Gerçeğe Aykırı Rapor ve Belge Düzenlemek
Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek disiplinsizliği 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmiştir. Kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezasını gerektiren bu fiil 125. maddede bulunmaktadır.
İçindekiler
Gerçeğe Aykırı Rapor ve Belge Düzenlemek
Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek disiplinsizliği 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda düzenlenmiştir. Kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezasını gerektiren bu fiil 125. maddede bulunmaktadır. Kademe ilerlemesinin durdurulması : Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulması şeklinde tanımlanmaktadır. Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek disiplinsizliğini işlediği belirtilen ve bu sebepten ötürü kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezası ile tecziye edilen devlet memuru cezanın kendisine tebliğinden itibaren görevli bulunduğu yerdeki idare mahkesinde iptal davası açabilir. Nitekim 2577 sayılı kanunda davanın açılacağı yer; Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil, intibak ve diğer özlük ve parasal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir şeklinde belirtilmiştir. Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek disiplin suçunu işlediğinden bahisle açılacak idari işlemin daha doğru ifade ile disiplin cezasının iptali davasının alanında uzman idari dava avukatı ya da memur davalarına bakan avukatlar vasıtasıyla takip ettirilmesi tavsiye olunmaktadır ki bu tür disiplin cezalarının iptali davaları fazlasıyla uzmanlık gerektirmektedir. Ayrıntılı bilgi için diğer makalelerimizi okuyabilirsiniz.
Gerçeğe Aykırı Rapor ve Belge Düzenlemek Danıştay Kararları
T.C.
DANIŞTAY
2. DAİRE
E. 2016/5393
K. 2020/723
T. 11.2.2020
Temyiz Kanun Yoluna Başvuran
Vekili
Davalı:
Vekili:
ÖZET : Dava; aile hekimi olarak görev yapan davacının, Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli Ek 2'de yer alan ''gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek'' maddesi kapsamında, Yönetmeliğin 14. maddesi, 1. fıkrası uyarınca 50 ( elli ) ihtar puanı cezalandırılmasına ilişkin işleme yapmış olduğu itirazın reddine dair işlemin iptali istemine ilişkindir. Olayda; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, davacının Yönetmeliğin Ek/2 Sayılı cetvelinde yer alan "gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek" fiilini işlediğinin sabit olduğu, başlatılan soruşturma neticesinde getirilen teklif doğrultusunda işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca 50 ( elli ) ihtar puanı verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
İSTEMİN KONUSU : Mersin 1. İdare Mahkemesince verilen 22/01/2016 günlü, E:2015/1172, K:2016/92 Sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Mersin ili, ... Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli Ek 2'de yer alan ''gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek'' maddesi kapsamında, Yönetmeliğin 14. maddesi, 1. fıkrası uyarınca 50 ( elli ) ihtar puanı cezalandırılmasına ilişkin işleme yapmış olduğu itirazın reddine dair 18/06/2015 günlü, 9503 Sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Mersin 1. İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararıyla; .... tarafından BİMER'e gönderilen şikayet dilekçesinde, aile hekiminin değiştirilmesi hususunda herhangi bir dilekçe vermediği halde aile hekimliği kayıtlarının kendi isteği dışında davacı tarafından alındığı belirtilmiş ise de; ... Merkezi'nde ....'nin 10/02/2014 tarihli kaydının bulunduğu, ( 7 ) günlük rapor aldığı, kimlik fotokopisini rapor için davacıya verdiği ve kayıt işleminin taşınabileceği hususunu bilmediği, davacının kim olduğunu ortak arkadaşlarından öğrenmesi üzerine kötü bir niyetinin olmadığını düşündüğünden şikayetinden vazgeçtiği bu durumun Toroslar Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu'nun 13/04/2015 günlü, 2015/18 Sayılı Soruşturma İzni Verilmemesine İlişkin Kararından anlaşıldığı, davacıya isnat edilen fiilin sübut bulmadığı, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı İdare tarafından, şikayetten vazgeçilmesinin ihtar puanı verilmesini engellemeyeceği, davacının eyleminin dosyadaki ifadeler ve belgeler doğrultusunda aşikar olduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği ileri sürülerek, Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesi'nce, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 Sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 1. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : Mersin ili, ... Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli Ek 2'de yer alan ''gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek'' maddesi kapsamında, Yönetmeliğin 14. maddesi, 1. fıkrası uyarınca 50 ( elli ) ihtar puanı cezalandırılmasına ilişkin işleme yapmış olduğu itirazın 18/06/2015 günlü, 9503 Sayılı işlemle reddi üzerine temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
30/12/2010 günlü, 27801 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in ( Yönetmeliğin adı 16/04/2015 günlü, 29328 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği şeklinde değiştirilmiştir. ) "Sözleşmenin ihtaren sona erdirilmesi" başlıklı 14. maddesinin, dava konusu işleme esas fiil tarihi itbarıyla yürürlükte olan halinde;
" ( 1 ) Ek ( 2 )'de yer alan fiilleri işleyen sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimlerine ve ilgili durumlarda aile sağlığı elemanlarına, tespitin mülkî idare amirleri ve il sağlık müdürleri veya bunların görevlendireceği personelce yapılması hâlinde vali yardımcısı tarafından, tespitin Bakanlık tarafından yapılması hâlinde Bakanlıkça, fiillerine karşılık gelen ihtar puanları uygulanmak suretiyle doğrudan yazılı ihtar yapılır. Bakanlıkça yapılan ihtarlar, işlem yapılmak üzere ilgili valiliğe bildirilir.
( 2 ) İlgili aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, vali yardımcısının verdiği ihtara karşı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde valiye, Bakanlığın verdiği ihtarlara karşı ise müsteşara itirazda bulunabilir. İtiraz mercileri otuz gün içinde itirazı inceleyerek karara bağlar ve kararı ilgilisine yazılı olarak bildirir.
( 3 ) Bir sözleşme dönemi içinde, verilen ihtar puanlarının yüz puana ulaşması hâlinde sözleşme, ilgili vali tarafından sona erdirilir.
( 4 ) Sözleşmeleri ihtaren sona erdirilen aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, bir yıl süreyle yeniden sözleşme imzalamak üzere talepte bulunamaz.
( 5 ) Bir sözleşme dönemi içinde ihtar puanlarının yüz puana ulaştığının, sözleşme dönemi sona erdikten sonra tespit edilmesi hâlinde, tespit tarihinde geçerli olan sözleşme sona erdirilir.
( 6 ) İhtarı gerektiren fiilin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren en geç iki ay içinde gerekli işlem başlatılır. En geç iki ay içinde gerekli işlemlerin başlatılmaması, gerekli işlemlerin altı ay içinde sonuçlandırılmaması veya ihtarı gerektiren fiillerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde ihtar verilmemesi hâlinde, ihtar verme ve devamında sözleşmeyi sona erdirme yetkisi zamanaşımına uğrar." kuralına yer verilmiş olup, aynı Yönetmeliğin Ek 2 Sayılı cetvelinde, gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiilinin karşılığı 50 ihtar puanı olarak düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Aile Hekimliği mevzuatında, sağlık hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülüp, bu hizmetten bütün vatandaşların en iyi biçimde yararlanması için aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına birtakım görev ve sorumluluklar verilmiştir. Bu görev ve sorumlulukların aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarınca istisnasız bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla birtakım yasaklar ve kurallar belirlenmiş; bunlara uyulmaması halinde aile hekiminin ve aile sağlığı elemanının görevini gereği gibi yerine getirmediğinden ihtar puanı verilmesi öngörülmüştür.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında .... isimli vatandaşın BİMER'e yapmış olduğu şikayet sonrası başlatılan soruşturma üzerine düzenlenen Disiplin Soruşturma Raporunda; ifadesine başvurulan ....'nin "..en son bağlı bulunduğunu zannettiği aile hekimi R.M.'ye başvurduğunda, kaydının artık kendisinde olmadığını, 2014 yılı Mayıs ayında kaydının davacıya alınmış olduğunu söylediği, bunun üzerine BİMER'e başvurduğu, çünkü aile hekimliği değişikliği ile ilgili herhangi bir başvurusunun olmadığı, aile hekimliği değişikliği için evrak imzalamadığı, dilekçedeki imzanın kendisine ait olmadığı, davacıyı tanımadığı, S. Yanpar Aile Sağlık Merkezi'ne hiç gitmediği .." yönünde beyanda bulunduğu, davacının soruşturma kapsamında verdiği ifadede "başvuru dilekçesindeki kaşe ve imzanın kendisine ait olduğu, ....'nin kendisine bir iş için gelmiş veya rapor almış olabileceği" şeklinde ifade verdiği, son savunmasının istenilmesi üzerine davacı tarafından ".... isimli şahsın, ortak bir arkadaşının tanıdığı olduğu, bir gün bir arkadaşının bürosunda rahatsızlanması sebebiyle çağrıldığı ve büroda muayenesini yaptığı, akut tonsilit ve miyalji tanısı koyduğu, zaten ilaçlarını kullanmaya yeni başladığı, bu şekilde işe gitmemesi gerektiğini düşünerek 7 günlük istirahat verebileceği ve isterse 3 aylık süre ile kaydını kendisine alabileceğini söylediği, raporu yazdığını ve ....'ye gönderdiği, yaklaşık 15 gün sonra kayıt evrakını imzalaması için göndermesi üzerine kimlik fotokopisi ile kayıt evrakının kendisine geldiği ve kayıt işlemini yaptığı.." hususlarını içeren savunma dilekçesi verildiği, ardından davacının savunması yeterli görülmeyerek Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in Ek-2 Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puan Cetveli'nde belirtilen "gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek" fiilini işlediğinden bahisle 50 ceza ihtar puanı ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, davacının yukarıda açıklamasına yer verilen Yönetmeliğin Ek/2 Sayılı cetvelinde yer alan "gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek" fiilini işlediğinin sabit olduğu, başlatılan soruşturma neticesinde getirilen teklif doğrultusunda işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca 50 ( elli ) ihtar puanı verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; davacının benzer mahiyetteki eylemlerinden dolayı verilen ihtar cezalarına karşı açmış olduğu davalarda, Mersin 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 17/07/2014 günlü, E:2013/865, K:2014/592 Sayılı davanın reddi yolundaki kararın, Danıştay Beşinci Dairesi'nin 25/04/2016 günlü, E:2015/187, K:2016/2590 Sayılı kararı ile onandığı ve Mersin 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 27/01/2016 günlü, E:2014/1529, K:2016/182 Sayılı iptal kararının ise Dairemizin 11/02/2020 günlü, E:2016/5395, K:2020/722 Sayılı kararı ile bozulduğu görüldüğünden, davacının aynı fiilleri farklı tarihlerde birden çok kere tekrarlamak suretiyle alışkanlık haline getirdiği de görülmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. Mersin 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 22/01/2016 günlü, E:2015/1172, K:2016/92 Sayılı kararın, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesi, 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 Sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 Sayılı Kanun'un ( Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen ) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş ( 15 ) gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
12. DAİRE
E. 2015/2951
K. 2019/3673
T. 15.5.2019
Temyiz Kanun Yoluna Başvuran
Vekili:
Davalı:
Vekili:
İSTEMİN KONUSU : Konya 1. İdare Mahkemesi'nin 05/03/2015 tarih ve E:..., K:2015/... Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Konya ili, Selçuklu ilçesi, ... Müdürlüğü'nde ... Öğretmeni olarak görev yapan davacının, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(f) maddesi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilerek aynı Kanun maddesi uyarınca bu cezanın yükselebileceği kadronun son derecesinde bulunması sebebiyle brüt aylığından 1/4 oranında kesilmek suretiyle uygulanmasına ilişkin 28.04.2014 tarihli ve 111 Sayılı İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu kararının iptaline ve bu işlem nedeniyle davacının maaaşından yapılan kesintinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Soruşturma kapsamında alınan ifadelere bakıldığında, davacının koordinatörlük görevi kapsamında her hafta düzenli olarak gitmesinin gerektiği işyerlerine iki-üç haftada bir gittiği ve ilgili belgeleri (koordinatörlük görevi için her hafta gelmiş gibi) düzenleyerek imzaladığı ve ilgililere toplu olarak imzalattığı ve bu belgelere istinaden daha sonra da ek ders ücretlerini aldığı hususları sabit olup, davacının koordinatörlük görevi kapsamında söz konusu belgeleri gerçeğe aykırı biçimde düzenlemesi eyleminin yukarıda anılan Yasa maddesinde öngörülen "gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek" fiiline karşılık geldiği anlaşılmakla, davacının mezkur eylemine uyan şekilde dava konusu disiplin cezası ile cezalandırılmasına ve yine cezanın belirtildiği üzere aylıktan kesme şeklinde tatbikine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ek ders ücretlerinin ödenmesine ilişkin davanın, ifadesine başvuranlarının çoğunluğunun haftada bir işyerlerine gittiğini ifade etmeleri üzerine lehine sonuçlandığı, işyeri sayısı kadar evrak verildiği için, her hafta işyerine gitmeden evrak düzenleyemeyeceğinden üzerine atılı suçlamanın gerçekleşmediği, işyeri sahipleri devamlı olarak işyerinde bulunmadıkları için "iki hafta önce görüştüm" şeklinde beyanda bulunmuş oldukları, okul müdürünün davacıya olan husumeti yüzünden haksız şikayeti yönlendirdiğini, haftalık ve aylık koordinatörlük işyeri takip formlarının incelenmesi durumunda hiçbir eksiği olmadığının anlaşılacağı, ek beyan dilekçesinde Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 21/10/2015 tarih, ..., K:... Sayılı kararıyla beraatine karar verilmiş olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ: Olayda, dava konusu disiplin cezasına dayanak gösterilen eyleme ilişkin isnatların soyut olduğu ve açıkca, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle tam bir vicdani kanaat oluşturacak şekilde ortaya konulmadığından, eksik soruşturmaya dayalı dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık, bu hususlar dikkate alınmadan davanın reddi yolunda hüküm kuran idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından temyiz isteminin kabulüyle anılan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Konya İli, Selçuklu İlçesi, ... Müdürlüğü'nde ... Öğretmeni olarak görev yapan davacının, diğer bazı öğretmenlerle birlikte okulda öğrencilerin beceri eğitimi ile ilgili olarak koordinatörlük görevi kapsamında her hafta ilgili işyerlerine gitmediği hâlde gitmiş ve koordinatörlük görevini yerine getirmiş gibi belgeler düzenleyerek fazla ve haksız yere ek ders ücreti aldığı yönündeki iddialara yönelik yapılan disiplin soruşturması sonucunda, ... tarih ve 2014/29 Sayılı İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu kararı ile davacının 657 Sayılı Kanun'un 125/D-(f) bendi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması teklifinin kabul edildiği, ancak öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği derecenin son kademesinde bulunması nedeniyle brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesine anılan Kanun'un 126. maddesi uyarınca dosyanın Valilik makamına tevdi edilmesine karar verilmesi üzerine dava konusu 28.04.2014 tarih ve 11 Sayılı ... İl Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin tesis edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin (D) bendinde; kademe ilerlemesinin durdurulması, fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulması olarak tanımlanmış, (f) alt bendinde; gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek, bu cezayı gerektiren fiil ve hallerden biri olarak sayılmıştır.
Aynı maddenin beşinci fıkrasında ise, "Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4'ü - 1/2'si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir." hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
Disiplin cezası ile cezalandırılan kamu görevlisinin disiplin suçu oluşturan eylemi açık bir şekilde belirlenmeli, disiplin suçu oluşturan bu eyleminin hangi disiplin kurallarını ihlal ettiği açıkça ortaya konulmalıdır. Cezaların açık ve belirgin olması, açılan iptal davalarında hukuki nitelendirmeler ve muhakeme açısından kolaylık sağlayacak, aksi bir durum ise uyuşmazlık hakkında hukuki değerlendirme yapmayı olanaksız kılacaktır.
Disiplin cezası verilmesine dayanak teşkil eden eylemin tereddüde yer bırakmayacak şekilde delilleriyle ortaya konulması, bu eylemlerin disiplin cezası gerektiren ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde sayılan hangi fiil ve haller kapsamında görüldüğünün belirtilmesi disiplin hukukunun esasına ilişkin en temel iki öge olup ancak bu iki verinin davalı idarece işlemin tesisinde açıkça ortaya konulması durumunda, gerek eylemin sübût bulup bulmadığı, gerekse sübut bulan eylemin ceza verilmesini gerektirir fiil veya hal kapsamında olup olmadığı yargı merciince incelenerek hukukilik denetimi yapılabilecektir.
Disiplin cezası vermeye yetkili mercilerce disiplin suçu sayılacak eylemlerin işlenildiğinin öğrenilmesi halinde, bu kişiler hakkında soruşturma emri verilerek, soruşturmacı görevlendirilmesiyle başlatılacak soruşturmada; varsa iddia sahipleri ile olayın açıklığa kavuşması için gerekli tanık ve soruşturulanın ifadeleri alınarak yapılacak araştırma ve inceleme ile soruşturma sonucunda olayın değerlendirilmesi; adli, idari ve disiplin yönünden soruşturulan hakkında soruşturmacı kanaat teklifinin de yer aldığı soruşturma raporunun hazırlanması, olayın şüpheye yer vermeyecek şekilde somut delillerle ortaya konulması, isnat edilen suç konusu eylem, işlem, tutum ve davranışların tek tek bildirilerek savunmanın alınması ve bunlardan sonra yetkili amir ve kurullarca yukarıda sıralanan bilgi ve belgelerin bulunduğu soruşturma dosyasının incelenerek karar verilmesi gerekmektedir.
Disiplin soruşturmalarında, hakkında soruşturma yürütülen kişilere suçlama yöneltilirken; isnat olunan eylemlerin bir takım hesaplamalara, varsayım temelli kabullere dayalı olmaksızın her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle, tam bir vicdani kanaat oluşturacak şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Olayda, dava dosyasında ve soruşturma dosyası ekinde bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan ceza yargılamasında alınan ifadelerinde, disiplin soruşturmasını yürüten başdenetçinin, tanık olarak ifadesi alınan firma sahiplerinin görebildiği kadarıyla kordinatör öğretmenin gelip gelmediğini sorduğunu, kendi görgüsüne dayalı olarak yanıt verdiklerini, ancak firmada başka yetkililer de bulunduğu ve tanıklığına başvurulan yetkilinin sair zamanlarda işyerinde bulunamadığından diğer zamanlarda davacıyı diğer firma yetkililerinin görmüş olduğunu ifade ettikleri, tanık ifadelerinin tamamına yakınının davacının staj çalışmalarını zamanında denetledikleri ve kontrole gittiğine yönelik olması nedeniyle dava konusu işleme dayanak soruşturma raporunun mevcut haliyle, davacıya isnat edilen fiileri her türlü şüpheden uzak, somut, yeterli ve inandırıcı delillerle ortaya koyamadığı görülmektedir.
Bu durumda, davacıya isnat edilen fiilin her türlü şüpheden uzak, somut, yeterli ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadan, anılan fiilin sübûta erdiği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1.2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Konya 1. İdare Mahkemesi'nin 05/03/2015 tarih ve E:2014/791, K:2015/235 Sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 Sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/05/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.