Yağma Suçu Nedir Gasp Suçu Nedir
Yağma suçu bir kişinin taşınır malını cebir veya tehdit kullanarak o malın alınmaması için karşı konmasına engel olunmasıyla yağma suçu oluşmaktadır. Bu suç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun malvarlığına karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir.
İçindekiler
- 1.1 Yağma Suçu şikayete Tabi Mi?
- 1.2 Yağma Suçunun Unsurları
- 1.3 Yağma Suçunda Taksir
- 1.4 Yağma Suçuna Hangi Mahkeme Bakar
- 1.5 Yağma Suçunda Teşebbüs
- 1.6 Yağma Suçunda Etkin Pişmanlık
- 1.7 Yağma Suçunda Haksız Tahrik
- 1.8 Yağma Suçunun Cezası Nedir?
- 1.9 Nitelikli Yağma Suçu Nedir?
- 1.10 Nitelikli Yağma Suçu Yargıtay Kararı
- 1.11 Yağma Suçunda şikayetten Vazgeçme
- 1.12 Yağma Suçunda Indirim Mümkün Mü?
- 1.13 Yağma Suçunda Adli Para Cezası
- 1.14 Telefonla Yağma Suçu
- 1.15 Yağma Suçunda Uzlaşma Mümkün Mü?
- 1.16 Yağma Suçunda Tutuklama Kararı
- 1.17 Yağma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
- 1.18 Yağma Suçunda Beraat Kararı
- 1.19 Yağma Suçu Yargıtay Kararları
- 1.20 Yağma Suçunun Mağduru ihlal Edilen Hukuksal Değerlerin Sahibi Olan Kişi Veya Kişiler Olmaktadır
- 1.21 Mağdurun, Herhangi Bir Vasıta İle Kendisini Bilmeyecek ve Savunamayacak Hale Getirilmesi Yağma Suçunda Cebir Sayılır
- 1.22 Yağma Suçunun İşlenmesi Sırasında Kasten Yaralama Suçunun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hallerinin (tck 87) Gerçekleşmesi Durumunda, Ayrıca Kasten Yaralama Suçuna İlişkin Hükümler Uygulanır
- 1.23 Yağma Suçunun Silahla İşlenmesi Suçun Nitelikli Halini Oluşturur
- 1.24 Yağma Suçunun Gece Vakti İşlenmesi Suçun Nitelikli Halini Oluşturur
- 1.25 Yağmaya Konu Olan Eşyaya Zarar Verilmesi Halinde Ayrıca Mala Zarar Verme Suçu Oluşmaz
- 1.26 Yağma Suçunda sanık Zararı Gidermişse Etkin Pişmanlık Hükümleri Değerlendirilmelidir
- 1.27 Yağma Suçunda Zincirleme Suç Hükümleri Uygulanamaz
Yağma Suçu Nedir?
Yağma suçu bir kişinin taşınır malını cebir veya tehdit kullanarak o malın alınmaması için karşı konmasına engel olunmasıyla yağma suçu oluşmaktadır. Bu suç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "malvarlığına karşı suçlar" başlığı altında 148 ila 150. maddelerinde, kanun koyucu tarafından kişilerin malvarlığını ve mülkiyet haklarını korumak amacıyla düzenlenmiştir. TCK m. 148/1’e göre; “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde ifade edilerek yağma suçunun oluşabilmesi için gerekli olan şartlara vurgu yapılmıştır. Buna göre yağma suçu bir başkasını tehdit ederek o kişinin malını rıza dışı alması veya bir başkasına cebir kullanmak suretiyle o kişinin malının rıza dışı kendisinden alınmasıyla oluşmaktadır. Burada ifade edilen tehdit kanunda belirtildiği üzere; malın sahibinin veya onun yakının hayatına, vücut dokunulmazlığına, cinsel dokunulmazlığına yönelik saldırı gerçekleştireceğine ilişkin olabilmektedir. Örneğin yağma suçunu işleyen şahıs "kasadaki bütün altınlarını bana vermezsen, kardeşini öldürürüm!" şeklindeki bir tehditle kişinin kasadaki altınlarını vermeye mecbur bırakması sonucunda yağma suçu oluşacaktır. Bununla birlikte suçu işleyen şahıs, suçun mağduruna karşı fiziki gücünü kullanarak zorla eşyalarını alması ile cebir yoluyla yağma oluşmaktadır. Bu anlamıyla yağma suçunda aynı anda iki suç gerçekleştiğinden ötürü yağma suçu birleşik suç tipindedir.
Gasp, bir kişinin eşyasını zorla, izinsiz almak anlamına gelmektedir. Halk dilinde kullanılan gasp suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen Yağma suçuyla aynı anlamda kullanılmaktadır. "Malımı gasp etti", "gaspa uğradım" gibi ifadeler bir kişiye yönelik yağma suçunun işlendiğini ifade etmektedir.
Yağma Suçu Şikayete Tabi mi?
Yağma suçunun her türlüsünün soruşturulması ve kovuşturulması re'sen yapılır. Daha basit ifade etmek gerekirse yağma suçunun basit şekli de daha ağır cezayı gerektiren şekli de savcılık ve hakim tarafından şikayet şartı aranmaksızın kendiliğinden araştırılır. Bununla birlikte suçun mağduru, yani yağmaya uğrayan kişi, şikayetten vazgeçse de soruşturma veya kovuşturmaya kaldığı yerden devam edilir. Kişinin şikayetten vazgeçmesi ile herhangi bir değişiklik meydana gelmez
Bir alacağın tahsili amacıyla işlenen yağma suçlarında Türk Ceza Kanununda düzenlenen tehdit ve kasten yaralama suçlarına ilişkin hükümler uygulanacağı için, mağdurun şikayetine bağlıdır. Örneğin Mehmet'e para borcu olan Ahmet borcunu ödememekte ısrar etmiş ise Mehmet'in Ahmet'ten yaralama veya tehdit yoluyla borcunu alması sonucunda suçun soruşturulması veya kovuşturulması Ahmet'in şikayetine bağlı olacaktır. Zira 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 150. maddesinde "Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır." şeklinde ifade edilerek yağma suçunun alacağa dayanarak işlenmesi durumunda tehdit veya kasten yaralama suçlarına gönderme yapılmıştır. Tehdit ve yaralama suçlarında ise şikayet arandığı için kişi alacağını tahsil amacıyla bu suçu işlediğinde şikayete bağlı olarak soruştulacak ve kovuşturulacaktır. Yukarıda verilen örneğe göre Ahmet'in şikayeti üzerine Mehmet hakkında soruşturma başlatılacak, Ahmet'in şikayetini geri çekmesi üzerine soruşturma son bulacaktır.
Yağma Suçunun Unsurları
Yağma suçunun maddi unsurlarına değinilecek olursa; maddi unsurlardan yağma suçunun faili, mağduru, suçun konusu, fiil, netice incelenecektir.
Yağma Suçunda Fail: Yağma suçu herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Yağma suçu bakımından özel faillik durumu söz konusu değildir. Yani fail herhangi biri olabilir yağma suçunun oluşması için. Suç kamu görevlisi tarafından da işlenebilir, kamu görevlisi ile normal vatandaş arasında bir fark yoktur. Kamu görevlisi yağma suçunu işlediğinde ayriyeten kamu görevlilerine ilişkin ağırlaştırılmış bir düzenleme yapılmamıştır. Yani kamu görevlisi yağma suçunu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle yağma suçunu işlerse normal vatandaş gibi cezalandırılacak ayriyeten kamu görevlisi olduğu için cezai yaptırımı ağırlaştırılmayacaktır.
Yağma Suçunda Mağdur: Yağma suçunun mağduru herkes olabilir. Yağma suçunun mağduru kanunda belirtildiği üzere kendisine ait malı teslime zorlanan, malın alınmasına karşı koymamasına mecbur bırakılan kişidir. Peki o malın gerçek sahibi kendisine cebir ve tehdit uygulanan kişi değilse yağma suçu oluşur mu? Suçun mağduru kendisinden alınan malın gerçek maliki olmasa bile bu suç oluşur. Örneğin Ali annesinden habersiz olarak altın küpesini almıştır. Yolda Ali'yi çeviren iri yarı Mehmet Ali'ye bıçağını göstererek ceplerindekini çıkarmasını yoksa kendisini öldüreceğini söyler. Ali Mehmet'in tehditinden korkarak annesinin küpelerini çıkartır, Mehmet küpeleri alır ve gider. Burada her ne kadar Ali malın gerçek maliki olmasa da suçun mağduru olarak kabul edilmektedir.
Yağma Suçunun Konusu: Suçun konusu zorla alınan maldır. Ancak yağma suçunun konusu yalnızca taşınabilen maldır. Yani yağma suçunun konusu yalnızca taşınır malların tehdit veya cebir suretiyle alınmasıyla oluşmaktadır.
Yağma Suçunda Fiil: Yağma suçu seçimlik hareketli bir suçtur. Seçimlik hareket nedir? Kanunda gösterilen birden fazla hareketin biri gerçekleştiği zaman seçimlik hareketli suç oluşmaktadır. Yağma suçunda cebir veya tehdit kullanılarak zorla malın alınması gösterilmiştir. Burada iki seçimlik hareket vardır. Fail ya tehdit ederek malı zorla alacak, ya da fiziki olarak kendisini savunamayacak hale getirme (cebir) yoluyla malı zorla alacak.
Yağma Suçunda Netice: Hangi aşamada yağma suçu oluşmuş sayılacaktır? Türk Ceza Kanununun yağma suçunu düzenleyen maddesinde "bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan..." ifadesinden de anlaşılacağı üzere failin kişiyi malını vermesine mecbur bırakmasıyla suç oluşmuş sayılacaktır. Yani Mehmet, Ali'yi bıçağını göstererek cebindeki paraları vermezse onu öldüreceği konusunda tehdit etmesiyle Ali'nin paraları Mehmet'e verdiği an suç oluşmuş sayılacaktır. Çünkü Ali paralarını vermeye mecbur bırakılmıştır. Mehmet daha sonra Ali'den aldığı paraları ona geri verse bile yağma suçu yine oluşmuş sayılacaktır.
Yağma Suçunda Kast
Yağma suçu kişinin, suçun mağduru olan kişiye tehdit veya cebir kullanarak malını almasıyla kasten işlenebilmektedir. Buradaki kast genel kasttır. Ancak Yargıtay birçok kararında yağma suçunu failin kendisine veya bir başkasına fayda sağlamak amacıyla suçun oluşabileceğini kabul etmiştir. Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 05.05.2016 tarihli, 2013/31417 E. ve 2016/4925 K. sayılı kararında ; “failin, bir başkasının zilyetliğindeki taşınabilir bir malı, zilyedinin rızası bulunmaksızın, faydalanmak veya mülk edinmek amacıyla, cebir ve tehdit kullanmak suretiyle zilyedini, bu malı kendisine teslimine veya bulunduğu yerden alınmasına karşı koymamaya zorlamasıdır” şeklinde ifade edilmiştir. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 06.11.2014 gün, 2013/8640 E. ve 2014/19715 K. sayılı kararında; sanıkların mağdurun cep telefonunu kendilerine veya başkasına fayda sağlamak amacıyla almadıklarından beraat kararı oy çokluğu ile onandığı görülmüştür. Buradan da anlaşılmaktadır ki Yargıtay yağma suçunun oluşabilmesi için cebir veya tehditle zorla alınan malın failin kendisine veya başkasına yarar sağlanması amacını aramaktadır. Örneğin Ahmet sigara içerken akrabası Pelin'i görmesi üzerine Pelin'in kendisini ailesine şikayet edeceğini söyleyerek telefonuyla annesini arayacağı esnada Ahmet'in elinden zorla telefonu alması sonucunda Yargıtay'ca yağma suçunun oluşmayacaktır. Çünkü Ahmet'in amacı Pelin'in telefonu ile kendisine fayda sağlamak değil, annesini aramasını engellemeye çalışmaktır.
Yağma Suçunda Taksir
Yağma suçu taksirle işlenemez. Yağma suçunda kast aranmaktadır. Taksir bir kişinin dikkat ve özen göstermesi gerektiği hususlarda gerekeni yapmaması durumunda suçun neticesinin öngörülmediği durumlardır. Ancak yağma suçunda bu mümkün değildir. Çünkü yağma suçunda uygulanan cebir veya tehdit kişinin suçun neticesini öngörerek kasıtlı olarak haksız bir fiil gerçekleştirmesiyle oluşturmaktadır. Bu sebeple yağma suçu taksirle işlenemez.
Yağma Suçuna Hangi Mahkeme Bakar
Yağma suçuna Ağır Ceza Mahkemeleri bakmaktadır. Çünkü 5235 sayılı sayılı kanunun 12. maddesinde "Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ve 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir." şeklindeki hükümle yağma suçuna hangi mahkemenin bakacağı düzenlenmiştir.
Yağma Suçunda Teşebbüs
Teşebbüs, failin suçu işleyeceği esnada elinde olmayan sebeplerle suçu tamamlayamamasıdır. Türk Ceza Kanununda teşebbüs 35. maddede şöyle tanımlanmıştır: "“Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” Konuyu yağma suçu bakımından ele alacak olursak, yağma suçu suçu işleyen kişinin mağdurun malını almasıyla suç tamamlanmaktadır. Ancak fail cebir veya tehdit kullandıktan sonra malı elinde olmayan sebeplerle alamadıysa yağma suçuna teşebbüs meydana gelecektir. Örneğin Ahmet elinde bıçağı ile Mehmet'e cebindeki paralarını vermesini yoksa kendisini elindeki bulunan bıçakla öldüreceğini söyledikten sonra polis siren seslerini duyması üzerine paraları alamaması sonucunda yağma suçuna teşebbüsten bahsedilecektir. Çünkü Ahmet paraları Mehmet'in elinden zorla alması için gerekli tüm eylemi gerçekleştirmiş ancak siren seslerini duyduğu için elinde olmayan sebeplerle suçu tamamlayamamıştır. Bu sebeple yağma suçu teşebbüs aşamasında kalmıştır.
Yağma Suçunda Etkin Pişmanlık
Yağma suçunda etkin pişmanlık verilecek cezanın miktarını azaltacak hallerdendir. Etkin pişmanlık kovuşturma başlamadan önce olabileceği gibi kovuşturma başlayıp hüküm verilinceye kadar geçen süreçte de kişi etkin pişman olabilmektedir. TCK'nın 150/1 maddesine göre: “Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.” bu düzenleme kovuşturma başlamadan önce suçu işleyen kişinin pişman olarak mağdurun zararını tazmin etmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu durumda verilecek cezanın üçte ikisine kadar indirim yapılacaktır. Örneğin Mehmet, Ali'nin elindeki paraları bıçağını göstererek zorla aldıktan sonra Ali "onlar benim ameliyat paramdı." demesiyle Mehmet'in pişman olmuştur. Mehmet Ali'den aldığı paraları geri verirse ve Ali Mehmet'i şikayet ederse, verilecek ceza Mehmet'in kovuşturma başlamadan gösterdiği etkin pişmanlığından ötürü verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
TCK'nın 150/2 maddesinde ise etkin pişmanlık eğer kovuşturma aşamasında yani iddianamenin kabulü ile hükmün verilmesine kadarki süreçte gerçekleşirse, verilecek cezanın yarısına kadar indirileceği düzenlenmiştir. Yukarıdaki örnekten devam edilecek olursa, Mehmet Ali'den zorla paralarını almış, Ali Mehmet'i şikayet etmiştir. Mehmet hakkında yağma suçundan iddianame düzenlenmiş ve kovuşturma aşamasına geçilmiştir. Mahkemede Mehmet suçunu itiraf etmiş ve pişman olduğunu, Ali'ye uğrattığı zararları gidermek istediğini söylemiştir. Bunun üzerine Mehmet TCK m.150/2'ye göre yağma suçundan verilecek cezanın yarısına kadarı indirilerek ceza verilecektir.
Yağma Suçunda Haksız Tahrik
Haksız tahrik hükümleri bir kişinin haksız fiil inden ötürü duyulan öfke veya üzüntü ile diğerinin o kişiye karşı suç işlemesidir. Yağma suçunda ise haksiz tahrik hükümleri uygulanmaz. Çünkü yağma suçu ancak bir kişiye borcunu ödememesi şeklinde haksız tahrik edilerek işlenebilir. Borcun ödenmemesi durumunda işlenen yağma suçunda ise tehdit veya kasten yaralama hükümleri uygulanır. Yargıtay'ın kararları da yağma suçunda haksız tahrik uygulanamayacağı yönündedir: Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 25.2.2016 tarihli ve E. 2013/28578, K. 2016/1307 sayılı kararında; “Sanıklar tarafından sanık ...′in alacağını tahsil amacıyla götürülüp tehdit ve darp edildiği, eylemin TCK′nın 150/2. maddesi delaletiyle 106/2-a,c kapsamında kaldığı dikkate alındığında, haksız tahrikten söz edilemeyeceği…” şeklinde ifade edilmiştir.
Yağma Suçunun Cezası Nedir?
Yağma suçunun cezası TCK m.148'e göre 6 aydan 10 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak bu suçun basit halidir. Yağma suçunun basit şekli 148. maddede düzenlenmişken, daha ağır cezayı gerektiren bazı özel halleri de bulunmaktadır. Bu haller TCK'nın 149. maddesinde sayılmıştır. Kanunda sayılan ve yağma suçunun daha ağır cezayı gerektiren hallerde fail hakkında verilecek ceza 10 yıldan 15 yıla kadar artmaktadır. Bununla beraber yağma suçunda kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri meydana gelirse yağma suçuyla birlikte ayrıca kasten yaralamaya ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Nitelikli Yağma Suçu Nedir?
TCK'nın 149. maddesinde nitelikli yağma suçu düzenlenmiştir. Bu haller daha ağır cezayı gerektiren hallerdir. Yağma suçunun;
a) Silahla işlenmesi hali
b)Kişinin kendisini tanınmayacak hale koyması suretiyle (örneğin maske takarak) işlenmesi
c)Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde,
e)Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı (örneğin bacaklarından engelli bir bireye karşı işlenmesi),
f)Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g)Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Yağma suçunun gece vaktinde işlenmesi halinde fail hakkında 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Yağma suçunda nitelikli halleri ayrıntılı olarak aşağıda açıklanmıştır. Bu haller yağma suçunda daha fazla cezayı gerektiren hallerdir.
1)Yağma Suçunu Silahla İşlemek
Silah kelimesinden ne anlaşılması gerektiği Türk Ceza Kanunun 6/1-f maddesinde belirtilmiştir. Buna göre Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler, anlaşılmalıdır.
Yağma suçunda suçu işleyen kişinin yanında sadece silah bulundurması bu nitelikli halden sorumlu tutulamaz. Yağma suçunu işleyen kişi silahı aynı zamanda korkutmak maksadıyla mağdura göstermesi gerekmektedir. Silah kullanılmadan silahı göstererek, korkutucu etkiden faydalanılmışsa nitelikli halden cezalandırılma yapılacaktır.
2)Kişinin Kendisini Tanınmayacak Hale Koyması Suretiyle İşlenmesi
Suçu işleyen kişi yağma suçunu işlerken dış görünüş olarak, teşhisini imkansız veya zor hale getirmişse, kendisini tanınamayacak hale sokmuşsa, hakkında yağma suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halinden cezalandırma yapılacaktır.
Kanunda bu nitelikli halin düzenlenmesinin sebebi mağduru korumak olup, mağdurun suçu işleyen kişi karşısındaki savunma imkanının azaltılmış olmasından ötürü ceza artırım yoluna gidilmiştir.
3)Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi
Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi, mağduru daha savunmasız kılacak ve mağdurun üzerinde yarattığı korku artacaktır. Kanun koyucu bu sebeple yağma suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halini daha ağır cezayı gerektirecek hal olarak düzenlemiştir. Failler yağma suçunu işlerken birlikte hareket etmelidirler. Bu sebeple azmettirme ve yardım etme gibi durumlarda nitelikli hal uygulanmayacaktır.
4) Yağma Suçunun Yol Kesmek Suretiyle ya da Konutta, İşyerinde veya Bunların Eklentilerinde İşlenmesi
Yol kesme, failin mağduru bekleyerek yağma suçunu işlemesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bununla birlikte yağma suçunu işleyen kişi tesadüfen yolda giderken suçu işlerse bu nitelikli halden cezalandırılmaz.
Yağma suçu Konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde işlenirse aynı zamanda konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşacaktır. Ancak burada yağma suçunu işleyen kişiye ayrıca bu suçtan ceza verilmeyecek, yağma suçundan verilecek ceza arttırılacaktır.
,
5) Yağma Suçunun Beden veya Ruh Sağlığı Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı İşlenmesi
Yağma suçu, yaşça küçük bir bireye, beden bakımından engelli kişilere, yaşlılara yönelik işlenirse bu kapsamda değerlendirilecektir.
6) Yağma Suçunun Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi
Yağma suçu suç örgütlerinin korkutucu gücüyle işlenmesi halinde mağdur korkacak, kendisini savunma imkanı normalden daha az olacaktır. Bu suç örgütünün gerçekte var olup olmaması önem taşımamaktadır. Gerçekte var olmayan suç örgütü korkutma maksatlı yağma suçu işlenirken kullanılırsa nitelikli halden ceza verilecektir.
7) Suç Örgütüne Yarar Maksadıyla İşlenmesi
Yağma suçunu gerçekte var olan suç örgütüne fayda sağlamak maksadıyla işlendiğinde daha ağır ceza verilecektir. Yağma suçunu işleyen kişinin bu suç örgütüne üye olup olmaması önem taşımamaktadır.
8) Gece Vakti İşlenmesi
Gece vakti TCK m. 6/1-e’de “güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi” olarak ifade edilmiştir. Yağma suçu bu zaman aralığında işlenirse gece vakti işlenmiş sayılacaktır.
Nitelikli Yağma Suçu Yargıtay Kararı
Yargıtay
6. Ceza Dairesi 2016/93 E. , 2019/332 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLÜ : ...
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm re'sen temyize tabi olmakla birlikte hükümlü savunmanı tarafından da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1) Hükümlü ... ve İbrahim İkiz tanınmamak için yüzlerine kadın çorabı takıp yanlarında ... olduğu halde, gece vakti mağdurun evine girip mağdurun el ve ayaklarını bağlayarak dolaşım özgürlüğünü ortadan kaldırdıktan sonra bir miktar parası, cep telefonu ve ziynet eşyalarını zorla alıp ayrıldıkları olayda;
Hükümlü ...’nin eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nin 499. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesi ile aynı kanunun 193/2. maddesi; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nin 149/1-b-c-d-h maddesinde anlamını bulan “Kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, gece vakti, konutta ve birden fazla kişi tarafından birlikte” nitelikli yağma, aynı kanunun 109/2, 109/3-b maddesinde anlamını bulan “Birden fazla kişi ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarını oluşturduğu dikkate alınarak; 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca önceki ve sonraki kanun hükümleri bir bütün halinde olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuç birbiri ile karşılaştırılarak sonucuna göre, lehe yasanın saptanmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
2) Kabule göre de;
a) Yağma suçunun işlenmesi sırasında silah kullanılmadığının anlaşılması karşısında uygulama koşulları bulunmayan 5237 sayılı TCK’nin 149/1. maddesinin (a) bendi ile uygulama yapılması;
b)Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nin 53/1.maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, uyarlama yargılamasında ilk hükümde verilen ceza miktarını geçmemek üzere kazanılmış hak olmayacağının gözetilmesine, 28.01.2019 oy birliğiyle karar verildi.
Yağma Suçunda Şikayetten Vazgeçme
Yağma suçu re'sen soruşturulan ve kovuşturulan bir suç olduğu için şikayet aranmamaktadır. Yağma suçunda suçun mağduru olan kişi şikayetten vazgeçerse bu savcıyı veya hakimi bağlamayacaktır. Mağdur şikayetten vazgeçse dahi soruşturmaya veya kovuşturmaya kalınan yerden devam edilecektir. Örneğin Ayşe, Mehmet tarafından yağmaya uğramıştır. Ayşe şikayet Mehmet'i şikayet ettikten sonra şikayetini geri çekse dahi Mehmet hakkında soruşturmaya veya kovuşturmaya devam edilecek, Ayşe'nin şikayetinin geri alınması hukuk aleminde hiçbir değişiklik yaratmayacaktır.
Ancak alacağı tahsil amacıyla işlenen yağma suçunda mağdur şikayetten vazgeçerse, kişi hakkında yargılama yapılmayacaktır. Çünkü alacağı tahsil amacıyla işlenen yağma suçunda kasten yaralama veya tehdit suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır. Kasten yaralama ve tehdit suçları şikayete tabi suç olup, yağma suçu alacağın tahsili amacıyla işlendiğinde bu hükümler uygulanacak ve mağdurun şikayetine bağlı kalınacaktır. Ancak kasten yaralama suçunun TCK m.86/3'te sayılan neticesi itibariyle ağırlaşmış halleri meydana gelirse bu durumda mağdurun şikayetten vazgeçmesi herhangi bir etki yaratmayacak, soruşturma veya kovuşturması durdurmayacaktır.
Yağma Suçunda İndirim Mümkün mü?
Kanunda yağma suçunu bir kişinin alacağını tahsil amacıyla işlemesi halinde daha az cezayı gerektiren tehdit veya kasten yaralama suçlarına ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için fail ile mağdur arasında gerçekten hukuksal bir ilişkiden kaynaklanan bir borç ilişkisinin mevcut olması gerekmektedir. Örneğin Ali'nin kendisine borcu olmasından ötürü Mehmet'e yönelik yağma eylemini gerçekleştirmesi sonucunda Mehmet hakkında tehdit veya kasten yaralamaya ilişkin hükümler uygulanacaktır. Ancak kumar borcundan ötürü bir kişiye yönelik yağma suçu işlenmesi halinde bu hüküm uygulanmayacak, kişi yağma suçuna ilişkin hükümler çerçevesinde yargılanacaktır.
Yağma suçunda malın değerinin az olması sebebiyle hakim cezada indirim yapabilecektir. Çünkü TCK'nın 150/2 maddesine göre “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” şeklindeki hükümle daha az cezayı gerektiren hal düzenlenmiştir. Örneğin yağma konusu eşya 1 TL ise hakim değerin azlığı sebebiyle cezayı üçte birden yarısına kadar cezada indirim yapılacaktır.
Yağma Suçunda Adli Para Cezası
Kasten işlenen suçlarda 1 yıl ve altındaki hapis cezaları, adli para cezasına çevirilebilmektedir. Burada hakimin hükmettiği hapis cezası 1 yıl veya 1 yılın altında olmaktadır. Yağma suçunda hakim kişiye iyi hal indirimi, Ceza Muhakemesi sürecinin avukat yardımıyla sağlıklı işlemesi sonucunda 1 yıl ve altında hüküm kurulabilecekken, bu hüküm adli para cezasına da çevrilebilmektedir.
Telefonla Yağma Suçu
Yağma suçu bir başkasına ait malın rızası dışında alınması ve mağdura malını alabilmek için cebir veya tehdit kullanmasının bir arada gerçekleşmesiyle oluşur. Bu açıdan telefonla yağma suçu mümkündür. Çünkü fail, mağduru telefonla arayarak, eğer banka hesabına belirli bir miktar para atmazsa vücut bütünlüğüne zarar vereceğini, evinden dışarı çıkamayacağı şeklinde tehdit etmesi sonucunda mağdurun parasını failin hesabına göndermesi sonucunda telefonla yağma suçu oluşacaktır.
Yağma Suçunda Uzlaşma Mümkün mü?
Uzlaşmaya tabi suçlar Ceza Muhakemesi Kanunun m.253/1'de sayılmıştır. Yağma suçu uzlaşmaya tabi suçlardan sayılmamıştır. Ancak alacağı tahsil amacıyla işlenen yağma suçunda tehdit veya kasten yaralamaya ilişkin hükümler uygulanacağı için uzlaştırma mümkün hale gelecektir. Çünkü kasten yaralama ve tehdit CMK m.253/1 düzenlemesine göre uzlaşmaya tabi suçlardandır.
Yağma Suçunda Tutuklama Kararı
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 100. maddesinde tutuklama için gerekli nedenler sayılmıştır. Bu nedenlerin varlığı halinde tutuklama kararı verilebilecektir. Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir.
a)Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı halinde
b)Delilleri yok etme, gizleme şüphesi varsa
Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe varsa tutuklama nedeni var sayılabilir. Bununla birlikte kanunda sayılan bazı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe varsa yukarıda sayılan tutuklama sebepleri var sayılabilir. Yağma sayılan bu suçlar arasındadır. Ancak yağma suçundan yargılanan bir kişiye verilen tutuklama kararlarında kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerinin varlığını, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu, adli kontrol uygulanmasının yetersiz kalacağını gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir.
Yağma Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) CMK m.231'de düzenlenmiş olup, sanığa yağmadan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için gereken şartlar:
1) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,
2)Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varılması,
3) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir.
Sanık kabul etmezse HAGB kararı verilmez. HAGB kararı verilen sanık 5 yıl süre ile denetime tabi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
Yağma Suçunda Beraat Kararı
CMK m 223/ 2'ye göre beraat kararı, yağma suçunun sanık tarafından işlenmediğinin ortaya çıkması, yağma suçunda sanığın kastının olmadığının tespit edilmesi, yağma suçunda suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması bu konuda şüphe bulunması sebebiyle şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraat kararı verilebilecektir.
Yağma Suçu Yargıtay Kararları
Yağma suçunun mağduru ihlal edilen hukuksal değerlerin sahibi olan kişi veya kişiler olmaktadır
“Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın zilyedin rızası olmadan cebir ve tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan yağma suçu, amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir veya tehdidin etkisiyle malın alınması veya teslimi sağlanması ile suç tamamlanır. Bu haliyle birçok hukuki değeri taşır.
Yağma suçundan korunan hukuki değerler; kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyettir.
Yağma suçu cürümlerinde iki ayrı suçtan; cebir ve/veya tehdit ve hırsızlık suçlarının birleşmesinden meydana gelmekte ise de yağma cürümü kendisini meydana getiren suçlardan tamamen bağımsız ayrı bir suçtur.
Yağma cürümleri birleşik suç niteliği gereği kendisini oluşturan normların korumak istedikleri hukuki değerlerin tümünü ortak bir şekilde korumakta bu değerlere zarar veren eylemlere tek ceza öngörmek suretiyle diğer normları korumaktadır.
Yağma suçunun mağduru bu suçun işlenmesi ile ihlal edilen hukuksal değerlerin (irade özgürlüğü, mülkiyet ve zilyetlik) sahibi olan kişi veya kişiler olmaktadır.
Eşya mülkiyeti kişiye değil bir kuruma, örneğin bankanın parasını koruyan görevliye tehdit veya zor kullanılıp alınırsa bu durumda mağdur, üzerinde cebir ve tehdit tatbik edilen kişidir, parası alınan kurum pasif suje değil suçtan zarar görendir.
Bir hakkın sujesi yalnız birey olabilir, devlet ve tüzel kişiler suçun işlenmesinde zarar görseler de suçun pasif sujesi olamazlar ancak görülen davaya müdahil olarak katılabilirler.
Hal böyle olunca;
Cebir ve tehdit ile mal varlığı değeri üzerindeki tasarruf özgürlüğü zorlanan kişi "Mağdur"; mağdur dışında irade özgürlüğü saldırıya uğrayan başka biri varsa o da "Suçtan zarar gören" olarak davada yer alabilecektir.” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 01.06.2020 tarihli, 2020/834 esas, 2020/1738 karar sayılı ilamı)
Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi yağma suçunda cebir sayılır
“...sanıkların kaçamaklı ikrar içeren savunmalarının katılanın olay günü kahvesine ilaç konulduğu iddialarını doğrulamakla beraber, olay tarihinden 20 gün geçtikten sonra katılandan alınan saç, idrar ve kan örneklerinin tahlili sonucu düzenlenen adli tıp raporunda, uyutucu veya uyuşturucu maddenin tespit edilememesinin, olay tarihi ile inceleme tarihi arasında uzun bir süre geçmesi göz önüne alındığında olağan olduğu dikkate alınarak; sanıkların eylemlerinin fikir ve eylem birliği içerisinde bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı TCK'nin 148/3. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 149/1-c ve d maddesi gereğince cezalandırılmaları gerektiği düşünülmeden, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı biçimde hüküm kurulması...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 29.06.2020 tarihli, 2020/1029 esas, 2020/2308 karar sayılı ilamı)
yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin (TCK 87) gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır
“Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; mağdur Yalçın Ö.’ün, oğlu olan sanık Ünal Ö. tarafından basit tıbbi müdahale ile giderilir nitelikte yaralanması şeklindeki eylemin yağma suçunun unsuru olduğu gözetilmeyerek, sanık hakkında hüküm kurulması...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 06.07.2020 tarihli, 2018/1836 esas, 2020/2492 karar sayılı ilamı)
Yağma suçunun silahla işlenmesi suçun nitelikli halini oluşturur
“Oluş ve dosya kapsamına göre; sanığın, yağma eylemini silahla ve konutta gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK’nin 149/1. madde ve fıkrasının (a) bendinin yanısıra (d) bendi ile de uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 01.07.2020 tarihli, 2020/1057 esas, 2020/2379 karar sayılı ilamı)
“Yağma suçunun silâhtan sayılan odun parçası ile işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 149. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile uygulama yapılması yerine, aynı Yasanın 148/1. maddesiyle uygulama yapılması...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 17.06.2020 tarihli, 2018/533 esas, 2020/1975 karar sayılı ilamı)
Yağma suçunun gece vakti işlenmesi suçun nitelikli halini oluşturur
“Oluş ve dosya kapsamına göre; sanığın, yağmaya kalkışma eylemini işyerinde ve gece vakti gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK’nin 149/1. madde ve fıkrasının (h) bendinin yanısıra (d) bendi ile de uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 01.07.2020 tarihli, 2018/3430 esas, 2020/2376 karar sayılı ilamı)
Yağmaya konu olan eşyaya zarar verilmesi halinde ayrıca mala zarar verme suçu oluşmaz
“Yakınana ait cep telefonunun yağmalanmasından sonra kırılması eyleminin, ayrı bir suç oluşturmayacağı düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 14.09.2020 tarihli, 2018/137 esas, 2020/2712 karar sayılı ilamı)
Yağma Suçunda Sanık zararı gidermişse etkin pişmanlık hükümleri değerlendirilmelidir
“Dosya içeriğine göre, suça konu cep telefonunun soruşturma aşamasında mağdura iadesinin sağlandığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında koşulları oluştuğu halde 5237 sayılı TCK'nin 168/3-1. cümlesinin uygulanmaması...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 14.09.2020 tarihli, 2018/996 esas, 2020/2703 karar sayılı ilamı)
“Dosyada mevcut 04/09/2013 tarihli kolluk tutanağına göre sanığın, mağdurdan aldığı sigara pakedini içinden 1 adedi eksik olmak üzere, soruşturma aşamasında rızaen kolluk görevlilerine teslim ettiği olayda; mağdura, kısmî iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakat edip etmediği sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 168. maddesinin uygulanma olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 08.07.2020 tarihli, 2018/518 esas, 2020/2597 karar sayılı ilamı)
“Sanığın yakalanarak ifadesine başvurulmak üzere karakola götürüldüğü sırada, görevlilerin kendisine cep telefonunu sorması üzerine katılana ait cep telefonunu kolluk görevlilerine teslim etmesi şeklinde gerçekleşen olayda; yağmalanan cep telefonunun kolluk görevlileri tarafından ele geçirileceği muhakkak olduğundan, etkin pişmanlık koşulları bulunmadığı gözetilmeden 5237 sayılı TCK'nin 168. maddesi ile hatalı uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 05.03.2020 tarihli, 2018/3012 esas, 2020/1108 karar sayılı ilamı)
Yağma suçunda zincirleme suç hükümleri uygulanamaz
“Yağma suçunun basit halinin 5237 sayılı TCK’nin 148.maddesinde; nitelikli halinin aynı Yasanın 149.maddesinde; daha az cezayı gerektiren halinin ise aynı Kanunun 150.maddesinde düzenlediği, TCK’nin 43/3.maddesine göre de, yağma suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağının açıkça belirlenmesi karşısında; sanık hakkında zincirleme suç hükümlerine yer verilerek yazılı şekilde uygulama yapılması...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 08.07.2020 tarihli, 2018/2972 esas, 2020/2566 karar sayılı ilamı)
“Yağma suçunun basit halinin 5237 sayılı TCK’nin 148. maddesinde; nitelikli halinin aynı Yasanın 149.maddesinde; daha az cezayı gerektiren halinin ise aynı Kanunun 150/1. maddesinde düzenlendiği, sanığın aynı alacağın tahsiline yönelik belli bir miktardaki parayı alabilmek amacıyla gerçekleştirdiği tehdit eylemlerinin bir bütün halinde tek suç oluşturduğu, somut olayda zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesiyle uygulama yapılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini...” (Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 24.02.2020 tarihli, 2017/1708 esas, 2020/763 karar sayılı ilamı)