
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçu Türk Ceza Kanununun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı 9. bölümünde düzenlenmiştir. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu 135. maddede düzenlenmiş olup

İçindekiler
- 1.1 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Genel Bilgi
- 1.2 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunu Korunan Hukuki Değer
- 1.3 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Hukuki Konusu
- 1.4 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Faili
- 1.5 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Mağduru
- 1.6 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Maddi Unsurları
- 1.7 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Manevi Unsurları
- 1.8 Kişisel Verilerinin Kaydedilmesi Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru
- 1.9 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Teşebbüs
- 1.10 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Içtima Hükümleri
- 1.11 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Cezası
- 1.12 Kişisel Verilerin Kaydedilemsi Suçunda Cezayı Ağırlaştıran Nedenler
- 1.13 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Etkin Pişmanlık
- 1.14 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Adli Para Cezasına çevrilmesi
- 1.15 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
- 1.16 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda şikayet ve Zamanaşımı Süresi
- 1.17 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Uzlaşma
- 1.18 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Cezasının Ertelenmesi
- 1.19 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Devlet Memurluğuna Etkisi
- 1.20 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Görevli Mahkeme
- 1.21 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Maddi ve Manevi Tazminat
- 1.22 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu şikayet Dilekçesi örneği
- 1.23 Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Yargıtay Kararları
- 1.24 Ceza Avukatı Hukuki Değerlendirmesi
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu (TCK m.135)
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Genel Bilgi
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçu Türk Ceza Kanununun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı 9. bölümünde düzenlenmiştir. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu 135’inci maddede düzenlenmiş olup kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesini cezalandırmaya yönelik ve kişilerin özel hayatları ile kişisel verileri üzerindeki haklarını koruyan bir hukuki normdur. Zira bilişim teknolojileri karşısında kişisel bilgilerin sınırsız bir şekilde toplanması, kullanılan ve devredilen bireyin korunması hukuki bir zorunluluktur.
Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kişinin cezalandırılacağını ve kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin verilerin kaydedilmesi durumunda ise verilecek cezanın arttırılacağını düzenleyen Türk Ceza Kanunun 135. maddesinde suçun konusunu kişisel veriler teşkil eder.
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde kayda alınması gerekmektedir. Kişinin rızası ile kendisiyle ilgili bilgilerin kayda alınmasının suç oluşturmayacağı bir gerçektir. Belirli nitelikteki kişisel verilerin kayda alınması kanun hükmünün gereği olarak yapılmaktadır. Bu sebeple çeşitli kamu kurumlarında verilen kamu hizmetinin gereği olarak kişilerle ilgili bazı bilgiler ilgili kanun hükümlerine istinaden kayda alınmaktadırlar. Bu durumda kişisel verilerin kaydedilmesi suçu oluşmayacaktır.
Kişisel verilerle ilgili düzenlemelerin kaynağı İlk olarak Avrupa konseyi bünyesinde hazırlanan Türkiye’nin de 28 Ocak 1981 tarihinde de imzalayarak taraf olduğu 108 sayılı “ kişisel nitelikteki verilerin otomatik işleme tabi tutulması karşısında şahısların korunmasına dair Sözleşme” dir. Söz konusu sözleşmeyle hem kamu hem de özel sektör tarafından işlenen veriler korunmakta, her taraf ülkede Uyruğu ve ikametgahı ne olursa olsun gerçek kişilerin temel hak ve özgürlüklerini ve özellikle kendilerini ilgilendiren kişisel nitelikteki verilerin otomatik bilgi işleme tabi tutulması karşısında özel yaşam alanlarını güvence altına almayı amaçlanmıştır. Kişisel verilerin korunmasına yönelik olarak önemli diğer uluslararası metin ise Avrupa birliği bünyesinde hazırlanan ve 24 Ekim 1009 95 yılında kabul edilen kişisel verilerin korunması yönergesidir. Ülkemizde kişisel verilerin korunmasına yönelik ilk özel düzenleme ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile yapılmıştır. Zira 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanununda 135 ve 136. maddelerinde kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, başkalarına verilmesi, yayılması ve ele geçirilmesi fiilleri ile 138. maddesinde düzenlenen kişisel verilerin yok edilmemesi fiilleri suç olarak düzenlenmiştir. İkinci önemli düzenleme ise Anayasamızın 20. maddesinde 2010 yılında eklenen üçüncü fıkradır. Söz konusu fıkra ile herkese kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı tanınmıştır. Sonrasında ise 2016 yılındaki Kişisel verilerin korunması kanunu ile kişisel verilerin ne olduğu ile gerçek ve tüzel kişilerin kişisel verilerin korunmasındaki yükümlülükleri ile usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu ayrı bir suç olduğundan özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, verileri yok etmeme suçlarından bağımsızdır ve meydana gelen ihlallerde kişisel verilerin kaydedilmesi suçu ile birlikte diğer suçların oluşup oluşmadığı da irdelenmektedir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunu Korunan Hukuki Değer
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu Türk ceza kanunun “özel hayatı ve hayatın gizli alanına karşı suçlar “başlıklı bölümünde yer aldığı gibi 1982 Anayasasında kişisel verilerin korunması hakkına “ özel hayatın gizliliği” kapsamında yer verildiğinden dolayı söz konusu suç tipi ile korunan hukuki değer bireyin özel hayat hakkıdır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Hukuki Konusu
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun hukuki konusunu kişisel veriler oluşturmaktadır. Kişisel veri en basit tanımıyla, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişi ile ilgili her türlü bilgi olarak ifade edilmektedir. Kişisel veri hakkında yapılan tanım bu şekilde olmakla birlikte bu verilerin neler olduğu konusunda Türk Ceza Kanunda ve 6698 sayılı kanunda herhangi bir sayım yapılmamıştır. Suçun konusunu oluşturan verinin kişisel veri niteliğinde olması önemli olup kişisel veriyi kişisel olmayan veriden ayırabilmek suçun konusu hakkında yol gösterici olacaktır. Bu kapsamda kişisel veriden söz edebilmek için elde edilen verilerin gerçek kişiye ilişkin olması ve bu kişinin de belirli veya belirlenebilir nitelikte olması gerekir. Yani bir bilgi herhangi bir gerçek kişi ile ilişkiliyse ve o kişiyi tanımlıyabiliyorsa kişisel veri olarak kabul edilmelidir. Kişisel Veri Örneklerini; Kişinin kimlik bilgileri, Fiziksel özelliklerine ilişkin bilgiler sosyal kişiliği ile ilgili bilgiler, ticari yaşamıyla ilgili bilgiler, kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri olarak ifade edebiliriz.
Kişisel veri nedir sorusunun detaylı cevabı için Kişisel Verilerin Korunması Ve Şirketlerin Yükümlülükleri başlıklı makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Faili
Kişisel verilerin kaydedilmiş suçunun faili herhangi bir kimse olabilir. Nitekim kanunda suçun faili hususunda herhangi bir özellik aranmamıştır. Ancak suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki ve görevi kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi durumunda cezada artırım yoluna gidilecektir.
BUNU DA BİL; Memuriyete engel suçlar için memuriyete engel suçlar nelerdir? başlıklı videomuzu izlemenizi tavsiye ederiz.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Mağduru
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun mağduru da yine failde olduğu gibi herhangi bir kimse olabilir. Burada dikkat etmemiz gereken husus, suçun konusunu oluşturan kaydedilen kişisel veriler ile ilişkili olup bu verilerin gerçek kişiye ait olması gerekliliğidir. Tüzel kişilere ait veriler bu suçun konusunu oluşturamayacağından dolayı tüzel kişiler suçun mağduru ya da zarar göreni olamazlar.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Maddi Unsurları
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için kişisel verilerin kaydedilmesi gerekir. Suç, sırf hareket suçu olup suç neticesi harekete bitişik olduğundan kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi ile tamamlanmaktadır. Kaydetmek kavramını; kişiye ait bilgilerin bir yere yazılması, saklanması veya koruma altına alınması şeklinde ifade edebiliriz. Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak nereye ya da ne şekilde kayıt edilmiş olduğu suçun oluşması yönünden önemsizdir. Kanun metninde her ne kadar kayıt işleminin bir kayıtla yapacağı yönünde bir düzenleme olmasa da kişinin verileri okuyarak ya da dinleyerek hafızasına alması ya da ezberlemesi kaydetmek olarak nitelendirilenmeyeceğinden bu suçun oluşmasına vücut vermez. Kişisel verilerinin kaydedilmesi suçu sırf hareket suçu olduğu için kaydetme fiili dışında ayrıca bir neticenin meydana gelmesi aranmamakta, suçun soyut tehlike suçu olması sebebiyle de bu kaydetme fiili nedeniyle verinin ya da veri sahibinin zarar görmesi aranmamaktadır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Manevi Unsurları
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için failin kastı aranmaktadır. Yani bu suç ancak kasten işlenebilir. Failin kasten hareket ettiğini söyleyebilmek için onun kaydettiği bilginin başkasına ait olduğunu bilmesi gereklidir. Failin başkasına ait kişisel verileri ne maksatla, hangi amaçla kaydettiğinin suçun manevi unsuru yönünden herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Kişisel Verilerinin Kaydedilmesi Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için daha öncesinde dile getirdiğimiz üzere kaydetme fiilin hukuka aykırı olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Zira söz konusu maddenin düzenlenmiş şeklinde de kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi gerektiği açıkça ifade edilmiştir. Bu kapsamda kaydetme eylemini hukuka uygun hale getiren herhangi bir sebebin bulunması halinde failin fiili hukuka aykırı olmayacaktır ve fail cezalandırılmayacaktır. Buna göre kişisel verilerin kaydedilmesi suçu bakımından kanunun öngördüğü haller ile kişinin rızası hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilmektedir.
Kanunun öngördüğü halleri; Kişisel verilerin kaydedilmesi fiilinde kanun hükmünün yerine getirilmesi ilk akla gelen hukuka uygunluk sebebi olduğunu söyleyebiliriz. Zira Kanun hükmünü yerine getiren kimse esasen bir görevi ifa etmekte bu nedenle de görevin ifası açısından yapmış olduğu fiil hukuka uygun olarak kabul edilmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken kanun hükmünün icrasında, kanunun çizdiği sınırın aşılması gerekliliğidir. Kanunun izin verdiği haller hususunda birkaç örnekleme yapacak olursak; 6698 sayılı kanunun beşinci maddesinde kişisel verilerin işlenmesi şartları başlığı altında kişisel verilerin hangi hallerde işlenebileceği belirtilmiştir. Kanunun ilgili maddesi kapsamında kişinin rızası olmadan da kişisel verilerin işlenebileceği sayıldığından dolayı bu verilerin işlenmesi bu suçun oluşumuna vücut vermeyecektir. Bunun yanı sıra özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde; bir suç ilişkin ilişkin delil elde etme amacıyla şüpheli, sanık veya diğer kimseleri belli koşullarda beden muayenesini yapılmasına ve bu kişilerden kan veya benzeri biyolojik örneklerle, saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınmasına ve bu şekilde elde edilen örnekler üzerinde moleküler genetik inceleme yapılmasına izin verilmektedir. (CMK 75, 76, 77, 78) Bunun yanı sıra üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın kimliğinin tesisi için gerekli olması halinde savcının emriyle fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri sesi ve görüntülerinin kaydı alınması (CMK 81) da kanunun verdiği izin çerçevesinde alınan kişisel veriler olup bu verilerin kaydedilmesi de suç oluşturmayacaktır.
Kişinin Rızasını; Kişisel verilerin işlenmesine hukuka uygun hale getiren diğer bir ifadeyle söz konusu suçun oluşmasını engelleyen diğer bir neden olarak belirtebiliriz. Bu hukuka uygunluk nedeninin mevcut olabilmesi için kişinin üzerinde serbestçe tasarruf da bulunabileceği bir hakkının varlığının olması, kişinin rızada bulunabilme ehliyetinin olması ve rızanın açıklanması gerekmektedir. Bu nedenle bireyin üzerinde mutlak bir şekilde tasarruf da bulunamayacağı bir hakkı mevcut değilse rızanın açıklanması suçun oluşmasına engel olmayacağı gibi rızanın açık bir şekilde ifade edilmesi gerekmektedir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Teşebbüs
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçuda teşebbüs özellik göstermediğinden genel hükümlere göre teşebbüs hükümleri uygulanacaktır. Ancak kişisel verilerin kaydedilmesi sırf hareket suçu olduğundan dolayı bu fiilden dolayı teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün gözükmemekte olup icra hareketlerinin bölünmesi durumunda düşünülebilir. İhlalin gerçekleşmesi ile suç tamamlanacağından icra hareketleri eğer bölünemiyorsa fail hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda İçtima Hükümleri
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür. Zira aynı kişiye ait kişisel bilgilerin farklı zamanlarda farklı suç işlemek maksadıyla kaydedilmiş olması halinde faile tek ceza verilecek ve bu ceza Türk Ceza Kanunun 43’üncü maddesinin birinci fıkrasına göre artırılacaktır. Diğer bir husus ise fail tarafından tek bir fiil ile birden çok kişiye ait bilgiler kaydedilmişse fikri içtima hükümleri uygulanacağıdır. Bunun yanı sıra failin hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ile başkasına vermek ya da yaymak fiilen aynı anda gerçekleştirmesi bu durumda ise yine fikri içtima hükümleri uygulanacaktır. Belirtmiş olduğumuz içtima hükümlerinin yanı sıra kişilerin görüntü ve seslerinin kaydedilmesi halinde kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu oluşup oluşmayacağı uygulamada karşılaşılan diğer bir sorundur. Nitekim kişiye ait görüntü ve ses verileri kişisel veri niteliğinde olduğundan bu suçun konusu kapsamına girmiş olsa da fiilin aynı zamanda Türk Ceza Kanunun 134’üncü maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan ve görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında yer almasından, söz konusu düzenlemenin de özel normu olmasından dolayı fail hakkında kişisel verilerin kaydedilmesi suçu değil özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Cezası
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun işlenmesi durumunun bir basit hali bir de bazı kişisel verilerin kaydedilmesi durumunda da arttırılmış hali mevcuttur. Kanunun 135. maddesinin birinci fıkrasında yer alan basit halinin işlenmesi durumunda faile 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezazı verilecektir. Ancak 2. fıkrasında yer alan kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda ceza 1/2 oranında arttırılacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilemsi Suçunda Cezayı Ağırlaştıran Nedenler
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunda cezayı ağırlaştıran nedenler Türk Ceza Kanunun 137. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kişisel verieri hukuka aykırı olarak kaydeden kişi;
- Kamu görevlisi ise ve görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle,
- Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
işlemiş ise Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilecek ceza 1/2 oranında arttırılacak ve kişinin işlemiş olduğu suç nedeniyle alacağı ceza yarı oranında ağırlaşacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık, failin işlediği fiilin olumsuz sonuçlarını gidermesi durumunda uygulanan bir ceza indirimi nedeni olarak tanımlanmakla birlikte kanunun izin verdiği daha farklı bir ifadeyle kanun koyucu tarafından ilgili suça yönelik özel bir düzenleme yapıldığı takdirde uygulanabilmektedir. Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda ise özel bir düzenleme bulunmadığından dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma imkanı bulunmamaktadır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Adli Para Cezasına Çevrilmesi
Adli Para Cezasına çevirme; kasten işlenen suçlarda bir yıl ve altındaki hapis cezalarına alternatif bir yaptırım olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda yapılan yargılama neticesinde netice ceza kanunda aranan şartlar dahilinde ise hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Bu nedenle Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu kapsamında yapılan yargılama neticesinde hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmektedir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı; Ceza Muhakemesi Kanunun 231’inci maddesinde düzenlenen ve sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası olması ve diğer koşulların varlığı halinde; sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmamasına olanak sağlayan ceza muhakemesi kurumudur. Buna göre Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkündür.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Şikayete Tabi midir?
Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu şikayete tabi bir suç değildir. Cumhuriyet başsavcılığı tarafından re'sen yani kendiliğinden soruşturulmaktadır. Nitekim Türk Ceza Kanunun 139. maddesi Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır şeklinde düzenlenmiştir. Bu yüzden Cumhuriyet Başsavcısı kendisine gelen ihbar ya da şikayetleri değerlendirecek ve buna göre suçun oluştuğu kanısında ise bir iddianame düzenleyecektir. Cumhuriyet başsavcısı tarafından düzenlenen iddaname Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilir ise şüpheli hakkında kovuşturmaya başlanıcak yani kişi ceza mahkemesi huzurunda yargılanacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı Süresi
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu şikayete tabi suçlar içerisinde yer almadığından suçun soruşturulması için şikayetin varlığı aranmamaktadır. Herhangi bir şekilde suçun işlendiği öğrenildiğinde savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma başlatılacaktır. Bu nedenle suçun mağduru konumundaki kişi önce şikayet edip soruşturulmaya başlanılsa ve sonrasında şikayetinden vazgeçmiş olsa dahi soruşturma ve kovuşturma süreci devam edecektir. Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu şikayete tabi suçlar kategorisinde olmadığından dolayı dava zamanaşımı süresi içerisinde her zaman şikayet edilebilir. Dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup bu süre geçtikten sonra şikayet yoluna başvurulsa dahi suç ile ilgili soruşturma yapılamayacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Uzlaşma
Ceza Hukuk kapsamında uzlaştırma; şikayete bağlı olan suçlar ve bunlarla birlikte kanunda tek tek sayılan suçların, fail ve mağdurlarını bir araya getirerek ceza mahkumiyeti sonucuna ulaşmadan dosyanın kapatılmasını amaçlayan bir kurumdur. Uzlaştırma sırasında fail ve mağdur karşılıklı anlaşma sağlarsa, dosya soruşturma aşamasındaysa takipsizlik, kovuşturma aşamasındaysa düşme kararı verilerek kapatılmaktadır. Bu kapsamda Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu şikayete bağlı suçlar arasında olmadığından dolayı uzlaşma hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Cezasının Ertelenmesi
Ceza Hukuku kapsamında cezanın ertelenmesi; kişi hakkında yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından hükmedilen mahkumiyet sonucu doğuran hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesini düzenleyen infaz kurumudur. Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda cezanın ertelenmesi mümkündür.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun Devlet Memurluğuna Etkisi
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “genel ve özel şartlar” başlıklı 48’inci maddesinde “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına … mahkûm olmamak” şeklindeki düzenleme gereği Haberleşmenin Gizliliğini İhlal suçunu işleyipte bu suçtan dolayı mahkum olan kişilerin memuriyetle olan ilişikleri kesileceği gibi yeniden veya ilk defa devlet memurluğuna atanacak adaylarda da bir yıl veya daha fazla süreli mahkum olmama koşulu aranmaktadır. Bu kapsamda Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçundan dolayı yapılan yargılama neticesinde kişi hakkında mahkumiyet verildiği takdirde ilk defa veya yeniden devlet memurluğuna başvurusu reddedileceği gibi devlet memuru olarak görev yapıyorsa memuriyetten de ilişiği kesilecektir. Ancak burada ayrıca belirtmemiz gerekir ki; kişi yapılan yargılama neticesinde ceza miktarı ne kadar olursa olsun hakkında eğer hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilirse devlet memurluğu ve özel kanunla düzenlenen memurluklara girişlerde herhangi bir sıkıntı yaratmayacaktır.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Görevli Mahkeme
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunun şikayete tabi olmadığından savcılık tarafından yapılan soruşturma neticesinde iddianamenin kabulü ile kovuşturmaya başlanacaktır. Kovuşturma aşamasında görevli mahkeme suçun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda Maddi ve Manevi Tazminat
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçunda ister suçun temel hali isterse cezayı arttıran halleri olsun ilgili suçtan zarar gören kişi, ceza davasının yanı sıra, ayrıca hukuk mahkemelerinde bir dava açarak uğramış olduğu zararlar nedeniyle; maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilme hakkına sahiptir. Maddi tazminat, fiil nedeniyle mağdurun uğramış olduğu zarara göre belirlenecek manevi tazminat miktarı ise, yaşanmış olan somut olayın kişi üzerinde bıraktığı manevi zarara göre belirlenmektedir. Bu kapsamda yapılan yargılama neticesinde Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçudan yargılanan sanık yargılama neticesinde hakkında hükmedilen cezanın yanı sıra maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmek için mutlaka hukuk mahkemelerinde dava açması gerekmektedir.
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Şikayet Dilekçesi Örneği
(Suçun İşlendiği Yer) CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
MÜŞTEKİ : Ad Soyad, TC Kimlik Numarası, Adres
VEKİLİ : Av. Emre ASAN - Cevizlidere Mahallesi Mevlana Bulvarı No:221 YILDIRIM Kule kat:15 No:142 Çankaya/ANKARA
ŞÜPHELİ : Adı Soyadı - Biliniyorsa; TC Kimlik Numarası, Adresi
SUÇ : Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu
SUÇ TARİHİ: …/…/…
SUÇUN İŞLENDİĞİ YER :
KONU: Şüpheli hakkında soruşturma başlatılması ve soruşturma sonucunda kamu davası açılmasına karar verilmesi talepli şikayet dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR:
- Açıklamalar kısmında öncelikle şüphelinin biliniyorsa kimlik bilgileri dile getirilerek şikayete konu olayın nasıl gerçekleştiği,
- Somut olayın nasıl gerçekleştiği detayları ile anlatılmalı,
- İddiaların ispatı açısından hangi delillerin olduğu ifade edilmeli,
- Dilekçe ekinde verilecek belgelerin neler olduğu dile getirilmeli
- Son olarak “Müvekkil, bu olaydan mağdur olup şüpheli hakkında şikayet olma zorunluluğumuz hasıl olmuştur.” Şeklinde talep dile getirilmelidir.
HUKUKİ NEDENLER: TCK, CMK ve ilgili her türlü mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER: Tanık, fotoğraflar, kamera kayıtları, mesajlar, yemin, faturalar ve ilgili her türlü yasal delil.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçeler ile şüpheli hakkında soruşturma başlatılması ve kamu davası açılması açılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekileten talep ederiz.
Müşteki Vekili
Av. Emre ASAN
İmza
Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu Yargıtay Kararları
İspat Amacıyla Verilerin Mahkemeye Sunulması
Sanık, katılanla yaptığı konuşma içeriğini kaydedip, bu kaydı içeren CD'yi, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak vermiştir. Kaydı üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanık, eylemiyle resmi belgede sahtecilik iddiasını ispatlama amacını taşımaktadır. Hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediğinden, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun unsurları oluşmamıştır.Sanığın, katılanla yaptığı konuşma içeriğini kaydedip, bu kaydı içeren CD'yi, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak verdiği olayda, kaydı üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, resmi belgede sahtecilik iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. T.C. YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2014/17630 K. 2015/1672 T. 2.2.2015
Cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntüler kişisel veri kapsamında değildir
Sanıkların, mağdurla arkadaşlık kurdukları ve mağdurun, internet ortamından rızası ile gönderdiği çıplak fotoğraflarını flash diske kaydedip, babası M. 'ye vermek suretiyle ifşa ettiklerinin iddia edildiği olayda; mağdurun, cinsel ve fiziksel mahremiyetine ilişkin çıplak görüntüleri kişisel veri kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, eylemin, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, TCK'nın 134/1. maddesinin 2. cümlesi ve 134/2. maddesine uyan özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı, bu suçların, aynı Kanunun 139/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup, mağdurun, soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki ifadelerinde, sanıklardan şikayetçi olmadığı anlaşıldığından, sanıklar hakkında açılan davanın düşmesi yerine sanıkların mahkumiyetine hükmedilmesi E. 2014/11530 K. 2015/584
Çıplak görüntü ve fotoğraf kişisel veri değildir
5237 sayılı TCK'nın 135. maddesinde düzenlenen "Kişisel verilerin kaydedilmesi" suçunun oluşabilmesi için belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, hukuka aykırı olarak kaydedilmesi gerekmekte olup; suçun maddi konusunu oluşturan "kişisel veri" kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, herkes tarafından bilinmeyen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerektiği; bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin, "kişisel veri" olduğunda kuşku bulunmamakta ise de, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da sesinin, bilgisi dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 134/1. maddesinin 2. cümlesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, kişinin özel hayatına ilişkin görüntü, fotoğraf ya da sesin, 5237 sayılı TCK'nın 135. maddesi kapsamında kişisel veri olarak kabul edilemeyeceği, iddiaya konu olayda, mağdurenin çıplak vaziyetteki görüntü ve fotoğraflarının kaydedilmesinden ibaret eylemin, "Kişisel verilerin kaydedilmesi" suçunu oluşturmayacağı, çekimin, mağdurenin bilgisi ve rızası kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun da oluşmadığı anlaşıldığından, yapılan yargılama sonucunda, sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekili ile C.Savcısının sanığa atılı suçun sabit olduğuna ilişkin ve yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK'nın 223/9. maddesi de nazara alınarak, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, T.C. YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2012/17703 K. 2012/18222 T. 11.9.2012
Ceza Avukatı Hukuki Değerlendirmesi
Ceza avukatı- Gelişmekte olan teknoloji ve teknolojiye ayak uydurulması ile oluşan mevzuat yenilikleri karşısında kişilerin kişisel verilerle olan ilişkisi de artmaktadır. Nitekim 2010 yılında Anayasamızın 20. maddesine eklenen kişisel verilerin korunmasına ilişkin madde gereği 2016 yılında hayata geçirilen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile gerçek kişiler ile tüzel kişilerin özel hayatın gizliliği ile temel hak ve özgürlüklüklerin korunması ve verilerin korunması bekımından uymaları gereken usul ve esaslar belirlenmiştir. Kişisel verilerin korunması kanunu gerçek kişilerin de uyması gereken kuralların yer aldığı bir kanun olup kişisel verilerin her türlü işlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile korunmasına ilişkin maddelere uyulması zaruridir. Bunlara aykırı eylemde bulunulması Kişisel Verileri Koruma Kurumu tarafından idari para cezaları ile cezalandırılacağı gibi yukarıda belirtilen kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçuna da hayat verecektir.
Aslında anlatmaya çalıştığımız husus; kişisel verilerin kaydına ilişkin tedbirlerin KVKK da yer aldığı, bu tedbirlere aykırılığın re'sen kişisel verilerin korunması kurumu tarafından araştırıldığı, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun da re'sen soruşturalabileceği, bu durumda her iki devlet mekanizmasını harekete geçirecek unsurların kişilerin şikayetine tabi olmadığı, öncelerde kişisel verilerin kaydedilmesi suçuna diğer suç tiplerine göre biraz az rastlansa da kişisel verilerin korunması kurumununun inceleme ve faaliyetlerinin çoğalması sonucu bunların fazlasıyla ayyuka çıkıp Cumhuriyet Savcılığını harekete geçirebileceği hususudur. Yapılması gereken gerçek kişilerin de KVKK kapsamındaki tedbirleri alması, kişisel verilerin kaydedilmesinde kanundaki hususlara uymaktır. Bu yüzden KVKK ve Ceza davaları bakımından ceza avukatından danışmanlık alınması tavsiye olunmaktadır.
Nitekim Kişisel Verileri Koruma Kurumunun almış olduğu Karar Tarihi 18/10/2019 Karar No : 2019/308 Konu Özeti : Hukuka Aykırı Olarak Elde Edilen Veriler Üzerinden Vatandaşların Kimlik ve İletişim Bilgileri Gibi Kişisel Verilerinin Sorgulanmasına İmkân Tanıyan Yazılım/Program/Uygulamalar Hakkındaki ilke kararında bu mahiyetteki yazılımları/programları/uygulamaları kullandığı tespit edilenler hakkında Türk Ceza Kanunu kapsamında gerekli adli işlemlerin tesisi için konunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 158 inci maddesi hükmü uyarınca ihbaren ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirileceği belirtilerek ihlal sonucunda ilgili kamu kurumlarının harekete geçirileceği açıklanmıştır.
BUNU DA BİL; Hakaret suçu hakkında ayrıntılı bilgi için hakaret suçu ve cezası başlıklı videomuzu izlemenizi tavsiye ederiz.