Eşlerden Biri Boşanmak İstemezse Ne Olur
Eşlerden bir boşanmak isterken diğer eş boşanmak istemezse sırf bu sebeple boşanma davası reddedilmemektedir. Bu noktada mahkeme tarafından..
Eşlerden bir boşanmak isterken diğer eş boşanmak istemezse sırf bu sebeple boşanma davası reddedilmemektedir. Bu noktada mahkeme tarafından yargılama yapılarak karar verilmektedir. Boşanmak isteyen taraf delillerini sunar, iddialarını kanıtlar ve mahkeme tarafından kabul edilirse boşanma davası sonuçlanır. Yani kısaca anlatmak gerekirse bir tarafın boşanmak istememesi boşanma davasının red sebebi değildir. Eşlerden birinin boşanmak istememesi durumda dava çekişmeli boşanma davası olarak görülecektir. Bu durum da yalnızca boşanma dava sürecinin uzamasına neden olmaktadır.
Eşlerden birinin boşanmak istememesi durumunda dava anlaşmalı değil çekişmeli dava sürecine girmektedir. Çekişmeli dava sürecinde işlerin nasıl ilerlediği de oldukça merak edilen bir konudur. Boşanma davalarında davanın anlaşmalı olabilmesi için evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Aynı zamanda eşlerin birlikte boşanma için başvuruda bulunması ya da iki tarafından da davayı kabul etmesi gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma davaları çok daha kısa sürede tamamlanmaktadır ancak anlaşmalı bir şekilde boşanmak için az önce de belirtmiş olduğumuz gibi birçok şartın yerine getirilmesi gerekmektedir.
Çekişmeli Boşanma Dava Süreci
Çekişmeli boşanma davalarında yazılı yargılama usulü uygulanmaktadır. Yazılı yargılama usulü Türk Medeni Kanunu’nda 118. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. Çekişmeli boşanma davalarında yazılı yargılama gereğince taraflar sırasıyla dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap şeklinde sunulmaktadır.
Davaları taraf, dava dilekçesinin mahkeme tarafından usulüne uygun bir şekilde kendine tebliğ edilmesi ile iki hafta içerisinde cevap dilekçesini sunmak zorundadır. Yaygın bilinenin aksine çekişmeli boşanma davalarında cevap dilekçesi süresi karşı dava açılması için iki hafta süre olduğu anlamına gelmemektedir. Bu yanlış düşüncenin nedeni ise karşı dava genellikle cevap dilekçesi ile açılıyor olmasıdır. Ancak cevap dilekçesi verilmiş olan iki haftalık süre kaçırılmış bile olsa karşı dava açmak mümkün olacaktır.
Davalı tarafın cevap dilekçesinin ardından yine iki haftalık süre içerisinde cevaba cevap dilekçesi sunulmalıdır. Daha sonrasında son olarak cevaba cevap dilekçesini tebliğ eden tarafa tekrar iki haftalık süre içerisinde ikinci cevap dilekçesi sunulmalıdır. Tüm aşamalar tamamlandıktan sonra mahkeme ön inceleme duruşmasında davet için taraflara ihtaratlı davetiye çıkarmaktadır. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar ile ilgili incelemeler yapılmaktadır.