OYAK Maluliyet Yardımı Davası | Mil Hukuk & Danışmanlık

OYAK Maluliyet Yardımı Davası

  • Anasayfa
  • OYAK Maluliyet Yardımı Davası

OYAK Maluliyet Yardımı Davası

OYAK maluliyet yardımı ilişkin düzenleme 205 sayılı kanunun 26. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan kişi OYAK'tan tam ve daimi malullük yardımı almak istiyorsa, üyelerden her hangi biri ister vazife dahili iste

OYAK Maluliyet Yardımı Davası

OYAK Maluliyet Yardımı Davası

OYAK maluliyet yardımına ilişkin düzenleme 205 sayılı kanunun 26. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan kişi OYAK'tan tam ve daimi malullük yardımı almak istiyorsa, üyelerden her hangi biri ister vazife dahili ister vazife harici olsun,her hangi bir kaza,hastalık ve engellilik neticesinde bir işle meşgul olmak imkanından kati surette mahrum kaldığı heyeti sıhhiye raporu ile tebeyyün ettiği takdirde tam ve daimi malül addedilecektir. 

Muvakkat ve kısmi malüllük ile muvakkat hastalıklar tam ve daimi malülliyet mefhumunun haricinde tutulmuştur. Ancak, vücudun yarısının felci, iki kol veya iki bacağın, iki elin, iki ayağın ve iki gözün, bir kol ile bir bacağın, bir el ile bir ayağın tamamiyle kaybı, tedavisi gayrikabil daimi hastalıklarla gayrikabil tedavi olduğu heyeti sıhhiye raporu ile tebeyyün edipKurumca da vazifeye devamına imkan olmadığı kabul edilen sair hastalıklar tam ve daimi hali olarak kabul edilecektir. 

Hastalık sebebiyle yapılacak tam ve daimi malüliyet yardımı, malüliyet halinin tespitinden bir sene sonra ödenecektir. 

OYAK Maluliyet Yardımı Mahkeme Kararı

ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ

3. DAİRESİ

Esas Numarası: 2004/1050

Karar Numarası: 2005/292

Karar Tarihi: 24.02.2005

DAVANIN KONUSU: OYAK maluliyet yardımı yapılmaması işleminin iptali istemi.

SAVUNMANIN ÖZÜ: Davacının rahatsızlığının OYAK üyelik tarihinden önce de mevcut olduğu, bu nedenle temel sigortacılık prensiplerine göre maluliyet yardımı yapılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönünde savunma yapılmıştır.

BAŞSAVCILIĞIN DÜŞÜNCESİ: Davacının kurum üyeliğinin 205 sayılı Yasanın 17 nci maddesi gereği yasal zorunluluktan kaynaklandığı, aynı yasanın 26 ncı maddesinde de başka şart bulunmadığı, davacının rahatsızlığının kazadan kaynaklanmaması nedeniyle kısmi maluliyet yardımı yapılmasının mümkün olmadığı, ancak tam ve daimi maluliyet yardımı koşuları konusunda bilirkişiye müracaat edilerek, rapora göre “bir işle meşgul olmak imkanından kati surette mahrum kaldığı”nın tespiti halinde işlemin iptaline, aksi durumda davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce bildirilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Yargı yetkisini kullanan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Üçüncü Dairesince Raportör Hak. Yzb. Yunus YILMAZ'ın açıklamaları dinlendikten ve dosya incelendikten sonra;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekilleri 22.03.2004 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle: davacının 15.09.1998 tarihinde kıt'asına katılarak göreve başladığını, 18.10.1999 tarihinde rahatsızlanarak hastaneye sevkinden sonra tedavileri ve hava değişimleri neticesi 05.09.2003 tarihli T.S.K.'nde görev yapamayacağına ilişkin rapor üzerine adi malul olduğuna karar verilerek terhis edildiğini, maluliyet yardımı yapılması gerektiği halde aksi yönde tesis edilen hak ediş tarihinden itibaren işlemiş faizi ile birlikte maluliyet yardımı verilmemesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 30.08.1998 tarihinde Astsb. Çvş. olarak göreve başladığı, rahatsızlığı sebebiyle 18.10.1999 tarihinde sevkedildiği Ankara GATA As. Hst. nin 04.11.1999 tarih ve 7254 sayılı raporu ile C/36 sonunda GATA Ramotolojf'de muayene kaydı ile iki ay istirahat verildiği, tedavi ve istirahatları neticesi GATA As. Hst. Sğl. Krl, nun 05.09.2003 tarih ve 3823 sayılı raporu ile “Seronegatif Arırit (Kalça Tutulumlu) Bilateral Kalça Eklemi Ankilozuna bağlı hareket kısıtlılığı” teşhisi ile “D/58 f.2, D/36 f-1 Türk Silahlı Kuvvetlerinde Görev Yapamaz” kararı verilerek MSB. nın 23.01.2004 tarihli onayı ile 5434 sayılı Yasanın 44 ncü maddesi gereği adi malul olarak emekliye sevk edildiği, 16.01.2004 tarihinde de terhis edildiği anlaşılmaktadır.

Öncelikle davalı idare davacının OYAK üyeliğinden önce de rahatsızlığının bulunduğunu bu nedenle sigortacılık prensiplerine göre ödeme yapılmayacağını belirtmektedir. 205 sayılı OYAK Kanunu incelendiğinde, kurumun bir sigorta şirketi olmadığı açıktır. Davacının kurum üyeliği 205 sayılı Yasanın 17 nci maddesi gereği yasal zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Maluliyet yardımının şartlarının düzenlendiği 26 ncı maddede böyle bir şart öngörülmemiştir. Bu nedenle davalı kurumun bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.

205 sayılı OYAK Kanunu’nun 26/a maddesinde düzenlenen tam ve daimi maluliyet yardımını doğuran hukuki nedenler kaza, hastalık veya sakatlık olmak üzere üç halde gerçekleşebilir. İki paragraf halinde düzenlenen bu fıkrada her iki paragrafta da eşit şekilde etkili kurucu unsur; kaza, hastalık veya sakatlığın “bir işle meşgul olmak imkanından kati surette mahrum kalma” sonucunu doğurması ve bu halin bir sağlık kurulu raporu ile ortaya konulmuş olması koşuludur. Bu nedenle anılan fıkranın (205 sayılı Kanun madde 26/a) ikinci paragrafında belirtilen “tedavisi gayri kabil daimi hastalıklar” ve tedavisi gayri kabil tedavi olduğu sağlık kurulu raporuyla belirlenip, kurumca da vazifeye devamına imkan olmadığı kabul edilen sair hastalıklar”da da söz konusu “ortak unsur|un gerçekleşip gerçekleşmediğinin aranması gerekmektedir.

Davacının Sağlık Kurulu raporu ile saptanan arızasının hastalık kaynaklı olduğu ve bu hastalıktan dolayı fikren ve bedenen çalışıp çalışamayacağına dair bir açıklamanın olmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.

Anılan raporda 205 Sayılı Kanunun 26/a maddesi kapsamında tıbbi bir açıklamanın olmadığı dikkate alınarak davacının sağlık durumunun, 205 Sayılı Kanunun 26/a maddesi kapsamında tıbben ortaya konması gerekmiştir. Bu durumun tespiti amacıyla Mahkememizce GATA Sağlık Kurulundan ek rapor istenmiş davacının şevki ve sağlık raporlarının incelenmesi sonucu GATA Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 13.12.2004 tarih 293 sayılı Ek raporda aynen: “Yüksek İdare Mah. Üçüncü Daire Bşk.lığının GENSEK NO:2004/699 ESAS NO:2004/1050 yazısı ile durumu sorulan 1977 Ankara doğumlu Adil oğlu Rıza KURBAN'ın seronegatif artrit (Kalça tutulumlu) hastalığı mevcut olup, GATA Sağlık Kurulunun 05.09.2003 tarih ve 3823 sayılı kararına esas oluşturan bulgular hastalık sonucu gelişen kalıcı eklem hasarı olarak değerlendirilmiştir. İlaç tedavisi ile gerilemesi mümkün değildir. Mevcut durum 1998 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile yayınlanan özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğin iç hastalıkları bölümünün Romatoloji kısmındaki b fıkrasındaki günlük aktivitelerin ancak kendi bakımını yapabilecek kadar sınırlanması halinin a bendindeki ağır (ileri derecede ankiloz ve hareket kısıtlanmasına neden olan) bölüme uymaktadır. Bu da çalışma gücü kaybı olarak % 65'e tekabül etmektedir. Hastalık ilerleyici vasıfta olabileceğinden tedavi altında bile eklem fonksiyonlarının daha da bozulması olasılığı devam etmektedir. Bu hastalıktan dolayı fikren çalışabilir, bedenen ise bir işle meşgul olma imkanından kati surette mahrum olduğunu bildirir. GATA Sağlık Kurulu Ek raporudur.” şeklinde karar verilmiştir. Söz konusu ek rapor karşısında davacının bedenen bir işle meşgul olma imkanından kati süratte mahrum kalma halinin tıbben tespit edilmesi karşısında davacıya 205 sayılı Kanunun 26/a maddesine göre tam ve daimi maluliyet yardımı yapılması gerekirken, davalı kurum tarafından aksi yönde tesis edilen işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Diğer yandan davacı hakkında düzenlenen ek raporda her ne kadar “fikren çalışabilir” ibaresine yer verilmiş ise de; davacının TSK bünyesindeki eğitimi ve yetiştiriliş amacı itibariyle, ordu bünyesi dışında bedeni çalışması haricinde fikri olarak ifa edebileceği bir formasyonuna haiz olmaması karşısında bu ibarenin davacının “bir işle meşgul olma imkanından kati surette mahrum kalma” haline etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle

1. Davacıya hakediş tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte OYAK tam ve daimi maluliyet yardımı yapılmaması işleminin İPTALİNE,

1