Asta Müessir Fiil Suçu ve Asta Müessir Fiil Cezası

  • Anasayfa
  • Asta Müessir Fiil Suçu ve Asta Müessir Fiil Cezası

Asta Müessir Fiil Suçu ve Asta Müessir Fiil Cezası

Asta müessir fiil Askeri Ceza Kanununda düzenlenmiş askeri bir suçtur. Asta müessir fiili Askeri Ceza Kanununun 117. maddesinde yer almaktadır. Asta müessir fiil suçu Askeri Ceza Kanununun altıncı fasılında yer alan Makam ve memuriyet

Asta Müessir Fiil Suçu ve Asta Müessir Fiil Cezası

Asta Müessir Fiil Suçu ve Asta Müessir Fiil Cezası

Asta müessir fiil Askeri Ceza Kanununda düzenlenmiş askeri bir suçtur. Asta müessir fiili Askeri Ceza Kanununun 117. maddesinde yer almaktadır. Asta müessir fiil suçu Askeri Ceza Kanununun altıncı fasılında yer alan Makam ve memuriyet nüfuzunu suiistimal ana başlığı altında yer alan Maduna müessir fiiller yapanların cezası alt başlığı ile düzenlenmiştir. Mafevk; üst aşamada bulunan, üst anlamında kullanılmakta iken madde metninde yer alan madun kelimesi alt aşamada bulunana ast anlamına gelmektedir. Müessir ise kelime anlamı olarak dokunaklı etkili anlamına gelir. Bu durumda kanun başlığının anlamlı bir şekilde tanımı yapılacak olursa Maduna müessir fiil; asta müessir fiil olarak adlandırılacaktır. 

İlgili madde gereği yapılan düzenlemede asta müessir fiil; Astını kasten itip kakan, döven, veya sair suretlerle cismen sıkıntı verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan veyahut tazip maksadiyle astının hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine veya kötü muamelede bulunulmasına müsamaha gösterilmesi olarak tanımlanabilir.

Kanun maddesi gereği asta müessir fiil ya da kanun lafzıyla Maduna müessir fiil; "Madununu kasten itip kakan, döven, veya sair suretlerle cismen eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan veyahut tazip maksadiyle madunun hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine veya suimuamelde bulunulmasına müsamaha eden amir veya mafevk iki seneye kadar hapsolunur" şeklinde düzenlenmiştir. 

Asta müessir fiil kanun lafzından da anlaşılacağı üzere sadece asta karşı işlenebilen bir suçtur. Mavefke karşı işlenen fiil örneğin mafevkin yani üstünü itip kakan, döven, veya sair suretlerle cismen eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan kişiye bu ceza verilmeyecek bilakis Askeri Ceza Kanunu 91. maddede yer alan Amire ve mafevka fiilen taarruz cezası verilecektir.

Asta Müessir Fiil Suçunun hukuki konusu vücut bütünlüğüdür. Amir, mafevk ya da diğer adıyla üst konumunda bulunan kişi astının vücut bütünlüğüne bir saldırıda bulunmaktadır. Kişinin hayat varlığı dışındaki tüm madddi varlıklar bütünlüğü, vücut bütünlüğünü oluşturmaktadır. Kanundaki müessir fiilden kasıt yaralama fiilinde bulunulmasıdır. Suçun faili mafevk, amir iken mağduru sadece ast olabilir. Zarar gören kişinin failin haricinde birisi olması gerekmektedir. Maddi konu insan yani asttır. 

Asta Müessir Fiil Suçunun Maddi Unsuru

Suçun maddi unsuru asta karşı yapılmış olan itip kakma, dövme, cismen zarar verecek sıhhatini bozacak her hal asta müessir fiil yani maduna müessir fiil suçunun maddi unsurunu oluşturacaktır. Bu suç serbest hareketli bir suçtur. Bu davranışların asta karşı yapılması ile suçun maddi unsuru tamamlanmış olacaktır. Örneğin üstün mafevkin astını yaralaması, dövmesi itmesi gibi. Cismen eza vermek kişinin astın vücudu üzerinde maddi veya manevi bir şekilde acı bırakılması anlamına gelmektedir. Örneğin astın rızası olmadan üst tarafından yere itilmesi gibi. Üstün hareketiyle ortaya çıkan netice arasındaki illiyet bağının kurulabilir nitelikte olması şarttır. Örneğin üstün bir başkasının üzerine koşarak ona vuracağı sırada astın korkup kendisini camdan atması ve kolunu kırması durumunda failin hareketiyle netice arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. 

Asta Müessir Fiil Suçu Şikayete Tabi midir?

Askeri ceza kanununun sekizinci fasılında yer alan Müşterek hükümler üst başlığı altındaki Askeri suçlarda şikayet ve izin alt başlıklı 48. maddesi Askeri suçların takibinin şikayete bağlı olmadığını hükme bağlamış olup asta müessir fiil suçunun işlenmesi ile suç şikayete tabi olmadığından re'sen soruşturma başlatılmaldır. Nitekim asta müessir fiil suçunun işlenmesi sonrasında soruşturma başlatılması için astın şikayetine gerek yoktur.
Müessir fiil neticesinde astın vücudunda tahribat oluşması ya da astın ölümü durumunda daha ağır ceza, Müessir fiillerle Madununun vücudunda tahribat yapan veya ölümüne sebep olan mafevka verilecek ceza verilecektir. 

Asta Müessir Fiil Suçunun Manevi Unsuru

Asta müessir fiil ya da kanundaki adıyla madununa müessir fiil suçunun manevi unsuru kasttır. Zira kanunda açık bir şekilde mafevkin ya da amirin astına kasten yaptığı fiillerden bahsedilmektedir. Bu yüzden asta müessir fiil suçunun manevi unsuru kast olup suç taksirle işlenen bir suç değildir.

Asta Müessir Fiil Suçunun Zamanaşımı

Askeri Ceza Kanununda suçların zamanaşımı hakkında bir düzenleme bulunmamakta olup Türk Ceza Kanunundaki sürelerin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu yüzden asta müessir fiil ya da maduna müessir fiil suçunda zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Asta Müessir Fiil Yargıtay Kararları

Yargıtay
19. Ceza Dairesi    
2019/30117 E.
2019/13868 K.

SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
1) 14/04/2009 ve 27/04/2009 tarihindeki iki ayrı asta müessir fiil suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve sanık müdafiinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Sanığın 28/04/2011-09/05/2011 tarihleri arasında adli gözlem altında geçirdiği sürelerin TCK’nin 63. maddesi gereğince cezasından mahsubuna karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında hatalı olarak 28/04/2011-06/05/2011 tarihleri arasında adli gözlem altında geçirilen sürelerin mahsubuna karar verilmişse de mahsup edilecek süreler infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçların sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu, anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılıklara da rastlanmamıştır.

Ancak,
TCK'nin 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken adli para cezalarının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilmelerine karar verilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması,

Kanuna aykırı ve sanık ile sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümlerin BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 322. maddesi uyarınca, hükmün adli para cezalarının taksitlendirilmesine ilişkin 3. maddesinin 7. fıkrası ile 4. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “...taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geriye kalan miktarın tamamının bir seferde sanıktan tahsil edilmesine, adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis czeasına çevrilmesine” cümlelerinin çıkartılıp yerlerine "...taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edilebileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının infaz aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca hapis cezasına çevrilebileceğinin ihtarına" cümleleri yazılması suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) 29/03/2009 tarihindeki iki ayrı asta müessir fiil suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik Askeri savcının, sanık ve sanık müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın mağdurlar ...ile...ın kulaklarına ayrı ayrı eliyle vurmak suretiyle asta müessir fiil suçunu işlediğinden bahisle açılan kamu davasında;

Sanığın suçlamayı kabul etmemesi, tanık ...’ın, “olay günü ...ile...ın sanıktan habersiz kumanyalarını yemeleri nedeniyle sanığın kendilerine kızdığı, ancak kesinlikle onları tuvalete götürmediği ve onlara vurmadığı”; tanık...’ın da “mağdurların kumanyalarını açıp yemeğe başladıkları sırada sanığın geldiği ve onları gördüğü, siz ikiniz dışarı çıkın diyerek onları dışarıya çıkardığı, kendisinin de sanık onları dövecek mi diye peşlerinden çıktığı, bu sırada sanığın...a siz nasıl adamsınız, ben size emir vermedim mi diye kızdığı, fakat ne...’a ne de ...’e vurduğunu görmediği, sadece kızdığını gördüğü” şeklinde beyanda bulunmaları, gerekçeli hükümde belirtilen tanıklar ..., ... ve...’in ise görgüye dayalı tanıklıklarının bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı suçu işleyip işlemediği hususunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçlardan ayrı ayrı beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı ve askeri savcı ile sanık ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay
19. Ceza Dairesi      
2019/360 E.  
2019/15061 K.

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

Ancak,
Suç tarihi itibariyle daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanık hakkında asta müessir fiil suçundan hükmedilen 25 gün hapis cezasının, TCK'nin 50/3. maddesinde düzenlenen “Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum olduğu bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca, TCK'nin 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,

Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

1