DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ NASIL FESHEDİLİR
Devre tatil sözleşmesinin feshedilmesinden önce bu sözleşmeyi genel hatlarıyla inceleyip sonrasında konu anlatımında bulunmakta fayda vardır. Devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun
Devre tatil sözleşmesinin feshedilmesinden önce bu sözleşmeyi genel hatlarıyla inceleyip sonrasında konu anlatımında bulunmakta fayda vardır. Devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 50'nci maddesinde yer almakta olup toplam 11 fıkrada düzenlenmiştir. Uygulamada vatandaşlarımızın ve müvekkillerimizin sıklıkla uyuşmazlık yaşadığı konulardan birisi olan bu sözleşmeler hukukumuzda ilk kez 4077 saylı kanun ile düzenlenmiştir. 6502 sayılı kanunumuza göre devre tatil sözleşmesi; bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmeler olarak tanımlanmıştır. Devre tatilin konusunu belirli bir veya birkaç taşınmaz oluşturmakta olup sözleşme tatil amaçlı bir sözleşme olduğu için bu taşınmazın tatil yapmaya elverişli bir taşınmaz olması gerekmektedir. Devre tatil sistemi ile birden fazla kişiye sırayla belirli bir dönemle sınırlı olmak üzere kullanma hakkının bırakılması gerekmektedir. Hatta inşaat halindeki yerlerin de devre tatil sözleşmelerine konu olduğunu ve kişilerin inşaat halinde bulunan taşınmazlar için de devre tatil sözleşmesi yapabileceğini söyleyebiliriz. Devre tatil sözleşmesinin oluşturulabilmesi için bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânının sağlanmış olması gerekmektedir. Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması bu maddenin uygulanmasını engellemez. Devre tatile konu taşınmazın inşa edileceği arsa için yapı ruhsatı alınmadan tüketicilerle ön ödemeli devre tatil sözleşmesi yapılamaz (Bu durum ön ödemeli şekilde yapılan devre tatil sözleşmeleri için geçerli bir durumdur.). Uzun süreli tatil hizmeti sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye, belirlenen süre zarfında konaklamaya veya konaklama ile birlikte seyahat ya da diğer hizmetlerin beraber sunulduğu durumlara ilişkin indirim yahut diğer menfaatlerden faydalanma hakkı verilen sözleşmelerdir.
Tüketicilere aşağıdaki sözleşmelerin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmesi zorunludur:
a) Devre tatil sözleşmeleri
b) Uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri
c) Değişim sözleşmeleri
ç) Satıcı veya sağlayıcının, devre tatil veya uzun süreli tatil hizmetinin alınıp satılması hususunda tüketiciye yardımcı olduğu yeniden satış sözleşmeleri.
Mesafeli satış yöntemiyle kurulan sözleşmeler hariç olmak üzere satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin kendi el yazısıyla sözleşme tarihini yazmasını ve sözleşmeyi imzalamasını sağlamakla yükümlüdür. Yazılı veya mesafeli olarak kurulan bu sözleşmelerin bir nüshasının kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilmesi zorunludur. Daha ağır şekil şartları öngören kanun hükümleri saklıdır. Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, cayma süresi dolmadan satıcı veya sağlayıcı, tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez. Devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri ve bu sözleşmelerle birlikte düzenlenmiş olan yeniden satım, değişim ve ilgili diğer tüm sözleşmeler cayma hakkının kullanılması ile birlikte kendiliğinden sona erer. Tüketicinin ödeyeceği bedel, kısmen veya tamamen satıcı veya sağlayıcı ile kredi veren arasındaki anlaşmaya dayanılarak bir kredi veren tarafından karşılanıyorsa, tüketicinin sözleşmeden cayması ve buna ilişkin bildirimin cayma süresi içinde ayrıca kredi verene de yöneltilmesi hâlinde, bağlı kredi sözleşmesi de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona erer. Bakanlıkça projedeki devre sayısı ya da projenin toplam bedeli kriterlerine göre belirlenecek büyüklüğün üzerindeki projeler için satıcı veya sağlayıcının ön ödemeli devre tatile konu taşınmazın satışına başlamadan önce kapsamı, koşulları ve uygulama esasları Hazine Müsteşarlığınca belirlenen bina tamamlama sigortası yaptırması veya Bakanlıkça belirlenen diğer teminat veya şartları sağlaması zorunludur. Bina tamamlama sigortası kapsamında sağlanan tazminat, teminat ve benzeri güvenceler iflas veya tasfiye masasına dâhil edilemez, haczolunamaz, üzerlerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulamaz. Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir. Satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde edinimlerini iade eder. Devre tatil amaçlı taşınmazın ön ödemeli satışında devir ve teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemez.
Burada dikkat edilmesi gereken husus devre mülk ile devre tatil arasındaki bağlantıdır. Siz okuyucularımızın bu gibi durumlarda uzman bir avukata danışmasını ve davanın tüm aşamalarının takibinin alanında uzman bir tüketici avukatına teslim edilmesini tavsiye ederiz. Çünkü devre mülk 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenmiş iken, devre tatil 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun da düzenlenmiştir. Unutulmamalıdır ki, ayni bir hak sağlayan devre tatil sözleşmelerinin büyük bir bölümü devre mülk sözleşmesi kapsamında olup, devre mülk sözleşmelerinin de tatil amaçlı yapılması durumunda devre tatil sözleşmeleri ile aynı hükümlere tabi olacaktır.
Devre tatil, hukuki niteliği itibarıyla, karma sözleşmelerden kombine sözleşmeler gurubuna girmektedir. Kombine sözleşmeler, sözleşmenin taraflarından birinin kanunda yer alan birden çok sözleşmeye ilişkin denk kıymette edimler taahhüt ettiği, buna karşılık diğer tarafın tek bir edimi (çoğunlukla para borcunu) taahhüt ettiği sözleşme tipleridir. Sözleşme özgürlüğü içinde taraflar dilerlerse devre tatil, dilerlerse devre mülk niteliğinde sözleşme yapabilirler ve yasanın emredici kurallarına aykırı olmamak kaydıyla, bu sözleşmelerde ki edim ve karşı edimlerin yerine getirilmemesi durumunda, ifaya eklenen veya seçimlik ceza niteliğinde ceza koşulu da kararlaştırabilirler. (Yargıtay 13. Hukuk Genel Kurulu 2002/13-375E., 2002/406K.)
Devre tatil sözleşmeleri BK'nun 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme BK'nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmeleri devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından (hizmet, kira, vekalet, satış gibi) karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır.
Devre tatil sözleşmelerinde tüketici 14 gün içerisinde herhangi bir sebep göstermeden ve cezai şart ödemeden sözleşmeden cayma hakkını kullanabilir. Devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, cayma süresi dolmadan satıcı veya sağlayıcı, tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez. Devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri ve bu sözleşmelerle birlikte düzenlenmiş olan yeniden satım, değişim ve ilgili diğer tüm sözleşmeler cayma hakkının kullanılması ile birlikte kendiliğinden sona erer. Burada önemli olan husus cayma hakkının ne zaman başlayacağı hususudur. Cayma hakkı, sunulan hizmetin tüketici tarafından tecrübe ve muayene edildiği tarihten itibaren 14 gün içinde sebep gösterilmeden ve cezai hukuki sorumluluk doğmadan kullanılabilir. Görüleceği üzere 14 günlük sürenin başlangıcı tüketicinin hizmeti tecrübe ve muayene etme anıdır. Tüketicinin sözleşmeden cayma hakkının bulunması sözleşmeden dönme ya da sözleşmeyi feshetme hakkını ortadan kaldırmamakta olup tüketici, koşulların gerçekleşmesi halinde sözleşmeden dönebileceği gibi sözleşmeyi feshedebilir. Cayma hakkının kullanılması ile birlikte sözleşme sona ermiş olur. Bozucu etki yaratan cayma hakkı ile birlikte sözleşme baştan itibaren hükmünü kaybedeceğinden taraflar birbirlerinden aldıklarını iade ile yükümlüdürler. Cayma hakkının varlığı hususunda tüketicinin bilgilendirilmesi gerekmekte olup, tüketicinin bilgilendirildiği hususunu satıcının ispat etmesi gerekmektedir.
T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ONÜÇÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2017/ Karar : 2017/ Tarih : 2017
İSTEM: Davacı, davalı ile aralarında 15/09/2007 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını ve davalının kendilerine 51 ve 52. haftaları kiralamayı taahhüt ettiğini, ancak kendilerinin tatil yapmayı düşünmediklerini ve bir hafta içerisinde davalı şirketi arayarak cayma hakkını kullanmak istediklerini bildirdiklerini, davalı tarafından taleplerinin işleme alındığının bildirildiğini, sonrasında birçok kez davalı şirketin aramalarına rağmen ulaşılamadığını, en sonunda da davalı tarafça cayma süresinin geçtiğinin bildirildiğini belirterek, sözleşmenin feshini, icra baskısı altında davalıya ödenen 7.438 Euro ve cebri icra ile tahsil edilen 1.805,83 TL bakım aidatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı, sözleşmenin 2007'de yapıldığını fakat davanın 2017'de açıldığını, 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, sözleşme imzalanırken davacı tarafça tecrübe ve muayene edildiğinin beyan edildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN : Davacı, istinaf talebinde bulunmuştur.
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin bitiş tarihinin 21/06/2017 tarihi olduğunu, 99 yıl gibi uzun bir süre sözleşme yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, mahkemece tanıkların dinlenmediğini ve delillerin değerlendirilmediğini, kendilerinin hiçbir zaman şirket tesislerine gitmediğini ve belirtilen haklardan faydalanmadıklarını, İlk Derece Mahkemesinin eksik inceleme yaptığını, Belediye ve ilgili kurumlardan yapı kullanma izninin bulunup bulunmadığının yeterince araştırılmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 15/09/2007 tarihli devre tatil sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sözleşme muayene ve tecrübe etmeye dayalı bir sözleşme olup, cayma hakkının başlaması ancak satılan devre tatilin muayene ve tecrübe ile edilmesi ile mümkündür. Muayene ve tecrübe edilmediği müddetçe cayma hakkı askıdadır ve davacı süreye bağlı olmaksızın sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Davalı taraf, davacının söz konusu devre tatili tecrübe ettiğini, kullandığını ispatlamayamamıştır. Bu durumda davacının cayma hakkının geçerli olduğu ve sözleşmenin davacının talebi gereğince feshigerektiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesinin aksi yöndeki kararı usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, davacının ödediği 7.438 Euronun ve 1.805,83 TL aidat ödemesinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İzmir 1. Tüketici Mahkemesinin 03/07/2017 Gün ve 2017/183 Esas, 2017/651 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacının davasının KABULÜNE, taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, davacı tarafından ödenen 7.438 Euro'nun dava tarihinden itibaren başlayacak şekilde ve yasal faiz oranlarını geçmemek üzere devlet bankalarınca Euro cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faizi ile, 1.805,83 TL aidat bedelinin ise dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı harçtan muaf olup, harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan toplam yargılama gideri olan 258,00 TL'nin davalı ..NŞ TURZ SAN VE TİC A.Ş' den alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre belirlenen 3.715,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı .. İNŞ TURZ SAN VE TİC A.Ş tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa talep halinde iadesine,
9-İstinaf talebinde bulunan davacı tüketici harçtan muaf olup, harç alınmasına yer olmadığına,
10-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan 11,00 TL tebligat gideri, 23,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 34,80 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde .... tarihinde, oy birliği ile kesin olarak karar verildi.