdam edilmesinin uygun görülmesine dair 07/07/2011 günlü, 95 Sayılı Şahinbey Belediye Meclis Kararının iptali ile yargı kararının uygulanmaması sebebiyle yoksun kalınan özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Gaziantep 2. İdare Mahkemesi'nin 28/12/2012 günlü, E:2011/1290, K:2012/2048 tarihli sayılı kararıyla; davacının sözleşmesinin yenilenmemesine dair işlemin iptaline dair kararın geçmişe etkili nitelikte ve idari işlemlerin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlayan karar olması nedeniyle, bu kararın uygulanmasının davacının önceki statüsünün aynen korunmasını zorunlu kıldığı, iptal kararı üzerine davacı ve davalı idare arasında imzalanacak tip hizmet sözleşmesindeki çalışma süresinin 3 ay olarak belirlenmesi ve ücretinin de 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesine aykırı biçimde taban ücret şeklinde kararlaştırılması mümkün olmadığından, işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, öte yandan, davalı idare ile sözleşme imzalamama iradesini ortaya koyan davacının davaya konu belediye meclis kararı sebebiyle özlük ve parasal hak kaybının oluştuğundan bahsedilemeyeceğinden, özlük ve parasal hakların ödenmesi isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle; davaya konu işlemin iptaline, özlük ve parasal haklarının ödenmesi isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Danıştay Onikinci Dairesinin 22/10/2013 günlü, E:2013/4234, K:2013/7246 Sayılı kararıyla; temyize konu Mahkeme kararının işlemin iptaline dair kısmında 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, davalı idare tarafından bu kısma yönelik temyiz isteminin yerinde görülmediği gerekçesiyle, anılan kararın iptale dair kısmı onanmış; kararın, davacının işlem sebebiyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminin reddine dair kısmına gelince; Gaziantep Şahinbey Belediye Başkanlığı'nda 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca sözleşmeli inşaat teknikeri olarak görev yapan davacının, 2010 yılı için sözleşmesinin yenilenmemesine dair 06/01/2010 günlü, 20 Sayılı işlemin iptali ile işlem sebebiyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada;
Gaziantep 1. İdare Mahkemesi'nin 08/04/2011 günlü, E:2010/197, K:2011/523 Sayılı kararıyla, işlemin iptaline, işlem sebebiyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği, İdare Mahkemesi kararının davalı idareye 11/05/2011 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, yargı kararının uygulanabilmesi için davacının idareye başvuruda bulunması gerektiğine dair 06/06/2011 tarihli yazı davacıya 17/06/2011 tarihinde tebliğ edilmiş ise de; bu yazıdan farklı olarak sözleşme süresinin 3 ay geçerli olacağı ve davacıya taban ücret verileceğine dair 07/07/2011 tarihli davaya konu Belediye Meclis kararının davacıya tebliği üzerine dava açıldığı, davacının 2010 yılında hizmet sözleşmesinin yenilenmemesi işleminin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine dair Gaziantep 1. İdare Mahkemesi'nin anılan kararının uygulanması yerine, davalı idarece kararın etkisizleştirmesine yönelik Belediye Meclisi kararının alındığı, İdare Mahkemesi'nin 2010 yılı hizmet sözleşmesinin yenilenmemesi işleminin iptaline dair verdiği ilk kararında, işlemin iptali ile birlikte davacının yoksun kaldığı parasal haklarının da davacıya ödenmesine hükmedildiği, davacının talep ettiği parasal haklarının kendisine ödenebilmesi için, hukuka aykırı bulunarak iptal edilen Belediye Meclisi Kararı gereği olarak mutlaka göreve başlaması gerekmediği, hukuka aykırı Belediye Meclisi kararının iptali istemiyle dava açmayı tercih eden davacının, Belediye Meclisi Kararı'nın tebliği üzerine göreve başlamamış olması sebebiyle tazminata hak kazanamayacağına dair İdare mahkemesi kararında isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak, özlük ve parasal hakların ödenmesi istemi yönünden davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Taraflar, Gaziantep 2. İdare Mahkemesi'nin 20/06/2014 günlü, E:2014/263, K:2014/566 Sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Her ne kadar davalı idare, temyiz dilekçesinde Gaziantep 2. İdare Mahkemesi'nin 20/06/2014 günlü, E:2014/263, K:2014/566 Sayılı ısrar kararının iptale dair kısmının temyizen incelenerek bozulması isteminde bulunmakta ise de, anılan Mahkemenin davaya konu işlemin iptali yolundaki 28/12/2012 günlü, E:2011/1290, K:2012/2048 Sayılı ilk kararı, Danıştay Onkinci Dairesinin 22/10/2013 günlü, E:2013/4234, K:2013/7246 Sayılı kararıyla temyiz aşamasında onanıp kesinleşmiş bulunduğundan ve Mahkemenin bu kısımla ilgili ısrar kararı bulunmadığından, anılan idarenin bu kısma yönelik temyiz isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Davacının temyiz istemine gelince;
Dosyanın incelenmesinden; davalı idarede 2004 yılında vizeli işçi statüsünde inşaat teknikeri olarak görev yapmaya başlayan davacının, 21/04/2007 tarihinde 5620 Sayılı Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girmesi üzerine, 5393 Sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca sözleşmeli olarak istihdamına devam olunduğu, davacı ile 2007 yılının bir kısmı, 2008 ve 2009 yılının tamamı için, mali yılla sınırlı olarak sözleşme imzalandığı, 2009 yılı sözleşmesinin ise tavan ücret üzerinden imzalandığı ancak davacıya, 2010 yılı için sözleşme imzalanmayacağının bildirildiği, bunun üzerine davacının, sözleşmenin yenilenmemesi işleminin iptali ve yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açtığı, Gaziantep 1. İdare Mahkemesi'nin 08/04/2011 günlü, E:2010/197, K:2011/523 Sayılı kararıyla “... Belediyelerin sözleşmeli personel istihdam etmek ve sözleşmelerini yenilemek hususlarında takdir yetkilerinin bulunduğu açık olmakla birlikte, bu yetki mutlak ve sınırsız olmayıp sebep ve maksat yönlerinden yargı denetimine tabi olduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Olayda, davacının sözleşmesinin yenilenmemesine dayanak olarak davalı idarenin savunmasında somut herhangi bir bilgi ve belgeye yer verilmemiş, sadece davacının idare ile çalışmayacağına dair beyanda bulunduğunun belirtilmiştir. Mahkememizin 27/12/2010 tarihli ara kararı ile davalı idareden işleme dayanak anılan somut bilgi ve belgeler istenilmiş ancak davalı idare tarafından herhangi somut bilgi ve belge sunulamamıştır. Bu durumda, hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmayan, salt subjektif nitelemeye dayalı olarak tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu görüş ve kanaatine ulaşılmıştır. Öte yandan, işlem hukuka aykırı görüldüğünden işlem sebebiyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının da davacıya ödenmesi yasal ve Anayasal bir zorunluluktur. Ancak parasal hakların davacıya ödenmesi esnasında davacının başka bir yerde gelir elde edip etmediği araştırılarak varsa bu gelirler düşülerek davacıya ödeme yapılması gerekmektedir.” gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline ve davaya konu işlem sebebiyle davacının mahrum kaldığı özlük ve parasal haklarından doğan zararının dava tarihi olan 25/02/2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği, anılan kararın, Danıştay Onaltıncı Dairesinin E:2015/1119, K:2016/2231 Sayılı kararıyla onandığı, 06/06/2011 tarihinde, anılan kararın uygulanabilmesi için, Belediye'ye müracaat etmesi yönünde davacıya yazı yazıldığı ve davacının bu yazıyı 17/06/2011 tarihinde tebellüğ ettiği, ancak idareye başvuruda bulunmadığı, 07/07/2011 tarihinde davaya konu 95 Sayılı Belediye Meclisi kararı ile davacı hakkında verilen yargı kararının yerine getirilmesi amacıyla sözleşme imzalandığı tarih itibarıyla 3 ay geçerli olmak üzere tam zamanlı sözleşmeli personel olarak taban ücretle istihdam edilmesine karar verildiği, bakılan davanın ise bu kararın iptali ve yargı kararının uygulanmaması sebebiyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın 125. maddesinde, "idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin 1. bendinde, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına dair kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, 3. bendinde ise; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgilinin idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açabileceği belirtilmiştir.
Hukuka aykırılığı yargı mercilerince saptanarak iptaline karar verilen işlemlerden dolayı kişilerin uğradıkları zararların idarece tazmini, yukarda yer verilen Anayasa'nın 125. maddesiyle 2577 Sayılı Kanun'un 28. maddesinden kaynaklanan bir zorunluluktur.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacının, sözleşmenin yenilenmemesi işleminin iptali ve yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davada verilen Gaziantep 1. İdare Mahkemesi'nin 08/04/2011 günlü, E:2010/197, K:2011/523 Sayılı kararının uygulanması amacıyla davaya konu işlem kurulmuş ise de; Gaziantep 2. İdare Mahkemesi'nin 28/12/2012 günlü, E:2011/1290, K:2012/2048 tarihli sayılı kararıyla, davacının sözleşmesinin yenilenmemesine dair işlemin iptaline dair kararının, geçmişe etkili nitelikte ve idari işlemlerin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlayan bir karar olması nedeniyle, bu kararın uygulanmasının davacının önceki statüsünün aynen korunmasını zorunlu kıldığı, iptal kararı üzerine davacı ve davalı idare arasında imzalanacak tip hizmet sözleşmesindeki çalışma süresinin 3 ay olarak belirlenmesi ve ücretinin de 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesine aykırı biçimde taban ücret üzerinden kararlaştırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, bu işlemin iptaline karar verilmiş ve iptal kararı onanmıştır.
Davacının 2010 yılı hizmet sözleşmesinin yenilenmemesi işleminin iptaline dair İdare Mahkemesince verilen ilk kararda, işlemin iptali ile birlikte davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının da davacıya ödenmesine hükmedilmiş olması ve bakılan uyuşmazlığın, bu kararın uygulanmamasından kaynaklanması karşısında, anılan yargı kararının uygulanması amacıyla davacının yoksun kaldığı haklarının ödenmesi gerekirken, hukuka aykırı bulunarak iptal edilen Belediye Meclisi Kararı gereği davacının göreve başlamaması sebebiyle tazminat isteminin reddedilmesi hukuken olanaklı değildir.
Davacının, parasal ve özlük haklarının ödenmesi isteminin dayanağı, yargı kararıyla hukuka aykırı bulunan sözleşme yenilenmemesi işlemi olup, bu işlemin iptali ve işlem sebebiyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının ödenmesi yolundaki yargı kararı davalı idarece uygulanmamıştır. Oysa yukarda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca, yargı kararının uygulanması için davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının ödenmesi zorunludur.
Bu nedenle, davacının özlük ve parasal haklarının ödenmesi istemi yönünden davanın reddi yolunda verilen ısrar kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, davacının temyiz isteminin kabulüyle Gaziantep 2. İdare Mahkemesince verilen 20/06/2014 günlü, E:2014/263, K:2014/566 Sayılı ısrar kararının BOZULMASINA
İdari Dava Avukatı Hukuki Değerlendirme
İdari dava avukatı- İdare hukuku kendine has kurallar ihtiva eden ve özel hukuktan ayrı usul kanunu bulunan bir disiplindir. Bu bakımdan ayrı bir uzmanlık gerektirmektedir. Devlet kadrolarında çalışan ve sözleşmeli personel olan kişilerin dönem dönem sözleşme yenileme hakları ortaya çıkmaktadır. Ancak idare sözleşmeli personelin sözleşme yenileme hakları bulunmasına karşın sözleşmelerini hukuka aykırı olarak takdir yetkilerini öne sürmek koşulu ile yenilmeme seçeneğini kullanabilmektedir. Sözleşme yenilememenin sözleşmeli personel ile sözleşme yenilememenin hukuki bir dayanağı idare hukuku disiplini bakımından sebep unsurunun bulunması şarttır. Sebep unsuru bakımından sözleşmesi yenilenmeyen bir kişinin bu sebep unsurununun her türlü şüpheden uzak somut bir şekilde ortaya konulmuş delillerle destekli sebebinin belilrli olması şarttır. Bu bakımdan örneğin sözleşmeli uzman erbaşların sözleşmesinin yenilenmemesinin hukuki gerekçesinin ilgili kurum tarafından ortaya konulması ve sebep unsurunun açık net anlaşılır bir şekilde belirtilmesi olmazsa olmazdır. Aksi durum sözleşme yenilmeme işlemi bakımından idarenin takdir yetkisini kişi aleyhine hukuka aykırı bir şekilde kullanmış olduğunu ortaya çıkartacaktır. Uzman erbaş sözleşme yenilememe işleminde yapılması gereken idari dava açarak idarenin sözleşme yenilememe sebebinin hukuka aykırı olduğunu ortaya çıkarmaktır. İdare sözleşme yenilememe işleminde keyfiyete mahal veremez. Bu sebeple sözleşme yenilememe işleminin iptali gerekmektedir. Hukuka aykırı gerekçe sunulması ya da gerekeçenin hiç olmaması durumunda sözleşme yenilememe işlemi sebep unsurununa aykırılık nedeniyle ortadan kaldırılacaktır.