ÜCRET ALACAĞIM VAR HAKLARIM NELERDİR | Mil Hukuk & Danışmanlık

ÜCRET ALACAĞIM VAR HAKLARIM NELERDİR

  • Anasayfa
  • ÜCRET ALACAĞIM VAR HAKLARIM NELERDİR

ÜCRET ALACAĞIM VAR HAKLARIM NELERDİR

İşçi, ücretinin ödenmemesi durumunda zamanaşımı süresi içerisinde işverenden ücretinin ödenmesini isteyebilir. Ücret ödeme borcu işvereninin iş akdinden doğan en temel borcudur. Burada önemli olan işçinin ücretini talep edebilme zamanıdır.

ÜCRET ALACAĞIM VAR HAKLARIM NELERDİR

İşçi, ücretinin ödenmemesi durumunda zamanaşımı süresi içerisinde işverenden ücretinin ödenmesini isteyebilir. Ücret ödeme borcu işvereninin iş akdinden doğan en temel borcudur. Burada önemli olan işçinin ücretini talep edebilme zamanıdır. Zira geç kalınmış bir talep ücretin ödenmesini sıkıntıya sokabilir. Bunun için zamanaşımı süresinin iyi hesaplanması ve kaçırılmaması gerekir. İş Kanunumuzun 34'üncü maddesi gereği ödenmeyen ücretler için faiz yasal faiz değil, mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Bu faiz ücret niteliği taşıyan her türlü alacak için geçerli olan faizdir.

İşçilerin Çalışmaktan Kaçınma Hakkı

Şartları;
Ücret veya ücret eklerinin ödenmemesi; İşçi ücretinin ödenmesi amacıyla hukuki haklarını kullanıp yargı yoluna başvurabileceği gibi, çalışmaktan kaçınma hakkını da kullanabilir. Ancak işçi çalışmaktan kaçınma hakkını kullanmayıp iş akdini haklı nedenle derhal fesih de edebilir. İş Kanunumuzun 34'üncü maddesinde ücreti ödeme gününden itibaren -ikramiye ve her türlü ücret için geçerlidir- yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınan işçinin iş akdi feshedilemeyeceği gibi, yerine başka işçi de alınamaz ve bu işler başkasına yaptırılamaz.
Ücretin 20 gün içinde ödenmemesi; İş görmekten kaçınma hakkının kullanılabilmesi için ücretin işveren tarafından ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmemesi gerekir. Burada ücretin tamamının veya bir kısmının eksik ödenmesinin bir önemi yoktur. Bir kısmı dahi ödenmezse işçi çalışmaktan kaçınma hakkını kullanıp iş görme borcunu yerine getirmeyebilir.
Ücretlerin Ödenmemesinin mücbir bir sebebe dayanmaması; İş görmekten kaçınma hakkının kullanılabilmesi için diğer bir koşul ise işverenin ücret ödeyememesinin sebebinin mücbir bir sebep olmaması şartıdır.
İşçi ücreti haczedilemez, işçi ücreti devredilemeyeceği gibi rehnedilemez, ücret ayrıcalıklı bir alacaktır, devlet alacakları ile rehinle temin edilmiş alacaklardan sonra sonra birinci sırada yer alan bir alacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken husus yukarıda da bahsettiğimiz gibi ücretin işverence ödenmemesi durumunda işçinin hangi haklara sahip olduğu ve bu hakların kullanılmasının şartlarıdır. Nitekim işçi iş görmekten kaçınma hakkını kullanabileceği gibi, iş akdini haklı sebepten dolayı feshedebilir. Ayrıca yargı yoluna başvurup ücret alacağı hakkının varlığını hükme bağlayıp talep edebilir. Burada zaman aşımı süresi ücret alacağı için 5 yıldır. İşçi ancak hak ettiği ücretlerini geriye doğru hesap edilerek son 5 yıl içerisindeki ücretlerini talep edebilir. Ücret alacaklarının ödendiğine ilişkin ispat yükü işveren üzerindedir. İşveren ücretin ödendiğini ispat edemediği müddetçe işçiye ücret ödemesi yapmak zorunda kalacaktır. Zamanaşımı 5 yıl olup hakkın doğduğu tarihten itibaren işlemeye başlar.

Ücret Alacağı Davası

T.C. YARGITAY DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ

2010/9358E

2012/19736K

Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret, genel tatil ücreti ile izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, iş sözleşmesini fazla çalışma ücreti, ücret alacağı, izin ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle, haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ücret alacağı, genel tatil ücreti ve izin ücreti alacaklarını istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı, davacı ile aralarında belirli süreli iş akdi imzalandığını ve bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, ayrıca davacının talep ettiği diğer alacakların da ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının genel tatil ücreti alacağının ödenip ödenmediği ve buna bağlı olarak da davacı tarafından gerçekleştirilen feshin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Somut olayda, davacı, genel tatil ücreti alacağı ile diğer bir kısım alacaklarının ödenmemesi nedeniyle hizmet sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürmüştür. Buna karşılık davalı, davacı ile aralarında belirli süreli iş akdi imzalandığını bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının talep ettiği diğer alacakların ise ödendiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının talep ettiği tüm alacakların, davalı tarafından zamanında ödendiği bu kapsamda ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının da 2007 yılı Nisan ayı bordrosunda prim ödemesi adı altında sonradan davacıya ödendiği bu nedenle davacının akdin feshini haklı kılan hiç sebebinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

Davalı, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının, prim ödemesi adı altında ödendiğini savunmuş ve bu savunmaya itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, öncelikle prim alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının farklı nedene dayandıkları ve hukuki niteliklerinin bir birinden farklı olduğu, bu iki alacaktan birinin ödenmesinin diğerinin ödenmesi anlamına gelmeyeceği, prim ödemesi adı altında yapılan ödemenin sadece prim alacağı için geçerli olduğu, davacının talep ettiği ve dosya kapsamından hak kazandığı anlaşılan ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ödendiğini gösterir dosyada hiç bir bilgi ve belge bulunmadığı, ayrıca ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının, ücret alacağının bir parçası olduğu bu nedenle ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının zamanında ödenmemesinin davacı açısından fesih için haklı bir sebep olduğu, bu tespitler çerçevesinde davacının iş akdini genel tatil ücreti alacağının ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiği gözetilmeden, davacının talep ettiği tüm alacakların ödendiği ve bu nedenle davacının feshinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.

T.C. YARGITAY YİRMİİKİNCİ HUKUK DAİRESİ

2014/16547E.

2015/9872K.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, kıdem tazminat ve ihbar tazminatı alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti: Ücret alacağı davası

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Gerekçe:

Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla mesai ücreti alacağının ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının faiz başlangıç tarihinin hangi tarih olması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece kıdem tazminatı dışında hüküm altına alınan alacaklarda, temerrüt tarihinden itibaren (02.12.2009) faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Davacı dava tarihinden önce işverene çektiği ihtarname ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının ödenmesini istemiş ve anılan alacaklar yönünden işvereni temerrüde düşürmüştür. İhtarnamede fazla mesai ücreti alacağının ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının ödenmesi istenmediğinden bu alacaklar yönünden temerrüt gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca fazla mesai ücreti alacağının ve ulusal bayram genel tatil ücreti için dava ve ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıcında

temerrüt tarihinin esas alınması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

T.C. YARGITAY YİRMİİKİNCİ HUKUK DAİRESİ

2016/24197E.

2016/23485K.

Davacı vekili, resepsiyonist olarak çalıştığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek beş ay ödenmeyen ücret alacağıile fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı .... vekilinin kararı temyizi üzerine, Dairemizin ... tarihli ve ... esas, ... karar sayılı ilamı ile ücret alacağının gerçekte belirlenebilir alacak olması ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, ücret alacağı yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda, mahkemenin ... tarihli ve ... esas, ... karar sayılı "Dosya kapsamında bulunan 09/01/2014 havale tarihli dava dilekçesinin incelenmesinde; "dava konusu" bölümünde koyu renkli harflerle "fazla çalışma ücreti ve hafta sonu ücreti alacağı davamız belirsiz alacak davasıdır" ibaresinin yer aldığı, maaş (aylık ücret) alacağı talebinin bundan ayrık tutulduğu görülmektedir. Dava dilekçesinde maaş (aylık ücret) alacağının, eda amaçlı tam belirli alacak davası biçiminde açıldığı anlaşılmaktadır." gerekçesiyle bozma kararına karşı direnilmiş olup, Dairemizce temyiz incelemesi sırasında işlerin yoğunluğundan dolayı hatalı şekilde ücret alacağına ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı kabul edilerek bozma gerekçesi yazıldığı anlaşılmakla, direnme kararının kabulü ile Dairemiz kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi.

T.C. YARGITAY YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

2014/12286E.

2014/17922K.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Davacı, Haziran 2010-Eylül 2012 tarihleri arasında davalı işyerinde mühendis olarak görev yaptığını, çalıştığı süre içinde maaşının çoğu zaman eksik ödendiğini, bazen de hiç ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Zonguldak 1. İş Mahkemesi'nin 2012/572 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan bilirkişi incelemesi sonunda ücret alacağının 20.790,64 TL olarak hesaplandığını, Zonguldak 3. İş Mahkemesi'nin 2013/106 Esas sayılı dosyası ile açılan ek dava dilekçesinde ücret alacağının sehven 17.789,64 TL olarak belirtildiğini, dosyanın Zonguldak 1. İş Mahkemesi'nin 2012/572 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiğini ve 02/05/2013 tarihinde ücret alacağının 17.789,64 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verildiğini ancak davalı şirketten halen 3.001,00-TL bakiye ücret alacağının bulunduğunu ileri sürerek bakiye ücret alacağının tahsilini istemiştir.

Davalı, cevap vermemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, Zonguldak 1. İş Mahkemesi'nin 2012/572 Esas, 2013/163 Karar sayılı dava dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda 20.790,64 TL ücret alacağının tespit edildiği, davacı vekilince açılan ve 1.İş Mahkemesinin 2012/572 Esas sayılı dosyası ile birleştirilen Zonguldak 3. İş Mahkemesi'nin 2013/106 Esas, 2013/77 Karar sayılı ek dava dosyasında 17.789,64 TL ücret alacağının davalıdan tahsilinin istendiği ve bilirkişi raporu ile belirlenen ücret alacağından bakiye kısmın tahsil edilmediği gerekçesiyle 3.001,00 TL ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacının Zonguldak 1.Noterliğinin 11.09.2012 tarih ve 15461 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 2010 Haziran ayından itibaren davalı işyerinde çalıştığını, Temmuz 2010 ayından itibaren ücretinin eksik ve geç ödendiğini, 31.08.2012 tarihi itibariyle 20.790,64 TL ücret alacağı bulunduğunu, iş akdini bu nedenle 4857 sayılı Yasanın 24/II-e maddesi gereğince feshettiğini bildirmiş, 20.790,64 TL ücret alacağının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesini istemiştir. Davacı vekili 19.10.2012 tarihli dava dilekçesi ile Zonguldak 1.İş Mahkemesinin 2012/572 E. sayılı dosyası ile dava açmış 1 TL ücret ve 1 TL kıdem tazminatı alacağının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece ilk dava dosyasında Haziran 2010-Eylül 2012 tarihleri arasındaki banka kayıtları getirtilmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda davacının 20.790,64 TL ödenmeyen ücret alacağının olduğu tespit edilmiştir. Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 02.05.2013 tarih ve 2012/572 E.-2013/163 K. sayılı kararı ile davacının birleştirilen dosyadaki talebi de dikkate alınarak 17.789,64 TL ücret alacağı ve kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmış, karar taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez 13.05.2013 tarihinde bu davayı açarak davacının bakiye 3.001,00 TL ücret alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde davacının banka hesabına 23.11.2012 tarihinde 3.000,00 TL ücret ödemesi yapıldığına dair banka dekontu sunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Taraflarca ödeme defi her zaman ileri sürülebilir ve her aşamada dikkate alınması gerekir. Mahkemece kesinleşen ilk davada alınan bilirkişi raporuna göre davacının bakiye ücret alacağı hüküm altına alınmış ise de kısmi dava 19.10.2012 tarihinde açılmış, kısmi davanın açılmasından sonra yargılama devam ederken 23.11.2012 tarihinde davalı tarafından davacının banka hesabına 3000,00 TL ödeme yapılmış olup kısmi davada mahkemece getirtilen banka kayıtları 26.9.2012 tarihine kadar olan hesap hareketlerini gösterdiğinden bu ödemenin yapıldığı tarihi kapsamadığından yapılan bu ödeme değerlendirilememiştir.

T.C. YARGITAY DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ

2007/1902E.

2007/31935K.

Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı işveren, davacının işyerinde 9.5.2006, 15.5.2006 ve 16.5.1006 tarihlerinde çalışan makineleri ve üretimi tamamen durdurmak ve 27 arkadaşı ile birlikte topluca bırakmak suretiyle çalışanları kanunsuz direnişe tahrik ve teşvik etmesi nedeni ile iş sözleşmesinin 2822 sayılı İş Kanunu'nun 45 ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesi gereğince haklı olarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davacının 09.05.2006 tarihinde çalışan makineleri ve üretimi tamamen durdurmak ve 27 arkadaşı ile birlikte işi topluca bırakmak suretiyle çalışanları kanunsuz direnişe tahrik ve teşvik ettiğinin sabit olduğu, feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı ve arkadaşlarının ücret ve ikramiye alacakları ödenmediği için iş görmekten kaçındıkları, bu nedenle davalı işverence iş sözleşmelerinin feshedildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda iş görmekten kaçınma hakkının kullanıldığı tarih itibariyle davacının ücret alacağının mevcut olduğu belirtilmiş ise de, ücretin ödenmesi gereken 8.5.2006 günü ile iş görmekten kaçınılan tarih arasında en az 20 günlük süre gecikme şartı gerçekleşmiş değildir. Davacı vekili, Aralık 2005 ve Ocak 2006 aylarına ait ikramiye alacaklarının da eylem tarihi itibariyle ödenmediğini belirtmiştir. Davalı vekili, anılan aylara ait ikramiye alacaklarının ödendiğini savunmuştur. İkramiyelerin ödenip ödenmediği hususu, iş görmekten kaçınma hakkının doğumu ile doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle, anılan ikramiyelerin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise tarihi kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalı; davacının eyleminin İş Kanunu'nun 34. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı ve dolayısıyla geçerli nedene dayanıp dayanmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.

T.C. YARGITAY YİRMİİKİNCİ HUKUK DAİRESİ

2014/18929E.

2015/34638K.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur.

Dosya içeriğine göre, davacı işçi davalı işyerinde 01.07.2002-08.09.2008 tarihleri arasında genel müdür yardımcısı olarak çalışmıştır. Davacı, yıllık izin kullanımı sonrası işyerine geldiğinde iş şartlarının değiştirildiği gerekçesi ile işyerini terk ettiğini, aynı gün keşide ettiği ihtarda 2008 yılı Temmuz ayı ücretlerinin de ödenmediğini belirtmek suretiyle iş şartlarındaki değişikliği kabul etmediğini bildirdiğini ve devamındaki günlerde işyerine gelmediğini, davalı işverenin de görev tanımında bir değişiklik yapılmadığını ileri sürerek devamsızlık tutanakları tanzim ettiğini ve iş sözleşmesini bu sebeple feshettiğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 34. maddesi uyarınca 2008 Temmuz ayına ait ücretlerin ödenmediği gerekçesi ile iş görmekten kaçınma hakkının mevcut bulunduğunu ileri sürerek, devamsızlığın yasal dayanağı bulunması nedeniyle iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli sebebe dayanmadığını iddia etmiş, davalı işveren ise, davacının görev tanımında bir değişiklik yapılmadığını ileri sürerek devamsızlık tutanaklarının tanzim edildiğini ve devamsızlık nedeniyle davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının 2008 yılı Temmuz ayı ücretinin ödenmemesi nedeniyle 4857 sayılı Kanun'un 34. maddesine göre iş görme ediminden kaçınma hakkını kullandığı, buna göre devamsızlığın kanuni dayanağının bulunduğu ve iş sözleşmesinin haksız olarak işveren tarafından feshedildiği kabul edilmiştir.

Somut olayda davacının işyerinde iş şartlarında ve görev tanımında esaslı bir değişiklik yapıldığı iddiasını kanıtlayamadığı mahkemenin de kabulündedir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının 2008 yılı temmuz ayı ücreti 12.09.2008 tarihinde ödenmiştir. Bu durumda davacının temmuz ayı ücretinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Ancak sözleşmeyi fesheden taraf haklı dahi olsa ihbar tazminatı talep edemez. Bu nedenle ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

İlgili Etiketler:
1