Boşanma Davasında Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir | Mil Hukuk & Danışmanlık

Boşanma Davasında Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir

  • Anasayfa
  • Boşanma Davasında Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir

Boşanma Davasında Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir

Boşanma davasında kusur sayılan davranışlar nelerdir sorusunun cevabını mevcut yargıtay kararları ışığında inceleyeceğiz. Öncelikle boşanma davasında kusurun önemi üzerinde duralım.

Boşanma Davasında Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir

Boşanma Davasında Kusur Sayılan Davranışlar Nelerdir?

Boşanma davasında kusur sayılan davranışlar nelerdir sorusunun cevabını mevcut yargıtay kararları ışığında inceleyeceğiz. Öncelikle boşanma davasında kusurun önemi üzerinde duralım.

Boşanma davasında kusur; eşlerin evlilik birliğinin devamında artık birbirleri ile yaşayabilmelerinin önünü kesen, katlanılmaz duruma getiren evlilik birliğinin yürümesini zorlaştıran ya da tamamen bitiren durumlar olarak tanımlanabilir. 

Boşanma davasına ilişkin kanuni düzenlemeler ve uygulanacak kurallar, boşanma davasında özel düzenleme yeri bulmuş kusurlu davranışlar- ki bunlar kanunda boşanma sebepleri olarak düzenlenmiştir- ve genel boşanma sebepleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre Medeni kanunun ikinci bölümünde düzenleme yeri bulmuş olan boşanma başlığı altında yer alan boşanma sebepleri;

  • Zina neneniyle boşanma,
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma,
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma,
  • Terk nedeniyle boşanma,
  • Akıl hastalığı nedeniyle boşanma,
  • Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmadır.

Yukarıda saymış olduğumuz ve evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma hariç diğer boşanma sebeplerinde aslında hepsi bir kusurdur. Anlaşılacağı üzere zaten zina, terk, suç işleme haysiyetsiz hayat sürme, hayata kast onur kırıcı davranış aslında karşı tarafın eylemlerinin varlığının ispatı ile artık kusur sayılacak davranışlardan olacaktır. Kaldı ki bu sebeplerden dolayı açılan davalarda bu fiilerin gerçekleşmiş olduğu durumların ispatı halinde mahkeme artık evlilik birlikteliğinin eşler için çekilmez hale gelip gelmediğini araştırma konusu yapmayacak ve fiillerin ispatlanması ile birlikte boşanmaya karar verecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus bu fiillerin mağduru olan eşin bu fiillere isnat edilen davaları açabileceği gibi evlilik birliğinin sarsılmasından dolayı da dava açabileceğidir. Tek fark biraz önce de ifade ettiğimiz gibi evlilik birliğinin sarsılmasına ilişkin boşanma davasında hakim iddia edilen sebeplerin evlilik birliğinin eşler için çekilmez hale getirip getirmediğine karar vermesi iken diğer sebeplerde sebebin gerçekleşmiş olmasının örneğin zina sebebiyle boşanma davasında zinanın varlığı halinde artık çekilmezlik koşulunun araştırılmayacak olmasıdır. 

Boşanma davasında kusurlu davranışlara ilişkin yargıtay kararları için tıklayınız

Bu durumda zina, pek kötü davranış, onur kırıcı davranış, hayata kast, terk, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme fiillerinin hepsi zaten kusur olarak karşımıza çıkacaktır. 

Peki kanunda sayılan bu sebepler dışında boşanma davası açılamayacak mıdır? Tabi ki de bu kusurlu sayılan haller dışında da diğer sebeplerden ötürü de dava açılabilir ve açılacak olan dava evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davası olacaktır. Yukarıda saydığımız sebepler mutlak boşanma sebepleridir ve evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılacak boşanma davasında hakim iddia edilen kusurlu davranışların aynı zamanda evlilik birliğini çekilmez kılıp kılmadığına da kanaat getirmek zorundadır. Anlaşılacağı üzere evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma mutlak boşanma davaları içinde yer almayan boşanma davası türüdür. Nitekim kanun eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılma hususundan bahsetmektedir. Bu bakımdan çekilmezlik koşulunun da gerçekleşmiş olması şarttır. 

Boşanma Davasında Kusurlu Davranışlar Nelerdir?

Boşanma davasında kusurlu davranışlara örnek olarak verebileceğimiz hususları eşlerin birbirlerine gösterdikleri şiddet eylemleri bakımından sıralayalım. Bunlar duygusal şiddet, ekonomik şiddet, fiziksel şiddet- kasten yaralama suçu gibi-, cinsel şiddet, sosyal şiddettir. Şiddetin her türlüsü kusurdur ve karşı tarafın bu hareketlerinin ispat edilmesi ile birlikte kişi talep etmiş olduğu hakları elde etmiş olacaktır. Boşanma davasında kusurlu davranışlar hakkında detaylı bilgi almak için ankara boşanma avukatı veya bulunduğunuz ilden herhangi bir avukata danışarak hukuki destek almanızı tavsiye ederiz.

BUNU DA BİL; Boşanma davasında deliller için aşağıdaki videomuzu izleyebilrsiniz.

Boşanma Davasında Duygusal Şiddet Örnekleri Nelerdir?

Boşanma davasında en temel şiddetlerden biri duygusal şiddete ilişkindir. Duygusal şiddet boşanma davasında kusur olarak karşımıza çıkan şiddet türlerinden birisidir. Duygusal şiddetin içine; ailesini ön planda tutmak, eşin ailesine hakaret, eşini sevmediğini söylemek, eşi küçük düşürmek, eşi aşağılamak, eşe baskı kurmak, eşe hakaret etmek, evlendikten sonra kişisel bakımına dikkat etmemek, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığı, kıskanç davranmak ve bunun gibi sebeplerdir. Eş bu durumlarla karşılaştığında artık bu hususlar evlilik birliğini kendi açısından çekilmez kılıyor ise ispatı dahilinde mahkeme boşanmaya karar verecek ve davayı açan kişinin kusuru daha hafif ise tazminat, nafaka ve sair gibi maddi haklarını da elde edebilecektir. 

Eşin Ailesinin Müdahalesine Sessiz Kalması

"Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen “fiziksel şiddet” vakıasının bir kez yaşandığı, erkeğin kadından özür dilediği ve evliliğin devam ettiği; yine erkeğe yüklenen “güven sarsıcı davranış” vakıasının ise ispatlanamadığı bu sebeple kusur belirlemesinde esas alınamayacağı ancak erkeğin “kadına hakaret ettiği, onu aşağıladığı, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığı, ailesiyle birlikte kadına psikolojik şiddet uygulayarak evden gönderdikleri”, davacı-karşı davalı kadının da “sık sık evi terk ettiği ve intihara teşebbüs ettiği” anlaşılmaktadır. Mevcut delil durumuna göre gerçekleşen iş bu kusurlar nazara alındığında da boşanmaya sebep olan olaylarda bölge adliye mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere; davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğuna yönelik tespitinde sonuç itibariyle bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA" Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2021/7438 E.  ,  2021/8563 K.

BUNU DA BİL; Boşanma davasında whatsapp kayıtları hakkında ayrıntılı bilgi için boşanma davasında whatsapp kayıtları kullanılabilir mi başlıklı makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.

Evlendikten Sonra Kişisel Bakımına Dikkat Etmemek

Davacı-karşı davalı kadın yönünden ise; erkeğe hitaben “Gözlerini oyarım" dediği, erkeğe hakaret ettiği, evlendikten sonra kişisel bakımına dikkat etmediği ve Fransa'daki yaşam tarzını umduğu gibi bulamadığı ve Fransa'da kalmak istemediği yönünde yakındığı vakıalarının ispatlandığı gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın eşit kusurlu olduğu belirtilerek karşılıklı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında erkeğin ayrıca kadının anneannesine parmakla ikazda bulunarak "Bana bak lan, bana bak" şeklindeki sözlerle saygısızca davranışlar sergilediği vakıası kusur olarak yüklenmiş, kadına yüklenen kusurlardan ise evlendikten sonra Fransa'daki yaşam tarzını umduğu gibi bulamadığı ve Fransa'da kalmak istemediği yönünde yakınmada bulunduğu vakıasının ispatlanamadığından kadına kusur olarak yüklenemeyeceği belirtildikten sonra sonuç olarak, "İstemiyorum, zorla mı, alın götürün başımdan" diyerek kadını ortak konuttan kovan, kadını gönderdikten sonra barışmak için çaba göstermeyen ve kadının anneannesine parmakla ikazda bulunarak "bana bak lan, bana bak" şeklinde saygısız söylemlerde bulunan davalı-karşı davacı erkeğin, erkeğe “Gözlerini oyarım" diyen, erkeğe hakaret eden ve evlendikten sonra kişisel bakımına dikkat etmeyen davacı-karşı davalı kadına nazaran boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha ağır kusurlu olduğu belirtilerek davacı-karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmiş, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası artırılmış, davalı-karşı davacı erkeğin ise tüm istinaf istemleri esastan reddedilmiş, hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen ve bölge adliye mahkemesince de gerçekleştiği kabul edilen erkeğin kadını Fransa'da bulunan ortak konuttan gönderdikten sonra barışmak için çaba göstermediği vakıasının somut olayda ortak yaşamdan kaçınma olarak değerlendirilmesi gerektiği de dikkate alındığında her iki tarafın da bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları uyarınca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken, yazılı şekilde davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise daha az kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi    2021/7208 E.  ,  2021/8370 K.

Eşini Küçük Düşürmek

Bölge adliye mahkemesi, tarafların ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmetmiştir. Dosyanın tetkikinden, tarafların bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda; tarafların boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre; ailesinin hakaret ve aşağılamalarına sessiz kalan ve fiili ayrılık döneminde eşini arayıp sormayan, ihtiyaçlarını karşılamayan erkek ile eşine küçük düşürücü sözler söyleyen ve birlik görevlerini yerine getirmeyen kadın eşit kusurludur. Bu itibarla, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2021/7210 E.  ,  2021/8316 K.

BUNU DA BİL; İftira suçu hakkında ayrıntılı bilgi için tıklayınız

Eşini Eve Almamak

ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı erkek, kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalara yönelik istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesi,erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde; Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda üvey kızına kötü davranan ve hakkında ithamlarda bulunan, karısını evden kovan, mezhebi ve kilolu olması nedeni ile aşağılayan, hakaret eden erkek ağır, eşini eve almayan kadının az kusurlu olduğu, ilk derece mahkemesinin kusur tespiti doğru olduğu belirtilmiştir. Bölge adliye mahkemesince kısmen kusur düzeltilmesi yapıldığı halde, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki, tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2021/6843 E.  ,  2021/8200 K.

Eşe Hakaret Etmek

Bölge adliye mahkemesince tarafların birbirlerini karşılıklı yaraladıkları ve birbirlerine hakaret ettikleri ve eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile kadının maddî ve manevî tazminat ile erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin kadına karşı birden fazla fiziksel şiddetinin ve sürekli hakaretlerinin olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda; erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6706 E.  ,  2021/8099 K.

Eşin Ailesine Hakaret Etmek

Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince davacı-karşı davalı kadının kabul edilen kusurlu davranışlarından erkeğin evden gitmesine izin vermeme kusuruna esas tanık beyanlarının davacı-karşı davalı erkekten duyumun aktarımından ibaret olduğu ve hükme esas alınamayacağı, buna karşın davalı-karşı davacı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında ayırca eşine hakaret ettiği, hakaret suçu işlediği ve eşinin annesine küfrettiği anlaşılmaktadır. Şu halde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına göre ağır kusurlu olduğu gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/4074 E.,  2021/7642 K.

Eşini Aşağılamak

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin kadına aşağılama ve hakaret yoluyla süregelen psikolojik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi kararı isabetli olup, bölge adliye mahkemesince verilen kusur belirlemesine ilişkin kararın bozulması gerekmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6161 E.  ,  2021/7447 K.

Boşanma Davasında Fiziksel Şiddet Örnekleri Nelerdir?

Boşanma davasında fiziksel şiddet boşanmaya sebebiyet veren diğer kusurlu davranışlar içerisinde yer almaktadır. Taraflar kendilerinin fiziksel bütünlüğüne diğer eş tarafından gerçekleştirilen fiziksel şiddet eylemlerine karşı açılacak boşanma davalarında fiziksel şiddetin ispatı dahilinde talep edilen haklar da lehe olarak hükme esas teşkil edebilecektir. 

Eşi Darp Etmek

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; mahkemece belirlenen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarının yanında davacı erkeğin davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve bu nedenle ceza aldığı anlaşılmaktadır. O halde, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7753 E.  ,  2021/8826 K.

Kadına Fiziksel Şiddet Uygulanması

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen “fiziksel şiddet” vakıasının bir kez yaşandığı, erkeğin kadından özür dilediği ve evliliğin devam ettiği; yine erkeğe yüklenen “güven sarsıcı davranış” vakıasının ise ispatlanamadığı bu sebeple kusur belirlemesinde esas alınamayacağı ancak erkeğin “kadına hakaret ettiği, onu aşağıladığı, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığı, ailesiyle birlikte kadına psikolojik şiddet uygulayarak evden gönderdikleri”, davacı-karşı davalı kadının da “sık sık evi terk ettiği ve intihara teşebbüs ettiği” anlaşılmaktadır. Mevcut delil durumuna göre gerçekleşen iş bu kusurlar nazara alındığında da boşanmaya sebep olan olaylarda bölge adliye mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere; davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğuna yönelik tespitinde sonuç itibariyle bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7438 E.  ,  2021/8563 K.

Boşanma Davasında Ekonomik Şiddet Örnekleri Nelerdir?

Boşanma davasında evlilik birlikteliğinin sarsılmasına gerekçe olarak gösterilebilecek bir diğer kusur ise ekonomik şiddete ilişkin hususlardır. Ekonomik şiddete maruz kalan taraf bu şiddetin evlilik birlikteliğini devam ettirmede kendisi için çekilmez hal aldığını, eşinin kendisine herhangi bir şekilde para vermediğini, ekonomik baskı uyguladığını, örneğin geliri varsa kredi kartı ve banka kartına el koyduğunu evin geçimi için de herhangi bir para vermediğini iddia ederek ve ispatlayarak boşanma davası açabilir. Bu davalarda önemli olan ekonomik şiddetin her türlü delil ile ispat edilebilmesi ve buna göre mahkemenin ikan edilmesi ile hakimin tüm delilleri vicdani kanaatle değerlendirmesinden sonra kusur oranının belirlenmesidir. Kişi, eşinin ekonomik şiddet uyguladığını ispat etmiş ve karşı tarafın savunmalarını bertaraf ederek kendi kusurunun hiç olmadığını yahut ekonomik şiddet kusurundan daha hafif olduğunu kanıtlar ise bu durumda diğer koşullar da gerçekleşmek kaydıyla tazminat ve nafaka almaya da hak kazanacaktır.

Eşe Harçlık Vermemek

Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesinin davacı-karşı davalı erkeğe ait kusur olarak kabul ettiği "Davacı erkeğin ailesinin davalı kadına hakaret ettikleri, davacı erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, davacı erkeğin davalı kadına para ve harçlık vermediği, davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacının ilk eşinden olan çocuğunun gezmeye gelmesini sorun haline getirdiği" vâkıaları davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğe izafe edilmediği halde ilk derece mahkemesince erkeğe ait kusur olarak kabul edildiğinden kusur belirlemesinden çıkartılması ile davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebinin reddine" şeklinde yazılarak hükmün bu şekilde düzeltilmesine, davacı-karşı davalı erkeğin davalı-karşı davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/5068 E.  ,  2019/2259 K.

Eşe Para Vermemek

Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalının tartışmalarında kocasına sürekli olarak "bunak, yaşlı, pis, kokmuş" şeklinde sözler söylediği, davacının kızı için "şebek, maymun, orospu" dediği, ilk evliliğinden olan çocukları için davacıdan para talebinde bulunduğu, davacının da eşine para vermediği ve onu eve almadığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2011/22851 E.  ,  2012/16828 K.

Eşinin Harcamalarını Sürekli Denetlemek

Eşinin mutfak harcamalarında kullandığı parayı eşine vermemek, eşinin yaptığı harcamaları sürekli denetlemek, kayden kendisine ait ancak eşinin kullanımında olan aracı eşinin haberi olmaksızın satmak ve eşine ait banka hesaplarından vekillikten azledildikten sonra kendi hesabına para aktarmak suretiyle ekonomik yönden eşinin güvenini sarstığı ve ekonomik gücünü kullanarak eşi üzerinde baskı uyguladığı, buna karşılık davalı-karşı davacı kadının da tuttuğu günlüklerde eşi ile ilgili hakaretamiz ifadeler kullandığı, sevmediği eşinin hayatındaki engel olduğunu günlüğüne yazdığı, eşine “köylü, kaba, korkak” diyerek hakaret ettiği ve aşağıladığı, bazı günler eve geç gelerek bazı günler ise gelmeyerek evi, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi  2015/13231 E.  ,  2016/4390 K.

Evin İhtiyaçlarını Gidermek İçin Para Vermemek

Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin davacı kadının önceki evliliğinden olan çocuğuna kötü davrandığı ve evin ihtiyaçlarını gidermek amacıyla eşine para vermemek suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/12750 E.  ,  2016/2921 K.

Boşanma Davasında Cinsel Şiddet Örnekleri Nelerdir?

Boşanma davasında eşe yüklenecek kusurlu davranışlardan bir tanesi de cinsel şiddettir. Şiddet sadece fiziksel değil eşin barınmasına, çocuklarla ilişkisinden tutun da ailesi ile ilişkilerine, sosyal çevresine ve hatta ekonomik özgürlüğünü sekteye uğratacak her türlü davranış olduğu gibi ne yazık ki cinsel boyutlarda da olabilmektedir. Nitekim cinsel birliktelik eşlerin birbirleri ile evlilik bütünlüğünün ve eş ilişkisinin yaşanabilmesi ve sadakat yükümlülüğünün de devamı müddetince olmazsa olmaz hususlardan bir tanesidir. Eşin diğer eşi aldatmasından tutun da cinsel isteksizlikler ve birliktelik yaşamamaya kadar hatta farklı cinsel birliktelik istekleri ile  yabancı kişileri eve getirmeye kadar her türlü hususu cinsel şiddete örnek olarak verilebilecektir. Cinsel şiddet mağduru eş açacağı boşanma davasında bu durumu herhangi bir şekilde herhangi bir delil vasıtası ile ispatladığı takdirde boşanmaya karar verilebileceği gibi diğer koşulların varlığı ile de tazminat ve nafaka da alabilecektir.

Yabancı Kişileri Eve Getirmek

Davacı-davalı kadına bozma öncesi ilk kararla yüklenen kusurlu davranışların yanında eşinin babasının rahatsızlığı sebebiyle eşine destek olmadığı, sürekli telefon numarası değiştirmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve iş arkadaşı olduğunu söylediği yabancı kişileri eve getirdiğinin sabit olduğu, davacı-davalı kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, mahkemece davalı-davacı erkeğe yüklenen fiizksel şiddet ve hakaret vakıalarından sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirdikleri, davacı-davalı kadın tarafından affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan bu eylemlerin af kapsamında kaldığı, bu itibarla da erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı kadın, davalı-davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olup mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7970 E.  ,  2021/7994 K.

Eşiyle Yatakları Ayırmak 

Hernekadar bölge adliye mahkemesi tarafından davalı kadına “Yatakları ayırarak eşine cinsel şiddet uyguladığı” kusuru yüklenmişse de, bu husus tanık beyanları ile ispatlanamamıştır. Tarafların bu vakıaya yönelik beyanlarından, erkeğin eşinin sesini porno sitesindeki kadının sesine benzeterek onu suçlaması üzerine yaşanan tartışma neticesinde yatakların ayrıldığı anlaşılmış olup, kadının davranışı eşinin kusurlu davranışına karşı gösterilen tepki niteliğindedir. Bu itibarla, davalı kadına “Yatakları ayırarak eşine cinsel şiddet uyguladığı” vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru bulunmamıştır. Tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumlarına göre, eşine hakaret eden, eşinin sesini porno sitesindeki kadının sesine benzeterek onu suçlayan ve evinin tapusunu babasına devredip mal kaçırmaya çalışan erkek; eşine hakaret ve beddua eden kadına nazaran ağır kusurludur. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/3275 E.  ,  2021/3815 K.

Başka Kadınlarla Samimi İlişkilerin Olması

İlk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğin davasının reddine, erkeğin; eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evin kilidini değiştirdiği, başka kadınlarla samimi ilişkilerinin olduğu, eşini evden kovduğu, ortak çocuğa cinsel tacizde bulunuğu, çocuk pornosu bulundurduğu, bu sebeple erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davası kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı-davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme sonucunda; erkeğin ihtar öncesi eylemleri affetmiş olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin evin kilidini değiştirdiği, kadının ise hasta kayınvalidesinin ortak konutta kalmasını sorun ettiği, bu sebeple tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadına kusur olarak yüklenen "Hasta kayınvalidesinin ortak konutta kalmasını sorun ettiği" vakıasından sonra erkeğin terk ihtarı göndermekle önceki döneme ait davacı-davalı kadının ihtardan sonra gerçekleşen başkaca bir kusurunun varlığının da ispatlanamadığı, bununla birlikte davalı-davacı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve evin kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/2658 E.  ,  2021/1627 K.

Cinsel Birliktelikten Kaçınmak

İlk derece mahkemesi kararını erkek temyiz etmiş, Dairemizin 11.12.2018 tarihli bozma ilamıyla mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranış yanında kadının da erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, kadının cinsel birliktelikten de kaçındığı, erkeğin dava açmakta haklı olduğu ve erkeğin açtığı davanın TMK m. 166/1 uyarınca kabulü gerekirken reddinin doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda tarafların karşılıklı birbirlerine fiziksel şiddet uyguladıkları ve kadının cinsel birliktelikten de kaçındığı belirtilerek tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı ve cinsel birliktelikten kaçındığı, davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğe göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden mahkemece tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru bulunmamıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3379 E.  ,  2020/3972 K.

Cinsel Hayatlarını Arkadaşlarına Anlatmak

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebiyle açılan karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesince, "Davalı-karşı davacı erkeğin eşini ailesi ile görüştürmediği, kızınızı istemiyorum, sevmiyorum, yapamıyorum dediği, eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, aile müdahalesine sessiz kaldığı, davacı-karşı davalı kadının ise eşinin dışarı çıkmasına engel olmak için kıyafetini yırttığı, cinsel hayatlarını anlattığı, hocaya gittiği, memnuniyetsiz olduğu" gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu kabul edilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, tarafların birbirlerine şiddet uyguladıkları, ceza mahkemesi kararı ile cezalandırılmalarına karar verildiği, davacı-karşı davalı kadının tarafların arasındaki cinsel hayatlarını arkadaşlarına anlattığı, hocaya gidip muska yazdırdığı, hakaret ettiği, davalı-karşı davacı erkeğin de kadının ailesi ile görüşmesine müsade etmediği, istemiyorum dediği, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulüne ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir. Tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında davalı-karşı davacı erkeğin aile müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, taraflar arasında bulunan ceza dosyasından anlaşıldığı üzere, davalı-karşı davacı erkeğin eşine birden fazla kez tokat attığı, davacı-karşı davalı kadının da saldırarak karşılık verdiği, davacı-karşı davalı kadının darp raporu olmasına karşın davalı-karşı davacı erkeğin darp raporunun olmaması ve davacı-karşı davalı kadının haksız tahrik indiriminden faydalanmış olması hususları da dikkate alındığında davalı-karşı davacı erkeğin fiziksel şiddeti daha ağırdır. O halde, tarafların gerçekleşen ve kabul edilen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olarak kabulü doğru olmadığı gibi, yanılgılı kusur belirlemesinin sonucu olarak, davalı-karşı davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/6830 E.  ,  2019/10438 K.

Cinsel İlişki Kurmamak

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; mahkemece davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen kusurlu davranış yanında, davacı-karşı davalı kadının da ... Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/416 esas sayılı ceza dosyası içeriği dikkate alındığında, davalı-karşı davacı erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı ayrıca davalı-karşı davacı erkek tarafından delil olarak dosyaya sunulan, davacı-karşı davalı kadının da kendisi tarafından yazıldığı kabul edilen günlük tarzı tutulmuş notların içeriğinden anlaşıldığı üzere, davacı-karşı davalı kadının cinsel birliktelikten de kaçındığı, bu günlük tarzı tutulmuş notların erkek tarafından, kadına zorla ya da baskıyla yazdırıldığını ispata yarar herhangi bir dahilinde davacı-karşı davalı kadın tarafından mahkeme dosyasına ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. O halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü (TMK m.166/1) ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının reddi doğru bulunmamıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi  2017/3788 E.  ,  2018/14275 K.

Cinsel İlişki Kuramamanın Duyuma Dayalı Olması

Mahkemece, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda, davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden "Davalı kadının evlenmeden önce başka bir erkekle ilişkisinin olduğu, bu durumu davacıya söylemediği” vakıasının, evlilik öncesine ait olduğu ve bunun ancak evliliğin iptali davasına konu olabileceği, evlilik öncesi olayların boşanma davasına konu edilemeyeceği gibi davalı kadına kusur olarak da yüklenemeyeceği, yine mahkemece davalı kadına kusur olarak yüklenilen “cinsel şiddet uyguladığı” vakıasının ise, tanıklarca duyuma dayalı beyanlar olduğu, dolayısıyla bu vakıanın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı erkek, davalı kadının boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışının varlığını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle davacı erkeğin davasının reddi gerekirken kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/22909 E.,  2018/9955 K.

Boşanma Davasında Sosyal Şiddet Örnekleri Nelerdir?

Boşanma davasında yukarıda da dile getirdiğimiz üzere birçok kusur ithaf edilebilecek olayla karşılaşılabilmekte ve eşler bu durumu kendileri için ortak hayatı sürdürmelerinin beklenmesinin imkansız olduğunu dile getirmek kaydıyla boşanma davası açabileceklerdir. Bu bakımdan kusurlu davranışların her somut olayın özelliğine göre iyi bir şekilde analiz edilip mahkemeye sunulması ve ispatlanması şarttır. Sosyal şiddet eymlemlerine ilişkin davranışlar da bu şekildedir. Kişiler evlilik birlikteliklerinin devamı süresince sosyal şiddete uğradıklarını dile getirerek ve bunu ispatlamak kaydıyla davalarını açabilecekleri gibi kendilerine yöneltilebilecek ağır kusurlu bir davranışları da yoksa ve diğer koşulların varlığı halinde tazminat ile nafaka taleplerini de karşılayabileceklerdir. 

Eşin Giyimine Karışmak

Yukarıda 2. bentte belirlenen kusur durumuna göre, davacı-davalı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu değildir. davalı-davacı erkek ise eşine hakaret ettiği, giyimi ve çalışması konusunda baskı uygulayarak kıskanç davrandığı, böylelikle boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1- 2) hükmolunmaması bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/13665 E.  ,  2016/4292 K.

Eşini Aşırı Kıskanmak

Yapılan soruşturma ve delillerden bölge adliye mahkemesince de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre davalı erkeğin, eşini aşırı kıskandığı, bu nedenle eşine aşırı baskı yaptığı, davacı kadının ailesi ve üçüncü kişilerle kurduğu diyalog ve ilişkilerine sürekli müdahale ettiği, onu sürekli uyardığı, arkadaşlarından ve çevreden evliliklerini zora sokacak derecede borç para aldığı, mali durumu hakkında eşine doğru bilgi vermediği böylelikle güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK.m. 174/2). Yukarıda belirtildiği gibi davalı erkek eşin belirlenen kusurları davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmiştir. Öyleyse, davacı kadının manevi tazminat isteğinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/6379 E.  ,  2021/6725 K.

Çocuklarıyla Görüştürmemek

Bölge adliye mahkemesince taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı erkeğin, davalı karşı davacı kadını baskı altında tuttuğu ve çocuklarıyla görüştürmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamıştır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/4533 E.  ,  2021/5534 K.

Evden Çıkmama Konusunda Baskı Yapmak

İlk derece mahkemesince; davalı kadının, eşinin annesine ''geri zekalı'' diye hakaret ettiği, ortak çocuğa kötü davrandığı, çok sayıda erkekle telefonda yazıştığı ve bu erkeklere özel görüntülerini göndermesi nedeniyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; bölge adliye mahkemesince, davalı kadının bu kusurlu davranışları yanında, davacı erkeğinde eşine şiddet uyguladığı, evden çıkmama konusunda baskı yaptığı ancak yine de kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, davalı kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/3848 E.  ,  2021/5053 K.

Uzun Süre Küs Kalmak 

Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince boşanma davasının kabulüne ve ferilere hükmedilmiştir. Hükme karşı kadın tarafından tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı, vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmaması ve kişisel ilişki; erkek tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi, davalı erkeğe eşine baskı yaptığı, ekonomik şiddet uyguladığı, sevgisiz ve ilgisiz davrandığı ve sebepsiz kavga çıkararak uzun süre küs kaldığı vakıalarını kusur olarak yükleyerek erkeğin tam kusurlu olduğuna hükmetmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, kusur belirlemesi yönünden, davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde erkeğin eşine baskıcı davranarak ekonomik şiddet uyguladığı vakıası erkeğe kusur olarak yüklemiştir. Bölge adliye mahkemesi davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna hükmetmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/2230 E.  ,  2020/3126 K.

Boşanma davası önemli ve geleceğinizi ilgilendiren dava türleri içinde yer aldığından mütevellit uzman bir boşanma avukatından hukuki destek almanızı önemle tavsiye. ederiz.

1