İdare Hukuku ve İdari Dava Avukatı

  • Anasayfa
  • İdare Hukuku ve İdari Dava Avukatı

İdare Hukuku ve İdari Dava Avukatı

İdare Hukuku/ Anayasanın 125. maddesindeki “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” şeklindeki hüküm, idarenin yargısal denetimini vurgulamakta olup kamu kurum ve kuruluşlarının işlem ve eylemlerine karşı ilgililer tarafında

İdare Hukuku ve İdari Dava Avukatı

İdari Dava Avukatı Güncel Bilgiler

İdare Hukuku/ Anayasanın 125. maddesindeki “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” şeklindeki hüküm, idarenin yargısal denetimini vurgulamakta olup kamu kurum ve kuruluşlarının işlem ve eylemlerine karşı ilgililer tarafından dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu davalar idari dava olarak tanımlanmakta, idari dava ise; devlet kurum ve kuruluşları tarafından yapılan işlem ve eylemlere karşı açılan davalar olarak adlandırılmaktadır. İdari Yargılama Usulü kanununda idari davalar üçe ayrılmış olup bunlar; iptal davası, tam yargı davası ve idari sözleşmelerden doğan davalar olarak belirlenmiştir. Aynı şekilde Danıştay kanununda da idari davaların bunlardan ibaret olduğu düzenlenme altına alınmış olup buna göre kamu kurum ve kuruluşlarının tek taraflı iradeleri ile yerine getirdikleri idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biri sebebiyle hukuka aykırılığından iptal davası; idari işlem ya da eylem sebebiyle hakları muhtel olanlar yani hakları ihlal edilen ya da zarara uğrayan kişilerin tam yargı davası açma hakkı bulunmaktadır. İdari davalar adli yargı dışında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa göre yürütülmekte olup genel olarak yazılılık ilkesi, re’sen araştırma ilkesi hakim olup duruşma istisnadır. Bunun yanı sıra davanın açılması için kanuni süreler önemli olup söz konusu sürelerin geçirilmesi halinde dava açma hakkı kalmamaktadır. Türk Hukukunda davaların avukatlar aracılığıyla takip edilme zorunluluğu bulunmamasına rağmen usul yönünden farklı düzenlemeler içermesi sebebiyle idari davaları alanında uzman idari dava avukatları ile takip etmek hak kayıplarının önüne geçecektir. Zira İdari dava açılabilmesi için idari işlemin ya da eylemin idare tarafından yapılması gerekmekte aynı zaman da bu işlem kesin ve yürütülebilir bir işlem olması gerekmekte olup idarenin yaptığı her işlemin idari işlem niteliğinde olup olmadığı gibi birçok teknik bilgiyi beraberinde içermesi bu tür davalarda idari dava avukatı aracılığıyla davaların takibini önemli kılmaktadır. İdari davaların ne olduğunu, kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı hangi işlemlerin idari davaya tabi olduğunu anlayabilmek için idari işlem ve idari eylemin ne olduğunu açıklamakta fayda görüyoruz. Bu kapsamda;

İdari Dava Avukatı Bakımından İdari İşlem Tanımı

İdari işlem; İdari makamların kamu gücü kullanarak idare işlevine yönelik olarak tesis etmiş oldukları idare hukuku alanında sonuç doğuran hukuki işlemler olarak tanımlanmakla birlikte idari makamların yapmış oldukları işlemlerin yanı sıra yasama ve yürütme organlarının ya da özel hukuk tüzel kişilerinin yapmış oldukları idari işlemlerden de söz etmek mümkündür. Kısaca anlatmak gerekirse idari makamlarca tesis edilmiş olmasa dahi idare işlevi dolayısıyla tesis edilen işlemler idari işlemler arasında sayılmaktadır. İdari işlemin tek yanlılık, hukuka uygunluk karinesinden yararlanma, icrailik gibi özellikleri bulunmaktadır.

İdari Dava Avkatı Bakımından İdari Eylem Tanımı

İdari Eylem, idarenin dış alemde meydana getirdiği değişiklik veya bir etkinlik olarak tanımlanmakla birlikte bir binanın yıkılması, ağacın kesilmesi, yola çukur açılması gibi maddi anlamda değişikliklere sebebiyet veren, etki doğuran eylemleri ifade etmektedir. İdari eylemler, hukuk aleminde bir sonuç doğurma kastı taşımaksızın maddi alemde bir değişiklik meydana getirip ambulansın gelmemesi de idarenin eylemsizliği açısından değerlendirildiğinde idari eylem olarak tanımlanmaktadır.

İdare Hukuku Avukatı ve İptal Davası

İptal davası idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yolu ile denetlenmesini sağlayan; idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, amaç ve konu yönlerinden biri açısından hukuka aykırı olup olmadıkları inceleyen dava türüdür. İptal davası idarenin genel karar, birel işlem ya da karma işlemleri sebebiyle  menfaati ihlal edilen kişi tarafından açılmaktadır. 

İdare Hukuku Avukatı ve Tam Yargı Davası 

Tam yargı davası; idarenin herhangi bir işlemi, eylemi veya ihmali nedeniyle hakkı zarara uğrayan kişinin maddi ve manevi zararının tazmini amacıyla açtığı bir idari dava türü olup diğer bir tanımıyla idare aleyhine açılan özel hukuktaki tazminat veya alacak davası benzeri bir idari dava olarak nitelenebilir.

İdari Dava Avukatı ve İdari Dava Türleri

İdari davaların idarenin işleminden ya da eyleminden dolayı hakları zarar görenler tarafından açılacağını, kamu kurum ve kuruluşlarının tek taraflı irade beyanıyla ortaya çıkan idari işlem ya da idari eylem sebebiyle dava açılabileceğini belirtmiştik. İdari işlemlerin tasnifi konusunda kısa bilgilendirme sonrasında idari dava türleri hakkında da bilgilendirme de bulunmaya çalışacağız. İdari işlemlerin maddi tasnifi konusunda ilk değinmemiz gereken düzenleyici işlemlerdir. Düzenleyici işlemler ise; genel, soyut ve objektif nitelikte olan tüzük ve yönetmelik olarak ifade edebileceğimiz “genel düzenleyici işlemler” ile genelge, sirküler, tebliğ vs. ismi altında yapılan düzenleyici işlemle ise “adsız düzenleyici işlemler” olarak adlandırılmaktadır. Diğer idari işlemler türleri ise “Genel karar” olarak adlandırılan ve kapsamına giren herkesi ilgilendiren işlemler olup yalnızca işlemin muhatabı olan kişi bakımından hukuki sonuç doğuran işlemlere de “birel işlem” denilmektedir. Son olarak karma idari işlemler ise hem birel hem de genel işlemlerin özelliklerini taşımaktadır. İdari işlemlerin türleri bu çerçevede olmakla birlikte en çok açılan idari davalara örnek verecek olursak; 

Meslekten Çıkarma Kararına Karşı İptal Davası
375 KHK ile Kamu Görevinden Çıkarma Ek Madde 35 İptal Davası
Kamulaştırma Davası
Polis Okulu Dönem Sonu Mülakat İptal Davası
Polis Okulu Mülakat İptal Davası
Polis Okulu Sağlık Davası
Polis Okulu Güvenlik Soruşturması Davası
Rütbe Terfi İptal Davası
Atama İptali Davası
İliçi Atama İptal Davası
Görevlendirme İptal Davası
Disiplin Cezası İptal Davası
Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması İptal Davası
Kişi Güvenlik Belgesi Verilmemesi İptal Davası
Olumsuz Nitelik Belgesi İptal Davası
Sözleşme Feshi İptal Davası
Statü Değişikliği İptal Davası 
Uzman Çavuş Sözleşme Feshi Davası
Memur Davaları
Muvafakat Verilmeme İptal Davası
Askeri Lise Davaları
Meslekten Çıkarma İptal Davası
Kamu Görevinden Çıkarma İptal Davası
Görevden Uzaklaştırma İptal Davası
Hekim Hatası Davaları
Malpraktis Davası
Eczane Muvazaa İptal Davası
Eczane Ruhsat İptali Davası
Eczane SGK Ödeme İptal Davası
Enerji Davaları
Vatandaşlık İptal Davası
Oturma İzni İptal Davası
Çalışma İzni İptal Davası

İdari Dava Avukatı Bakımından İptal Davası Açma Süresi Ne Kadardır?

İdari davalar daha öncesinde de izah ettiğimiz üzere idari makamların daha doğru bir ifadeyle kamu kurum veya kuruluşlarının yerine getirmiş olduğu eylemler ya da idari işlemler neticesinde hakları ihlal edilen ilgililer tarafından idari yargı mercileri olan davanın türüne göre İlk derece idare mahkemelerinde ya da Danıştayda açılan dava çeşidi olmakla birlikte dava açma süresi hak düşürücü niteliği gereği bu dava türünde büyük önem arz etmektedir. Nitekim İdari yargıda açılan davaların esasına geçilebilmesi için, bu davaların kanunda öngörülen belirli süreler içerisinde açılması gerekmektedir. Anayasa’nın 125’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı düzenleme altına alınmış 2577 sayılı İYUK 7’nci maddesinde ise bu süreler; Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olarak belirlenmiştir. 2577 sayılı Kanun’un 7’nci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen genel sürelerin yanı sıra, İYUK da bazı bazı davalar açısından da özel dava açma süreleri de düzenlenmiş olup ivedi yargılama usulleri uygulanan davalarda öngörülen otuz ve on günlük özel dava açma süreleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. 

İdare Hukuku Avukatı Bakımından Tam Yargı Davası Açma Süresi Ne Kadardır?

Tam Yargı davalarında dava açma süresi, ilgililerin haklarını ihlal eden durumun idari işlemden mi yoksa yoksa idari eylemden mi kaynakladığına göre değişmektedir. Bu kapsamda İdari Yargılama Usul Kanununda idari işlemlerden kaynaklanan tam yargı davaları için 12’nci, idari eylemlerden doğan tam yargı davaları için 13’üncü maddede düzenlemeler yapılmıştır. 

İdari İşlemden kaynaklı tam yargı davalarında hakkı ihlal edilen ilgililer; Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya sadece tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını bir arada açabileceklerdir. Bunun yanı sıra kanunda düzenlenen şekli ile ilgililer ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliğinden veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi olan 60 gün içerisinde tam yargı davası açabileceklerdir. 

İdari eylemlerden kaynaklı tam yargı davalarında hakkı ihlal edilen ilgililer ise; dava açmadan önce mutlaka, hak ihlaline sebebiyet veren idarenin yapmış olduğu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl içerisinde ve daha sonrasında öğrenilmiş ise eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak zararlarının giderilmesini istemeleri gerekmektedir. İdareye başvuru dava ön koşulu olup başvurulmadan direkt dava açılması durumunda dava reddedilerek ilgili idareye mahkeme tarafından tevdisine karar verilecektir. Başvurusu sonrası talebin tamamen reddedilmesi ya da kısmen reddedilmesi durumunda bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilecektir.

İdari Dava Avukatı Bakımından Dava Açma Süreleri Başlangıcı ve Hesaplanması

İdari davalarda bir davanın süresi içinde açılıp açılmadığı mahkeme tarafından ilk inceleme aşamasında re’sen dikkate alınacak alınacak olup süre aşımı söz konusu ise davanın reddine karar verileceğinden sürelerin başlangıcı ve hesaplanması önemlidir. 2577 sayılı İYUK’un 8’inci maddesinde; sürelerin başlangıcı ve hesaplanması hususunda; 

- Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı,
- Tatil günlerinin (hafta sonu, resmi ya da dini bayramlar vb.) bu sürelere dahil  sürelere dahil olduğu,

- Sürenin son gününün tatil gününe rastlaması durumunda, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı, 

- Sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlaması durumunda (adli tatil gibi) sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı düzenlenmiştir. 

İdari Dava Avukatı Bakımından İdari Davalar Nerede Açılır?

Kamu kurum ve kuruluşlarının yapmış olduğu idari işlemlere veya idari eylemlere karşı açılacak İdari davalar idare mahkemesi, vergi mahkemesi ve Danıştay’da açılması gerekmekte olup  davanın hangi mahkemede açılacağı görev sorusunun cevabını açısından önemlidir. Yetki ise bir davanın coğrafi bakımdan hangi yerdeki mahkeme tarafından bakılacağının belirlenmesi olarak ifade edilmektedir. Daha anlaşılır bir ifadeyle idari davalar nerede açılır sorusunun cevabıdır. Bu kapsamda toparlayacak olursak uyuşmazlığın türüne göre davanın hangi mahkemede açılacağı görevi, neredeki mahkemede açılacağı ise yetki unsurunu belirlemekte olup idari işlemlere veya idari eylemlere karşı açılacak davalarda idari yargı mercilerinin görevli olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. Yetki konusunda ise hangi yer mahkemesinde açılacağı 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununda düzenlemeleri incelememiz yerinde olacaktır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununda genel ve özel yetki başlığı altında yetki unsuru düzenlenmiştir. İdari Yargılama Usul Kanunun 32’nci maddesinde dava konusu idari işlemin yapıldığı yer mahkemesi genel yetkili mahkeme olarak tanımlanmıştır. Genel yetkinin yanı sıra İYUK’un 33, 34, 35 ve 36. Maddelerde özel yetki kuralları belirlenmiştir. Buna göre 33’üncü maddesinde; Kamu Görevlilerine İlişkin Davalarda Yetki, 34’üncü maddesinde; Taşınmaz Mallara İlişkin Davalarda Yetki, 36’inci maddesinde; Tam Yargı Davalarında Yetki Özel yetki olarak düzenleme altına alınmıştır. 

İdare Hukuku Avukatı Ankara

Anayasanın 125. maddesindeki “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” şeklindeki hüküm, idarenin yargısal denetimini vurgulamakta olup kamu kurum ve kuruluşlarının işlem ve eylemlerine karşı ilgililer tarafından dava açma hakkı her demokratik toplum hukuk sisteminde olduğu ülkemiz hukuk sisteminde de düzenleme bularak İdari Hukuku’nun varlığını ve gerekliliğini ön plana çıkarmıştır. İdare Hukuku, yukarıda da izah ettiğimizi üzere kamu otoritesi ve gücünü kullanarak, tek taraflı irade beyanıyla kişilerin hukuki durumlarında farklılıklar yaratan kamu kurum kuruluşlarının yerine getirdikleri  idari işlemlerin veya idari eylemlerin yargı yoluyla denetlenmesini sağlayan kamu hukuku alanında bir dava türü olup usul yönünden özel hukuk, ceza hukukundan ayrılmakta ve uzmanlık gerektiren bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim idarenin işlem ya da eylemlerinden kaynaklı olarak hakları halel gelen ilgililer tek başlarına dava açtıkları durumlarda ya da araştırma ve değerlendirme yapmadan dava açma yoluna başvurdukları durumlarda usul yönünden eksik, hatalı işlemlerden kaynaklı olarak maalesef daha fazla hak mahrumiyetine uğramaktadırlar. Bu sebeple özellikle kişilerin veya somut olarak nesnelerin hukuki durumlarında değişiklik yapan idari işlem ya da eylemlerden kaynaklı davalarda uzun bir inceleme ve değerlendirme yaptıktan sonra alanında uzman idari dava avukatı veya idare hukuku avukatı aracılığıyla dava sürecini yürütmelerinin ilgililerin faydasına olacağını düşünüyor ve tavsiye ediyoruz.

İdari Dava Avukatı Temel Bilgiler

İdare hukuku komplike bir hukuk dalıdır. Çünkü her kamu kurumunun kendi iç dinamiğini oluşturan kurallar yönetmelikler farklılık gösterebilmektedir. Ancak temel bilinmesi gereken ve özellikle hukuk fakültesi öğrencisi arkadaşların da oldukça zorlandığı bazı ilkeler unsurlar bulunmaktadır. Bunlar idari işlemin iptalinde kullanacağımız argümanların bel kemiğini, iskeletini oluşturacaktır. Kanun gereği menfaatleri ihlâl edilenler tarafından idari işlemin iptali davası açılabilir. İşte bu işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yani amaç yönlerinden biri ya da birkaçı ile hukuka aykırı oldukları ortaya çıkartılmalıdır ki işlem iptal edilebilsin. Şimdi bu unsurları teker teker açıklayayım. Hukuk öğrencilerinin de kafasında biraz daha canlanacağını düşünüyorum böylece. Sebep Unsuru; Şimdi Sebep unsuru işlemin yapıldığı yani dayandığı hususu ortaya çıkartmaktadır. Sebep adı üstünde işlemin yapılmasının gereğini bizlere gösterir. Örneğin kişi meslekten çıkartma cezası ile tecziye edilmiş diyelim bunun sebebi işlemiş olduğu bir disiplin suçu ise işte sebep unsuru kanunda yazan madde olacaktır. Örneğin Siyasi partiye üye olmak meslekten çıkarma sonucunu doğuracak hususlardan ise siyasi partiye üye olan kişi meslekten çıkarma cezası alacaktır ve bunun sebep unsurunu siyasi partiye üye olmak oluşturacaktır. Başka bir örnek verecek olursak kanunda 8 yıllık çalışma süresini dolduran kişilerin başka gerekçelere bakılmadan atamasının yapılacağı düzenlenmiş ise ve kişi 8 yıllık çalışma süresini doldurmuş ise atamaya tabi tutulabilecek ve sebep unsurunu 8 yılını dolduması oluşturacaktır.

Gelelim Konu Unsuruna; Genelde konu ile sebep hep birbirine karıştırılır. Ancak örnekleme ile şekilleneceğini düşünüyorum. Konu unsuru yapılan idari işlemin hukuki sonucudur. Biraz önce vermiş olduğum örneklerden gidecek olursak 8 yıllık çalışma süresini dolduran kişinin atama işlemine tabi tutularak atanması işlemi bu işlemin konusunu oluşturacaktır. Yani konu kişinin yeni bir yere atanmasıdır verdiğimiz örnekte. Sebep gerçekleşmiş ise ancak kişi atanmamış ise işlem konu unsuru bakımından hukuka aykırı olacaktır. Ya da 8 yıl çalışan kişinin ataması yapılır denmesine karşılık kişinin ataması yerine meslekten çıkarılması konu unsuru bakımından hukuka aykırı olacaktır. İşlem sebep bakımından hukuka uygundur. Kişi 8 yılını doldurmuştur. Ancak sonuç atama olarak değil meslekten çıkarma şeklinde gerçekleştiğinden işlem konu unsuru bakımından hukuka aykırı olacaktır. Üçüncü unsur Amaç Unsuru; Her idari işlemin tek bir amacı vardır o da kamu yararı ve kamu güvenliğidir. Bu amaçlar haricinde siyasi ya da kişisel herhangi bir amaç güdülerek yapılan işlemler hukuka aykırı olacaktır. Örneğin askere alma kriterlerini taşıyan birisinin akrabasının hukuk kurallarına uygun olarak kurulmuş bir partiye üye olmasından mütevellit askere alınmaması durumu siyasi amaç taşıyan bir işlem niteliğinde olacak ve kamu yararına hizmet etmediğinden dolayı amaç unsuru bakımından hukuka aykırılık teşkil edecektir. Dönrdüncü unsurumuz Şekil Unsuru; Her idari işlem belirli ve kanunda belirtilmiş şekil şartlarına tabi olmak zorundadır. Şeklen kanunun belirlediği hususlar haricinde yapılan idari işlemler de şekil yani usul unsuruna aykırılık taşıdığından dolayı iptali gerekecektir. 

Buna örnek olarak kişiye verilen 3 günlük savunma süresi kanunda 3 iş günü olarak geçiryor ve hafta sonları da süreye katılarak savunma süresinin bittiği gerekçe olarak gösteriliyor ise işlem şekil unsuru bakımından yani usul unsuru bakımından hukuka aykırı olacak yani sakat bir işlem halini alacaktır. Gelelim son unsurumuz olan Yetki Unsuruna; Her idari işlemin yapılması kanun tarafından yetkilendirilmiş makamlar tarafından gerçekleştirilmektedir. İdari işlemin yetkili olmayan kişi tarafından yapılması o işlemi yetki unsuru bakımından sakatlayacaktır. İdare hukukunda yetkide paralellik unsuru bulunmakta olup her idari işlemi yapan mercii kimse o idari işlemi geri alacak olan merci de aynı merci olmak zorundadır. Örneğin disiplin cezası vermekle görevli kişiler disiplin amiri iken personelin disiplin amiri konumunda olmayan kişi tarafından verilen disiplin cezaları ortada bir disiplinsizlik olsa dahi hukuka aykırı olacaktır. Çünkü yetki unsuru bakımından yetkisi olmayan kişiler tarafından verilen bir ceza açık bir şekilde hukuka aykırılık teşkil edecektir.

İdari Dava Avukatı ve Gerekçeli Savunma İçeriği

İdari davalarda idari dava avukatının yapmış olduğu savunmalar gerekçeli olmalı ve idari işlemin unsurlarının hangisinin ya da hangilerinin hukuka aykırı olduğunu içermelidir.

1