Güvenlik Soruşturmasında Yeni Gelişmeler | Mil Hukuk & Danışmanlık

Güvenlik Soruşturmasında Yeni Gelişmeler

  • Anasayfa
  • Güvenlik Soruşturmasında Yeni Gelişmeler

Güvenlik Soruşturmasında Yeni Gelişmeler

Güvenlik soruşturmasında yeni gelişme olarak Anayasa Mahkemesinin 4045 sayılı kanunun 1. maddesinin 2. fıkrasındaki hususları iptal ettiğini, buna göre kişi hakkındaki adli sicil ve arşiv kaydının araştırılmasının hukuka aykırı hal aldığını ayrıca bö

Güvenlik Soruşturmasında Yeni Gelişmeler

Güvenlik Soruşturmasında Yeni Gelişmeler

Güvenlik soruşturmasında yeni gelişme olarak Anayasa Mahkemesinin 4045 sayılı kanunun 1. maddesinin 2. fıkrasındaki hususları iptal ettiğini, buna göre kişi hakkındaki adli sicil ve arşiv kaydının araştırılmasının hukuka aykırı hal aldığını ayrıca böyle bir işlem gerçekleştirmek isteyen idarenin buna ilişkin yeni bir kanuni düzenleme yapması gerektiğini ve bu kanuni düzenlemenin de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununa uygun olarak hazırlanması lazım geldiğini önceden çokça yaptığımız makalelerde dile getirmiş bulunmaktayız. Buna göre İster uzman erbaş güvenlik soruşturması, ister pomem güvenlik soruşturması, yedek subay güvenlik soruşturması, yedek astsubay güvenlik soruşturması isterse de bekçi güvenlik soruşturması olsun bu kriterlere ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulması zaruri bir hal almıştr. Aşağıda buna ilişkin olarak alınan bir karar bulunmakla birlikte 18 yaşın altında işlenen suç ve bu suç sonucunda yapılan idari işlemin daha doğru ifade ile güvenlik soruşturması nedeniyle ilişiği kesilen ilgili kişi hakkında yapılan idari işlemin iptali sebebiyle açılan davada 18 yaş altı kararlara ulaşılmasının tamamen hukuka aykırı olduğu dile getirilerek idari işlemin iptali kararı verilmiştir.

Güvenlik Soruşturması Emsal Karar

T.C.
ANKARA
9. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO : 2019/2095
KARAR NO : 2020/1495

DAVACI : ...
VEKILI 
: AV. BILGEHAN UTKU
...
DAVALI : MILLI SAVUNMA BAKANLIGI

VEKILI : AV. ...

DAVANIN ÖZETI : Uzman erbas alımı kapsamında basvuru yapan davacının Uzman Erbas Yönetmeligi'nin 6. maddesi uyarınca güvenlik sorusturması ve arsiv arastırması olumsuz sonuçlandıgından bahisle adaylık islemlerinin sonlandırılmasına iliskin Milli Savunma Bakanlıgı isleminin; hukuka aykırı oldugu ileri sürülerek iptali istenilmektedir. 

SAVUNMANIN ÖZETI : Dava konusu islemin hukuka uygun oldugu belirtilerek davanın reddi gerektigi savunulmaktadır.

TÜRK MILLETI ADINA
Karar veren Ankara 9. Idare Mahkemesince dava dosyası incelenerek isin geregi görüsüldü:

Dava, Uzman erbas alımı kapsamında basvuru yapan davacının Uzman Erbas Yönetmeligi'nin 6. maddesi uyarınca güvenlik sorusturması ve arsiv arastırması olumsuz sonuçlandıgından bahisle adaylık islemlerinin sonlandırılmasına iliskin Milli Savunma Bakanlıgı isleminin iptali istemiyle açılmıstır. Anayasa'nın 70. maddesinin 2. fıkrasında; hizmete alınmada görevin gerektirdigi niteliklerden baska hiçbir ayrım yapılamayacagı kurala baglanmıstır. 3269 sayılı Uzman Erbas Kanunu'nun "Yönetmelik" baslıklı 19. maddesinde: "Personelde aranacak nitelikler, müracaat sekli ve zamanı, müracaatın kabul edilmesi,
sözlesmenin yapılması ve feshedilmesi sebepleri, verilecek sicilin sekil ve usulleri görevde basarısız olma ve kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak islem sekli, sözlesmenin uzatılmasında uygulanacak esaslar, uzman onbasıların uzman çavus olabilmeleri için gerekli sartlar, astsubay sınıfına geçirilecekler için uygulanacak esaslar, astlık üstlük münasebetleri ile bu hususlardaki islem sekli ve ilgili diger hususlar kanunun yürürlüge girmesini takip eden 6 ay içerisinde Milli Savunma Bakanlıgı ve Içisleri Bakanlıgınca müstereken çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir." hükmü yer almaktadır. 4045 sayılı Güvenlik Sorusturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Degisiklik Yapılmasına Iliskin Kanun'un dava konusu islemin tesis edildigi tarih itibarıyla yürürlükte bulunan haliyle 1. maddesinde; "Güvenlik Sorusturması ve Arsiv Arastırması; kamu kurum ve kuruluslarında, yetkili olmayan kisilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet güvenliginin, ulusal varlıgın ve bütünlügün, iç ve dıs menfaatlerin zarar görebilecegi veya tehlikeye düsebilecegi bilgi ve belgelerin bulundugu gizlilik dereceli birimler ile Genelkurmay Baskanlıgı, Milli Savunma Bakanlıgı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teskilatlarında çalıstırılacak kamu personeli ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalısacak personel hakkında yapılır. Güvenlik sorusturması ve arsiv arastırması yapmakla görevli birimler, güvenlik sorusturması ve arsiv arastırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kurulusları arsivlerinden ve elektronik bilgi islem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin besinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulasmaya, Cumhuriyet bassavcılıkları tarafından yürütülen sorusturma sonuçlarını, kovusturmaya yer olmadıgına dair kararlar ile kesinlesmis mahkeme kararlarını almaya yetkilidir. Devletin güvenligini, ulusun varlıgını ve bütünlügünü iç ve dıs menfaatlerinin zarar görebilecegi veya tehlikeye düsebilecegi bilgi ve belgeler ile gizlilik dereceli kamu personeli ile meslek gruplarının tespiti, birim ve kısımların tanımlarının yapılması, güvenlik sorusturmasının ve arsiv arastırmasının usul ve esasları ile bunu yapacak merciler ve üst kademe yöneticilerinin kimler oldugu Cumhurbaskanınca yürürlüge konulacak yönetmelik ile düzenlenir." hükmüne yer verilmistir. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun "Arsiv bilgilerinin istenmesi" baslıklı 10. maddesinin üçüncü fıkrasında ise; "Onsekiz yasından küçüklerle ilgili adlî sicil ve arsiv kayıtları; ancak sorusturma ve kovusturma kapsamında degerlendirilmek üzere Cumhuriyet bassavcılıkları, hâkim veya mahkemelerce istenebilir." hükmüne yer verilmistir.

Öte yandan, Güvenlik Sorusturması ve Arsiv Arastırması Yönetmeligi'nin "Güvenlik sorusturması ve arsiv arastırmasında arastırılacak hususlar" baslıklı 11. maddesinde; "Güvenlik sorusturması ve arsiv arastırmasında kisinin içinde bulundugu ortam dikkate alınarak, kisinin kayıtlı ikamet adresi ile fiilen ikamet ettigi adres esas alınmak suretiyle; a) Kimlik kontrolü, kimlik kayıtlarının dogruluk derecesi, uyruklugu, geçmiste yabancı bir devletin uyrukluguna girip girmedigi, b) Genel kolluk kuvvetlerinin ve istihbarat birimlerinin arsivlerinde bilgiler bulunup bulunmadıgı, adli sicil kaydının ve hakkında arama kaydı veya herhangi bir tahdidin olup olmadıgı, c) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenligine karsı faaliyette bulunduguna karar verilen yapı, olusum veya gruplara üyeligi, mensubiyeti veya iltisakının bulunup bulunmadıgı ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine Islenen Suçlar Hakkında Kanuna ve Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı davranıp davranmadıgı, ç) Seref ve haysiyetini ihlal edecek ve görevine yansıyacak sekilde kumara, uyusturucuya, içkiye, paraya ve asırı bir sekilde menfaatine düskün olup olmadıgı, ahlak ve adaba aykırı davranıp davranmadıgı, d) Yabancılarla, özellikle hasım ve hasım olması muhtemel Devlet mensupları ve temsilcileriyle ilgili derecesinin iç yüzü ve nedeni, arastırılır." düzenlemesine yer verilmistir. Aynı Yönetmelik'in "Degerlendirme" baslıklı 15. maddesinde de; "Yaptırılan güvenlik sorusturması ve arsiv arastırması sonucunda elde edilen verilerin degerlendirilmesi amacıyla gerektiginde kisinin gizlilik dereceli birim, kısım ve gizlilik dereceli yerler ile askeri, emniyet ve istihbarat teskilatları, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalıstırılıp çalıstırılmamaları, yer degistirerek bu görevlere devam edip etmemeleri ile 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında belirtilen sartları tasıyıp tasımadıgı gibi hususları incelemek ve sonucunu sorumlu amirin takdirine sunmak üzere; bakanlıklarda görevlendirilecek bakan yardımcısının, diger kamu kurum ve kuruluslarında en üst amirin, üniversitelerde rektörün, illerde valinin baskanlıgında, personel birim amiri, hukuk müsaviri ve varsa güvenlik islerinden sorumlu birim amirinden olusan degerlendirme komisyonu kurulur. Cumhurbaskanlıgında kurulacak Degerlendirme Komisyonu Idari Isler Baskanının görevlendirecegi bir üst kademe yöneticisinin baskanlıgında belirlenecek genel müdürlerin katılımıyla olusur. Türk Silahlı Kuvvetlerinde ise bu Komisyonun olusumu kendi yönergeleri ile belirlenir. 

Degerlendirme Komisyonunun çalısma tutanakları ve kararları gizlidir." düzenlemesine yer verilmistir. 20.09.2005 tarih ve 25942 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüge giren Uzman Erbas Yönetmeligi'nin "Personelde aranacak nitelikler" baslıklı 6. maddesinin (g) bendinde ise; "Icra edilen temel askerlik egitimini basarıyla tamamlayanlardan güvenlik sorusturması uygun olmak veya ilk atamaları dogrudan dogruya kıt’a veya birliklere yapılan uzman erbaslar için güvenlik sorusturması uygun olmak." uzman erbas olarak alınacaklarda aranan sartlar arasında sayılmıstır. Dosyanın incelenmesinden; davacı hakkında yapılan güvenlik ve arsiv arastırması sonucunda Aday Degerlendirme Kurulunun 03.07.2019 tarihli kararıyla davacının güvenlik sorusturmasının olumsuz olduguna karar verildigi, bu karara istinaden uzman erbaslıga kabul edilmemesi üzerine görülmekte olan davanın açıldıgı anlasılmaktadır. Milli Savunma Bakanlıgı bünyesinde bilfiil görev alacak personelin kanun ve nizamlara uyan, her türlü siyasi ve ideolojik akımlardan uzak, görev alacakları bölgelerde kendileri ve yakınları hakkında geçmisleri ile ilgili de olsa söylenti çıkarılmayacak kisilerden seçilmesi, sabıka kaydı, yıkıcı bölücü, irticai faaliyetlerle iliskisi, ahlaki durumu, yabancı devlet mensupları ile iliskisi, sır saklama yetenegi gibi konularda gerçeklestirilen güvenlik sorusturması ve arsiv arastırması neticesinde, Yönetmelik ve Yönergelerde belirtilen sakıncalı halleri görülenlerin Milli Savunma Bakanlıgına alınmamaları mevzuat ve kamu yararına uygun düsmektedir.

Dava konusu uyusmazlık, davacı hakkında yapılan güvenlik sorusturması neticesinde elde edilen bilgilerin, yukarıda özetlenen mevzuat hükümleri çerçevesinde, güvenlik sorusturması olumsuz sonuçlandıgından bahisle uzman erbaslıga kabul edilmemesine gerekçe teskil edip etmeyecegi, bu noktada davalı idarece tesis edilen islemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka uygun olup olmadıgı noktasındadır. Idare hukukunda sebep dendiginde, idari islemin dısında, idareyi böyle bir islem yapmaya yönelten etkenler anlasılır. Bir baska ifadeyle idari islemin sebebi, o idari islemden önce gelen, idareyi o islemi yapmaya sevk eden ve objektif hukuk kurallarınca belirlenmis bir etkendir. Yani idari islemin bir tür gerekçesidir. Ancak, kamu yararı anlayısına dayanmayan bir neden, idari islemin dayanagı olamaz. Mevzuatta gösterilmis olsun veya olmasın tüm idari islemlerin bir amacı vardır. O da, kamu yararıdır. Iste burada idari islemin amaç unsuru devreye girer. Amaç unsuru ile idari islemlerden beklenen nihai sonuç, gaye anlatılmak istenir.

Olayda, davalı idare tarafından sunulan ve 24.12.2019 tarihinde mahkememiz kayıtlarına alınan dilekçe ve eklerinin incelenmesinden, davacının anılan göreve atanmasında sahsı açısından "2009 yılında Düzce'de "Yagma" TCK 148 suçundan hakkında islem yapıldıgı, UYAP kaydının bulunmadıgı" seklindeki istihbari mahiyette bilginin bulunması nedeniyle davacının güvenlik sorusturmasının olumsuz sonuçlandıgına karar verildigi anlasılmaktadır.

Diger taraftan, davacının 15.04.1993 dogumlu oldugu, 12.11.2009 tarihinde 16 yasında iken isledigi ileri sürülen ''Birden Fazla Kisi Tarafından Birlikte Yagma'' suçundan davacının yargılanması neticesinde Düzce Agır Ceza Mahkemesinin 20.04.2010 tarihli E:2010/10 K:2010/144 sayılı kararıyla "'Birden Fazla Kisi Tarafından Birlikte Yagma'' suçundan cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tutulmasına" karar verildigi ve söz konusu kararın 28.04.2010 tarihinde kesinlestigi, Düzce 1. Agır Ceza Mahkemesinin 14.04.2014 tarihli E:2010/10 sayılı ek kararıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile verilen denetimli serbestlik kararının geregi yerine getirildiginden 'davanın düsmesine' karar verildigi görülmektedir. Bu durumda, davacı hakkında tesis edilen islemin Adli Sicil Kanunu'nun 10/3. maddesi geregince davalı idareye verilmemesi ve idarece kullanılmaması gereken bir bilgiye, baska bir anlatımla, davacının 18 yasından küçükken (16 yasında iken) isledigi suç nedeniyle hakkında verilen karara dayandıgı, davacının henüz çocukken isledigi iddia edilen suç nedeniyle güvenlik sorusturmasının olumsuz sonuçlanmasının mümkün olmadıgı, kaldı ki atılı suçtan dolayı "kamu davasının düsmesi" yönünde karar verildigi hususları dikkate alındıgında, davalı idarece anılan Kanun hükmüne aykırı olarak ve Anayasa'nın 20. maddesinde yer alan özel hayata saygı hakkı ihlal edilerek elde edilen arsiv kaydına dayanılarak tesis edilen dava konusu islemde hukuka uyarlık görülmemistir.

Nitekim Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 27.02.2019 tarihli 2014/7256 basvuru numaralı kararında da "...somut olayda basvurucunun yazılı ve sözlü sınavı kazandıgının ilan edilmis oldugu, on sekiz yasından küçükken isledigi suça iliskin kaydın 5352 sayılı Kanun'un 10. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan hükme açıkça aykırı sekilde idari makamlara verilmis oldugu dikkate alındıgında özel hayata saygı hakkına yönelik müdahalenin bu yönüyle de kanuni dayanaktan yoksun oldugu anlasılmaktadır." gerekçesiyle basvurucunun özel hayatına saygı hakkının ihlal edildigine karar verilmistir.

Açıklanan nedenlerle; dava konu islemin iptaline, asagıda dökümü gösterilen 304,05.-TL yargılama gideri ile A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.700,00.-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinlesmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliginden itibaren (30) gün içerisinde Ankara Bölge Idare Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere 11/09/2020 tarihinde oybirligiyle karar verildi.

Baskan              Üye                Üye

İlgili Etiketler:
1