Sağlık Turizmi Nedir | Mil Hukuk & Danışmanlık

Sağlık Turizmi Nedir

Sağlık Turizmi Nedir

Sağlık Turizmi Hukuku Nedir- Ülkemizde ve tüm dünyada meydana gelen sağlık hizmetleri uygulamaları ve sınır dışı ülkelerde yapılacak tıbbi müdahaleler gelişmesini hız kesmeden sürdürmektedir.

Sağlık Turizmi Nedir

Sağlık Turizmi Hukuku Nedir?

Sağlık Turizmi Hukuku Nedir- Ülkemizde ve tüm dünyada meydana gelen sağlık hizmetleri uygulamaları ve sınır dışı ülkelerde yapılacak tıbbi müdahaleler gelişmesini hız kesmeden sürdürmektedir. Sağlık, yaşamın temel parçalarından birisi olduğundan vazgeçilmez bir nimettir. Bu bakımdan sağlık arayışı günden güne artarak devam etmektedir. Sağlık turizmi ise bu düşünceden doğan ve hızla büyüyen bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık turizminin artarak devam etmesi, bu durumun sağlık hizmetleri haricinde büyük bir ekonomik getirisinin olması devletler tarafından farkedildiğinden dolayı sağlık turizmi faaliyetlerine hız kesmeden ağırlık verilmeye başlanmıştır.

Sağlık Turizmi Hukuku

Sağlık Turizmi Hukuku- Sağlık turizmi çalışmalarının ve bu yöndeki şirketsel girişimlerin artması ile birlikte bu hizmetlerin hangi kurallar çerçevesinde yürütülmesi gerektiğine ilişkin diğer dünya ülkelerinde de olduğu gibi ülkemizde de ne yazık ki özel bir sağlık turizmi kanunu bulunmamaktadır. Ancak sağlık turizmine ilişkin ULUSLARARASI SAĞLIK TURİZMİ VE TURİSTİN SAĞLIĞI HAKKINDA YÖNETMELİK bulunmakla birlikte bu yönetmeliğin amacı; uluslararası sağlık turizmi ve turistin sağlığı kapsamında uluslararası düzeyde sunulan sağlık hizmetlerinin asgari hizmet sunum standartlarının belirlenmesi, uluslararası sağlık turizmi hizmetlerinde faaliyet yürütecek sağlık kuruluşları ile aracı kuruluşların yetkilendirilmesi  ve bu faaliyetlerin denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak belirlenmiştir. Ancak kapsamlı bir hukuki zeminin oturtulduğu hukuki ihtilafların çözümüne yardımcı bir düzenleme bulunmamaktadır.

Sağlık turizmi hukuku uluslararası disipline haiz bir hukuk dalıdır. Bu şu anlama gelmektedir; Sağlık turizmi yapacak olan hasta (uluslararası sağlık turisti) ile bu hastanın tedavisini gerçekleştirecek kurum (uluslararası sağlık turizmi sağlık tesisi) arasındaki hukuki ilişkinin düzenlenmesine ilişkin sözleşmeler, Sağlık turizmi yapacak olan hasta (uluslararası sağlık turisti) ile beraberindeki refakatçi ve diğer yakınlarına konaklama, ulaşım ve transfer hizmetlerinin sağlanması faaliyetlerini yürütmek üzere yetkilendirilen kuruluş (uluslararası sağlık turizmi aracı kuruluşu) arasındaki sözleşmeler, uluslararası sağlık turizmi sağlık tesisi ile uluslararası sağlık turizmi aracı kuruluşu arasındaki sözleşmelerin hazırlanması ve karışıklılığı sebebiyle Sağlık Turizmi Hukuku interdisipliner bir alandır. Bundan dolayı bu süreçleri doğru ve eksiksiz bir şekilde yönetmek ve hukuki ihtilafların önüne geçmek amacıyla yukarıda belirtilen taraflar arasında yazılı, kapsamlı ve ihtiyaren alanında uzman sağlık turizmi avukatı ya da sağlık hukuku avukatı vasıtasıyla hazırlanan sözleşmelerin yer alması son derece önemlidir.

TÜRKİYE’DE SAĞLIK TURİZMİ

Türkiyede sağlık turizmi- Dünyanın en eski mesleklerinden olan hekimlik ilk insanlardan itibaren bilgi birikim ve tecrübelerle, usta-çırak ilişkisi ile gelişerek modern tıbbın da temelini oluşturmuştur. Günümüz anlamında sağlık hizmeti veren hekimleri iletişimin gelişmediği tarih öncesi dönemlerde sadece çok yakın komşu kabilelerden insanların tedavi amacıyla ziyaretleri sağlık turizminin de en ilkel örneklerini oluşturmaktadır. Yapılan arkeolojik kazıların bulguları ışığında birçok eski medeniyetin, kaplıcaların ve kutsal banyolarının şifa verici etkilerinden faydalanıldığı diğer medeniyetlerin de bu tedaviler için birbirlerini ziyaret ettiği de görülmektedir. Yazının icat edilip eski medeniyetlerde (Sümer, Akkad, Babil , Mısır, Çin, Hitit, Hint, Yunan, Roma gibi) tıbba dair gelişmeler kaydedilmesine bağlı olarak medeniyetler arasındaki ilişkilerinde artması sebebiyle tedavi amacıyla seyahatler artmaya başlamıştır. 

İlkel anlamıyla Antik Çağlarda başlayan sağlık turizmi İlkçağ, Ortaçağ da tıbbın ve medeniyetler arası iletişimin gelişmesine paralel olarak ilerleme kaydetmiş ve özellikle Rönesans Döneminin sonlarına doğru tedavi amacıyla seyahatler artmıştır. Bu seyahatlerin gelir seviyesi yüksek kişilerce gerçekleştirilmesi sebebiyle ticari ilişkilerin artmasına olanak sağlaması, kültürel etkileşime sağladığı katkılar da göz önüne alınarak sağlık turizmine verilen önem artmaya başlamıştır. 

Çalışmamızda bu gelişmeler ışığında özellikle 20.yy’ın başlarından itibaren günümüz anlamıyla sağlık ve tedavi amacıyla seyahatlerinde uluslararası hastaların diğer bir ifadeyle mevzuatta yapılan tanımıyla sağlık turistinin, aracı kurumların, sağlık kurum /kuruluşlarının hak ve yükümlülükleri ile hukuksal sorunları ve çözüm yolları üzerinde durmaya çalışacağız. 
20.yy Başlarından Günümüze Sağlık Turizminin Gelişimi

1900’lerin başlarında özellikle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri ticari ve endüstriyel merkezler olmanın yanı sıra, ekonomik ve ticari güçlerinin bağlantısı olarak sağlık alanında da tercih edilir düzeye gelmişlerdir. Bununla birlikte Amerikan Tıp Uzmanları Heyeti (ABMS)’nin sağlık alanında temel ilkeleri oluşturan standartları sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri sağlık seyahatleri açısından tercih sebebi olmuştur. 20.yy’ın ortalarından sonra ise Hindistan alternatif tıp açısından önemli bir durak haline gelmiştir. Ancak 20.yy’ın ilk ve ikinci çeyreklerinde sağlık hizmeti amaçlı yolculuklar önceki dönemlerde olduğu gibi sadece zenginlerin faydalanabileceği bir kavram olarak devam etmiştir.

1950’lerden sonra yaşanan teknolojik gelişmeler ve tıp alanındaki bilimsel ilerlemeler sağlık hizmeti açısından önemli gelişmeler olarak değerlendirilmekle birlikte bu alana yapılan yatırımlar sonucunda sağlık hizmetlerinin maliyetleri artmıştır. İnsanların hem gelişen tıp biliminden yararlanarak tedavi olmak hem de bu tedaviyi daha ucuza olmak istekleri günümüz anlamında sağlık turizminin ilk adımları olmuştur. Bu kapsamda 1980’ler de ABD’li hastalar Orta Amerika’da diş tedavisi görmek gibi sınır ötesi seçenekleri tercih etmeye başlamışlardır. ABD’den tedavi amacıyla dışa doğru her geçen gün artan seyahatler, ABD kökenli hastaların tedavi için gittikleri sağlık tesislerinin kendilerince belirlenmiş uluslararası standartlara uyup uymadıklarını kontrol etme gereğini doğurmuş ve bu amaçla 1994 yılında sağlık kurum/kuruluşlarının bu standartlara uymalarını sağlamak için günümüzde de hala geçerliliğini koruyan JCI Akreditasyon Kuruluşunu kurmuştur. Tedavi süreçlerinin geliştiği ve ucuz olduğu ülkelere gerçekleşen sağlık seyahatleri tercih edilen ülkelerde ekonomik olarak yarattığı değerin farkına varılmasıyla bir çok ülke bu alanda reklam ve tanıtım yoluna başvurmuş özellikle hükümetlerin yönlendirmesi ile uzak doğu ülkeleri Tayland, Singapur ve Hindistan’a seyahatler artmış bu ülkelerde sağlık turizm tesisleri JCI akreditasyon alarak tercih edilir hale gelmiştir. 1980’lerden günümüze kadar devam eden süreçte böylelikle batı aleyhine geri döndürülemez sağlık turizmi süreci başlamıştır. 

Görüleceği üzere modern anlamda sağlık turizmi süreci gelişen tıbbi teknikler ve daha ucuz tedavi sebebiyle ilk olarak diş ve çene cerrahisinde başlamış ülkelerindeki tedavi imkanlarının yetersizliği ya da tedavi ücretlerinin fazla olması nedeniyle diğer ülkelere seyahatler günümüzde de artarak devam etmiştir. 

Sağlık Turizmi ve Sağlık Turisti Kavramları

Küreselleşen  dünyada, geçmişe nazaran ülkeler arasında işbirliğinin artması, ülkelerin oluşturdukları birlikler ile sınırların ortadan kalkması, seyahat özgürlüklerinin ve imkanlarının çeşitlenmesi, ulaşım araçlarının artması ve sürelerinin azalması, sağlık hizmetinde kalitenin gelişmesi, sağlık hizmetinin bireysel kaynaklı güçlükler ile bazı ülkelerde sağlık sisteminin yetersizliği dünyada sağlık turizmi kavramının önemini giderek artırmıştır. Öncesinde de dile getirdiğimiz üzere tarih öncesi dönemlerde başlayan günümüzde sağlık turizmi olarak adlandırdığımız tedavi amacıyla seyahatlerin kavramsal olarak ifade edilmesi ve türleri konumuz açısından önemlidir. 

Sağlık Turizmi; literatürde de kabul edildiği şekilde, bireylerin koruyucu, tedavi edici, rehabilite edici ve sağlığı geliştirici hizmetleri almak amacı ile yaşadıkları ülke dışında bir ülkeye ziyaretleri olarak tanımlanmaktadır. 

23.07.2013 tarihli ve 25541 sayılı Bakan Onayı ile yürürlüğe konulan Sağlık Turizmi Ve Turist Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönerge’de; “Sağlığına kavuşmak veya sağlığını geliştirmek için kişilerin herhangi bir sebeple ikamet ettiği ülkeden başka bir ülkeye seyahat etmesi” olarak tanımlanmıştır.  Söz konusu yönerge sonrasında 13 Temmuz 2017 tarih ve 30123 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Uluslararası Sağlık Turizmi Ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmeliğinde ise Uluslararası Sağlık Turizmi kavramı kullanılmış ve “Sağlık amaçlı yurtdışından ülkemize geçici bir süreliğine gelen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan veya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla birlikte yurtdışında ikamet eden gerçek kişilerin aldıkları her türlü sağlık hizmeti ile bunlarla ilgili destek hizmetleri olarak” tanımlanmıştır. Literatürde ve meri mevzuatımızda da görüleceği üzere sağlık turizminin kavramsal tanımlanmasında;  

Seyahatin sağlık amacıyla,
İkamet ülkesinden diğer vatandaşı olunmayan başka ülkeye,
Geçici süreyle yapılan, 
Sağlık hizmeti ve bununla ilgili destek hizmeti alması koşullarının varlığı kül halinde aranmaktadır. 
Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca kapsamın belirlenmesi açısından uluslararası hasta sınıflandırması yapılmıştır. Bu kapsamda;
İkamet ettiği yerden başka bir yere sağlık kazanmak amacıyla seyahat eden kişilere “Medikal Turist”,
Tatilleri esnasında acil veya plansız sağlık hizmeti almak zorunda kalan turistlere “Turistin Sağlığı Kapsamında Hizmet Alan Hasta”,
Sağlık Bakanlığının da bazı ülkelerle sağlıkla ilgili birçok alanda yapmış olduğu ikili anlaşmalar kapsamında Türkiye’ye gelen kişilere “Sağlık Alanında İkili Anlaşmalı Ülkelerden Gelen Hasta”,
Sosyal güvenlik kuruluşları arası anlaşma kapsamında birbirlerinin sağlık hizmetleri olanaklarından yararlanma amacıyla Türkiye’ye gelen kişilere “Sosyal Güvenlik Kurumuyla Anlaşmalı Ülkelerden Gelen Hasta” tanımlamaları yapılmıştır.
Sağlık turizminin genel tanımı yukarıda ifade ettiğimiz şekilde olmakla birlikte Sağlık turizmi;

  • Medikal Turizmi 
  • Termal Sağlık Turizmi
  • Yaşlı Turizmi 
  • Engelli Turizmi kavramları kapsamında gerçekleşmektedir.

Sağlık Turisti;  23.07.2013 tarihli ve 25541 sayılı Bakan Onayı ile yürürlüğe konulan Sağlık Turizmi Ve Turist Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönerge’de Uluslararası Hasta kavramı kullanılmış “Tedavi ve Rehabilitasyon amaçlı yurtdışından ülkemize geçici bir süreliğine gelen kişi” olarak tanımlanmıştır. Uluslararası Sağlık Turizmi Ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmeliğinde ise yönergeden farklı olarak Uluslararası Sağlık Turisti kavramı kullanılmış ve “Uluslararası sağlık turizmi ve turistin sağlığı kapsamında sağlık hizmeti alan hasta” şeklinde tanımlanarak kapsamı genişletilmiştir. Yönetmelikte yönergedeki tanımdan farklı olarak “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla birlikte yurtdışında ikamet eden gerçek kişiler” de kapsam içerisine dahil edilmiş aynı zamanda “Ülkemizde herhangi bir nedenle geçici süreli olarak bulunan turistlerin, ülkemizde bulundukları sırada ani gelişen hastalıklarda ve acil durumlarda sağlık hizmeti alması” turistin sağlığı tanımına yer verilerek bu kişilerinde sağlık turizmi kapsamında değerlendirilmesi düzenleme altına alınmıştır. 
Bu kapsamda son düzenleme ile sağlık turisti; 

  • 31/5/2006 tarihli ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 
  • Milletlerarası ikili mütekabiliyet anlaşmaları kapsamına girmeyen, 
  • Yurtdışından sağlık hizmeti almak amacıyla ülkemize gelenle, 
  • Turist olarak ülkemizde bulunduğu sırada sağlık hizmeti ihtiyacı ortaya çıkan kişiler olarak tanımlanabilir.

Sağlık Turizmi ve sağlık turisti kavramlarının tanımlamasında amaç kapsam dahilinde olan ve olmayan kişilerin belirlenmesi ve bu kişilerle yaşanan ihtilaflarda hukuki yolların belirlenmesinde önem arz etmesidir. Yukarıda tanımlayarak kapsam dahilinde bulunan kişiler haricinde ayrıca sayma yoluyla belirtilen ve sağlık turizmi kapsamı dışında bulunan kişileri de belirtmekte fayda vardır. Nitekim Uluslararası Sağlık Turizmi Ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmeliğinin 2’nci maddesinde; 

  • Savaş, afet, açlık ve benzeri olağanüstü durumlarda, Bakanlar Kurulunca, Başbakanlık veya ilgili Bakanlığın talimatıyla belirlenen ülkelerden, Türkiye’de bulundukları sürede sağlık hizmeti alan veya bu ülkelerden sivil toplum kuruluşları tarafından tedavi amacıyla getirilerek tedavi bedeli ödenen yabancı hasta ve yaralılar. 
  •  Bakanlığımız veya Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) veya Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından uygun görülen sivil toplum kuruluşları tarafından Balkanlardan ve Türk Cumhuriyetlerinden ülkemize tedavi amaçlı getirilen hastalar. 
  • Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından getirilen hastalar. 
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin imzalamış olduğu uluslararası anlaşma uyarınca Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri kapsamında sağlık yardımı alma hakkı olan ülke vatandaşları ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve ülkemize sağlık alanında milletlerarası ikili işbirliği anlaşması kapsamında tedavi için gelenler. 
  •  Ülkemize eğitim, öğretim, kurs için gelen kişiler ve bunların eğitimleri süresince bakmakla yükümlü oldukları yakınları. 
  •  Geçici korunanlar, mülteciler, sığınma başvurusu sahibi ve iltica başvurusu sahibi statüsünde olanlar, sığınmacılar, vatansızlar, insan ticareti mağdurları. 
  •  29/5/2009 tarihli ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 28 inci ve 44 üncü maddesi kapsamında bulunanlar. 
  •  Türk soylu olduğuna dair belge ibraz eden Türk soylu yabancılar. 
  •  Adli vaka kapsamında kolluk kuvvetlerince getirilerek acil sağlık hizmeti alan yabancılar sağlık turisti kapsamı dışında tutulmuştur. Söz konusu düzenleme ile örneğin, Orta Doğu ülkelerinden yapılan anlaşmalar ile ülkemize tedavi amacıyla gelenler ve geçici korunan statüsündeki Suriyeliler bu kapsam dışında tutulmuştur.

Turistin sağlığı kavramı ise; Ülkemizde toplantı, kongre, ticari veya turizm amaçlı süreli olarak kalan yabancıların, bu süre içerisinde gelişen hastalıklarında ve acil durumlarında kamu, üniversite veya özel sağlık kuruluşlarında sunulan sağlık hizmetleri turistin sağlığı kapsamında verilen sağlık hizmetleri olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda olan turistin Acil sağlık hizmetleri ve acil hasta nakilleri ücreti karşılığı sunulacağı ancak Acil sağlık hizmeti almak için sağlık tesisine başvuru yapan yabancı hastaların kabul edilmesi ve gerekli tıbbi müdahalenin kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapılması zorunlu tutulmuştur. Bu kapsamda yer alan turistlerin sağlık hizmet bedelinin tahsiliyle ilgili işlemler, acil müdahale ve bakım sağlandıktan sonra yapılacağı düzenlenmiştir. 
Sağlık Turizminde Ülkelerin Tercih Nedenleri Ve Ülkemizin Durumu

Sağlık turizminde mevzuattaki düzenlemesi ile sağlık turisti ancak kavramsal olarak bizim daha uygun gördüğümüz uluslararası hastaların yapmış olduğu seyahatlerinde tedavi amacının yanı sıra tatil amacına yönelik beklentileri ticari açıdan ayrıca seyahat ettikleri ülkeye ekonomik değer sağlamakta yaz turizmi olan ülkelere yılın 12 ayında turizmin canlanmasını da sağlamaktadır. Görüleceği üzere tedavi amacıyla başka bir ülkeye seyahat eden uluslararası hastaların gittikleri ülkelerden beklentileri de farklı olmakta ve kişilerin tercihleri de ülkelerin çeşitli yönleri ele alınarak değerlendirilmektedir. Genel olarak bakıldığında ülkelerin tercih nedenleri;     •    Ülkelerin coğrafi ve politik konum avantajları, 

  • Sağlık hizmetlerinin kalitesi ve teknolojik donanımı, 
  •  Ülkede geçmişten gelen turizm ve sağlık turizmine önem verme politikaları, 
  •  Yabancı sermaye girişi ve yurt dışında eğitim görmüş doktor avantajlarını kullanmaları ve ekonomik açıdan avantajları bir arada bulundurmaları olarak ifade edilebilir. 

Uluslararası hastaların ülkeleri tercihlerinde belirtmiş olduğumuz başlıklar altındaki kriterlere göre değerlendirme yaparak seçimde bulunduklarının yanı sıra bu kişilerin hangi nedenlerle sağlık turizmi seyahati yaptıklarının incelenmesi de önemlidir. Hastaların tedavi maksatlı seyahat etmelerinin farklı nedenleri bulunmaktadır. Bunları şöyle özetleyebiliriz:

  • Vatandaşı olduğu ülkede tedavi için uzun bekleme süresi,
  • İleri teknolojiye sahip, bilimsel anlamda dünya çapında etkinliği fazla olan ülkelerde tedavi olma isteği ve gerekliliği,
  • Vatandaşı olduğu ülke sağlık sistemlerinde yaşanan sorunlar ve tedavi eksikliği ile yetersizliği,
  • Kişilerin bilinçlenmesi, 
  • Gelişmiş ülkelerde tıbbi hizmetlerin pahalı olması ve aynı hizmetin başka ülkelerde daha ucuza alınabiliyor olması,
  • Kişilerin sahip oldukları sağlık sigortası ile ilgili sorunlar,
  • Ülkelerindeki sağlık maliyetlerinin yüksek olması,
  •  Hastanın başka bir ülkede, kendi ülkesinde bulunan sağlık hizmetinden daha kaliteli bir hizmet alabilmesi beklentileri etkili olmaktadır.

Belirtmekte fayda vardır ki; gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetleri sunumu yüksek maliyetli oluşu artan sağlık giderleri sosyal güvenlik kurumlarını, sigortaları ve diğer geri ödeme kurumlarını sıkıntıya sokması bu nedenle, gelişmiş ülkelerin sosyal güvenlik ve özel sigorta kurumları, diğer kaliteli sağlık hizmeti sunan ülkelerle anlaşmalar yaparak sağlık hizmeti maliyetini düşürmeye çalışmaları da ülkelerin yönlendirmeleri ile sağlık turizminin gelişmesine olanak sağlamıştır. Örneğin vize uygulamalarında kolaylıklar Avrupa Birliği gibi topluluklarda hastaların sadece kendi ülkelerinde değil, diğer AB ülkelerinden de doktor seçme özgürlüğüne ulaşmış olmaları da bu gelişmelerin yansımalarıdır. Görüleceği üzere insanlar, sağlık sorunlarının çözümü için, sadece vatandaşı olduğu ülkelerindeki sağlık ve tedavi imkânlarını ve giderlerini değil; diğer ülkelerdeki tedavi ve fiyat imkânlarını karşılaştırarak hareket etmektedir.

Ülkemiz kişilerin tercih sebepleri yönünden değerlendirildiğinde birçok açıdan avantajları bir arada bulunduran ülkeler kategorisinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim ülkemizin Coğrafi konum gereği hem Avrupa hem de Asya kıtalarının merkezi noktasında oluşu, seyahat imkanlarının çokluğu ve kısa sürmesi, Turizm ülkesi olması, sağlıkta ileri teknoloji, kaliteli sağlık hizmeti sunumu, başarılı sağlık personellerinin varlığı ve sağlık hizmetlerinin sunumunda ekonomik uygunluğu bu alanda yükselen ivme ile uluslararası hastalar tarafından tercih sebebi olmuştur. 

Aynı zamanda ülkemizin Sağlık Turizmi konusunda yapmış olduğu yatırımlar ve tanıtımlarla birlikte birçok açıdan avantajları elinde bulundurması sebebiyle cazibe merkezi haline gelerek dünyada ağırladığı yabancı hasta temelinde ilk 10 içerisine girmiş olması yukarıda belirtmiş olduğumuz avantajları doğru kullandığının da göstergesidir. Zira 10’uncu ve 11.Kalkınma planlarında Sağlık Turizmi konusunda milletimizin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak ülkemizin uluslararası konumunu yükseltmek ve halkımızın refahını artırmak vizyonu çerçevesinde sağlık turizmi konusunda yatırımlar ve düzenlemeler içermesi de bu konuya verilen önemi göstermekte ve sağlık turizminin devlet politikası olmasına olanak tanımıştır. 
    2019-2023 yıllarını kapsayan 11.Kalkınma planında; 
“…589.Ülkemizin sağlık turizmi alanında tanınırlığı ve tercih edilirliği artırılacak ve sağlık turizmi hizmet kapasitesi nitelik ve nicelik olarak geliştirilecektir. 
589.1. Sağlık turizmine yönelik hukuki düzenlemeler tamamlanacak, akreditasyon ve denetim altyapısı güçlendirilecektir. 
589.2. Medikal turizmin, termal turizmin yanı sıra yaşlı ve rehabilitasyon turizmiyle olan entegrasyonu sağlanacaktır. 
589.3. Sağlık turizmi alanında ülkemizin tanıtım ve pazarlama faaliyetleri yürütülecektir.” Şeklindeki düzenleme de ülkemizin hedefleri açısından önem taşımaktadır.

Ülkemiz yukarıda belirtmiş olduğumuz avantajları ve sağlık turizmi alanında artık devlet politikası haline getirdiği yaklaşımları ekonomik değere dönüştürmek ve sağlık turizminin daha etkin planlaması için Sağlık Turizm Daire Başkanlığının kuruluşu, Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu’nun (SATURK) kurulması aynı şekilde Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından sağlık turizmi hastanelerinin belirlenmesi, özel sağlık kurum ve kuruluşlarının konuya verdiği önem ve dünya çapında önemli projeler olan Şehir Hastaneleri projelerinin artık hayata geçmesi bu alanda kamusal düzenlenmeler olmuştur. 

Ülkemizde kamusal alanda yapılan düzenlemeler sonrasında yapılan sağlıklı veri çalışmalarıyla ülkemize sağlık turizmi amacıyla gelen uluslararası hastaların medikal yani tıp alanında tercih ettiği branşlar;

  • Saç Ekimi,
  • Ağız Diş ve Çene Hastalıkları ve Cerrahisi, 
  • Plastik Cerrahisi
  • Göz Hastalıkları, 
  • Ortopedi ve Travmatoloji,
  • İç Hastalıkları,
  • Kulak, Burun, Boğaz hastalıkları, 
  • Kadın Hastalıkları ve doğum,
  • Kalp-damar ve eklem protezleri, 
  • Kısırlık tedavisi, 
  • Tüp bebek, 
  • Organ Nakli ve
  • Cerrahi girişimler gibi başlıklar altında sıralanmaktadır. 

    Ülkemizi tercih eden ülkeler ise;
    •    Almanya
    •    Libya
    •    Rusya 
    •    Irak 
    •    Hollanda
    •    Azerbaycan
    •    İngiltere
    •    Romanya
    •    Norveç
    •    İspanya
    •    Bulgaristan olarak sıralanabilmektedir. 
 Bu sıralama yıldan yıla farklı nedenlere bağlı olarak değişebilmektedir. Örneğin bir dönem yoğunlukla Libya’dan gelen uluslararası hastalar ödemeler yapılmadığı için artık sağlık kurum/kuruluşları tarafından kabul edilmemesi sebebiyle ilk sıralardan düşmüştür. Bunun karşılığında sağlık kurum/kuruluşlarının etik dışı ücretlendirmeleri sebebiyle bazı ülkelerden gelen uluslararası hasta sayısı düşebilmektedir. Türkiye’ye 2010 yılından bu yana gelen uluslararası hasta sayısı her geçen gün artmakla birlikte dönemsel olarak da sayılarda farklılık olabilmektedir. Ülkelerdeki ekonomik ve siyasi çalkantılar, terör eylemleri, uluslararası hastaların vatandaşı oldukları ülke ile ikili ilişkilerdeki sıkıntılar uluslararası hasta sayısına etki eden başlıca nedenlerdir. 

Ülkemizde Sağlık Turizmi Mevzuatı

Sağlık turizmi mevzuatı- Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Sağlık turizmine verilen önemin artması ve buna bağlı olarak sağlık kurum/kuruluşları ile aracı kuruluşlarının yapılarında değişiklikler beraberinde hizmette kaliteyi ve ülkemizin tanınırlığını arttırmış böylece 2010 yılından bu yana artan ivme ile ülkemize gelen uluslararası hasta sayısı da artış göstermiştir. Bu artışla birlikte ortaya çıkan veya çıkması muhtemelen hukuki ihtilafların çözümü ve ayrıca sektörel anlamda düzenlemelerin yapılması gerekliliği amacıyla birçok mevzuat yürürlüğe girmiştir. Ancak öncesinde de dile getirdiğimiz üzere 2019-2023 yıllarını kapsayan 11’inci Kalkınma Planında da program altına alındığı gibi mevzuat olarak hala eksiklikler bulunmakta uygulamadaki sorunlarında dikkate alınarak sağlık turizmi sürecine dahil tüm paydaşların hukuki durumunun belirlenmesine yönelik düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Sağlık Turizmi alanında yeni mevzuat çalışmalarının sektördeki tüm paydaşların katılımıyla oluşturulacak çalıştaylarda yapılması gerekliliği yasal düzenlemenin uygulanabilirliği ve sorun çözümlerine yönelik olumlu yansıyacağını düşünmekteyiz.

Sağlık turizminin geliştirilmesi ve daha aktif bir konuma taşınması sadece Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilebilecek bir husus olmadığından diğer Bakanlıklar nezdinde farklı kurum/kuruluşlara görevler düşmekte bu görevler kanunlarla ilgili Bakanlıklara tevdi edilmektedir. Bu bağlamda sağlık turizminin ülkemizde gelişmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı tanıtım faaliyetlerine dair girişimlerde bulunmakta, Ekonomi ve Maliye Bakanlığı teşvik ve vergi muafiyetleri sağlamakta, Tanıtım ve Destek Ajansı tanıtım faaliyetlerinde bulunmakta, Sağlık Bakanlığı denetim, standardizasyon, tanıtım, garantörlük ve planlama konularında çalışmakta, Dışişleri Bakanlığı vize kolaylığı sağlamaktadır. Sağlık turizmi faaliyetlerini doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiren mevzuat düzenlemelerimizi şu şekilde sıralayabiliriz:

Sağlık Turizmi ve Turist Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönerge

23.07.2013 tarihli ve 25541 sayılı Bakan Onayı ile yürürlüğe konulan Sağlık Turizmi ve Turist Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönergenin amacı; Ülkemize yurt dışından gelen uluslararası hastalar ile turistlere, kamu ve özel sağlık kuruluşlarında sunulacak sağlık hizmetlerinin usul ve esaslarının belirlenmesi olarak ifade edilmiştir. Bu Yönerge; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na tabi olmayan; yurt dışında ikamet eden ve Türkiye’de oturma izni almamış, ülkemize belirli bir süre için eğitim amacı dışında yasal yollarla giriş yapmış olan kişilere sunulacak sağlık hizmetlerini kapsam dahilinde tutmaktadır. Yönerge ile birlikte; Kamu Hastaneleri Birliği ve birliğe bağlı hastaneler bünyesinde, uluslararası hastalara sağlık hizmeti sunmak için gerekli personel, altyapı, teknik, tanıtım, tercüman ve/veya tercümanlık hizmeti ile ilgili usul ve esaslar üzerinde durulmuştur. Aynı zamanda Uluslararası Hasta Destek Hattı ve Uluslararası Hasta Koordinasyon Merkezi, Uluslararası Hasta Birimi gibi sağlık turizmi hizmeti sunumunda görevli olan birimlerin tanımlamaları ve görev alanları belirtilmiştir. Ayrıca devlet üniversitelerine bağlı tıp fakülteleri hastaneleri ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve kuruluşları, bu yönerge kapsamındaki uluslararası hastalar için belirlenen fiyat tarifesini uygulamak zorunluluğu da yönerge ile bağlanmıştır.

Uluslararası Sağlık Turizmi Ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik

Uluslararası sağlık turizmi ve turistin sağlığı- Sağlık Turizmi ve Turist Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönergesinden sonra daha öncesinde de ifade ettiğimiz üzere hala eksiklikleri olan ancak sektörel anlamda daha kapsayıcı ve düzenleyici niteliğe sahip 13 Temmuz 2017 tarih ve 30123 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Uluslararası Sağlık Turizmi Ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmeliğinin amacı; uluslararası sağlık turizmi ve turistin sağlığı kapsamında uluslararası düzeyde sunulan sağlık hizmetlerinin asgari hizmet sunum standartlarının belirlenmesi, uluslararası sağlık turizmi hizmetlerinde faaliyet yürütecek sağlık kuruluşları ile aracı kuruluşların yetkilendirilmesi ve bu faaliyetlerin denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Yönetmeliğin 2’nci maddesinde; “31/5/2006 tarihli ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve milletlerarası ikili mütekabiliyet anlaşmaları kapsamına girmeyen, ancak; yurtdışından sağlık hizmeti almak amacıyla ülkemize gelenler ile turist olarak ülkemizde bulunduğu sırada sağlık hizmeti ihtiyacı ortaya çıkan kişiler ve bu kişilere sağlık hizmeti sunan kamu, üniversite ve özel sağlık kurum ve kuruluşları ile aracı kuruluşları” kapsam dahilinde olduğu ifade edilmiştir.

Yönergeden farklı olarak ayrıca sağlık turistinin kapsamı da genişletilmiştir. Yönetmelikte ayrıca Uluslararası sağlık turizmi kapsamında faaliyette bulunabilmek için; sağlık tesisinin ve aracı kuruluşun uluslararası sağlık turizmi yetki belgesi alması zorunluluğu, uluslararası sağlık turistinin kabul, kayıt, teşhis, tedavi, faturalandırma, taburculuk, tercümanlık ve aracı kuruluşlarla ilgili iş ve işlemlerin koordinasyonu ile görevli uluslararası sağlık turizmi birimi oluşturma zorunluluğu ve usul ile esasları da düzenleme altına alınmıştır. Uluslararası sağlık turizmi alanında Bakanlıkça Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi verilebilmesi için belirtilen esaslar ve Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara uymayanlar hakkında, idarî müeyyideler yeniden düzenlenmiştir. 

663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile merkezde ve taşrada sağlık turizminin takibi yapılması ile ilgili iş bölümü ve görev tanımları belirlenmiştir.

Sağlık turizmi ile ilgili olarak iş ve işlemlerin koordine edilmesi, gerekli denetimlerin yapılması ve izinlerin verilmesi Sağlık Bakanlığı’nın görev kapsamı alanında bulunduğu, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün “Sağlık turizmi uygulamalarının geliştirilmesine yönelik düzenlemeler yapmak, ilgili kurumlarla koordinasyon sağlamak” olduğu düzenleme altına alınmıştır. Bu bağlamda Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde sağlık hizmetlerinin tek elden kontrol edilmesi ve geliştirilmesi için Medikal Turizmi, Termal Turizm Spa- wellness ve İleri Yaş ve Engelli Turizmi bölümlerinden oluşan “Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı” kurulmuştur. 

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk

Tababet Ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a 30.07.2010 tarihinde eklenerek yürürlüğe giren Ek Madde 12’de; Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırmak zorunda” oldukları düzenleme altına alınmıştır. Bu kapsamda Serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların poliçe kapsamındaki mesleki faaliyeti ifa ederken, sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine ve bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlayacağı düzenleme altına alınmıştır.

Özel Hastaneler Yönetmeliği

27.03.2002 tarih ve 24708 sayısı ile Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne eklenen Ek 9. Madde ile “Ağız ve diş sağlığı hastanesi, geriatrik tedavi merkezi, klinik konukevi ile turistin sağlığı kapsamında konaklama tesislerinde kurulan sağlık kuruluşları, sağlıkla ilgili diğer kuruluşlar olarak” değerlendirileceği düzenleme altına alınmıştır. Söz konusu ek Madde ile tedavi amacıyla ülkemize gelen ve uzun süreli tedavileri öngörülen uluslararası hastaların konaklama durumları yasal zemine oturtturularak sağlık kurum/kuruluşlarının etkinliği ve sağlık turizminin sistemli işlemesi amaçlanmıştır.

Kaplıcalar Yönetmeliği

Toprak, yeraltı, deniz ve iklim kaynaklı doğal tedavi unsurlarının tedavi edici faktör olarak kullanıldığı kaplıcalar, içmece ve iklim kür merkezleri ile ilgili hususlar ve buralarda kurulacak sağlık amaçlı her türlü tesisin nitelik ve niceliklerinin belirlenmesi, kurulması, işletme izinlerinin verilmesi, denetlenmesi ve sağlık koşullarına uygun biçimde kontrol altına alınması için gerekli esasların belirlenmesi amacıyla yürürlükte olan ve kaplıca, içmece ve talassoterapi tesisleri ile bu tesislerin sahip ve işletenlerini kapsam dahilinde düzenleme altına alan Kaplıcalar Yönetmeliğine faaliyet gösteren tesis sahip ve işletenlerinin yabancı uyruklu hastaların kayıtlarının düzenli olarak tutulması gerekliliği sağlık turizminin takibi ve geliştirilmesi açısından önem arz etmektedir.

Diyaliz Merkezleri Hakkında Yönetmelik

1 Mart 2019 tarih ve 30701 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyaliz Merkezleri Hakkında Yönetmeliğinin “Klinik konukevi ve konaklama tesislerinde açılacak diyaliz merkezleri” başlıklı 11’inci maddesinde, “Baktıkları diyaliz hasta sayılarını her yıl sonunda geldikleri ülke veya ili belirtmek kaydıyla müdürlüğe bildirmek zorundadırlar” düzenlemesi ile yine sağlık turizminin takibi ve geliştirilmesi amacı taşımaktadır.

Sağlık Turizmi Hukukunda Kurumsallık

Sağlık Turizmi Hukuku kavramsal olarak henüz ayrı bir disiplin olarak hukuk literatüründe yerini almamış olmakla birlikte multidisipliner bir hukuk alanı içerisinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim Sağlık Turizmi çerçevesinde yaşanan hukuki ihtilaflarda husumetli tarafların konumları, sıfatları, bu kişiler arasındaki sözleşmelerin niteliği gibi hususlar dikkate alındığında Kamu ve Özel Hukuk alanlarında birçok yasal düzenlemeler devreye girmektedir. 

Sağlık Turizmi faaliyeti kapsamında ortaya çıkan ya da çıkması muhtemel uyuşmazlıkları belirleyebilmek için öncelikle sektörde yer alan paydaşların kimler olduğunu, paydaşlar arasındaki hukuki ilişkinin ne zaman başladığı ve bu ilişkinin hukuki niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle sağlık turizminin işleyişi, sağlık turizminde paydaşların kimler olduğu ve bu paydaşlar arasındaki ilişkinin niteliklerine kısaca değinerek sonrasında Sağlık Turizmi yasal düzenlemeler çerçevesinde inceleyip uygulamada yaşanılan uyuşmazlıklardan bahsedeceğiz. 

  •     Sağlık Turizmi Paydaşları ve Sağlık Turizmi Süreci
  •     Sağlık Turizmi Paydaşlarını belirlemek için sektörel olarak belirlemeye yapmak gerekmektedir. Dünya Ticaret Örgütü tarafından “Mesleki Hizmetler” ana başlığının altında “uzmanlık gerektiren hizmetler” alt başlığı grubunda listelenen sağlık turizmi hizmetler sektörünün bir parçası olarak nitelendirilmektedir. Sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren bir çok paydaş bulunmaktadır. Bunlar;

    •    Ulaşım Sektörü
    •    Turizm Sektörü
    •    İletişim ve Bilişim Sektörü
    •    Seyahat Sektörü
    •    Finans Sektörü
    •    İnşaat Sektörü ( Yeni Yatırımlar)
    •    Sağlık Kurumları (Özel ve Resmi Hastaneler)
    •    Aracı Kurumlar, Asistan Firmalar ve Danışman Firmalar, Sigorta Şirketleri olarak sıralanabilir. Görüleceği üzere birçok faaliyet alanının sağlık turizmi sürecinin içerisinde olduğundan dolayı uluslararası hasta ile taraflar arasındaki hukuki ihtilaflarda çeşitlilik gösterebilmektedir. 
Sağlık Turizmi sürecinde uluslararası hasta ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ne zaman başladığı ise sürecin nasıl işlediğiyle bağlantılı olarak belirlenmektedir. Nitekim sağlık turizmi süreci uluslararası hastanın hekim, sağlık kurum/kuruluşu veya aracı kuruluş ile bağlantıya geçmesiyle başlamaktadır. Uluslararası Hasta; internet, sosyal ağ, web portalları, tavsiye üzerine vb. doğrudan kendi girişimiyle, Sigorta Şirketi aracılığıyla, işveren aracılığıyla, yabancı ülkedeki aracı kuruluş aracılığıyla, Türkiye’de faaliyet gösteren 1618 sayılı Seyahat Acentaları Ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu kapsamında (A) grubu olup da sağlık turizmi yapmaya yetkilendirilmiş aracı kuruluşlarıyla veya aracı kişiler aracılığıyla bağlantı kurabilmektedir. Sürecin devamında uluslararası hasta durumunu iletmekte ve tedavi konusunda ilgili hekim, sağlık kurum/kuruluşu tarafından uluslararası hastanın durumu değerlendirilmektedir. Değerlendirme sonrasında onay verilmesi durumunda sağlık seyahati, ulaşım ve konaklama planlaması yapılmakta ve medikal turizm başlamaktadır. Uluslararası hastanın hekim, sağlık kurum/kuruluşu ya da aracı kuruluş ile bağlantıya geçmesi ile birlikte taraflar arasındaki hukuki süreçte başlamış olmaktadır. Medikal seyahatin sona ererek uluslararası hastanın sağlık kurum/kuruluşuna yatışı, tedavi süreci hakkında aydınlatılmış onam verilmesi, tedavi ve tedavi sonrası hastaneden çıkış ise farklı bir hukuki ilişki süreci olup uluslararası hastanın ülkesine dönüş ile sağlık turizmi süreci tamamlanmaktadır. 

Sağlık Turizmi Avukatı Hukuki Değerlendirme

Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve dünyanın globalleşmesi ile birlikte her alanda olduğu gibi tıp ve sağlık alanında da kaçınılmaz gelişmeler sağlanmaktadır. Özellikle sağlık alanındaki cihazların gelişimi, teknolojinin tıbbi müdahaleye katkısı ile robotik cerrahi alanlarındaki gelişmeler sağlık hizmetinin sunumuna da katkı sağlamaya başlamış tedavi süreleri kısalmış ve çeşitliliği artmıştır. Bu gelişmelerle birlikte kişilerin daha iyi tedavi görme ya da daha iyi tedaviyi daha ucuza bulma düşüncesiyle hareketleri ile ülkelerin sektörde söz sahibi olma düşüncesi ve sektörün ülke ekonomisine kattığı değeri göz önüne alarak sağlık turizmini geliştirme politikaları bu alanın her geçen gün daha da genişlemesini sağlamıştır. Ancak göz ardı etmemek gerekir ki, Sağlık Turizmine verilen önemin artması, sürecin paydaşlarının çeşitlenmesi ve nicelik olarak artış göstermesi ile sürecin yönetiminde hukuki uyuşmazlıkları beraberinde getirmektedir.

Bu kapsamda literatürde her ne kadar ayrı bir hukuk dalı olarak anılmasa da Sağlık turizmi hukuku yeni gelişen yapı içerisinde sağlık turizminin hukuka uygun bir şekilde yerine getirilmesi hususunda çalışmalar yapan bir hukuki disiplini olarak adlandırabiliriz. Paydaşların hukuki ilişkilerine bağlı olarak multi disipliner bir yapıya sahip olan sağlık turizmi hukuku, içerisinde idare hukuku, milletlerarası özel hukuk, tüketici hukuku, tıp hukuku, sağlık hukuku gibi disiplinleri barındırmaktadır. Bu özelliğinden ötürü uzmanlık gerektiren bir hukuk dalı olan sağlık turizmi süreci hukuku, paydaşların hukuki ve ekonomik gelecekleri açısından büyük önem arz etmektedir. Nitekim içerisinde yabancılık unsuru bulunduran sağlık turizmi sürecinin hem Sağlık Turizmi konusunda yapılan hem de yukarı da saymış olduğumuz mevzuat düzenlemelerine aykırı yürütülmesi paydaşları idari yaptırımların yanı sıra ceza yargılamalarıyla da karşı karşıya bırakacak ve uluslararası hastanın kendi ülkesinde açmış olduğu dava sebebiyle de ülke tanınırlığı ve sağlık turizminde söz sahibi olmaya yönelik çalışmaları zarar görmüş olacaktır.

Yukarıda izah ettiğimiz hususlar çerçevesinde görüleceği üzere Sağlık Turizmi gelişmekte olan ve sağlık turizmi hukukuna fazlasıyla ihtiyaç duyan bir alandır. Sağlık hizmetlerinin aksatılmadan verilmesinin yanında turizm sektörü açısından da getirisi tartışılmaz bir konumdadır. Sağlık turizmi avukatı hem acentelerin hukuki sorumlulukları bakımından ticaret hukukuna hakim olmalı hem de sağlık kurum ve kuruluşları bakımından mevzuatsal sorumlulukluluklara vakıf olmalıdır. İlgili hukuki durum bakımından multidisipliner bir yapıya sahip olan sağlık turizmi hukuku, ülkemizin bu konudaki son zamanlarda yapmış olduğu küresel atak ile kendini daha da ön plana çıkartacaktır.

Özellikle sağlık turizmi sözleşme örneklerinin iyi tahlil edilmesi ve tarafların tüm haklarını koruması son derece önemlidir. 

İlgili Etiketler:
1