Verilen Görev ve Emirleri Kasten Yapmamak | Mil Hukuk & Danışmanlık

Verilen Görev ve Emirleri Kasten Yapmamak

  • Anasayfa
  • Verilen Görev ve Emirleri Kasten Yapmamak

Verilen Görev ve Emirleri Kasten Yapmamak

Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak disiplin suçu 657 sayılı devlet memurları kanununda düzenlenmiş olup disiplin cezası bakımından Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerdendir.

Verilen Görev ve Emirleri Kasten Yapmamak

Verilen Görev ve Emirleri Kasten Yapmamak

Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak disiplin suçu 657 sayılı devlet memurları kanununda düzenlenmiş olup disiplin cezası bakımından Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerdendir. Nitekim verilen görev ve emirleri kasten yapmamak disiplinsizliğinin işlendiği amirler tarafından öğrenildiğinde buna ilişkin olarak memurun savunmasının alınması şart olmakla birlikte disiplin soruşturması da yapılmalıdır. Memur verilen görev ve emirleri kasten yapmamak disiplinsizliğinden ötürü Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilmiş ise bu cezanın kendisine tebliğinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde dava açmak zorundadır. 60 gün geçirildikten sonra dava açılması davanın süre aşımından dolayı reddini gerektirecektir. 

T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 2014/8469
K. 2019/4804
T. 20.5.2019

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

• DİSİPLİN CEZASININ İPTALİ ( Dava Konusu İşlemin Dayanağı Olan 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde Sendika Temsilcisinin Karar Aşamasında Disiplin Kurulunda Yer Alarak Oy Kullanması Gerektiği Yönünde Bir Düzenleme Bulunmadığı - İşin Esası Hakkında Karar Verilmesi Gerektiği )
• SENDİKA TEMSİLCİSİNİN DİSİPLİN KURULUNDA YER ALMAMASI ( İşlemin Dayanağı Olan 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde Bu Yönde Bir Düzenleme Bulunmadığı - Yasa Değişikliği Neticesinde de Sendika Temsilcisinin Disiplin Kurulunda Bulunmasına İlişkin Bir Düzenleme Yapılmadığı )
• ÖĞRETİM GÖREVLİLERİNİN DİSİPLİN HÜKÜMLERİ ( 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde Sendika Temsilcisinin Karar Aşamasında Disiplin Kurulunda Yer Alarak Oy Kullanması Gerektiği Yönünde Bir Düzenleme Bulunmadığının Gözetilmesi Gerektiği )
• YASA DEĞİŞİKLİĞİ ( Dava Devam Ederken Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Meydana Gelmiş Olup Değişiklik Neticesinde de Sendika Temsilcisinin Disiplin Kurulunda Bulunmasına İlişkin Bir Düzenleme Yapılmadığı - İşin Esası Hakkında Karar Verilmesi Gerektiği )
2547/m.53

ÖZET : Dava; öğretim görevlisi olarak görev yapan davacının kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince verilen kararda davacının Eğitim-Bir-Sen sendikası üyesi olduğundan üyesi bulunduğu sendika temsilcisinin karar aşamasında Disiplin Kurulunda yer alarak oy kullanması gerektiği yönünde belirlemelere yer verilmiş ise de; dava konusu işlemin dayanağı olan 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, dava devam ederken Yükseköğretim Kanunu 53. maddesinde değişilik meydana gelmiş olup değişiklik neticesinde de sendika temsilcisinin disiplin kurulunda bulunmasına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir. Bu durumda, işin esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Kocaeli 1. İdare Mahkemesi'nin 21/05/2014 gün ve E:2013/1109, K:2014/622 Sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, taraflarca 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmakta, davalı idarece savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : ...

Düşüncesi : İstemin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; Kocaeli Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görev yapan davacının kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; davacının Eğitim-Sen sendikası üyesi olduğu sabit olup bu hususta ihtilaf bulunmadığı, toplu sözleşme hükmünde ve kesin olan 29.05.2012 tarih ve 2012/1 Sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararı uyarınca davacının üyesi bulunduğu sendika temsilcisinin karar aşamasında Disiplin Kurulunda yer alması ve oy kullanması gerekirken sendika temsilcisine oy hakkı tanınmadan toplanan Disiplin Kurulunda alınan dava konusu karar şekil yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, iptal kararı esasa ilişkin bir iptal kararı olmadığından ve davalı idarece, davacının üyesi bulunduğu sendika temsilcisinin de oy kullanacağı Disiplin Kurulunca yeniden karar alındıktan sonra ortaya çıkacak durumdan sonra ancak davacının tazminat istemi hakkında karar verilebileceği açık olduğundan davacının tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Anayasanın 130. maddesinde; Yükseköğretim Kurumlarının kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip kuruluşlar olduğu ve disiplin ile ceza işlemlerinin yasa ile düzenleneceği kurala bağlanmıştır.

Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 9/i. maddesinde " Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayırımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak", 9/m maddesinde "Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak" kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

2547 Sayılı Kanun'un 53 ve 65/a-9 maddelerine dayanılarak hazırlanan; Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 3. maddesinde; Yüksek Disiplin Kurulunun, Yükseköğretim Yürütme Kurulunu; Yükseköğretim Kurulu üyelerinin, rektörlerin ve dekanların disiplin işlerinde Genel Kurulu tanımladığı; disiplin kurullarının; Yükseköğretim Kurulunda; Genel Sekreterin başkanlığında 1. Hukuk Müşaviri, Personel, Araştırma-Planlama, Koordinasyon ile İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlarından teşekkül eden kurulu; Üniversitelerarası Kurulda, Genel Sekreterin başkanlığında Hukuk Müşaviri ile Personel Müdürü ve iki uzmandan teşekkül eden kurulu; Yükseköğretim Kurumlarında, bu kurumların yönetim kurullarını, ifade ettiği; ''Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar'' başlığını taşıyan 33. maddesinde; bir kısım disiplin cezalarının Yüksek Disiplin Kurulunca verileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.

657 Sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 1. maddesinde; üniversitelerin, İktisadi ve Ticari İlimler Akademilerinin, Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademilerinin, Devlet Güzel Sanatlar Akademilerinin, Türkiye ve Orta - Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün öğretim üye ve yardımcılarının özel yasa hükümlerine tabi olduğu düzenlemesi yer almış, Yasanın 134. maddesinde ise; disiplin ve soruşturma işlerinde kanunlarla verilen görevleri yapmak üzere Kurum merkezinde bir Yüksek Disiplin Kurulu ile her ilde, bölge esasına göre çalışan kuruluşlarda bölge merkezinde ve kurum merkezinde ayrıca Milli Eğitim müdürlüklerinde birer Disiplin Kurulu bulunacağı, bu kurulların kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usulü, hangi memurlar hakkında karar verebilecekleri ve disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esaslar ile bunların yetki ve sorumlulukları gibi hususların Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.

657 Sayılı Kanun'un 134. maddesine dayanılarak hazırlanan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinde; bu Yönetmeliğin, 657 Sayılı Devlet Memurları Yasasının değişik 1. maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren memurlar hakkında uygulanacağı; 21/07/2005 günlü, 25882 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle Değişik 4/2 maddesinde ise; hakkında disiplin soruşturması yürütülen Devlet memurunun üyesi olduğu sendikanın temsilcisinin de bu maddede belirtilen disiplin ve yüksek disiplin kurullarında yer alacağı; her bir disiplin ve yüksek disiplin kurulunda görevlendirilen temsilcinin ilgili sendika tarafından önceden bildirileceği; bu şekilde üyesi çift sayıya ulaşan kurullarda oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın kararına itibar edileceği düzenlemeleri yer almıştır.

2547 Sayılı Kanun'un 53. maddesinde, üniversite ve bağlı birimlerinin yönetim kurullarının aynı zamanda disiplin kurulu olarak görev yapacakları açıkça düzenlenmiş, aynı Yasanın 15 ve devamı maddelerinde de üniversite ve bağlı birimlerinin yönetim kurullarının kimlerden oluşacağı belirtilmiştir. 2547 Sayılı Kanun'un 53.maddesinin ( b ) bendinde 657 Sayılı Yasaya atıf yapılan husus öğretim elemanlarının, memur ve diğer personelin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkilerine ilişkindir.

Dava dosyasının incelenmesinden Kocaeli Üniversitesi Sağlık Yüksekokulunda öğretim görevlisi olarak görev yapan davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucu eylemi Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 9/i ve 9/m maddesi kapsamında sabit görülerek kademe ilerlemesinin durudurulması cezasıyla cezalandırılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince verilen kararda davacının Eğitim-Bir-Sen sendikası üyesi olduğundan üyesi bulunduğu sendika temsilcisinin karar aşamasında Disiplin Kurulunda yer alarak oy kullanması gerektiği yönünde belirlemelere yer verilmiş ise de; dava konusu işlemin dayanağı olan 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinde bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, dava devam ederken Yükseköğretim Kanunu 53. maddesinde değişilik meydana gelmiş olup değişiklik neticesinde de sendika temsilcisinin disiplin kurulunda bulunmasına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir.

Bu durumda, işin esası hakkında karar verilmesi gerektiğinden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Kocaeli 1. İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararının bozulmasına,

kazancı.com

T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2015/5197
K. 2019/1021
T. 13.2.2019

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

İSTEMİN KONUSU : Ankara 5. İdare Mahkemesi'nin 11/09/2015 tarihli ve E:2014/2103, K:2015/1308 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde araştırmacı olarak görev yapan davacının, Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde işlediği ileri sürülen fiilleri nedeniyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(n) maddesi uyarınca bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 10/11/2014 tarih ve 12 Sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ankara 5. İdare Mahkemesince; davacının 28.05.2014 tarihli, 128 Sayılı inceleme raporu ve 30.06.2014 tarihli, 142 Sayılı ek inceleme raporları ile görüş ve kanaatlerini makul sürede belirttiği, soruşturma görevi veren makamın muhakkikin görüş ve önerisiyle bağlı olmadığı, aynı konuda dilerse başka kişi ve kişileri yeniden muhakkik olarak atayabileceği, soruşturmacı olarak görevlendirilenlerin de görev veren makamın görüş ve kanaatine bağlı olmadıkları, bu raporları tamamen bağımsız ve objektif biçimde hazırlamak zorunda oldukları, sonuçta ortaya çıkan raporla yapılan tespitler sonucu ulaşılan kanaatin soruşturmacıya ait sübjektif nitelik taşıdığı ve görev veren makamlarca bu kanaate müdahale edilemeyeceği, davacının muhakkiklik görevi ile ilgili olarak verilen emir ve görevleri kasten yapmadığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının soruşturmacı olarak düzenlediği ilk inceleme raporundaki eksikliklerden dolayı raporun iade edildiği, davacı tarafından düzenlenen her iki raporda da, raporların hazırlanmasında gereken hassasiyeti göstermediği, raporlarlarda yer alan tespitlerin eksik, sağlıklı bilgiler içermeyen, hiç araştırılmamış olduğu ve kanaat oluşturmak için yetersiz bulunduğu, davacıya isnad edilen eylemin sübuta erdiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ CANDAN IŞIK'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü'nde Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde, Yayınlar Dairesi Başkanlığı tarafından Işık Yayıncılık Ticaret A.Ş.'den 06.05.2013 tarihinde satın alınan 12 adet kitap içerisinde bulunan ''Y. E. Divanından Seçmeler'' adlı kitap hakkında Bakanlık aleyhine intihal davası açılması nedeniyle satın alma işlemini gerçekleştiren Yayınlar Dairesi önceki başkanı M. Balçık'ın soruşturulması için muhakkik sıfatıyla görevlendirilmiştir.

Bu kapsamda hazırladığı 28.05.2014 tarihli ve 934-128 Sayılı inceleme raporu Genel Müdürlüğe sunulmuş; Genel müdürlük tarafından eksik inceleme nedeniyle 05.06.2014 tarihli ve 132 Sayılı iade yazısı ile iade edilmiştir. Davacının Yayınlar Dairesi önceki başkanının ifadesine bir kez daha başvurarak düzenlediği 30.06.2014 tarihli ve 142 Sayılı ek inceleme raporunun da eksik bulunması üzerine davacı hakkında muhakkiklik görevinin ifasında kusur ve sorumluluğu nedeniyle soruşturma açılmış ve soruşturma sonucunda muhakkik olarak görevini layıkı veçhile yerine getirmede özen göstermediğinden bahisle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(n) maddesinde "Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak." hükmü gereğince bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılması teklif edilmiş, Merkez Disiplin Kurulunca, teklif edilen cezanın 04.11.2014 tarihli ve 2014/2 Sayılı karar ile kabul edilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (n) alt bendinde, "Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak" kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dosyanın incelenmesinden; Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü'nün 02.05.2014 tarihli ve 102 Sayılı yazısıyla, Yayınlar Dairesi Başkanlığı tarafından Işık Yayıncılık Ticaret A.Ş.'den 06.05.2013 tarihinde satın alınan 12 adet kitap içerisinde bulunan ''Y. E. Divanından Seçmeler'' adlı kitapla ilgili olarak kurumlardan ve mahkemelerden gelen belgelerin temin edilerek; Işık Yayıncılık Ticaret A.Ş. İle herhangi bir sözleşme imzalanıp imzalanmadığı, dosyasında bulunan sözleşmenin hukuki geçerliliği, söz konusu yayınevinden yapılan satın alma işleminin mevzuata uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususlarının incelenmesi ve soruşturulması için davacının muhakkik olarak görevlendirildiği görülmektedir.

Davacı tarafından düzenlenen 28.05.2014 tarihli ve 128 Sayılı raporda; "yayınevi ile imzalanan sözleşmenin bir ön sözleşme olduğu, sözleşmedeki imzanın eski Daire Başkanı M. Balçık'a ait olduğu, M. Balçık'ın imza yetkisi olmadığı, karşı tarafın basiretli bir işadamı gibi davranarak Daire Başkanı düzeyinde atılan imzanın Bakanlığı bağlamayacağını bilmeleri gerektiği, yapılan alımın yasal olduğundan hareketle soruşturmaya gerek olmadığı" yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmekle; satın alma işleminin mevzuata uygun olup olmadığı hususunda herhangi bir araştırma ve soruşturma yapmadığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü'nün 05.06.2014 tarihli ve 132 Sayılı yazısıyla, firma yetkilisinin imzalarında benzerlik bulunmadığı, ön protokol olarak nitelendirilen sözleşmenin yasal olup olmadığı değerlendirilmesinin yapılmadığı, satın alma işleminin 4734 Sayılı Kanun'un 22/b maddesine göre yapıldığının belirtilmesine karşın, yayınevinden istenilmesi gereken "özel bir hakka sahip olduğuna dair belgenin" dosyasında bulunmadığı, M. Balçık tarafından yetkisiz olarak imza atıldığının tespit edildiği, buna rağmen sorumluluğun sözleşmenin diğer tarafı olan firmaya yükletildiği, Yayın Kurulu karar tutanaklarında "Y. E. Divanından Seçmeler'' adlı kitabın bulunmadığı hususlarının yeterince incelenmediği belirtilerek raporun yeniden düzenlenmesi gerektiği bildirilmiştir.

Bu kapsamda davacı tarafından düzenlenen 30.06.2014 tarihli ve 142 Sayılı ek inceleme raporunda, bir önceki raporunda eksiklik bulunmadığı, eksiklik olarak bildirilen hususların yeni inceleme konusu olduğu, söz konusu sözleşmenin yok sayılması gerektiğinden soruşturmaya gerek olmadığı yönünde görüş bildirdiği, bu raporda da, 4734 Sayılı Kanun'un 22/b maddesi uyarınca doğrudan temin yöntemi ile gerçekleştirilen kitap alım işinin mevzuatına uygun yapılıp yapılmadığı ve idarece yeniden incelenmesi istenilen diğer konularla ilgili herhangi bir araştırma/inceleme yapılmadığı görülmektedir.

Bu durumda, davacının, raporların hazırlanmasında gereken özeni göstermeyip eksik inceleme ve soruşturma yaptığı, raporlarda yer alan tespitlerin sağlıklı bilgiler içermediği, hiç araştırma yapmadan düzenlenen raporların kanaat oluşturmak için yetersiz olduğu açık olup davacıya isnad edilen "Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak" fiilinin sübuta erdiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki Ankara 5. İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1.2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,

kazancı.com

T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2015/161
K. 2018/594
T. 13.2.2018

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

İstemin Özeti : Rize İdare Mahkemesince verilen 15/10/2014 tarihli ve E:2014/241, K:2014/576 Sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : ...

Düşüncesi : İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; Rize Valiliği Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü'nde memur olarak görev yapan davacı tarafından, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(n) maddesi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması ancak yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle anılan cezanın brüt aylığından 1/4 oranında kesilmesi şeklinde uygulanmasına ilişkin 04.12.2013 tarihli ve 2013/2 Sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, davacının disiplin cezasına konu eyleminin sübuta erdiği ve cezalandırılması gerektiği sonucuna varıldığı, ancak, gerek objektiflik ve hakkaniyeti sağlamak gerekse keyfilik ve ayrımcılığın engellenmesi bakımından, alt ceza uygulamasının dava konusu işlemde değerlendirilmesi gerekirken bu husus ihmal edilerek verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(n) maddesinde, verilen görev ve emirleri kasten yapmamak fiilinin kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektirdiği kuralına yer verilmiştir.

Aynı maddenin devamında, geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanın uygulanabileceği hükmü yer almaktadır.

Anayasa'nın 125. maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesinde, "takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez" kuralına, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ikinci maddesinin ikinci fıkrasında da, "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler, yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." kuralına yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Rize Valiliği Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü'nde memur olarak görev yapan davacının, 5084 Sayılı Kanun uyarınca yürütülecek enerji desteği işlemleri kapsamında hak sahibi işletmelere yapılacak ödemelere ilişkin iş ve işlemleri yürütmek üzere Valilik makamınca 17.04.2013 tarihinde görevlendirilmesine rağmen bu görevini kasten yerine getirmediği konusunda yapılan soruşturma sonucu hazırlanan 06/11/2013 tarihli soruşturma raporu ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması teklif edilmiş ve Rize Valiliği İl Disipilin Kurulu'nun 04/12/2013 tarihli ve 2013/2 Sayılı kararı ile anılan teklif doğrultusunda işlem tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin ikinci fıkrasında, idareye kendilerine disiplin cezası verilen devlet memurlarından geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlara bir derece hafif olan disiplin cezasını uygulamak konusunda takdir hakkı tanınmış olup, yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler karşısında; söz konusu yetkinin kullanılması açısından idarenin yargı kararıyla yönlendirilmesine veya takdir hakkına müdahale edilmesine hukuken olanak bulunmadığından, davacı hakkında bir alt ceza uygulanması hususunda değerlendirme yapılmadığı şeklindeki idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Bu durumda, İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; davacıyla ilgili olarak, geçmiş yıllardaki hizmetleri, daha önce disiplin cezası alıp almadığı, olumlu çalışmaları, sicilleri, disiplin cezasına konu fiilin niteliği dikkate alınmak suretiyle, bir alt ceza uygulanıp uygulanmayacağı hususunun kararda tartışılmadığı, alt cezanın verilip verilmeyeceği yönünde bir karar verilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulmasına,

kazancı.com

T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2014/6689
K. 2015/5538
T. 22.10.2015

Davacı:
Vekili:
Davalı:
Vekili:

İstemin Özeti : Danıştay Onikinci Dairesince verilen 27.1.2014 tarihli ve E:2012/409, K:2014/138 Sayılı kararın; 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi :

Düşüncesi : İdare mahkemesi kararının, davacı ile arasında husumet olan kişi tarafından hazırlanan soruşturma raporu üzerine davacının bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasında, objektiflik ve tarafsızlık ilkesine aykırılık sebebiyle hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

KARAR : Dava; Ağrı İli Patnos İlçesi Seçmen Kütük Bürosu Zabit Katibi olarak çalışmakta iken davacı hakkında açılan disiplin soruşturması sonucu 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-n maddesi uyarınca 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına dair 14.2.2011 tarih ve 2011/6 Sayılı Disiplin Kurulu işlemi ile bu işlemin onanmasına dair 28.2.2011 tarih ve 413 Sayılı 'nın Olur'unun iptali istemiyle açılmıştır.

Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 24.11.2011 tarihli, E:2011/404, K:2011/1459 Sayılı kararı ile, davacının verilen emir ve görevleri yerine getirmeyerek bu yolla disiplin cezasına konu fiillerin gerçekleştiği sübuta erdiğinden davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Danıştay Onikinci Dairesinin 27.1.2014 tarihli, E:2012/409, K:2014/138 Sayılı kararıyla İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı tarafından, karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemiz kararının kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmeleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinde yazılı sebeplerden birinin varlığı ile mümkündür

Davacının kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede ileri sürdüğü sebepler, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, Dairemiz kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunduğundan, kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek anılan kararın kaldırılmasından sonra uyuşmazlığın esası yeniden incelendi;

Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğinin "Disiplin amirlerinin yetkileri" başlıklı 18. maddesinde; disiplin amirlerinin kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği görevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, 657 Sayılı Kanunda yazılı disiplin cezalarından yetkisi dahilinde bulunanları vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmektedir.

Bu nedenle, kamu görevlisinin suç oluşturduğu iddia edilen fiil ile ilgili olarak idarece açılan bir disiplin soruşturmasında, konu ile ilgili her türlü araştırmanın yapılması, kanıt niteliğinde toplanan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, hatta teknik konularda bilirkişilere inceleme yaptırılmak suretiyle, soruşturulanların görev ve konumları itibariyle sorumlukları ile suçun oluş biçimi irdelenerek düzenlenen rapor ile fiilin sübut bulup bulmadığının ortaya çıkarılması gerektiği, soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin ve cezayı verecek olan disiplin amirlerinin soruşturmaya konu olayla hiçbir ilgisi bulunmayan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin suç konusu eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya soruşturulanın veya olayın mağduru durumundaki kişilerden etkilenecek konumda bulunmayan tamamen tarafsız kişi veya kişilerden olmaları ve kıdem ve görev bakımından en az soruşturulan ile aynı seviyede veya üst düzeyde bulunmaları gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının Ağrı İli Patnos İlçesi Seçmen Kütük Bürosu Zabit Katibi olarak görev yapmakta iken, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın 1.10.2010 tarih ve 2010/44 Sayılı kararı ile Patnos Sulh Hukuk Mahkemesi ve Patnos Kadastro Mahkemesi kaleminde çalışmak üzere görevlendirildiği halde kendisine verilen görevleri yapmadığı iddiası üzerine hakkında soruşturma başlatıldığı, 14.10.2010 tarihinde ilçe seçim kurulu başkanı S.A.İ tarafından yazı işleri müdürü A.E.G'nin soruşturmacı olarak görevlendirildiği, 22.11.2010'da soruşturmacının davacı hakkındaki soruşturma raporunu tamamlayıp S.A.İ'ye teslim ettiği, S.A.İ tarafından hazırlanan 1.12.2010 tarih ve 2010/3 Sayılı disiplin raporunda davacının verilen görev ve emirleri kasten yapmamak disiplin suçunu işlediğinin tespit edildiğinden bahisle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin (D) bendinin (n) fıkrası gereğince bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilmesi yönünde teklif getirildiği, karar verilmek üzere 'na gönderildiği anlaşılmaktadır.

Davacı hakkında yine devam eden bir yargılamada, davacının Ağrı İli Patnos Seçmen Kütük Bürosu Zabıt katibi olarak görev yaparken ilçe seçim kurulu başkanı S.A.İ aleyhine psikolojik taciz iddiasıyla 14.10.2010 tarihinde İş Mahkemesinde dava açtığı, dava dilekçesinde kullandığı bazı ifadeler sebebiyle hakkında disiplin soruşturması açıldığı, soruşturmacı tayin işlemini bizzat İlçe seçim kurulu başkanı S.A.İ'nin yaptığı ve soruşturmacı tarafından hazırlanan raporun S.A.İ'ye teslim edilip, S.A.İ tarafından hazırlanan ve görüşünü eklediği soruşturma raporunun Disiplin Kurulu'na verildiği, bu rapor sonucunda davacının 657 Sayılı Kanun'un 125/D-l maddesi uyarınca bir yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırıldığı ve bu işlemin iptali yolunda Diyarbakır 2. İdare Mahkemesince verilen 28.1.2013 tarih ve E:2011/1293, K:2013/80 Sayılı kararın, Dairemizin 27.1.2014 tarih ve E:2013/6163, K:2014/140 Sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği görülmektedir.

Davacı tarafından işlenildiği iddia edilen her iki eylemin de yakın tarihlerde meydana geldiği ve bu eylemler sebebiyle davacı ile ilçe seçim kurulu başkanı S.A.İ arasında bir husumet söz konusu olduğu, davacı hakkında soruşturmacı tayininde bulunan ve hazırlanan soruşturma raporlarında imza ve kişisel görüşü bulunan S.A.İ'nin taraf konumunda bulunduğu olayla ilgili değerlendirmeyi objektif bir şekilde yapması ve davacının lehine olabilecek hususları da dikkate alarak sağlıklı bir sonuca varması olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda; davacı ile arasında husumet olan kişi tarafından tesis edilen işlemler üzerine davacının bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasında, objektiflik ve tarafsızlık ilkesine aykırılık sebebiyle hukuka uygunluk görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulmasına,

1