Sağlık Nedeniyle Askeri Öğrencilikten Çıkarılma Davası | Mil Hukuk & Danışmanlık

Sağlık Nedeniyle Askeri Öğrencilikten Çıkarılma Davası

  • Anasayfa
  • Sağlık Nedeniyle Askeri Öğrencilikten Çıkarılma Davası

Sağlık Nedeniyle Askeri Öğrencilikten Çıkarılma Davası

Sağlık nedeniyle askeri öğrencilikten çıkarılma davasında askeri öğrencide mevcut olan “mitral yetersizlik” rahatsızlığının bünyesel olduğu, askeri öğrenciliğe kabul muayeneleri sırasında bu rahatsızlığının ekokardiyografi tetkiki yapılarak tespit ed

Sağlık Nedeniyle Askeri Öğrencilikten Çıkarılma Davası

Sağlık Nedeniyle Askeri Öğrencilikten Çıkarılma Davası

Sağlık nedeniyle askeri öğrencilikten çıkarılma davasında askeri öğrencide mevcut olan “mitral yetersizlik” rahatsızlığının bünyesel olduğu, askeri öğrenciliğe kabul muayeneleri sırasında bu rahatsızlığının ekokardiyografi tetkiki yapılarak tespit edilebileceği, askeri öğrencilerin askeri öğrencilik süresince ağır savas ve beden eğitimi faaliyetlerinde bulundukları, Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 25/2’nci maddesindeki, “Türk Silâhlı Kuvvetlerinin askeri okullarına alınacak öğrenci adayları, tam sağlam olmalı ve diskromatopsi bulunmamalıdır…“ seklindeki hüküm de göz önüne alındığında ekokardiyografi tetkiki dahil gerekli tetkik ve muayeneleri yapmayarak askeri öğrenciliğe kabul muayeneleri sırasında bu rahatsızlığının idarece tespit edilmeyerek, sağlığı elverisli olmadığı halde, Kara Harp Okuluna alınıp askeri öğrencilik yaptırılmasının davalı idarenin hizmet kusurunu olusturduğu, bu nedenle ilisiği kesildikten sonra 2011-2012 öğretim yılı için yapılan Üniversite sınavlarına girerek basarılı olması üzerine Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümüne kayıt yaptıran davacının Kara Harp Okuluna girdiği 01.09.2007 tarihinden Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümüne kayıt yaptırdığı 05.09.2011 tarihleri arasındaki süre kadar emsallerine göre hayata geç atılmasından kaynaklanan kaybı olduğu, belirtilen sürede asgari ücretli olarak çalısacağı kabul edilerek uğradığı zararın hizmet kusuru ilkesi gereğince davalı idare tarafından karşılanması gerektiği kararı verilmiştir.

Sağlık Sebebiyle Askeriyeden Çıkarılma Davası Kime Karşı Açılır

Sağık sebebiyle askeriyeden çıkarılma davasında davanın açılacağı yer bağlı olunan kuruma göre değişkenelik gösterecektir. Sağlık nedeniyle askeri öğrencilikten çıkarılan kişi jandarma genel komutanlığında öğrenci ise bu durumda davalı jandarma genel komutanlığı olacak, karar kuvvetlerinde askeri öğrencilik yapılıyor ya da karar kuvvetleri komutanlığında çalışılıyor ise dava milli savunma bakanlığına karşı açılacaktır.

Sağlık Sebebiyle Askeriyeden Çıkarılma Davası Hangi Mahkemede Açılır

Sağlık sebebiyle askeriyeden çıkarılma bir idari işlem olduğundan mütevellit bu davalar idari işlemin iptali için idare mahkemesinde açılacaktır. Anlaşılacağı üzere görevli mahkeme idare mahkemesi olacaktır.

Sağlık Sebebiyle Askeriyeden Çıkarma Davası Nerede Açılır

Sağlık sebebiyle askeriyeden çıkartılan kişi askeri öğrenci ise davada yetkili mahkeme Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi olacak ancak çıkartılan kişi göreve başlamış ise yetkili mahkeme görev yaptığı yerdeki idare mahkemesi olacaktır.

Sağlık Sebebiyle Askerlikten Çıkarılma Davasında Avukata Nasıl Vekalet Veririm

Sağlık Sebebiyle askeriyeden çıkarılma davasında avukata vekalet verilmeden önce avukat ile avukatlık ücretleri konusunda anlaşılmış olmalı ve avukatın talimatlarıyla hareket edilmelidir. Yapılacak anlaşma koşullarında anlaşıldıktan sonra dava açacak kişi avukatın bilgilier ile birlikte notere gider ve noterde avukat adına genel dava vekaletnamesi çıkartır. Bu genel dava vekaletnamesini avukata gönderdikten sonra avukat genel dava vekaletnamesini dosyaya sunarak davanın tüm aşamalarını vekil sıfatıyla profesyonel bir şekilde takip eder.

Sağlık Sebebiyle Askeriyeden Çıkarılma AYİM Kararı

AYİM 2'nci Dairesi
13.02.2013 E. 
2011/836, 
K.2013/179

Davacı vekili 25.05.2011 tarihinde kayda alınan dava dilekçesinde özetle; davacının 2002 yılında girdiği sınavlarda basarılı olması üzerine Askeri Liseyi kazandığını, yapılan sağlık kontrollerinden geçerek basladığı askeri lise eğitimini müteakip 2007 yılından itibaren de Kara Harp Okulu’nda askeri öğrenciliğe devam ettiğini, 3’ncü sınıf öğrencisi olduğu dönemde Kara Havacılık sınıflandırma muayenesi kapsamında Etimesgut Asker Hastanesinde yapılan muayenesi sonunda anılan Hastane Sağlık Kurulunun “mitral yetersizlik” tanısına dayalı olarak “D 42 F10 askeri öğrenci olamaz” kararı verilmesi üzerine geçici olarak okuldan uzaklastırıldığını, geçici uzaklastırma kararının 06.05.2011 tarihinde onaylanmasını müteakip 16.05.2011 tarihinde okulu ile ilisiğinin kesildiğini, askeri liseye giriste ve harp okuluna devam sürecinde tıbbi kontroller gereği gibi yapılmadığından çok basarılı bir öğrenci olan davacının baska eğitim kurumları yerine askeri lise ve harp okuluna devam ettiğini, ancak lise çağından itibaren gördüğü askeri eğitimin bu sekilde sona ermesi ile yasıtlarının 4 yıl gerisine düstüğü gibi yeniden eğitime baslamak için sarf edeceği zaman ve emek ile maddi kaynaklar dikkate alındığında davacının askerliğe engel nitelikteki rahatsızlığının geç fark edilmesinden kaynaklanan maddi ve manevi zararının bulunduğunu ileri sürerek bu zararlara karsılık olmak üzere 80.000.TL. maddi ve 10.000.TL. manevi olmak üzere toplam 90.000.TL. tazminatın olay tarihinden hesaplanacak yasal faizi ile beraber davacıyı ödenmesine karar verilmesini adli yardım istemli olarak talep ve dava etmistir.

AYİM 2’nci Dairesinin 15.06.2011 tarih ve 2011/836 E. sayılı kararı ile davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilmistir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden; 2002-2007 yılları arasında Askeri Lise eğitimini müteakip askeri öğrenciliğe devam edebilmek için 06.04.2007 tarihinde İstanbul Gümüssuyu Asker Hastanesince yapılan muayenesinde, harp okulu öğrenciliğine engel bir rahatsızlığı görülmeyerek “sağlam” olduğuna karar verilen ve bu karara istinaden Kara Harp Okuluna kabul edilen davacı Kazım ORHAN’ın, uçucu muayeneleri kapsamında Etimesgut Asker Hastanesince muayene edildiği ve 14.12.2011 tarihinde “mitral yetersizlik” tanısı konularak “D/42 F-10, Askeri Öğrenci Olamaz. ” kararı verildiği, bu raporlara istinaden sağlık nedeniyle Kara Harp Okulundan geçici olarak uzaklastırıldığı, öğrencilikten çıkarma kararının K.K.K.lığınca 06.05.2011 tarihinde onaylandığı ve 16.05.2011 tarihinde ilisiğinin kesildiği, davacı vekilince 25.05.2011 tarihli dilekçe ile 80.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi olmak üzere toplam 90.000 TL tutarındaki tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi talebiyle MSB.lığı aleyhine AYİM’ de süresi içinde isbu davanın açıldığı anlasılmıstır. T.C. Anayasasının 125 inci maddesine göre, idare kendi eylem ve islemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmistir. Ancak idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasa’da belirtilmemis, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıstır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, isterse kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin veya islemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve zarar ile eylem veya islem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur. Bu sartlardan birinin yokluğu idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırır. 

Bu nedenle ortada bir zarar yoksa veya meydana gelen zararın idari eylem ve islemle ilgisi bulunmuyorsa, idari faaliyet zararın gerçek nedenini, illiyetini teskil etmiyorsa, arada illiyet bağı mevcut değilse veya zarara yol açan eylem veya islem idareye yüklenebilir nitelikte değilse, idarenin sorumluluğu ortadan kalkmaktadır. İdari islemden doğan tam yargı davalarında da, eylemden doğan tam yargı davalarında olduğu gibi idarenin tazmin sorumluluğu, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk kuram ve ilkelerine dayanmaktadır. Dava konusu uyusmazlık davacının askeri öğrenciliğe elverisli olmadığı halde davalı idarece yeterli muayene yapılmadığı için bu durumunun tespit edilmemesi sonucu, Kara Harp Okuluna alınıp askeri öğrencilik yapması nedeniyle uğranılan zararlarının tazmini istemine yönelik olduğu anlasılmaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen hususların doğruluğunun tespiti ve dava konusu olayın aydınlatılabilmesi için uzman bilirkisi görüsüne basvurulması ihtiyacı doğduğundan AYİM İkinci Dairesinin 07 Aralık 2011 gün ve Esas No.2011/836 sayılı ara kararıyla tıbbi bilirkisi incelemesi yaptırılmasına karar verilmis olup, davacıya ait dava dosyası ve davacının tedavisiyle ilgili tıbbi kayıtlar bilirkisi olarak görevlendirilen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Baskanlığında görevli Prof.Dr.M…., Prof.Dr.M… ve Doç.Dr.Y….’e teslim edilmek suretiyle; “Raporda belirtilen kardiyolojik rahatsızlığın ne olduğu, bu rahatsızlığın olusum ve ilerleme süreci ve bu süreçte etkili olan etmenlerin neler olduğu, rahatsızlığının bünyesel bir rahatsızlık mı, yoksa dıs etkenlerden kaynaklanan bir rahatsızlık mı olduğu, davacının rahatsızlığı bünyesel bir rahatsızlık değilse, bu rahatsızlığın olusumunda davacının askeri öğrenci olduğu da dikkate alınarak askeri öğrenciliğin sebep ve tesirinin bulunup bulunmadığı, davacının rahatsızlığı bünyesel bir rahatsızlık ise, bu rahatsızlığın tetiklenmesinde ve ilerlemesinde askeri öğrenciliğin sebep ve tesirinin bulunup bulunmadığı, davacıda mevcut rahatsızlığın askeri öğrencilik statüsüne geçis asamasında mevcut olup olmadığı, mevcut ise okula alınısı sırasında anılan rahatsızlığı tespit etme imkanı bulunup bulunmadığı, bu konuda davalı idarenin ihmal ve hatasının bulunup bulunmadığı” hususlarında bilirkisi sıfatıyla rapor düzenlenmesi istenmistir.

Bilirkisi heyeti tarafından hazırlanarak Mahkemeye teslim edilen 20.03.2012 tarihli bilirkisi raporunda özetle, davacıda mevcut rahatsızlığının davacıda ne zaman basladığını tespit etmenin mümkün olmadığını, bünyesel olan bu hastalığın tetiklenmesinde ve ilerlemesinde askeri öğrenciliğin sebep ve tesirinin bulunmadığı, davacıda olduğu belirtilen bu rahatsızlığın muhtemelen askeri öğrenciliğe geçis asamasında da mevcut olduğu, o tarihte ekokardiyografik inceleme yapılmadığı için kesin bir ifade kullanılamadığı, Ekokardiyografik inceleme yapılsaydı davacının Kara Harp Okulu’na alınısı sırasında bu rahatsızlığın tespit edilebileceği, bu nedenle “askeri öğrenci olamaz” kararı gibi ciddi bir sonuçla sonuçlanabilecek böyle bir durumun, askeri öğrenci adaylarında bulunabileceği düsünülerek baslangıçta ekokardiyografi raporu istenmesinin uygun olacağı seklinde kanaat belirtilmistir.

Söz konusu bilirkisi raporu taraflara tebliğ edilmis, davalı idare tarafından bilirkisi raporuna karsı beyanda bulunulmamıs, davacı vekili tarafından, bilirkisi raporundaki tespitlerin davalı idarenin hata ve ihmallerini ortaya koyduğu seklinde beyanda bulunulmustur.

Yukarıda belirtilen açıklamalar ısığında dava konusu olaya dönüldüğünde; Devlet adına kamu hizmetini yürüten davalı idarenin halin icaplarına ve ihtiyaca göre hizmeti devamlı ve istikrarlı biçimde topluma sunması ve bu hizmeti yürütürken hiç kimsenin zarara uğramamasını sağlamak amacıyla gerekli önlemleri almasının zorunlu bulunduğu, bu zorunluluğun gereği gibi yerine getirilmemesinin hizmetin kusurlu islediğinin göstergesi olduğu, Etimesgut Asker Hastanesince, düzenlenen 14.12.2011 tarihli raporunda belirtilen ve davacıda mevcut olan “mitral yetersizlik” rahatsızlığının bünyesel olduğu, askeri öğrenciliğe kabul muayeneleri sırasında bu rahatsızlığının ekokardiyografi tetkiki yapılarak tespit edilebileceği, askeri öğrencilerin askeri öğrencilik süresince ağır savas ve beden eğitimi faaliyetlerinde bulundukları, bu tip rahatsızlıkları olan kisilerin bu faaliyetler sırasında yasam haklarının bile tehlike altında olması nedeniyle, askeri öğrenci alım muayeneleri esnasındaki muayene ve tetkiklerin olağan muayene ve tetkiklerle bir tutulmaması gerektiği, bu nedenle davalı idarenin alınan askeri öğrenci sayısının çokluğu ve rutin muayenelerde ekokardiyografi tetkikinin yapılmadığı seklindeki savunmasına itibar edilemeyeceği, Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 25/2’nci maddesindeki, “Türk Silâhlı Kuvvetlerinin askerî okullarına alınacak öğrenci adayları, tam sağlam olmalı ve diskromatopsi bulunmamalıdır…“ seklindeki hüküm de göz önüne alındığında ekokardiyografi tetkiki dahil gerekli tetkik ve muayeneleri yapmayarak askeri öğrenciliğe kabul muayeneleri sırasında bu rahatsızlığının idarece tespit edilmeyerek, sağlığı elverisli olmadığı halde, Kara Harp Okuluna alınıp askeri öğrencilik yaptırılmasının davalı idarenin hizmet kusurunu olusturduğu, bu nedenle ilisiği kesildikten sonra 2011-2012 öğretim yılı için yapılan Üniversite sınavlarına girerek basarılı olması üzerine Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümüne kayıt yaptıran davacının Kara Harp Okuluna girdiği 01.09.2007 tarihinden Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümüne kayıt yaptırdığı 05.09.2011 tarihleri arasındaki süre kadar emsallerine göre hayata geç atılmasından kaynaklanan kaybı olduğu, belirtilen sürede asgari ücretli olarak çalısacağı kabul edilerek uğradığı zararın hizmet kusuru ilkesi gereğince davalı idare tarafından karıslanması gerektiği sonucuna varılmıstır. Maddi tazminat isteminde bulunan davacının zararlarının tespiti amacıyla
resen seçilen bilirkisi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 24.12.2012 tarihli bilirkisi raporunda,

(Maddi Zarar gün günlük TL. sayısı as.üc.
01.09.2007 31.12.2007 121 x 19,50 = 2360
01.01.2008 30.06.2008 181 x 20,28 = 3996
01.07.2008 31.12.2008 183 x 21,29 = 3896
01.01.2009 30.06.2009 180 x 22,20 = 3996
01.07.2009 31.12.2009 183 x 23,10 = 4227
01.01.2010 30.06.2010 180 x 24,30 = 4374
01.07.2010 31.12.2010 183 x 25,35 = 4639
01.01.2011 30.06.2011 180 x 26,55 = 4779
01.07.2011 05.09.2012 66 x 27,90 = 1841
                                                           33783
Maddi Yarar (Harçlıklar ) 1798
Gerçek Maddi Zarar = Maddi Zarar – Maddi Yarar 33783 - 1798 = 31.985,00 Maddi Tazminat Hak Edisi, 31985 – TL.dir) denilerek davacının maddi tazminat hak edisinin 31.985,00 TL. olduğunun belirtildiği anlasılmıstır. Taraflara tebliğ edilen bilirkisi raporuna davacı vekili ve davalı idarece itirazda bulunulmamıs, hazırlanan bilirkisi raporunun ilmi verilere ve Mahkememizin kıstaslarına uygun olduğu anlasıldığından rapor doğrultusunda uygulama yapılmıstır. Davacıya, olay sebebiyle duyduğu acı ve ıstırabını kısmen de olsa karsılayabilmek amacıyla olayın meydana gelis sekli, tarihi, davacının statüsü ve sosyal durumu, paranın alım gücü de dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmistir.

Açıklanan nedenlerle ;
1. Davacı K….’a bilirkisi raporu uyarınca 31.985,00 TL. (OTUZBİRBİNDOKUZYÜZSEKSENBES TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya iliskin isteminin REDDİNE,
2. Davacı K….’a takdiren 3.000,00 TL. (ÜÇBİN TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya iliskin isteminin REDDİNE, 
3. Hükmedilen maddi tazminat miktarına davacının maddi tazminatı olusturan ve bilirkisi raporunda belirtilen aylık ödemelere iliskin hak edis tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,
4. Hükmedilen manevi tazminat miktarına ilisik kesim tarihi olan 16.05.2011 tarihinden, ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,
5. 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 71’inci maddesi gereğince yargılama giderlerinin DAVALI İDAREYE YÜKLETİLMESİNE, ancak 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf tutulan idare aleyhine harca hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6. Davacı tarafından pesin yatırılan ve sarf edilen 720,00 TL. (YEDİYÜZYİRMİ TÜRK LİRASI) bilirkisi ücretinin DAVALI İDAREDEN ALINARAK, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7. Dava adli yardımlı görüldüğünden resmi posta pulu kullanılmak suretiyle davalı idare tarafından sarf edilen posta giderlerinin DAVALI İDARE ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, karar verildi

1