Telefonda Hakaret ve Tehditin Cezası | Mil Hukuk & Danışmanlık

Telefonda Hakaret ve Tehditin Cezası
  • Anasayfa
  • Telefonda Hakaret ve Tehditin Cezası

Telefonda Hakaret ve Tehditin Cezası

Telefonda hakaret ve tehdidin cezasına ilişkin hususlar Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre tehdit 106. maddede hakaret ise 125. maddede düzenlenmiştir. Bu tür bir suç isnadıyla karşılaşan kişiler hem soruşturma aşamasını hem de kovuşturma

Telefonda Hakaret ve Tehditin Cezası

Telefonda Hakaret ve Tehdidin Cezası

Telefonda hakaret ve tehdidin cezasına ilişkin hususlar Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre tehdit 106. maddede hakaret ise 125. maddede düzenlenmiştir. Bu tür bir suç isnadıyla karşılaşan kişiler hem soruşturma aşamasını hem de kovuşturma aşamasını savunma avukatı ya da ceza avukatı olmadan kendisi de yürütebilir. Ancak bu tür suçlarda hürriyeti bağlayıcı ceza alma ihtimali ile karşılaşma olasılığı yüksek olduğundan dolayı savunma avukatı ya da ceza avukatı vasıtası ile savunmaların yapılması tavsiye olunur. Zira ceza alınması durumunda kişi hürriyeti bağlayıcı bir ceza almanın yanında memuriyeti veya asker, polis, bekçi olmak istiyorsa bu talepleri de zora girebilecektir.

Nitekim 106. madde;

"Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir."

şeklinde düzenlenmiştir.

125. madde ise 

"Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5)  Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır."

şeklinde düzenlenmiştir. 

Hakaret Suçu Şikayete Tabidir

Hakaret suçu soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçtur. Türk Ceza kanununa göre hakarete uğrayan kişi bu şikayetini 6 ay içerisinde yapmak zorundadır. Şikayet hakkı ise yani 6 aylık süre, hakarete uğrayan kişinin fiili ve failin kim olduğunu öğrendiği ya da bildiği günden başlamaktadır. Bu suçta suçtan zarar gören yani hakarete uğrayan kişinin şikayetinden sonradan vageçmesi durumunda dava düşer. Ancak hükmün kesinleşmesinden sonra hakarete uğrayan kişi şikayetinden vazgeçer ise bu durum failin cezasının infazına engel olmaz.

Mağdur, hakarete uğrayan kişi; şikayet etmeden önce ölürse  ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından da şikayette bulunulabilir.

Ayrıca kamu görevlisine hakaret ile cumhurbaşkanına hakaret suçu kovuşturulması ve soruşturulması şikayete tabi olmayan 

 

Hakaret Mağduru Ne Yapmalıdır

Hakaret mağduru hakaret uğradığından itibaren 6 ay içerisinde hakaret eden kişiyi kolluk kuvvetlerine ya da cumhuriyet başsavcılığına bildirmelidir. Bu bildirimin ardından şikayet koşulu gerçekleşmiş olur. Hakarete uğrayan kişi delilleriyle birlikte şikayetini yapmalı ve hakaret eden hakkında Cumhuriyet Başsavcılığından iddianame düzenlenmesini sağlamalı şikayete ilişkin hususların takibini yapmalıdır. Bu hususta ceza avukatından profesyonel hizmet alınması tavsiye olunur.

Ayrıca hakarete uğrayan kişi hakarete ilişkin kişilik hakları salıdırya uğradığı gerekçesiyle manevi tazminat davası da açabilir.

Telefonda Hakaret Suçunun Cezası

Hakaret suçunun cezası üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Bu cezanın tayinini hakim yapacağı inceleme ve vicdani kanaati ile gerçekleştirecek ve hükmünü de buna göre verecektir. Mahkeme hükmünün gerekçeli olması şarttır.

Hakaret Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Hakaret suçunun işlenmesi sonrasında yargılama aşamasında hakim hakaret suçu nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağını isteyip istemediği hakkında sanığa soru yöneltir. Sanık bu soruya olumlu cevap verir ve Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinde yer alan hususlar da gerçekleşmiş ise sanık hakkında açılanacak hüküm geri bırakılır ve sanık 5 yıl içinde yeni bir suç işlemezse açıklanması geri bırakılan hüküm düşer. Böylece kişi hiç suç işlememiş gibi bir duruma gelir.

Hakaret suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için şu hususların gerçekleşmesi şarttır;

  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,
  • Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
  • Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

gerekir. 

Sanık hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmez ise mahkeme kendiliğinden hükmün açıklanmasını geriye bırakamaz. 

Hakaret Suçunda Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma

Hakaret suçunun işlenmesi halinde mahkeme sanık hakkında Türk Ceza Kanunu 53. maddenin uygulanmasına da karar verir. Buna göre hakaret suçundan dolayı cezalandırılan şahıs ayrıca 53. maddedeki yaptırımlar ile de karşılaşacaktır.

Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak;

  •             a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
  •             b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,
  •             c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
  •             d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
  •             e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

            Yoksun bırakılır.

Ancak unutulmamalıdır ki hakaret suçunu işleyen ve fakat hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen kişiye belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararı verilemeyecektir. 

Hakaret Suçunda Hakim Cezayı Nasıl Belirler

Hakaret suçunda hakim cezayı belirlerken somut olayın;

  • a) Suçun işleniş biçimini,
  • b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
  • c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
  • d) Suçun konusunun önem ve değerini,
  • e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
  • f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
  • g) Failin güttüğü amaç ve saiki,

            Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.

Hakaret Suçunda Hakim Takdiri İndirim Yapar mı

Hakaret suçunda hakim takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususları göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir. Hakim hakaret suçunda vereceği cezayı takdiri indirim yaparak 6/1 ine kadar indirir.

 

Telefonda Hakaret ve Tehdit Yargı Kararları

Yargıtay
15. Ceza Dairesi    
2019/10507 E. 
2020/1459 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma, hakaret
HÜKÜM : 1-)TCK' nun 155/1, 43/1, 62, 52/2, 52, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
2-)TCK 125/1, 62, 52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet

Güveni kötüye kullanma ve hakaret suçlarından sanığın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Katılan ile 2012 yılında tanışan sanığın telefon ile katılan ile görüştüğü, sanığın 26/11/2012 tarihinde katılanın yanına giden sanığın görüşme yapmak bahanesiyle katılandan cep telefonunu aldığı ancak katılana iade etmediği, bilahare 03/12/2012 tarihinde katılan ile tekrar görüşen sanığın her iki telefonu da birlikte iade edeceğini söyleyerek başka cep telefonunu aldığı, ancak bu telefonu da katılana iade etmediği, sanığın katılana telefonda hakaret ettiği, sanık savunmasında telefonda konuşurken katılan ile yer yer karşılıklı olarak hakaret ettikleri yönünde beyanda bulunduğu, bu şekilde hakaret suçunu ikrar etmek suretiyle atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;

1-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
04.04.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3000TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanık hakkında hakaret suçundan dolayı tayin edilen 1500 TL adli para cezasına ilişkin hükmün cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince sanığın temyiz isteminin REDDİNE,

2-Sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın eylemin hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamında kalan ve TCK'nın 155/1 maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşıldığından, uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdir ve tayini zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay
18. Ceza Dairesi 
2019/6276 E.  
2019/12396 K.

"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ...'ın mahkumiyetine dair Ankara Batı 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2017/301 esas, 2018/858 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06/05/2019 gün ve 45085 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 12/12/2016 tarihli ve 2015/17580 esas, 2016/19026 sayılı ilamında, “TCK'nın 125/1. maddesi uyarınca, gıyapta hakaret suçunun en az üç kişi ile ihtilat edilerek işlenmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, sanığın müşteki Birgül’ün eşi olan müşteki...’ın telefonuna mesaj göndererek hakaret etmesi biçimindeki eyleminde ihtilat unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyet kararı verilmesi...hükmün bozulmasına” şeklinde belirtilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "...Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir" şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanığın üzerine atılı hakaret suçunu müştekinin gıyabında müştekinin teyzesi ...'e mesaj göndermek suretiyle işlemesi ve en az üç kişiyle ihtilat etmemesi karşısında, sanığın eyleminin yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.

Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.

İnceleme konusu somut olayda; sanığın müştekinin teyzesi tarafından kullanılan telefona müştekinin gıyabında hakaret içeren mesajlar gönderdiği, müştekinin teyzesi tarafından bahse konu mesajların müştekiye gösterilmesi suretiyle müştekinin haberdar olarak şikâyetçi olduğu, yapılan yargılama neticesinde sanığın hakaret suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesin nitelikte olduğu anlaşılmıştır.

Hakaret suçunun huzurda işlenmesinin en tipik örneği, fiilin mağdurun yüzüne karşı işlenmesidir. Fail, bu durumda hareketi doğrudan öğrenir. Suçun huzurda işlenmiş olması mutlaka fail ile mağdurun fiilin işlendiği sırada yüz yüze olmasını gerektirmez. Şayet fail, fiili işlediği sırada mağduru hedef alan hakaretinin mağdur tarafından da doğrudan algılanabileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda da suç huzurda işlenmiş sayılacaktır.

Hakaret suçunun huzurda işlenmemesine rağmen, Kanun tarafından huzurda işlenmiş gibi cezalandırılan hali ise, ileti yoluyla yapılan hakarettir. TCK’nın 125/2. maddesinde, “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” demek suretiyle, tahkir edici nitelikteki fiilin, ileti yoluyla mağduru hedef alması durumunda failin huzurda hakaret etmiş gibi cezalandırılacağı belirtilmiştir. Buna göre, hakaret içeren bir mektup, telefon konuşması veya yazılı bir mesaj huzurda söylenmiş gibi cezalandırılacaktır.
İleti yoluyla hakarette, failin kullandığı vasıtalar ile mağduru hedef aldığını bilmesi ve mağdur tarafından bu fiilin öğrenileceğini istemesi gerekir. Şayet ileti mağdurdan başka birisine gönderilmiş ancak tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmiş ise, huzurda hakaret suçu oluşmayacaktır. Zira, fail mağdurun hakareti öğrenmesi kastıyla hareket etmemiştir.
İleti yoluyla hakaretin, huzurda hakaret gibi cezalandırılabilmesi için sanığın iletilme kastı ile hareket etmesi gerekir. Sanığın, müştekinin gıyabında teyzesine ait telefona hakaret içerikli mesajlar gönderdiği, müştekinin teyzesinin müştekiye bahse konu mesajları göstermesi üzerine müştekinin mesajları öğrenerek şikayetçi olduğu, bu suretle sanığın iletme kastıyla hareket etmediği anlaşılmakla sanığın hakaret suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Ankara Batı 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2018 tarihli ve 2017/301 esas, 2018/858 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
3- Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 17/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay
18. Ceza Dairesi  
2018/5046 E. 
2018/14464 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;

1- Hakaret suçunun huzurda işlenmesinin en tipik örneği, fiilin mağdurun yüzüne karşı işlenmesidir. Fail, bu durumda hareketi doğrudan öğrenir. Suçun huzurda işlenmiş olması mutlaka fail ile mağdurun fiilin işlendiği sırada yüz yüze olmasını gerektirmez. Şayet fail, fiili işlediği sırada mağduru hedef alan hakaretinin mağdur tarafından da doğrudan algılanabileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda da suç huzurda işlenmiş sayılacaktır.

Hakaret suçunun huzurda işlenmemesine rağmen, Kanun tarafından huzurda işlenmiş gibi cezalandırılan hali ise, ileti yoluyla yapılan hakarettir. TCK’nın 125/2. maddesinde, “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” demek suretiyle, tahkir edici nitelikteki fiilin, ileti yoluyla mağduru hedef alması durumunda failin huzurda hakaret etmiş gibi cezalandırılacağı belirtilmiştir. Buna göre, hakaret içeren bir mektup, telefon konuşması veya yazılı bir mesaj huzurda söylenmiş gibi cezalandırılacaktır.
İleti yoluyla hakarette, failin kullandığı vasıtalar ile mağduru hedef aldığını bilmesi ve mağdur tarafından bu fiilin öğrenileceğini istemesi gerekir. Şayet ileti mağdurdan başka birisine gönderilmiş ancak tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmiş ise, huzurda hakaret suçu oluşmayacaktır. Zira, fail mağdurun hakareti öğrenmesi kastıyla hareket etmemiştir. Bu durumda fail ancak ihtilat kastıyla hareket etmiş ve şartları oluşmuş ise, gıyapta hareket suçundan cezalandırılabilecektir.

İleti yoluyla hakaretin, huzurda hakaret gibi cezalandırılabilmesi için sanığın iletilme kastı ile hareket etmesi gerekir. Tanık ...'ın evine haciz işlemine gelinmesi üzerine köy muhtarı olan sanığı aradığı, konuşma sırasında sanığın icra müdürü olan mağdura hitaben "ben o icra müdürünün a.."diyerek telefonda hakaret ettiği olayda, telefondaki konuşmanın mağdura iletilme ve ihtilat kastıyla hareket edildiğine dair her türlü şüpheden uzak ve kesin delillerin neler olduğu açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,

2- Kabule göre de ,
a- Hakaret suçunun, telefonda işlendiği, bu itibarla aleniyet unsurunun koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanması,
b- CMK'nın 231/11. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi,

c- Seçimlik hapis cezasının, TCK'nın 50/2. maddesine aykırı olarak adli para cezasına çevrilmesi,
Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay

18. Ceza Dairesi    
2017/5489 E. 
2018/7427 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ile gerekçe içeriğine göre ve uzlaştırma kapsamında bulunan TCK'nın 106/1. maddesinin ikinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçu ile aynı Kanunun 125/1. maddesi kapsamındaki hakaret suçundan, soruşturma aşamasında usulünce uzlaşma teklifinde bulunulduğu, ancak tarafların bu teklifi reddettiklerinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;
1-Sanığın, telefonda katılanlara hakaret ve tehditte bulunduğu iddiasına konu olayda, katılan ...'e küfür ettiğine dair ikrarı dışında, adı geçen katılana yönelik tehdit ve katılan ...'e karşı hakaret ve tehdit suçlarını işlediğini gösteren, katılanların iddiası dışında, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet hükümleri kurulması,

2-Katılan ...'in kolluk ifadesinde, sanığın kendisine telefonda hakarette bulunduğunu belirtmesinin akabinde, “...bu şahıs daha önceki zamanlarda da beni ara sıra arayıp “seni Sandıklı'ya girmez edeceğim, adını o...u diye çıkaracağım, siz hepiniz o...sunuz, sizin hepinizin a...a koyacağım” diye tehdit ve hakaret ediyordu...” şeklinde beyanda bulunmasına karşın, Mahkemece, sanığın iddia edilen bu sözlerinin, olay akşamı katılanların sanıkla yapmış oldukları telefon görüşmesi sırasında söylendiğinin kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, iddia edilen ve zamanı tespit edilmeyen bu sözlerin, sanık tarafından katılan ...'e karşı sarf edildiği hususunda somut delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmada hükümlülük kararı verilmesi,

3-Sanıkla katılan ... arasında yapılan telefon görüşmesi sırasında, katılanın sanığa, “...Afyon'a gel konuşalım...” demesinin ardından, sanığın katılana, “...ben ne geleceğim sen Sandıklı'ya gel...” biçiminde söz söylemekten ibaret eyleminde, sanığın katılanla konuşmak için yer belirtmesinin, tehdit suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması,

4-Kabule göre de;
a-Sanığın aşamalarda, katılan ...'in telefonda kendisine küfür ettiğini savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında, hakaret suçundan TCK'nın 129, tehdit suçundan da aynı Kanunun 29. maddelerinin uygulanma imkanının tartışılmaması,

b-TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin, 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Ceza Avukatı Hukuki Değerlendirme

Ceza avukatı olarak telefonda hakaret ve tehditin ispatlanması için yapılması gerekenler yapılmalı, müşteki vekili olunduğunda ayrı şüpheli ya da sanık müdafii olunduğunda ise ayrı savunma ve ifadelerle müvekkile tam bir hukuki destek sağlanmalıdır. Nitekim CMK ve TCK maddelerine istinaden yapılması gereken olayların tam bir incelenmesi sağlanmalı savcılık makamına ve mahkemeye savunmalar ile yön verilmelidir. Telefonda hakaret ve tehdit suçunun oluşup oluşmadığı kanunun aradığı maddi ve manevi unsurların gerçekleşip gerçekleşmediği suçun sübut bulup bulmadığı net bir şekilde ortaya konulmalıdır.

1